Yeni Üyelik
162.
Bölüm

(Sezon Finali) Bölüm-161 Ejder Soykıran

@aristokrat

Ejder saniyeler içinde Gaia ile aynı boyuta geldikten sonra savaşları daha da absürt bir hâl almaya başlamıştı. Devleştikleri için artık evrenler ve boyutlar onların yanında küçük bir oyuncak gibi görünüyordu.

Ejder'de onları bir oyuncak gibi görüyor olacak ki boyutlardan bir tanesini tuttu ve frizbi gibi Gaia'ya fırlattı. Benzer şeyleri büyümeden önce de yapmıştı ancak o zaman yaptığında boyutları küçültüyordu. Şimdi ise normal boyutlardaki boyutları hiç zorlanmadan kaldırabiliyordu.

Gaia'da ondan farksız değildi. Gelişme hızı sayesinde Ejder'in hareketlerine ayak uydurmaya bile başlamıştı. Hırslı bir varlıktı. Açık ara Ejder'den zayıf olmasına rağmen hızla gelişerek zayıflığını kapatıyordu.

Ama yine de bu kadarı yeterli olmuyordu. İkisi de tüm güçlerinin yüzde 75'ini kullanıyor olmasına rağmen Ejder'in gücü daha baskındı. Ejder'in savaş zekası Gaia'nın gücüne üstün geliyordu. Ayrıca Ejder'in yaptığı her hareket yok etmeye yönelik olduğu için çok rahat davranıyordu. Gaia kendi elleriyle ortaya koyduğu eserlerini yok etme konusunda Ejder kadar rahat davranmıyordu.

Gerçeklikler, boyutlar, evrenler galaksiler ve dahası, hepsi tamamen Gaia tarafından yapılmıştı. Yani Gaia kendi elleriyle yaptığı şeyleri yok etmeye kıyamıyordu. Ama yakın zamanda bu durumdan kurtulması lazımdı yoksa Ejder tarafından yok edilecekti.

Dev boyutları hızlarından hiçbir şey kaybettirmemişti. Hala sonsuz hıza sahiptiler. Yani yaptıkları saldırıların sayısı ölçülemeyecek kadar çoktu. Hızlı saldırı yapmayıp farklı saldırılar yaptıklarında bile yavaş değillerdi.

Ejder öne doğru zıpladı ve kendi etrafında hızla dönerek Gaia'nın suratına tekmeyi geçirdi. Tekmeyi yiyen Gaia birbirine çok yakın duran 3 boyutun üzerine düştü. Yediği tekmeden yayılan enerji dalgası ise yüzbinlerce boyutu yok etti.

Gaia hemen ayağa kalktı ve üzerine düştüğü boyutlardan birini tutarak kağıt gibi buruşturdu ve top haline getirdi. Sonra da gerilerek tüm gücüyle Ejder'e fırlattı. Ejder ise tamamen dalga amaçlı bir şekilde karşılık verdi ve zıplayıp ters dönerek top şeklindeki boyuta röveşata vurdu.

Boyut anında alev aldı ve yanarak Gaia'ya geri döndü. Gaia ise Ejder'in dalga amaçlı verdiği karşılığa karşılık olarak aynı şekilde davrandı ve yanan boyuta tekmeyi geçirdi. Boyut o anda patlayarak Gaia'nın ayağını parçaladı ve bembeyaz bacağı karanlıkla kaplanmaya başladı.

Gaia hemen bacağına yayılan karanlığı tuttu ve anında yok etti. Parçalanan ayağı çoktan düzelmişti bile ve yeniden saldırmaya hazırdı. Ancak Ejder ondan daha önce davrandı ve Gaia'nın suratına basarak onu itebildiği kadar aşağıya itti.

Daha fazla bu şekilde devam edemeyeceğini anlayan Gaia ise Ejder'in kendisine sağladığı momentumu kullanarak son hız bir şekilde Ejder'den uzaklaşmaya başladı. Gaia kaçmaya başlayınca Ejder'de onun peşine düştü.

Gaia tüm hızını kullanarak bir noktaya doğru hareket ediyordu. Sadece tek bir noktaya gidiyordu. Ejder ise nereye gittiğini merak ettiği için ona bilerek yetişmiyor ve gerisinde kalıyordu.

Çoktan 470 trilyondan fazla gerçekliği geride bırakmışlardı ancak Gaia'nın durmaya niyeti yoktu. Nedensiz bir şekilde sahip olduğu tüm hızını kullanarak bir yere gidiyordu. Hiçbir şey umurunda değilmiş gibi görünüyordu.

Az önceye kadar tüm gücünü kullanmaktan çekiniyor ve çevreye zarar vermemek için elinden geleni yapıyordu ancak şu anda yüksek hızı yüzünden arkasında kalan her şey yok oluyordu. Attığı her adım gerçeklikleri sarsıyor ve parçalıyordu.

Sayısız gerçeklik geride kaldıktan sonra tamamen karanlık olan çevreleri bir anda aydınlandı ve aniden eski boyutlarına döndüler.

Ejder nerede olduklarını anlamlandırmak adına etrafa bakındı ancak görebildiği tek şey beyazlıktı. Sonsuzluğa uzanan bir beyazlık. Ve tam o anda Ejder bir şey fark etti.

Şu anda her neredelerse, bulundukları bu yerde, yaşam, ölüm, zaman, mekan ya da benzeri kavramların hiçbirisi yoktu. Evren, boyut ve gerçeklik denilen şeyler burada bulunmuyordu. Burası hiçbir şeyin olmadığı bir yerdi.

Ve Ejder nerede olduklarını anladı.

-Hiçlik.

Hiçlik, varoluşta bulunan hiçbir şeyin olmadığı, varoluştan bile daha büyük olan, her şeyin başladığı yerdi.

Hiçlik, sahip olduğu sonsuz enerjiyi kullanarak varoluşu yönetecek, canlı bir varlık yaratmıştı. Ve o canlının yumurtası hiçliğin tam ortası gibi görünen karanlık bir noktanın üstünde süzülüyordu.

Kırmızı renkte ve sert pullardan oluşan dikenleri olan kırmızı bir yumurtaydı bu.

Üstünde durduğu siyah nokta ise varoluştu.

Gaia hemen bu yumurtanın yanına gitti ve yumurtaya sarıldı.

(Gaia)-Baba.

Gaia'nın baba demesiyle birlikte o yumurtanın kimin yumurtası olduğu açıklanmıştı. Gaia'nın baba diyebileceği tek bir kişi vardı. O da, Ultima'nın da baba dediği kişi olan Ultimaximus'tu.

O yumurta Ultimaximus'un yumurtasıydı.

Hiçlik, tamamen kendi isteğiyle, varoluşa göz kulak olması için Ultimaximus'u yaratmıştı. Fakat işler istendiği gibi gitmemişti.

(Gaia)-Bana gücünü ver baba.

Gaia ilk defa konuşmuştu ve babasından güç istemişti.

(Gaia)-Tüm gücüm bile ona yeterli gelmedi. Lütfen baba. Bana gücünü ver.

Ejder, Gaia'nında gücünün yüzde 75'ini kullandığından emindi ancak şu anda o düşüncesinin yanlış olduğunu öğreniyordu. Gaia en başından beri tüm gücüyle savaşmıştı ve daha fazlasını yapamayacağını anladığında ise babasına koşmuştu.

-Hahahahahahaha.

O anda bir kahkaha tüm hiçlikte yankıladı ve Gaia Ejder'e baktı.

(Ejder)-Zavallının tekisin Gaia. Birde her şeyi başlatan "Yüce Tanrı" olacaksın. Ama babandan güç istemek için benden kaçtın.

(Gaia)-Konuşma. Babam beni her zaman sevdi ve yardım etti. Şimdi de bana yardım edecek.

Ejder bunların bir yalan olduğunu ve Ultimaximus'un, Ultima'ya yaptığı konuşmayı biliyordu. Gaia'nın durdurulması gerektiğini biliyordu. Ve şu anda bunu kolaylıkla yapabilirdi. Ama ondan önce yapması gereken birkaç şey vardı.

(Ejder)-Yardım edebilecek olsaydı elbette ki sana yardım ederdi.

Bu sözleri söyleyen Ejder bir anda yer değiştirerek yumurtayı kaptı ve havada süzülmeye başladı. Sonra da ağzını kocaman açtı ve birer dikeni andıran üçgen dişleriyle birlikte yumurtayı çevreleyerek tek hamlede yumurtayı yuttu.

(Ejder)-Ama Ultimaximus artık servis dışı.

O anda ise Ejder'in ayaklarından karanlıklar çıkmaya başladı ve saniyeler içinde tüm hiçliği kapladı. Sonra da her şey eski haline döndü.

(Ejder)-Şu andan itibaren ben hiçliğim ve hiçlikte ben.

Gaia şok olmuş bir şekilde Ejder'e bakıyordu.

(Ejder)-Yani artık her şeye göz kulak olacak bir canlıya ihtiyaç yok. O yüzden seni ebediyen...

O andan sonra da ikili, bir anda az önceki yerlerine döndüler.

Ejder hem kendisini hem de Gaia'yı eski yerlerine ışınlamıştı. Gaia hala kendisine bakıyordu. Gaia'nın hala kendisine baktığının farkında olan Ejder ise az önce yarım bıraktığı sözünü tamamladı.

(Ejder)-... varoluştan SİLİYORUM!!!

Ejder bu şekilde bağırdı ve o anda tüm varoluşu beyaz bir ışık kapladı. Bir an sonra ise ışık kayboldu ve geriye sonsuz bir karanlık kaldı.

Ejder en sonunda Gaia'yı da öldürmüş ve amacına ulaşmıştı. Artık yaşayan bir tane bile tanrı yoktu. Ancak artık bir varoluşta yoktu.

Ejder'in görüntüsü hala aynıydı ancak bir şeyler farklıydı. Ejder, varoluştan geriye kalan bu karanlığın içinde, sanki fotokopisi çekilmiş bir resmin üzerine sonradan çizilmiş gibi duruyordu.

O, buraya ait değildi.

Varlığı, varoluşu, hatta hiçliği bile aşıyordu.

Ancak o anda Ejder'in bedenini kavrayan karanlık yavaşça kaybolmaya ve Ejder'in bedeni normale dönmeye başlamıştı. Ejder yapabileceği her şeyi yapmıştı. Bu savaşı kazanmıştı.

(Ejder)-En başından bana bulaşmamalıy... dı... nız...

O anda Ejder dengesini kaybetti ve göz bebekleri kayboldu. Boşluktan aşağı düşmeye başladı. Ve aniden gözleri kırmızı bir şekilde tekrar belirdi. Ancak o anda Ejder dişlerini sıkmaya başladı. Elleriyle başını çevreledi.

(Ejder)-Başım! ÇATLAYA-CAKMIŞ Gibi hisse... diyor... um... Bu kadarı... çok... fazla... çok... fazla ... bil...

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

... gi...

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

O anda Ejder'in bilinci yüzde 90 oranında kapandı ve varoluşta şöyle bir konuşma yankılandı.

-Seni seçmekle doğru şeyi yapmışım çocuk. Yaptığın onca şeye karşılık olarak sanırım bende bu kadarını yapabilirim.

Ejder bu konuşmayı duymamıştı ve boşlukta düşmeye devam ediyordu. Yaşanan her şeye rağmen bu destansı savaşın kazananı o olmuştu. O, her şeyden daha üstün bir varlık olmayı başarmıştı. O,

-Ejder Soykıran'dı.

Ejder tam bilinci kapanacağı sırada istemsizce, sağ kolunu, soldan sağa doğru savurdu.

Ve sonra da...

... bilinci tamamen kapandı.

 

Loading...
0%