Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.Bölüm

@arouralavinya

 

"BAŞLANGIÇ"

Yıl 2023

"Abla anlat artık annemin hikayesini. "

Gaye annesinin onlara bıraktığı mektupları bir kitap haline getirmişti. Şimdi ise Gaye 27 yaşında, yazar olup evlenmiş 2 çocuğu var, Rüya 27 yaşinda Türkçe öğretmeni evlenmiş 8 aylık kızı var, İdil 26 yaşında yeni nişanlanmış Cumhuriyet Savcılığı yapıyor ve sonuncu olarak Ömür 25 yaşında o annesine ilaç olamasada diğer insanlara olmak için tıp fakültesini kazanmıştı.

"Tamam Ömür okuyorum, hazır mısınız? "

Kızlar hevesle "Hazırız."deyince Gaye ilk sayfadan başlar okumaya...

 

Yıl 1993 17.06.1993

O gün öyle güzel bir sabahtı ki sanki tüm çiçekler baharı beklemeden açmış gibiydi banada öyleydi.

Analığım Hatice kadın beni yanına çağırmıştı babama yiyecekleri götüreyim diye. Büyük bir konak olmasada bize yetecek kadardı ben, erkek kardeşlerim analığım Hatice ve babam.

O gün hiç olmayacak bir şey olmuştu bana aşık olmuştum hemde katilime, sonunu bilmeden, daha on yedi yaşlarındaydım,

Ama öyle durduğuma bakmayın evi ben çekip çevirirdim. Yemek, temizlik, çamaşır ne desen vardı bende.

Babamın yanına gitmeden Ayşe'ye selam vermeden gitmezdim. Evi tarlanın üstüydü.

" Hayat gız nereye böyle? "

"Tarlaya babama yemek neyin götürcem neden sordun acep? "

"Salına salına gidiveriyon merak ettim zâr. "

"Bilmiyorum ki Ayşem içimde tutamadığım bir mutluluk var ama bilemiyorum ki . "

"Ey bakalım yüzüde galbi gibi gözel gardeşim işini tez elden bitirde bize gelesin. "

"Tamam Hatice anneme der gelirim. "

"Hayde o zaman kalın sağlıcakla. "

Ayşe'yi orada bırakıp tarlanın yolunu tutmuştum. Öyle güzeldi ki bizim kasaba, türküsü, şenlikleri ile çok güzeldi.

Babamın yanına geldiğimde yapılı bir adamda vardı yanında başta işçilerden sanmıştım ama, giyinişi şehirli adamalar gibi olunca anlamıştım işçi olmadığını.

"Canım babam sana yemek getirdim az ye de şu gölgede dinlen. "

"Gızım ben dinlenmek için otursam benim işimi gim yapar o vakit. Danıştırayım gızım Hayat, bu yeni işe aldığım ziraat mühendisi Salih Demirci. "

"Memnun oldum hanımefendi. "

"Teşekkür ederim neyse babam ben sana sofrayı kurarken sen az buralarda oyalan. "

"Tamamdır gızım. "

Salih,babamın yanında bana çapkın çapkın gülüyordu. Yemeği gölgeliğe kurup babamı çağırmıştım. Ayıp olmasın diye babam Salihi de davet etmişti.

"Dediğim gibi Salih oğlum, gızım Hayat daha iyi bilir buraları benden, yemek yiyelim Hayat gızım seni dolandırsın darlada ne eksik ise hallediverin."

Kurulan sofraya oturan iki adama baktım. Babam yemeğini yerken Salih'in mavi gözleri üzerinde hissediyordum.

Yemekten sonra sofrayı kaldırıp babamın yanına gittim.

"Hayat gızım indi sen Salih oğlumu al bağ,bahçe gezdir, benim ufak işim var halledip geleceğim. "

"Tamam babam. "

Babam gittikten sonra yanımdaki adamdan huzursuzdum ama babamın işi olduğu için mecburen muhattap olmak zorundaydım.

"Sen kimsin kimlerdensin, yabancısın belli. "

"Aslında rahmetli babaannem bu kasabada yaşıyordu ama, bir süre önce vefat etti. "

"Başın sağolsun Selim bey. "

"Sadece Selim demeniz kâfi. "

"Salih bey kâfi. "

"Peki nasıl isterseniz. "

Tarlaya beraber yürümüştük öyle güzel gözleri vardı ki sürekli benim çimen gözlerime değiyordu.

"Buralarda şenlik olur mu? "

"Olur tabi hem de en güzelinden, kızlar öyle güzel oynarlar ki ertesi gün görücü gider kapılarına."

"Ya sen? "

"Ne olmuş bana? "

"Sen oynamaz mısın? "

"Ben ne diye oynayacak mışım? Hem benim görücüye ihtiyacım mı var? "

"Neden yokmuş bakalım hanımefendi? "

"Bir kere aşık olmak kolay iş mıdır öyle? Hem babam gerçek aşk dilsizdir der hep. "

"Hiç aşık olmadın mı, ya da sevgilin yok mu? "

"Yok olmaz bizim oralarda. "

"Gözleriniz çimenleri andıracak kadar güzeller. "

"Bu lafları çok duydum, ben senin bildiğin kızlara benzemem."

"Benim bildiğim kızlar nasılmış?

"Böyle süslü, güzel, hoş laflara kanan kızlardan değilim."

"Peki öyle diyorsan öyle olsun. "

Ondan az öteye gidip türkü söyleyip toprağı çapalamaya başladım...

“Ceviz oynamaya geldim odana,

Nişanlın da bu mu derler adama,

Dayanamam senin kara sevdana,

Aman aman olmuyor,

Eş eşini bulmuyor

Kara yağız genç oğlan

Niye gönlün olmuyor

Asker bayrağını burca diktiler

Küçücük yarimi asker ettiler

Ben doymadan...”

 

"Sesin çok güzelmiş. "

"Sağol."

O gün sanki zaman geçmemiş gibiydi akşama kadar bizim toprakları gezdirmiştim. Salih sürekli gözlerime dalıp duruyordu...

Akşam üzerine kadar hem sohbet ettik, hem de çevreyi gezdik... Selim'in iyi biri olduğuna kanaat getirmiştim...

Eve babamla dönerken yaptığımız şeyleri anlatmıştım. Babam benle her zaman ki gibi gurur duymuş ve sırtımı sıvazlamıştı.

Eve geldiğimizde babamın üzerinden ceketini alıp askıya astım. Analığım ve oğulları divanda oturmuştu. Analığım elinde örgüsünü yaparken bizi görünce yüzünde tebessüm olmuştu.

"Beyim, Hayat gızım hoş geldiniz. "

"Hoş bulduk Hatice hanım yemek hazır mı? "

"Hazır bey hemen kurarım ben şimdi. "

Analığım Hatice yerinden kalkınca bende elimi yıkayıp, yardıma gitmiştim. İkimizde el birliği ile akşam yemeğini kurmuştuk.

Ardından ben çayı demleyip avludaki divana doğru götürdüm. Kardeşlerim Murat ve Hüseyin babamla derin bir sohbete dalmışlardı. Okul tatil olduğu için babamın tarladaki işleri ile uğraşıyorduk. Bende okuma taraftarı olmuştum.

Selim yüzünden Ayşe'yi de unutmuştum yarın tarlaya giderken gönlünü alacaktım. O benim olmayan kız kardeşimdi.

Analığım yanıma oturup başımı dizlerine koydu saçlarımı okşamaya başladı. Bilirdi ki bu benim uykumu getirildi. Hiç bir zaman kendi çocuklarından ayrı tutmazdı. Kendi kızıymışım gibi davranırdı bana...

"Ee gözel guzum istediğim bölüm var mıdır? "

"Doktor olmak istiyorum Hatice anne. "

"İnşallah olursun gözel gızım okuyup gendi hayatını gurtaracan. "

Analığım Hatice kadın hiç üvey analık etmemişti bana, hep iyi olmuştu. Bazen anamı unutturacak diye korkardım. Anamın yüzünü bilmesem de küçük sandık kutudan resmine bakardım...

***

Sabah uyandığımda daha hava aymamıştı ama ezanın sesinden belliydi. Saatin dört olduğu, yerimden kalkıp banyoya girdim, soğuk su ile abdestimi alıp çıktım. Odama girip etek ve tülbentimi giydim. Seccademi serip namazımı kılmaya başladım.

Namazım bittiğinden yerinden kaldırıp cama doğru yürüdüm. Hava hala karanlıktı. Odamdan çıkıp avluya gittim. Hafif bir serinlik vardı dışarıda odama girip bir şal alıp geri çıktım.

Annemin kabrine hep bu saatlerde giderdim zaten çok uzak değildi. Evden çıkıp yavaş yavaş yürümeye başladım. Annemin kabrini önce sulamaya başladım üstünde çiçekler açmaya başlamıştı.

Mehmet kızı...

Sare Gündüz

D. T: 05.04.1957

Ö. T: 07.06.1976

 

Ellerimi açıp dua etmeye başladım. "Güzel annem seninle hiç vakit geçiremedim çok küçüktüm sen benden gittiğinde... Sahi anne kaç sene geçmiş şimdi ise koca kız oldum. Biliyor musun anne? Analığım senin yokluğunu hiç eksik ettirmiyor. Sanki onun kızıymışım gibi bana bakıp, büyütüyor... Kızın bu sene üniversite için sınava girdi.

Çok çalıştım annem daha seni tadamadan kokunu alamadan gittin seni kırtaramadılar ama ben okuyup şifa olacağım insanlara anne... Şimdilik elveda annem huzur içinde uyu beni ve babamı merak etme sağlık ve sıhatimiz yerinde... Seni çok seviyorum annem"

 

Tam annemin kabrinden çıkmış eve doğru giderken onu görmüştüm gözleri üzerimdeydi hem kırgın,hem de sakindi. Nereden biliyordu benim burada olduğumu beni mi takip etmişti...

"Ne işin var senin burada? Beni mi takip ediyorsun? "

"Sadece yalnız hissetme diye burada seni bekledim. "

"Teşekkür ederim sağol yinede, benim eve dönmem lazım."

O gün kaybetmiştim annemin bana hatıra olarak bıraktığı tokayı...

 

 

Loading...
0%