Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.Bölüm

@arouralavinya

 

 

 

"Geçmiş kapanmayan bir hazindir. "

 

Günümüz

 

"Eee abla bu gün napıyorsunuz. "

 

"Ne yapalım Ömür hanım yeğenlerin ile uğraşıyorum..."

 

"Abla bu gün sana geleceğim bana devamını okur musun?"

 

"Olur ama İdil ve Rüya'ya haber edeyim zaten enişten bu gün şirketten geç geleceğini söyledi. "

 

Evden çıkıp yağmurlu havada otobüs bekliyordum. Yağmur da şiddetini arttırınca geri çekileyim derken önümden geçen araç üzerimi ıslatmıştı... Sinirle tepindim yerimde resmen.

 

"Ya Allah kahretsin ya, önüne bakmıyor musun sen ya mahvoldu üstüm. "

 

Adam ilerde durup yanıma gelmişti diğeride ağır ağır arabadan inmişti öyle kasvetli bir hali vardı ki. "Özür dilerim hanımefendi."

 

"Beyfendi biraz önünüze mi baksanız. Üzerim mahvoldu ama. "

 

"Kusura bakmayın acelem var telafi edeceğim bu patronumun kartı iyi günler. "

 

Elimdeki kartla bakıştık 'Savaş Timurşah' ismi bile insanı geriyordu...

 

Üstümü de değiştiremezdim şimdi zamanım yoktu. Otobüs geldiğinde hastaneye kadar üzerimi mendille sildim ama ne kadar başarılı olabildiysem.

 

Sonunda hastaneye girdiğimde pis kıyafetlerimle herkes bana bakmıştı. Allah'ım ne gün ama bakalım sonu nasıl bitecek...

 

Odama girip yedek eşyalarımı çıkadıp üzerimi değiştirdim. Önlüğümü giyip dışarıya çıktım. Asistanım yanıma gelip ilk hastamız olan Hacer teyzenin yanına gittik.

 

"Evet Hacer teyze seni geçen hafta uyarmıştım şeker, tuz ve yağ tüketmemen konusunda. "

 

"Napayım kızım onlarsızda sanki çamur yiyormuşum gibi hissediyorum? "

 

"Ama bak tansıyonun fırlamış, şeker desen off Hacer teyze senle ne yapacağız biz. Gülce Hacer teyzenin serumu bitsin sonuçlarını masama getir. Ona göre ilaçlarını yazacağım. "

 

"Peki Ömür hanım. "

 

Sıradaki hastalarla ilgilenirken saat çok hızlı geçmişti ki neredeyse saat sekize geliyordu. Hazırlanıp tam çıkacakken acilden sedye girmiş ardından bir ton adam içeriye doluşmuştu.

 

Koşarak hastaya baktım bu sabahki adamdı. Sedyede yatan ise daha kalıplı bir adamdı. Beyaz gömleği kan içindeydi.

 

"Durumu ne?! "

 

"Gelirken kalbi bir kere durdu geri döndürdük, silahlı saldırı, çok kan kaybetti nabzı da düşük. "

 

"Çabuk ameliyatı hazırlayın kan grubu ne acil iki torba kan getirin hasta çok kan kaybetmiş. "

 

"AB Rh (+) pozitif doktor hanım. "

 

"Duydunuz durmayın çabuk!"

 

Hızla ameliyathaneye götürdüler. Birden kolumdan tutulmam ile ameliyathanedeki adamın adamları olduğunu anladım.

 

"Doktor yaşatacaksın o adamı, eğer o adam ölürse sende ailende ölürsünüz. "

 

"Çek elini! Şuan yeterince oyaladın beni zaten. " hızla kolumu çekip

 

Hızla ameliyata hazırlanıp. İçeriye girip ameliyatı yapmaya başladım. Nabzı ve tansiyonu düşüyordu.

 

"Hadi pensi ve neşteri ver, ölmeyecek bu adam bu güne kadar hiç bir hastamı kaybetmedim, ölmeyecek bu adam."

 

Bir süre sonra hastanın tansiyonu ve kalp atışları normal haline gelince derin bir nefes alıp verdim.

 

"Yoğum bakım servisine çıkarın önümüzdeki yirmi dört saat önemli. Ayrıca kesinlikle kimse yanına gitmeyecek hemde hiç bir şekilde. "

 

"Tamam hocam. "

 

Ameliyathaneden çıkınca hastanın yakınları çoğalmıştı.

 

"Doktor hanım oğlumun durumu nasıl?"

 

"Hasta şuan iyi önümüzdeki yirmi dört saat gözetim altında tutacağız bu süreçte kimse yanına girmeyecek. "

 

"Normalde bu durumlar adli vakaya giriyor biliyorsunuz ki o yüzden biran önce şikayette bulunmalısınız. Geçmiş olsun."

 

Odama girdiğimde başım öyle ağrıyordu ki resmen patlayacaktı. Elime telefonu aldığımda saate baktı on ikiyi beş geçiyordu. Ablamlar yüz kere aramıştı resmen tabi ararlar geleceğim dedim hasta çıktı nasıl merak etmesinler ki. Ah! Ömür ah!

 

Ablamı aradığımda ablamın sinirli sesi ile karşılaştım korkmuştu.

 

"Ömür nerdesin? Seni arıyorum açmıyorsun geleceğim dedin gelmedin merak ettim."

 

"Abla sakin olur musun önce, tam çıkıyordum acil bir hasta geldi ona bakmak zorunda kaldım. "

 

"Olsun bana haber ver enişten de yoktu kızları da korkmasınlar diye aramadım."

 

"Tamam abla korkma iyiyim ayrıca onlarda aramış beni, şuan hastanedeyim sabah eve geçecem herhalde uyurum biraz. "

 

"Tamam kardeşim seni seviyorum. "

 

"Bende seni seviyorum ablacım. "

 

Ablam telefonu kapatınca, içeriye başhekim ve az önceki yaşlı adam girdi.

 

"Ömür hanım müsait miydiniz? "

 

"Tabi Vedat bey buyrun. "

 

"Seni hastanemizin sahibi Kenan Timurşah ile tanıştırayım."

 

"Nasıl yani az önce neden söylemediniz bana hastanenin sahibi olduğunuzu? "

 

"Başarılı bir doktora benziyorsun, eğer öyle deseydim bana yağcılık yapabilirdinde ama net bir doktorsun helal olsun. "

 

"Övgünüz için teşekkür ederim ama benim hastalarım benim için değerlidir. Ben bu güne kadar hiç bir hastamı kaybetmedim, elimden geldiğince de kaybetmemeye çalışacağım. "

 

"Keşke her doktor da senin gibi olsa burası özel bir hastane ve her doktor bir değil Ömür hanım. "

 

"Teşşekürler Kenan bey. İzniniz olursa bu akşam buradayım ve hastalarımın sonuçlarına bakmak istiyorum."

 

"Tabiki biz çıkalım kolay gelsin. "

 

Odadan çıkınca başımı direkt dosyalara gömdüm. Önüme Şavaş Timurşahın dosyası gelince öylece kaldım. Koyu gözleri, dolgun dudakları, kemikli yüz hattı.

 

Allah'ım! Ben ne diyorum. Dosyayı bırakıp kafeteryaya gittim kahve alıp Şavaş’ın olduğu yoğum bakım servisine geldim.

 

"Doktor hanım oğlumun durumu nasıl?"

 

"Şuan bir sıkıntısı yok sabaha kadar uyutucağız her ihtimale karşı, "

 

Cama yaklaşıp Savaş Timurşah'a baktım. Böyle bir adama uyumak yakışmazdı. Güçlü bir adama benziyordu. Buradaki ordu kadar adamları da sayarsak.

 

"Yoğum bakım servisini bu kadar doldurmayın lütfen boşaltın. "

 

Kadının baş hareketi ile herkes çıkmıştı.

 

"Sizde iyi görünmüyorsunuz. Dinlenin biraz oğlunuz iyi şuan sizinde biraz dinlenmeniz lazım. "

 

"Doğru söylüyorsunuz ben nereden dinlene bilirim. "

 

Elimdeki telefonla Ceydayı arayıp hanımefendi ile ilgilenmesini söyledim. Yanımıza gelen Ceyda Savaşın annesini alıp refakatçi odalarına götürdü.

 

Elimdeki kahve çöpünü çöpe atıp Savaş'ın yanına girdim.

 

Öyle güzel uyuyordu ki şuan ki durumu iyi olunca yanına oturup elini tutup onunla konuşmaya başladım.

 

"O kadar güzel bir adamsın ki kim sana neden zarar verir anlamadım. O gözlerin hele kime ne dehşet vermiş, kimini de aşık etmiştir. "

 

Uykum o kadar çok geliyordu ki dirensemde uykum galip gelmişti. Gözlerimi açtığımda elimdeki el hareket edince uyandım tam elimi çekecekken izin vermemişti.

 

"Beyfendi elimi bırakın biri görse yanlış anlayacak. "

 

"Neden burada uyuyordun? "

 

"Sizin yüzünüzden uslu bir hasta değilsiniz çünkü. "

 

"Hiç uslu biri değilimdir gerçekten, hele ki yat-"

 

"Iıı tamam tamam siz durun ben doktor arkadaşlarıma haber edeyim size baksınlar sonra normal odaya alsınlar."

 

"Neden sen bakmıyorsun, başka doktora bıraktıyorsun? "

 

"Çünkü bu doktorun uykuya ve dinlenmeye ihtiyacı var. "

 

"Benimle sen ilgileneceksin. "

 

"HasbinAllah tamam ona da tamam şimdi elimi bırakında biri görünce yanlış anlamasın. "

 

Elimi bırakınca kaçar gibi gitmiştim arkamdan odayı dolduracak şekilde kahkaha sesi duydum Allah kahretsin rezil oldum ya aptal Ömür neden uykuya dalarsın ki böyle rezil olursun.

 

Odama girip hastayı normal odaya almalarını söyledim. Normal odaya girince son tetkikleri yapıp ailesine durumunun iyi olduğunu söyledim. Ve odadan çıktım.

 

Savaştan...

 

Bu kızı kaçıncı görüşümdü bilmiyorum ama o mavi gözleri aklımdan çıkmıyordu.

 

Öyle güzel bakıyordu ama sanki bir hazin vardı gözlerinde. Beni normal odaya aldıktan sonra son kontrolleri yapıp çıkmıştı.

 

Seni bırakmayacağım deniz gözlü kız, başka doktora değil ona ihtiyacım vardı. Sağ kolum olan Berat'a doktoru araştırıp bana bildirmesini söyledim. Böylelikle deniz gözlüyü daha yakından tanıyacaktım.

 

 

Loading...
0%