@arouralavinya
|
"YARA"
Ben Sahra hayatında sadece annesine muhtaç bir kız,babamın ve çevremin nefretiydim. Suçum neydi doğmam mıydı? Ya çevrem onda ne suçum vardı?
Annem öldüğünde on yaşındaydım, babam desen bir ayağı da çukurda olsa bile içkisinden vazgeçmeyen bir adamdı. Zil zurna sarhoş olur o sefa sürerdi biz cefasını çekerdik.
İçki içerdi, kahvede kumar oynar, akşam ise kumarda kaybetmenin acısını üzerimden çıkarırdı. Yediğim dayağın hakaretin haddi hesabı yoktu.
Yine aynı şey olmuştu yine dayak yemiştim, yine yaralarımı kendim iyileştirmeye çalışıyordum ama daha iyileşmeden yenileri ekleniyordu.
Annem ölmeden önce de sırf ben erkek olmadım diye çok dayak yemişti babamdan daha sonra annem bir daha bebek getiremeyeceği öğrenmişti. Yine dayak yemişti tam on yıl annemle,babamın şiddetine maruz kaldık.
Anam gecenin bir vakti ağıra gittiğinde yangın çıkmıştı. Anamı ben orada kaybettim daha on yaşında anamın bebeğiydim. Babam anamın kanını taşıyordu ellerinde kimseye ispatlayamasamda görmüştüm.
Bir gece öncesinden babam eve başka kadın getireceğini anneminde buna rızası olmadığını söylemişti ancak ben ölürsem getirirsin demişti.
Pencereden anama baktım bana gülümseyerek bir elinde kova diğer elinde güğüm ağıra gidiyordu. Çok geçmeden babamı gördüm elinde sopaya bez bağlamış samanları ateşle alevlendirmişti samanlığı.
Anamın yardım çığlığı , kapıya koştum açmak için kilitliydi açılmıyordu, tekrar cama koştum ama nafile ağlamam hiç bir işe yaramıyordu köyden uzaktaydı evimiz.
O yüzden dayak yerken ağlama seslerimizi kimse duymaz yardım etmezdi.
Okula yürüyerek giderdim hep geç kalınca öğretmen öğrencilerin içinde rencide edici laflar eder elime cetvel vururdu.
Anamdan sonra ne okula gittim ne de ağır tarafına, çok geçmeden Anamın kırkı çıkmadan babam çok istediği kadını almıştı. Elimde Anamın tek bir resmi kalmıştı.
Eve gelen kadın da benim gibi öksüzdü. Bana analık yapmadı ama iyi abla oldu babamın yırttığı resimleri benimle beraber yapıştırdı.
Zarife idi adı,adı gibi zarifti bana abla olmuştu on beş yaşıma gelince Zarife abla da annemin yanında melek olmuştu küçük bir kızı olmuştu onu bana emanet etmişti. Babamdan korumak için hep ben dayak yemiştim adı annesi melek olup gökyüzüne gidince bende Melek koymuştum.
Şimdi ise Melek üç yaşında ben ise on sekiz yaşındaydım.
Gökyüzüne her gece bakınca annem ve Zarife ablayı görürdüm anam daha otuz yaşında melek oldu, Zarife abla ondan daha gençti yirmi üç,babamla isteyerek evlenmemişti ağabeyi satmıştı babama,
Kaç kişinin ahını almıştı babam daha kaç vebale girecekti.
Songül teyze kardeşime süt anne olmuştu. Melek paytak adımlarla yanıma gelmişti gülerek ellerini çırpıyordu.
"Abbbaaaaaa"diye çığlık atıyordu. O bu evdeki tek neşemdi. Ateşten korkar olmuştum bu yaşıma kadar elime kibrit çöpü alsam evi yakarmıyım diye korkardım.
Babam sinirli bir şekilde eve geliyordu camdan görünce direk içeri girip odanın kapısını kilitledim biliyordum dayak yiyecektim yine,
Dış kapı güm diye kapanınca babam bağırmaya başladı.
" Lan Sahra nerdesin gel buraya "
"Abba ditme"
Yavaşça kapıya yaklaştım. "Korkma ablam şimdi senle oyun oynayacağız kulakları kapayıp duymama oyunu tamam mı? "
Melek başını aşağı yukarı sallayınca divanın dibine çöküp kulaklarını kapattı. Bende hızla odadan çıktım.
Kırmızı görmüş boğa gibi olan babam bir anda bana tokat atınca kendimi yerde buldum ardı arkası kesilmeyen tekmeler ve saçımdan tutup havaya kaldırdı.
"Git akşama hazırlan seni istemeye gelecekler"
"Olmaz baba kıyma bana daha küçüğüm"
Yüzüme inen tokatla benden tiksinen bakışlara çevirdim yüzümü "Kes ben ne dersem o yoksa içerdeki kardeşinin yarın cesedini kapıda bulursun"
"T-tamam tamam evleneceğim ama Meleğe bir şey yapma ne olur."
"Aferin böyle yola gel" deyip dışarı çıktı.
Hızla tuvalete gidip yüzündeki kanı temizledim, Meleğin yanına gidince kulağını açıp,
"Abba kazandım mı? "
"Evet ablam kazandın"
"Oyeyy"
Yüzüme krem sürmek için tuvalete gittim yüzüme sürsem de bir fayda etmiyordu makyaj ne bilmezdim. Yüzüme sürmezdim.
Ama bu yaraları geçirmem gerekliydi. Arkadaşım Seherde vardı. Makyaj onun babası benim babam gibi değildi bir dediğini ikiletmezdi.
Bir koşu Meleğin elini tutup Seher'in evine gitmiştim yüzümün halini ve olanları anlatınca delirmişti sonra bana fondöten verdi yüzümdekiler gözükmesin diye.
Eve gidip temiz olan evi kontrol ettim her yer tertemizdi. Yüzündeki yaraları fondöten ile kapatmaya çalışsam da belli ediyordu yüzümü yazma ile kapatacaktım.
Gökyüzü karanlığa mesken tutmuştu annemden kalan örtü ile sırf yüzümü görmesinler diye sadece gözlerim açık kalacak şekilde kapattım. Yeşil gözlerim annem gibiydi,saçlarımda annem gibiydi.
Babam evin kapısını çalınca hemen kapıyı açtım karşımda babam gibi bir adam arkasında genç bir adam ve yaşlı bir kadın vardı.
"Abba kim deldi? "diyerek Melek odadan fırlamıştı. Kapıya bakıp kimin geldiğine baktı başta babamı görünce korkuyla arkama sığındı korkuyla arkada gelen kişiler de Meleğin bu tepkisine şaşırmıştı.
"Siz kızımın kusuruna bakmayın kendisi yabancı görünce böyle tepki verir."
"Sorun değil Cemal destur vardır inşallah kızım"
"Buyurun efendim"deyip içeri davet ettim. Üstlerinden de belliydi zengin oldukları babamın sert bakışları ve uyarıcı öksürüğü ile kapıyı kapatıp Meleği odaya götürdüm. Tam çıkacakken Melek "Abba ditmicen dimi beyi bıyakmiycan hiç bi zaman dimi?"
"Ben seni hiç bırakır mıyım? Sen bana emanetsin"
İçeriden beni babam çağırınca koşup kahveleri hazırladım sonra tek tek dağıttım.yüzüm kapalı olduğu için sadece gözlerimi görüyordu gelen kişiler babamın 'verdik gitti' demesiyle yüzükleri takmış,büyüklerin elini öpmüş direk oradan ayrılmıştım.
Meleğin yanına gittiğimde yatmıştı hemen yatağını hazırlayıp yatağına yatırdım. Kapı açılınca oraya baktım. O adamın annesiydi. yanıma yaklaşıp yüzümdeki tülbenti indirdi.
"Kızım bu ne haldir ? Ah garibim o baban olacak herif mi yaptı ?"
"Yok ben düştüm babam yapmadı."
"Ah bahtsız kızım"
Kızım bu lafı duymayalı sekiz sene olmuştu anamı hatırladım yine istemsizce burnumu çektim güzel anam gül kokardı hep benim anam hiç toprak kokmazdı.
"Ben iyiyim efendim "
"Bana anne de güzel kızın efendim de ne yabancı mıyım ben?"
"Peki efe-yani anne"
Ve yine sekiz yıl sonra bu lafı söylemiştim
Semiha hanımlar gidince hemen camın yanındaki divana oturdum.
Yıldızlara baktım Melek ne zaman annem gelecek deyince yıldızları say ne zaman biterse annen gelecek demiştin o sadece ona kadar sayıyordu sonra uykuya dalıyordu.
Daha evleneceğim adamın adını bilmiyorum ben gidersem Melek ne olacak o bana emanet ben nasıl bırakırım.
Yıldızlar geceye yol gösteren ateş böcekleriymiş annem öyle derdi her zaman geçmişin büyükleri de bize hep yıldızlardan bakar yol gösterirmiş.
Benimde yolumu bu yıldızlar gösterirmi acaba Melek öyle güzel uyumuştu ki kollarımda bir an bile bırakmak istemiyordum.
Yüce Rabbim bizi hiç ayırmasın inşallah ona bir şey olmasına katlamam,hem emanetti bana,hemde onunla büyümüştüm bende onun sesi,gülüşü,kahkahası,oyunları herşeyi beni mutlu eden tek sebepti.
İLK BÖLÜMÜMÜZ BİTMİŞTİR NASIL BULDUNUZ BÖLÜMÜ...
|
0% |