15. Bölüm

15. Bölüm

Zerda Karabulut
arouralavinya

 

"SEVDALI GELİN"

 

 

 

"Azad ben bu gün dışarıya çıksam çarşıya falan. "

 

"Olur ama akşama geç kalma arkadaşım ve eşi gelicek buraya."

 

"Peki."

 

"Al."

 

"Bu ne? "

 

"Kızım para işte al lazım olur. "

 

"Yok teşekkürler benim biraz var. "

 

Elimden tutulman ile yatağa oturmam bir oldu. "Bak Sahra tamam güzel bir başlangıç olmadı bizim için ama ben senin kocanım ve benim paramı kullanmak senin en büyük hakkın. "

 

"Peki teşekkürler. "

 

"Korumalara söyleyim senin yanından ayrılmamaları için. "

 

"Azad ya ne gerek var? "

 

"O zaman gidemezsin. "

 

"Peki, peki. "

 

Odadan dışarı çıkıp karşı odaya girdim Mervan uyanmış kendi kendine konuşuyordu.

 

"Oğlum benim, yakışıklım uyanmış mı benim paşam? "

 

"Oğlumuz da uyandığına göre gidelim kahvaltıya yoksa bu kurt gibi aç olan adam sizi yiyebilir. "

 

Kahvaltıya inince herkes güler yüzle bize bakıp önünde döndüler.

 

"Daye bu gün Mirza ve eşi Toprak gelecek bize Mardin'den iş yaptığımız şirketin ortağı hemde arkadaşım. "

 

"Gelsinler oğlum bu gün Atike hanım ve Yusuf ağalar da gelecek. "

 

"Aa gelsinler bizzat ben en iyi şekilde ağırlamak istiyorum. Onlara çok şey borçluyum oğlumu kurtardılar. "

 

"Aferim güzel gelinim. "

 

Mehmet baba benimle gurur duyduğunu belli edercesine gülümsedi. O benim gerçek babam gibiydi. Kahvaltıdan sonra Mervan'ı hazırlayıp araba ile çarşıya gittik .

 

Kendime kitap alıcakken bir kızla çaprıştık yere düşünce korumamız yanıma gelip Mervanı aldı, yere düzen kadının yanına da koruma gibi biri geldi kucağında benim oğlum gibi bir bebek vardı.

 

"Hanımım iyi mısınız? "

 

"İyiyim iyiyim sen İnci ile ilgilebilir misin? "

 

"Tabi hanımım,Ağam Azad ağam ile oteldeler haberiniz olsun."

 

"Tamam İlyas bey. "

 

"Azad ağayı nereden tanıyorsunuz? "

 

"Azad benim 4 yaşindaki oğlum, kendilerince ağa diyorlar işte şey bu arada ben Toprak. "

 

"Memnun oldum ben de Sahra. "

 

"Şey kusura bakmayın sizi göremedim kitapçıya girecektim."

 

"Bende aynı konu üzerine değinecektim. Kusura bakmayın bende kitapçıdan kitap alacaktım. "

 

"Bu küçük bey kim? "

 

"Oğlum Mervan. "

 

"Baya yakışıklıymış. "

 

"Teşekkürler buralı mısın? "

 

"Hayır Mardin'den geldim oralıyım yani. Eğer zamanın biraz varsa sohbet etmek isterim."

 

"Olur tabi ."

 

Çay bahçesine geçtik sohbetimiz baya ilerlemişti hikayemiz neredeyse aynıydı tek fark sevdiği adamla evlenmiş ve çocuğunun babası yaşıyordu.

 

"Şey benim kalkmam lazım malum geç oldu biraz ."

 

"Hiç sorun değil,zaten benimde eve gitmem lazım. "

 

Arabaya binip konağa doğru yola çıktık. Konağa girdiğimde korumadan Mervanı alıp odasına götürdüm emziri,altını değiştirip uyuttum.

 

Odama gidip kısa bir duş alıp hemen üzerime diz hizasında beyaz bir elbise giydim,ayağıma da beyaz babetlerimi giyip aşağıya indim.

 

 

"Oo güzel gelinim ne güzel olmuşsun öyle sen."

 

"Sağol annem teşekkür ederim. "

 

Direkt mutfağa gittiğimde herşey hazırdı masa kurmaya başlayacaklardı. Bende yardım edip masayı kurmaya başladım bor süre sonra isim bitince. Masanın son hâline baktim hava hafif esiyor diye salona kurmuştuk.

 

 

 

Kapı çalınca aşağıya indik hepimiz Yeliz kapıyı açtığında içeri Yusuf ağa,Atike hanım ve İlyas girdi içeriye. Yeliz ile bir birine bakıp donmuş gibilerdi.

 

Arkalarındaki öksürük sesi ile gözlerini kacırdiler. İçeriye Azad ve bir adam girdi. Ardından bir kadın girdi yüzünü görünce oda benim gibi şok olmuştu.

 

"Toprak."

 

"Sahra."

 

Toprağın eşi ve Azad aynı anda "siz tanışıyor musunuz?" deyince .

 

"Hayır,yani evet bu gün tartıştık. "

 

"Aynen eşininiz çok tatlı ve çok hoş bir sohbeti var ."

 

"Teşekkür ederim."

 

Yemek için yukarıya çıktık hepimiz. Küçük Azada baktım yakışıklı esmer bir çocuktu.

 

Yemekleri yedikten sonra hepimiz kadınlar olarak avluya çıktık Atike hanım bana bakıp "Güzel kızım bize bir kahve yapta içelim senin o güzel elinden."

 

"Tabi hemen hazırlıyorum."

 

Ben mutfağa girdiğimde kızlarda peşimden geldi ben kadınlara yaparken Gül'de erkeklerinkini hazırlıyordu.

 

"Yeliz güzelim ağabeylerinin kahvelerini sen götürür müsün?"

 

"Ta-tabi yengecin."

 

Ah Gül ah deli kızlar içimden geçirip kahveleri fincanlara doldurup ben götürmeye başladım herkese dağıtıp sedire oturdum.

 

"Toprak saz çalmasını biliyor musun?"

 

"Evet de ne oldu.?"

 

Türkü soyleyeceğim çalar mısın?"

 

"İyi peki."

 

Ben kalkarken Gül ve Yeliz gelmişti. Çalisma odasına girip sazı alıp avluya geri gittim. Toprağa uzattığında telleri kontrol edip bana baktı.

 

"Ölmem mi türküsünü biliyor musun?"

 

"Evet biliyorum."

 

"Sen çalmaya başla bakalım."

 

Bugün için mi verdin bu bedeli?

Bu vicdan mı, insanlık mı, töre mi?

Ne zalim adetimiz varmış yarabbim oy, oy

Miras kavletmişler bana yengemi vah, vah

 

... Ölmem mi, beni taşlara vurun

Tabuta kanım sürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün vah, vah, vah

 

... Ölmem mi, beni taşlara vurun

Tabuta kanım sürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün vah, vah, vah

 

... Bu cemaat eşim dostum gitmesin

Babam burda imam şahit verdirir

Ben gibi bahtı karalı var mıdır?

Töreymiş yengemi alacakmışım vah, vah

 

... Ölmem mi, beni taşlara vurun

Tabuta kanım sürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün vah, vah, vah

 

... Ölmem mi, beni taşlara vurun

Tabuta kanım sürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün vah, vah, vah

 

... Ölmem mi, beni taşlara vurun

Tabuta kanım sürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün

Aynı tabut içinde, kardaşıma götürün.

 

İkimiz de türküyü söylerken tek fark ben ağlıyordum benle beraber Semiha annem de ağlamıştı çünkü Selimi hatırlamıştık. Oğlumuz daha baba kokusu almamıştı. Azadı baba seçmişti. Mervan büyüdüğünde beni affeder miydi gerçeği ondan sakladığım için.

 

Kafamı kaldırdığımda Azad,Mirza,İlyas,Yusuf ağa,Ömer ağabey ve Mehmet baba onların gözlerine baktığımda hüzün vardı söylenmemesi gereken bir şarki söyledik.

 

"Ağzınıza sağlık kızlar çok güzel sesiniz."

 

"Sağolsun Yusuf ağam. "

 

Herkes o dakikadan sonra tekrar sohbete daldılar en son Azadın uykusu gelince Topraklar gitmek zorunda kaldılar.

 

Her yeri toplayıp odaya girdim yatakta uyuyan Azad ve Mervan vardı.

 

Mervanı alıcakken. "Bırak oğlumu yatıyoruz biz." Sesinden de belli olduğu gibi kırılmıştı.

 

"Azad bana kızgın mısın?"

 

"Yok ya ne kızgını sadece karım benim yengesine göz koyduğunu düşündürecek bir türkü söyledi."

 

"Gerçekten böyle mi düşünüyorsun ben senin için bu kadar kötü bir şey düşünmedim o türküyü söylerken. "

 

"Evet gerçekten. "

 

"Aptal adam."

 

Mervanı yataktan alıp odasına götürdüm biberondaki mamayı ağzına verip bitmesini bekledim bittikten sonra üstünü güzelce örtüp odadan çıktım.

 

Odaya girip önce banyoya girip işlerimi hallettim sonra giyinme odasına girip geceligimi giydim odadan çıkıp odama girdim yatağın içine girip battaniyenin içine girdim belimde hissettiğim elle itmeye çalışsam da izin vermedi .

 

"Çek elini."

 

"İnsan kocasına öyle bir şey dermi?"

 

"Sen hak ediyon."

 

"O neden miş?"

 

"Bana haksızlık yapıyorsun."

 

Birden beni kendisine çevirip yüzünü yaklaştırdı.

 

"Seni seviyorum kızım aşığım sana ."

 

Dediği sözden utanıp yüzümü boynuna gömdüm. "Ah hatun ah ben senle ne yapacam tam bir baş balesısın ."

 

"Ama senin baş belan fena mı hayatın renkli olur işte siyah siyah gezmesin."

 

"Siyah güzeldir, ayrıca asilliği temsil eder."

 

"Kırmızı da aşkı ve tutkuyu temsil eder."

 

"Senle beni yani ."deyip dudaklarıma kapandı.

 

Bende ona bir süre sonra karşılık verdim. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki ölecek gibiydim.

 

Geri çekilip yüzüme bakıp yataktan kalkıp kapıdan gidiyordu ki. Durdurdum onu şaşırmıştım.

 

"Ne oldu birden bire ?"

 

"Kusura bakma yengemi öpmek olmaz."deyip çıkıp gitmişti.

 

Gözlerimden yaşlar akıyordu "Aptal Sahra neden o şarkıyı söylersin ki?" kendi kendime dövünüyordum.

 

Kapı tekrar açılınca elinde küçük bir çanta ile giyinme odasına giden Azadı gördüm. Bende peşinden koşup konuşmaya çalıştım.

 

"Azad nereye beni bırakıp gidiyor musun?"

 

Cevap yoktu. Azad konuşmuyordu benle ."Azad gitme lütfen ."

 

Çantayı kapatıp odadan çıktı bende ağlayarak çıktım peşinden. Tam konağın kapısında yakalayıp bağırmıştım.

 

"AZAD ASLAN BENDE SANA AŞIĞIM."

 

 

Bölüm : 21.12.2024 16:51 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...