Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@arouralavinya

 

"YİTİRMEK"

 

 

 

 

Azad'ın yüzü gülmüştü ilk defa gülmüştü o günden sonra İstanbul'a dönmek zorunda kalmıştı. Babasının telefon etmesi üzerine Ömer'i Diyarbakır'a yollamıştı oradaki şirkette hesapların ters gittiği ile bir sorun yaşanmıştı.

 

 

Ömer ilk uçak ile Diyarbakır'a gitmişti, her ne kadar gitmek istemesede.

 

 

İlk şirkete uğrayıp hesaplara baktı Muratın bir yere yüklü miktarda para transferi yaptığı belli olmuştu. Bunu iptal ettirip hesapları düzeltmeyi zor bela halletmişti.

 

 

Babası ile bu konuyu konuşup kesin bir dille bu işi babasının çözeceğini anladığı için içi rahat konağa gitti.

 

 

Konağa gittiğinde yukarı çıkarken bebek ağlaması duydu odaya doğru yürüyüp kapıyı yavaşça açtı içli içli ağlayan bebeğe baktı gözlerini sıkı sıkı kapatıp açtı.

 

 

Yavaş adımlarla bebeğe yaklaştı kucağına aldığı gibi susan bebek ile neye uğradığını şaşırdı. Tekrar beşiğe bırakacakken ağlaması ile kucağına çekip hafif salladı bebeği.

 

 

Gül oğlunun sesini duyunca merdivenleri çıkıp odanın önüne geldiğinde aralık olan kapıdan oğlunu ve Ömer'i gördü. Babasının kucağını hemen tanımış ve susmuştu. Gül'ün gözleri yaşarsa da elinin tersiyle sildi kendine söz vermişti bir daha ağlamayacaktı.

 

 

Yavaş adımlarla odaya girdi. Ömer'e bakıp "Tamam ver bana oğlumu sen gidebilirsin rahasızlık verdik. "

 

 

"Merak etme rahatsızlığı o vermez bana, ama başkaları veriyor!"

 

 

Dişlerinin arasında söylendi. Kollarında uyuyan bebeği yavaşça yatağına yerleştirip kapıdan çıkacakken duyduğu ses ile yerinde kaldı.

 

 

"Ben sevdiğim adamı bu topraklara gömdüm onu sadece o toprağın altında yaşatacağım sen benim sevdiğim adam değilsin! "

 

 

"Asıl ben seni gömdüm,senin gibi ucuz bir-. " lafını kesen şey Gül'ün Ömer'e attığı tokat olmuştu.

 

 

"Defol! Bu odadan defol! Senin yüzünü dahi görmek istemiyorum!"

 

 

Ömer sinirli bir şekilde odadan çıkıp kendi odasına girdi. Duvara asılı olan aynaya yumruk atıp dolabındaki kasadan çıkardığı Gül ile ona ait olan çerçeveyi kırdı.

 

 

Semiha hanım ve Sahra duyduğu seslerden dolayı korku ile avluya çıkmıştı.

 

 

"Kızım git bak bir şey yapmasın kendisine. "

 

 

Sahra başını sallayıp yukarı çıkmaya başladı. Ömer'in odasının kapısını çalınca Ömer kararmış gözlerle korku ile bakan kadına baktı.

 

 

"Yenge bir şey yok sen git. "

 

 

"Ama Elin kanıyor Ömer. "

 

 

"Bir şey olmaz ben şimdi hallederim."

 

 

"Olmaz dur Gül'ü çağırayım gelsin sende otur çabuk. "

 

 

Sahra, Ömer'i dinlemeden Gül'ü çağırıp Ömer'e bakmasını istemişti.

 

 

Gül itiraz etsede Sahra en sonunda yollamıştı Gül'ü. Odaya gelen Gül her yerin darma duman olduğunu görünce derin nefes alıp verdi.

 

 

Yatağın üstünde oturan eli kandan görünmeyen Ömer'e yaklaştı ağzından inilti çıkınca Ömer kapıya doğru dönünce Gül'ü gördü.

 

 

Gül banyoya koşup ilk yardım çantasını alıp Ömer'in önünde diz çöktü. Eline pansuman yapınca Ömer'in hareketsiz bir şekilde onu izlediğini gördü.

 

 

İşi bitince ayağa kalkıp odadan çıktı Gül derin nefes alıp elini kalbine koydu hızlı atıyordu.

 

 

Zaman su gibi akıyordu akşam yemeği hazırlanmış herkes yemeğe oturmuş sessizce yemek yiyordu. Sessizliği bozan Melek oldu.

 

 

"Selim abi beni yayın gezmeye götüyüy müsün? "

 

 

"Güzelim arabam tamirde gelince gideriz. "

 

 

Melek üzgün bir şekilde dudaklarını büküp başını sallamıştı. Yemekten sonra Selim çalışma odasına gittiğinde diğerleri avluda oturmuş çay içiyordu.

 

 

Ömer Meleğin yanına oturup sarı saçlarını okşamaya başladı.

 

 

"Ömey senin sevgilin vay mı? "

 

 

Bu soru ile herkes gülerken üç kişi put gibi donmuştu Ömer, Murat ve Gül

 

 

"Yok güzelim. "

 

 

"Oleyyy."

 

 

"Noldu neden sordun bakalım?"

 

 

"Şey ben şeni şeviyoyumm. "

 

 

Ömer Meleğin dediği ile gülmeye başlayıp kucağına alıp sarıldı,küçük kız da ona sarıldı.

 

 

"Ablacım öyle denir mi hiç?"

 

 

"Ama abba şevgiyisi yokmuş. "

 

 

"Öyle denmez ama. "

 

 

Ömer Meleği sandalyesine oturtup ayaklandı. "Ben bir ağabeyime bakayım sonra yatacağım iyi geceler. "

 

 

Ömer ağabeyinin yanına gidip kapıya geldiğinde kapıyı çaldı "Gel." lafını duyunca içeri girdi.

 

 

"Nasılsın ağabey?"

 

 

"İyiyim hele oğlumda gelince daha da iyi olacağım. "

 

 

"Bak sen amcası gibi yakışıklı olacak desene "

 

 

"Bakalım inşallah sen neden geldin? "

 

 

Ömer cebindeki anahtarı çıkarıp. "Ağabey Meleği sen yarın gezdir. Çok üzüldü yemekte ben zaten yarın evdeyim. "

 

 

Selim oturduğu yerden kalkıp kardeşine sıkıca sarıldı. "Eyvallah kardeşim. "

 

 

Ömer çalışma odasından çıkıp odasına gidip, yatağına girdi. Ellerini başının altına koyup Gül'ü düşündü, geçmişini düşündü, anılarını düşündü...

 

*

*

*

 

 

Azad işlerini bitirmiş evine gelmişti yemeğini yiyip odasına çıkıp dosyalara bakıyordu. Ama aklına düşen kadından dolayı kendini hep kötü hissediyordu.

 

 

Kim isterdi ki ağabeyinin karısına bakmak, oda istemezdi hemde hiç ama kalbinin sesini bir kere duymuştu.

 

 

Diyarbakır da fuarda olanlar aklına geldi. Çok eğlenmişlerdi Sahra'nın gülmesi Azad'ı da güldürmüştü. Yatağına uzanıp gözlerini yumup uykuya teslim oldu...

 

 

Sahra eline su alıp odasına gitmişti. Selim elinde dosya ile yatakta oturuyordu. Sahra'yı görünce dosyayı yan tarafa bırakıp karısına baktı.

 

 

"Güzelim çok yormuyorsun dimi kendini?"

 

 

"Yok zaten çoğu işi Gül benden çok yapıyor. "

 

 

"Anladım güzelim gel azıcık sarılayım sana kokuna hasretim. "

 

 

Sahra yatağa oturup kafasını kocasının omzuna yaslanıp kafasına takılan soruyu sordu.

 

 

"Selim biz ne zaman Mervan'a nüfus kartı çıkarıcaz. "

 

 

"Yarın gülüm ben gidip halledicem. "

 

 

"Ama araban tamirde nasıl yapıcan? "

 

 

"Ömer arabasını verdi Meleği gezdireyim diye yani yarın halledicem. "

 

 

"Sana da zahmet veriyoruz. "

 

 

"Sakın bir daha duymayayım tamam mı? "

 

 

"Tamam hadi uyuyalım ışığı kapat sen."

 

*

*

*

 

 

"Oleyy Selim abii. "

 

 

"Tamam prenses hadi gidelim biz Sahra biz gidiyoruz. "

 

 

"Tamam Selim, ablacım sakın Selim ağabeyini üzmüyorsun."

 

 

"Tamam abba. "

 

 

Onlar arabaya binerken Sahra içeriye girmişti. Tam mutfağa giderken duyduğu sesten dolayı put gibi kesilmişti.

 

 

Arkasına döndüğünde alevler içinde yanan araba içinde ise kardeşi ve kocası yanıyordu. Bağırmaya başladı.

 

 

Patlama sesine gelen ev halkı için yas çığlıkları basmıştı o gün konakta.

 

 

Semiha hanım, Yeliz, Sahra ve Gül ağlayıp bağırıyorlardı. Ömer ve Murat koşarak arabaya yaklaşsalarda alevler daha da artıyordu.

 

 

Murat pişmalıkla ağlıyordu, ağabeyini severdi. Ömer için yaptığı pusuya ağabeyi düşmüştü.

 

 

3 AY SONRA

 

 

Sahra kardeşinin ve kocasının ölümü üstüne odasına çekilip hiç çıkmamıştı. Gül bu zamanda ne kadar yanında olsa da

 

 

Zar zor oğlunun sesi ile yavaşça bebeğine yaklaştı. Gözleri dolu dolu olan bebeğini kucağına alıp sallamaya başladı yatağa yaklaşıp emzirmeye başladı.

 

 

Gül odaya gelip Sahra'ya kahvaltı getirip masaya bıraktı.

 

 

"Sahra hadi güzelim yemeğini ye biraz Mervan'ı ver bana uyumuş. "

 

 

Sahra üstünü düzeltip oğlunu Gül'e uzatıp masanın üzerine baktı.

 

 

"Aç değilim ben Gül. "

 

 

"Hayır Sahra bu sefer ben sana kızarım Selim ağabey bu halini görse çok üzülürdü. "

 

 

"O gitti hemde küçük kardeşim ile gitti beni yalnız bıraktı. "

 

 

"Oda böyle olsun istemezdi hadi biraz yemek ye kendine gel. "

 

 

Yavaşça yemeğe yaklaştı ve yemeğini yemeye başladı.

 

 

Azad olanlardan sonra soluğu Diyarbakır'da almıştı. Sahranın sesi bütün konağı inleten cinstendi. Hele anasını söylemiyordu bile oda en ez onun kadar kötüydü ağzına lokma almıyordu ev sessizliğe bürünmüştü.

 

 

Mehmet ağa oğlu Azad'ı odasına çağırıp konuşmak için bekledi Azad odaya gelince babasının karşısına geçti.

 

 

"Beni çağırmışsın baba. "

 

 

"Evet oğlum sen ve Sahra önümüzdeki ay evleneceksiniz itiraz kabul etmiyorum...! "

 

AZAD

ÖMER

 

GÜL

 

MURAT

 

 

YELİZ

 

IŞIL

Loading...
0%