Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@arouralavinya

 

"GERÇEKLER"

 

Bebeğin sesi ile sanki çok uyumuş gibi kalktı yataktan oğlunu kucağına alıp emzirip, gazını çıkardı, en sonunda ise altını değiştirdi.

 

Artık devam etmesi lazımdı oğlu için bu yola devam etmesi gerekiyordu.

 

Adımlarını beşine doğru götürüp oğlunu yatırıp banyoya girdi. Sıcak su bedeninden kayıp gidiyordu iyice yıkanıp banyodan çıktı.

 

Üstüne beyaz günlük elbise giyip ayakkabılarını ayaklarına geçirip aynanın karşına geçip saçlarını kuruttu. Uyanan oğlunu alıp kilitli olan kapısını açtı.

 

 

Başta gözleri kamaşsa da kendini toparlayıp odadan çıktı. Yavaşça merdivenerden aşağıya indi onu gören konak çalışanları ve Gül ağızlarından nidalar kaçırmışlardı.

 

Aylar sonra Sahra odadan çıkmıştı. Konak çalışanları işlerine devam edip kahvaltıyı kurmaya başladılar.

 

Gül , Sahra'ya yaklaşıp konuşmaya başladı. "Sonunda Sahra artık zamanı gelmişti o odadan çıkmanın. "

 

"Artık daha güçlü olmak zorundayım Gül, oğlum için güçlü olmalıyım. "

 

Semiha hanım bile odadan çıkmıştı. Mehmet ağanın dediği şeylere kendisi pek olumlu yaklaşmasa da olması gereken buydu.

 

"Yardım edecek bir şey var mı? "

 

"Hayır güzelim sağ ol sen salona git zaten son bir kaç bir şey kaldı onları da alıp geliyorum. "

 

"Tamam o zaman."

 

Sahra merdivenleri tekrar çıkıp salona geldiğinde masada Mehmet ağa, Semiha hanım, Azad, Murat, Ömer ve Yeliz vardı. Masaya oturmuşlardı.

 

Selim'in yeri boştu sandelyesine bakınca gözleri dolmuştu. Azad Sahra'nın geldiğini görünce yerinden kalktı.

 

"Sen otur buraya Mervan'ı bana ver. "

 

Başta vermese de yavaşça oğlunu uzattı Azad'a beraber masaya ilerlediler Yeliz, Sahra'nın hep oturduğu yere oturunca Selim yeri yani Azad'ın boştu. Yerlerine oturup Gül'ü beklemeye başladılar.

 

Gül gelip Murat ve Ömer'in ortasına oturdu. Herkes sessizce kahvaltı ediyorlardı. Ali ağlamaya başlayınca Gül yerinden kalkıp Ali'nin yanına oturdu.

 

"Gül sustur şu çocuğu!! "

 

Herkes Murat'ın tepkisi ile kalakalmıştı. Bebek içli içli ağlamaya devam ediyordu."Susmuyor bir yerine bir şey mi değdirdi acaba? "

 

Ömer yerinden kalkıp Ali'yi kucağına alıp biraz salladıktan susan bebek ile herkes Ömer'e bakıyordu.

 

"Bak Ömer'imin kolları güven verdi herhalde torunuma hemen sustu. "

 

Murat sinirli bir şekilde masadan kalkıp salondan çıktı. "Yengelerim sizinle yeğenlerime bir şeyler alsak ya hem Ali ve Mervan'ı Amed görsün. "

 

"Yok ben Mervan'ı çıkarmıyayım zaten hastaneden yeni çıktı sayılır korkuyorum. "

 

"Tamam Gül yenge sen gel bari"

 

"Baba gitsem sorun olur mu? "

 

"Yok gelinim git hatta sizi Ömer bıraksın. "

 

Gül tam bir şey diyecekti ki Ömer konuşmadan lafını kesmiş oldu.

 

"Tamam baba götürürüm ama öyle beni dükkan dükkan gezdiremezsiniz. "

 

"Tamam ben hemen hazırlanıyorum. "

 

Yeliz'in ardından Gül ve Ömer masaya oturup yemeğe devam ettiler. Sofrada Sahra ve Azad sadece susmuş tabakları ile ilgileniyorlardı.

 

Sorunsuz geçen yemekten sonra Yeliz,Gül, Ali ve Ömer çarşıya gitmişlerdi.

 

Gül Ali'ye bir şey alırken Mervan'ı da unutmuyor ona da bir şeyler alıyordu.

 

Herkesin işi bitmiş arabaya binmişlerdi. Ali'nin ateşi çıkmış içli içli ağlıyordu arabada, Ömer Yeliz'i konağa bırakıp Gül ile hastanenin yolunu tuttular.

 

Hastaneye geldiklerinde çocuk doktorunun yanına gidip Ali'yi baktırmışlardı.

 

"Korkacak bir şey yok bebeğiniz sadece diş çıkarıyor ondan dolayı ateşi çıkmış. "

 

Gül, Ömer'den gözlerini kaçırmıştı. Doktor'un verdiği reçeteyi Ömer hızla alıp odadan çıktılar.

 

Arabaya binip Ali'yi arkadaki pusete güvenli bir şekilde bağlayıp farklı bir yola sapan Ömer ile Gül bakışlarını Ömer'e çevirdi.

 

"Ne yapıyorsun bizi konağa götür çabuk! "

 

"Kes sesini ve yerine otur bu gün her şey bitecek. "

 

"Ne bitmesi bırak, durdur arabayı çabuk ineceğim burda durdur!! "

 

Ömer, Gül ile hep buluştuğu uçurumun önune geldi. Arabadan indi yavaşca Gül'ün tarafındaki kapıyı açıp Gül'ü dışarı çıkardı.

 

"Ne yapıyorsun? Senin bu yaptığına adam kaçırmak denir. "

 

"Bana tüm gerçekleri anlatacaksın. "

 

"Sen kimsin ki ben sana açıklama yapacam he kimsin? "

 

"Ulan ben seni seven adamım hala köpek gibi sana aşık olan adamım daha sayayım mı? "

 

Gül Ömer'e tokat atıp bağırmaya başladı.

 

"Sakın bana beni sevdiğini, aşık olduğunu söyleme, sen ne anlarsın sevmekten,aşktan ben seni sevdim o kadar sevdim ki senin kardeşinin pis tehdi-"

 

"Devam et pis ne? "

 

"Yok bir şey gitmek istiyorum. "

 

Ömer,Gül'ün kolunu tutup kendine çekti. "Devam et dedim Gül sana"

 

"Devam edeyim tabi Ömer ağamız isterde yapmaz mıyız? Sen İstanbul'a gittiğinde ben hamile olduğumu öğrendim. Sonra Murat ile hastanede karşılaştık gidip doktorum ile konuşmuş hamile olduğumu öğrendi geldi beni tehdit etti seni öldürmekle, senden kalan tek parçam ile tehdit etti öldürmek istediğini söyledi. Babama anlatmak ile tehdit etti. Zorla evlendik yemin ederim ne eli bana değdi ne de başka bir şekilde, ben sadece kendimi sana ait kıldım her gün o adamın işgencesi ile mücadele etmek zorunda kaldım çünkü ben bir anneydim evladım için sustum. Ama bil ki tek nefret ettiğim kişi Murat değil SENDEN DE NEFRET EDİYORUM ÖMER ASLAN"

 

"Ben sadece seni sevdim senin Murat ile evlendiğini öğrenince neler çektim haberin var mı ha var mı? "

 

"Ya ben ne yaşadım o dört duvar arasında, sen başkalarının kollarında teselli bulurken ben burada hayat mücadelesi verdim çığlıklarım duyulmasın diye kaç gece ellerimle ağzımı kapattım. "

 

"Ben senden başka bir bedene dokunmadım yemin ederim senden başkası olmadı hayatımda. "

 

"Bana YALAN söylüyorsun o kadın ile öpüştüğünü gözlerimle gördüm!"

 

Gül çantasından fotoğrafları ççıkarıp Ömer'e gösterdi. "Bak eserin gurur duy tamam mı gurur duy. "

 

"Sana yemin ederim o resim hiç öyle göründüğü gibi değil o beni bir anda öptü yemin ederim hemen ittim onu. "

 

"Ben sana nasıl inanayım beni nasıl inandıracaksın "

 

Ömer, Gül'ü kollarına çekip sarıldı Gül'de ona sıkı sıkı sarılıp ağladı. O kadar ağladı ki bütün gemileri yaktı bu gün.

 

Ömer, Gül'ün elini tutup arabaya doğru ilerledi. "Artık kimse bizi ayıramayacak. "

 

"Ayıramayacak dimi ben yine her gece ağzımı kapatmak zorunda kalmayacağım? "

 

"Hayır güzel yüzlüm hayır her şeyin hesabını verecek o piç kurusu! "

 

*

*

*

 

Azad odasından avluya çıkıp derin nefesler alıyordu. Bahçede salıncakta bebeği ile sallanan, kapıya bakan Sahra'yı gördü.

 

Yavaş adımlarla Sahra'ya yaklaşıp yanına oturdu. "Gidenler geri dönmüyor inan dönse zamanı keşke geri alsak, ne sevdiğimiz gelir ne de onlarla geçen anılarımız. "

 

"Peki kardeşim o daha küçük değil miydi neden gitti? "

 

"Rabbim kimi severse onu yanına erkenden alır. Şimdi kardeşin cennette seni izliyor annesiyle, annen ile. "

 

"Gerçekten izliyor mudur? "

 

"Gerçekten izliyordur, bizi sevenler cennette bile bizi izlerler. "

 

"Oğlum baba kokusu bilmez, sorsa ne cevap vereceğim bilmiyorum. "

 

"Onun babası hep var hiç bir zaman kimsesiz kalmayacak, kalmayacaksınız ben sizi hiç bir zaman kimsenin sizi üzmesine izin vermem. "

 

Sahra başının Azad'ın omzuna yaslamış oğlunu da kendine sarmıştı iyice. Onları izleyen Mehmet ağa doğru karar verdiğine kendisi de ikna oldu artık torununu ve Sahra'yı Azad'ın kanatları altına aldıracaktı.

 

"Bak Semiha hanım ben sana dedim Azad onlara ilaç gibi gelecek. "

 

"İnşallah Mehmedim dediğin gibi olur, inşallah oğlum emanetlerine sahip çıkar ezdirmez. "

 

"Azad Sahra geline çoktan gönlünü vermiş" deyip babacan bir şekilde salıncaktaki ikiliye sıcak bir gülümseme bahşetti.

 

 

Loading...
0%