
Ecenin iyi misin? Sorusuna cevap veremiyordum. Boğazımda bir düğüm vardı sanki yutkunamıyordum. Avukat bey yarın yüz, yüze görüşelim diyip telefonu kapatmıştı. Ece kolumdan tutup beni bir yere sürüklüyordu, ama göz yaşlarım usulca aktığı için görüş alanım buğuluydu. Bank olduğunu düşündüğüm yere oturtutmuştu beni ardından "sana su alıp geliceğim beni burda bekle" dedi.
Ellerim ile yüzümü kapatmış kara, kara düşünüyordum. Benim babamın borçla harçla işi olmazdı, nerden çıktı bu borç diye düşünüyordum. Yanımda hareketlilik sezdiğimde Ece'nin geldiğini düşündüm, ama kalın bir erkek sesi duyunca şaşırmıştım. "Neden ağlıyorsun?" Bu yağızın sesiydi. Cevap vermek istemiyordum, kendi kendine konuşur giderdi artık.
"Buğlem bana bak" dediğinde sinirlenmiştim, adam akıllı kafa bile dinliyemiyorduk. "Git başımdan yağız yalnız kalmak istiyorum." Dedim, ama pek etkili olacağını sanmıyordum. Elimle kapattığım yüzümü açığa çıkarmak adına ellerimi tuttu. "Defol git yağız anlamıyormusun?" Cebinden bir tane peçete çıkardı ve bana uzattı ardından göz yaşlarımı sildi.
Okadar dikkat ederek yapıyordu ki sanki incilcek kırılacak bir eşyamışım gibi hissettirdi. Sağımdan Ece'nin sesini duymamla birlikte oraya çevirdim yüzümü. Yağızın göz yaşlarımı silen eli boşa düştü. "Sana su getirdim buğlem al." Dedi uzattığı suyu bir kaç yudumda içtim, ve yağızın benim niye ağladığımı bilmeden gitmiyecegini anladığım için, hemen yağızın yanından kalkıp gidecektim ki kolumdan tutu.
Busefer yağız "bekle ben seni bırakırım evine." Dedi, ama bende şanteller attı. "Yağız beni sal artık anlamıyormusun bırak beni ben senin ne sevgilinim nede bir arkadaşın rahat bırak beni artık anla bizden olmaz!" Dedim, ve yanından geçip gittim. Sinirliydim ve ağır konuştuğumun farkındaydım, ama yıllardır anlamıyordu ona karşı bir şey beslemiyordum, olmuyordu.
Ardımdan gelen kişinin Ece olduğunu biliyordum. Bana birlikte eve gitmemizi teklif etti bende kabul ettikten sonra Ece'nin arabasına doğru ilerledik. Benim okuduğum üniversite özel bir üniversiteydi ben bursluydum, ama eceler öyle değildi varlıklı bir aileden geliyorlardı. Benim gibi burslu olan bir kaç öğrenci vardı, fakat hiç birimizin böyle lüks arabaları yoktu.
Ece arabayı sürerken bende tekrar ağlamaya, ve düşünmeye devam ediyordum. Bizim evin kapısına geldiğinizde Ece arabasını park edecek bir yer aramaya gitti. Ben de kapıyı açmak adına evime doğru ilerledim. Ardımdan gelen Ece kapıyı kapattı, içeri girdi. Eceye koltuğa oturmasını, ve beni beklemesini söyledim. Hemen gidip elimi yüzümü yıkamak istiyordum. Elimi yüzümü yıkayıp Ece'nin yanına döndüm, ama Ece oturduğu koltukta bulamamıştım.
Sanırım mutfaktadır diye koltuğa oturdum, ve Ece'nin gelmesini bekledim. Ece elinde iki kupa kahve ile yanıma gelmişti düşündüğüm gibiydi. "Sıcak kahve iyi gelir." Dedi sırıtarak bende eceye gülümsedim, ve Ece hiç beklemeden yanıma oturdu. "Tekrar üzülmiceksen, ve anlatmak istiyorsan ne oldu buğlem?" Ece benim en yakın dostumdu zaten ona anlatmicaktım da kime anlatcaktım.
"Ailemden bana kalan miras varya" dedim. Ece de devam etmem için kafasını salladı. "İşte babamın borcu varmış o sıralar borcu ödemek adına bizim evi kefil olarak göstermiş, vefat etmeden önce ödüceğini düşünmüş, ama vefat edince işler böyle gelişmemiş tabi bunca yıl borç beklemiş, beklemiş ve bugün ortaya çıktı işte. O borcu ödeyemezsem evi alıcakalar." Dedim gözümden akan birkaç damlaya engel olamadım.
Ece üzgün bir şekilde bana bakıp sarıldı. Beni anladığını biliyordum. Biz sarılırken eceye bir soru yönelttim. "Ece birşey dicem yağızın üstüne çok mu gittim?" Dedim şuan dediklerim için pişmandım bukadar ağır konuşmamalıydım. Ece konuşmaya başlayınca sustum. Benden ayrılıp "saçmalama bunca zaman yapman gereken şeyi yaptın buğlem bu sözleri çoktan hak etmişti." Dedi kafamı eğip düşüncelerinden arınmaya çalışıyordum.
kafama bianda dank eden düşünce ile elim telefonuma gitti. Hemen karan beyi aradım çünkü yarın benim stajım vardı, ve ben şirkete değil avukatlık bürosunda olucaktım. Anında açılan telefon ile kulağıma götürdüm. Ece ise napuyor bu kız diye bakıyordu bana. Karan beyin sesi duyulduğu gibi konuşmaya başladım. "Alo karan bey iyi akşamlar" dedikten sonra karan beyin erkeksi sesi duyuldu kulağıma.
"iyi akşamlar buğlem bir sorunmu var?" Dedi "aslında evet bir sorun var yarın şirkete olmicağım." Karan bey derin bir nefes alıp bıraktı. "Bir sorun yok dimi buğlem?" yerimden hafif kıpırdandım, ve "yok sadece kişisel sorunlarımla ilgileneceğim." Ece bana merakla bakıyordu ardından karan bey tekrar konuştu. "Tamam buğlem iyi akşamlar bir sorun çıktığında ise beni aramaktan çekinme."
Bende iyi akşamlar ve teşekürler dileyip telefonu kapattım. Eceye baktığımda soru yağmuruna tutucağını anladım. "İlk sorunuzu alalım buyrun Ece hanım." heyecanla bacak, bacak üstüne atıp bana döndü. "Karan bey kim?" Gülümseyerek "patronum staj gördüğüm yerin sahibi." Bu sefer o gülümsedi, ve "aranızda bir şey varmı varsa bana söylemiyorsan çok kötü olur."
Kesin kızardığımı anladığım suratımla "h-hayır ne alakası var Ece" dedim. Küçük bir kahka atıp "adamla telefonda konuşurken şekilden şekile girdin." Dedi öylemi gözüküyordum cidden. Utuna sıkıla sustum artık çünkü Ece susmicaktı o belliydi. "Son sorumuza geldik buğlem hadi gözlerini kaçırmada bak bu karan bey yakışıklı mı?" Dedi anında kafamı kaldırıp Ece baktım.
"Ne bilim Ece ben adama alacaklı gözle bakmadım." Bu sefer Ece konuştu "ya buğlem hadi naz yapmada söyle." Gözlerimi tekrar kaçırdım, ve "yani kendine has bir yakışıklılığı var." Ece tekrarı kahka attı, ve "sen böyle adını bile andığında kızardıysan fena birşey değil ozman belli." Bu sefer biraz kızmış bir suratla nekadar becerebildiğim şüpheli "saçmalama Ece aaa hadi kalk yatalım." dedim sonra vazgeçip Ece'nin elinden tutup mutfağa geçtim.
"İlk önce birşeyler yiyelim sonra uyuyalım." Ece gülümseyip "hadi bana senin o leziz yemeklerinden yap." Dedi uzun zamandır Ece ile birlikte yemek yemiştik. Onunla beraber yemek yemeğide özlemiştim. "Söyle bakalım ne istersin?" Ece hemen yemek masasına oturup "ne yaparsan yerim." Dedi için bende kremalı güzel bir makarna yapma kararı aldım. Bir yandan makarnayı yapıyordum, diğer yandan ise Ece ile sohbet ediyorduk.
Makarna bitince Ece'nin hayran dolu nidaları kulağıma ilişti. "Ece kalk hadi kola getir." Ece gülüp "bütün işi de bana yaptırdın he olmaz böyle." Bende gülümseyip "kusura bakma Ece hanım yormamışızdır sizi inşallah." Ece sırıtarak "estağfurullah ne kusuru" Dedi.
Ece bardaklara kola doldururken bende tabaklara makarnaları doldurdum. Birlikte sohbet ede, ede yemeklerimizi bitirdik. Ardından tabakları bulaşık makinasına yerleştirip, uyumak adına odama ilerledik. Yatağım büyük olduğu için ikimizede yetiyordu.
İki tane pijama takımı çıkardım, ve birini ben giydim, diğerini de Ece ile birlikte yatağa uzanıp uyumak için gözlerimizi kapattık. Ece'nin çoktan uyuduğunu görmüştüm, ama benim uykum bir türlü gelmiyordu. bir sağ bir sola döndüm, ve uykum yavaştan gelince gözlerim uykusuzluğa dayanamayıp kapandılar.
********
Ece uyurken güzel bir kahvaltı hazırlama kararı aldım. Bu yüzden bir güzel kahvaltılıkları çıkartıp Ece'nin en sevdiği yemeklerden menemen yapmaya başladım. Menemen pişince kapı eşiğinden Eceyi gördüm, bir gözü kapalı uykulu bir şekilde "menemenmi o." Dedi kokusuna bile zafı vardı. Bende bu haline kısa bir kahka atıp "evet menemen o." Dedim Ece hemen kapı eşiğinden ayrılıp tuvalete gittiğini anladım, ve geri gelip yanıma oturdu.
"Ihmmm bide nasıl güzel kokuyor ben seni yemezmiyim şimdi" diye Menemenle konuşuyordu manyak bu hallerine gülümsemeden duramıyordum. Çayları koydum, ve kahvaltı yapmaya başladık. Bir kaç dakika sonra Ece karnına birkaç kere hafifçe vurdu. "Ohh süper bir kahvaltıydı karnım davul gibi oldu yemekten." Dedi sonra "bir ödülü hak ettiniz Buğlem hanım." Diyip yanağıma küçük bir buse kondurdu.
"Ece hanım çok teşekkür ederim yıllardır bu anı bekliyordum." Dedim birlikte gülerek kahvaltılık malzemeleri kaldırdık, ve yerlerine koyduk. Mutfakta işimiz bitince Ece ile kıyafetlerimizi giymeye gittik. Birimiz işe diğerimiz avukatlık bürosuna gitcekti. Dolabımı açtığımda Ece'nin tarzında olan bir kaç şey çıkardım giymesi için. Ece ilk başta eve gidip giyinebilceğini söyledi, ama ben red ettim. Buradan çıkıp eve gidip giyinmesine gerek yoktu. Bende kendime göre bir kombin yaptım, ve makyaj yapmak için ikimizde makyaj masasına geçtik.
Kombin.
Makyajımızda bittiğinde Ece benim saçlarıma fön çekti. Bende onun saçlarını Altan maşa ile buklelendirdim. Evi biraz toparlayıp evden çıktık, ve Ece ilk önce arabası ile beni avukatlık bürosuna bıraktı Ardından iş yerine geçecekti oda. Karşımda avukatlık bürosuna bakıp derin bir nefes aldım, ve aldığım nefesi dışa vurdum. Ardından kapı eşiğinden geçip avukatlık bürosuna girdim.
Avukatım olan Taner beyin odasını görünce kapıyı tıktıkladıktan sonra gel sesi duyuldu. İçeri girdiğimde Taner bey ayağa kalktı yanına gidip el sıkıştık, ve Taner bey "buyurun oturun buğlem hanım." Dedi dediğini yaparak koltuğa oturdum, ve konuşması için Taner beyi bekledim. Taner bey konuşmaya başlayınca can kulağıyla onu dinledim. "Evet biliyorsunuz ki size miras kalan evi babanız ödeyemediği borçları için kefil vermiş, bu yüzden evi almamız biraz zor olucak çünkü yüklü bir miktar karşılığında anca evi alabiliriz." Dedi
boğazımda düğümlenen yumruyu yutkunarak çözmeye çalıştım, ama olmadı bu yüzden taner beye bir soru yönelttim. "Peki bu yüklü paranın miktarı ne kadar tam olarak?" Taner bey sıkıntılı Bir nefes aldı, ve "malesef bir milyon TL" bu para birimi ile gözlerim yuvalarından çıkacak gibi oldu. "Bu çok büyük bir miktar bir haftada bulmam imkansız." Dedim
Taner beyde kafasını salladı, ve "malesef üzgünüm ama bu parayı ödeyemezseniz evi geri alamayız." Dedi kafamı sallayıp bana zaman ayrıldığı için teşekkürler dileyip avukatlık bürosundan ayrıldım, ve eve gitmek adına otobüse bindim. Kara, kara bu parayı nasıl biriktirceğimi düşünüyordum, ve zaman çok kısıtlıydı nasıl bulacaktım bu parayı. Birikmiş bir param vardı, ama asla yetmezdi. Eve gelince hemen sıcak bir duş aldım, ve ne yapacağım diye düşünüyordum. yemek yemek istemiyordum aç değildim bu yüzden yatağıma geçip Ece ile telefondan konuşuyordum.
Saat geç olduğu için uyumak adına Ece ile sohbetimiz sonlanmıştı. Uyuyamıyordum. Bir kaç kere yatağımda kıvrana kıvrana yattım en son gözlerim yavaş, yavaş kapandığında uykunun huzurlu kollarına bıraktım kendimi.
Bölüm sonu...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |