@asenats
|
Sabah alarmın sesiyle uyandım . Banyomu yaptıktan sonra dolabımdan su yeşili blazer ceket elbise çıkardım giyinip aynanın karşısına geçip hafif bir makyaj yaptım ve makyajımı bordo bir rujla bitirdim .Saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yaptım . Aşağı indim Aylin hanım kahvaltı hazırlıklarına başlamıştı. "Günaydın Aylin hanım"
"Günaydın kızım"
"Babam daha uyanmadımı"
"Yok odadan çıkmadı daha,sen neden erken indin kızım"
"Ben kahvaltıya katılmayacağım Aylin hanım iş görüşmem var bu gün"
"İşine karışmak gibi olmasın ama Erhan bey bu konuya pek sıcak bakmıyor acaba vazmı geçsen " Tedirgindi onu rahatlatmak için karşısına geçip ellerimi omuzlarına yerleştirdim.
"Sorun yok Aylin hanım babamın sıcak bakmadığını biliyorum ama bu şirketde çalışmak kariyerime çok büyük katkılarda bulunacak Babamın istememe sebebi onun seçtiği yerde çalışmayacak olmam ."
"Biliyorsun kızım Erhan bey çok uzun süredir bu işlerin içinde çok geniş bir çevresi var ve birçok iş insanıyla arkadaşlık ilişkisi var senin için en iyi yerlerde iş bula bilir ."
Gülümsedim .
"Ben Altınsoylar holdinge iş başvurusu yaptım çünkü Babamın yardımını istemiyorum"
Bu malesefki yalandı .
"Peki en iyisini yine sen bilirsin kızım madem böyle olsun istiyorsun .Şimdiden başarılar"
Ellerimi omuzlarından çektim
"Teşekkürler, hem biliyormusun ? Altınsoylar ailesinden Gökhan Altınsoy ablamın ünversiteden arkadaşıymış ."
"Öylemi bilmiyordum "
"Benide tanıyormuş herhalde üniversiteye ablamı ziyarete gittiğim zamanlarda beni görmüş "
"Ola bilir ablan sana hiç bahs etmedi mi?"
"Hayır biliyorsun Ablam benimle arkadaşlarıyla iygili konuşmazdı"
Ben sohbet ederek kapıya doğru ilerlerken Babamın adım sesleri duyulmaya başladı. Siyah takım elbisesi ve sert yüz ifadesiyle her zamanki formunu koruyordu . "Günaydın " Deyip hazır kahvaltı masasına ilerledi.
"Günaydın Erhan bey"
"Günaydın Baba "
Beni baştan aşağı süzdü
"Bakıyorum da iş görüşmesi konusunda hala kararlısın"
"Evet baba dün olduğu gibi bu günde kararlıyım. Afiyet olsun size çıkıyorum ben" Deyip çıkış kapısına ilerledim .
"Bekle. Seni Hüseyin bey bıraksın"
"Gerek yok Baba kendi arabamla gideceğim iş görüşmesi sonrasında eski bir müvekkilimle buluşacağım . Hüseyin bey boşuna beklemesin" Deyip sonunda evden çıka bildim . Hüseyin bey kapıda bekliyordu .Başımla onuda selamlayıp arabama doğru ilerledim . Müvekkilimle falan buluşmayacaktım . Babamın Hüseyin beyi sürekli ona haber versin diye gönderdiğini biliyordum. Erken çıkmam trafiğe takılmama engel olmamıştı. Arabanın içinde beklerken kafamı geri koltuğa yaslayıp gözlerimi kapattım bu iş görüşmesinin olumlu sonuçlanması gerekiyordu, bütün planlarım bu işe bağlıydı .
(8 yıl önce)
Ablam Aysimanın cenazesinden 1 hafta geçmişti ve ben bir haftadır odamda uzanmak dışında hiçbir şey yapmıyordum . Aylin hanım ağlamaktan şişmiş gözleriyle beni odamdan çıkmaya ikna etmek için çok uğraşmıştı hatta babam bile hiç adım atmadığı odama 4 kez gelip dışarı çıkmam yemek yemem ve ilaçlarımı içmem gerektiğini biraz daha böyle devam edersem zor kullanmak zorunda kalıcağını söylemişti. Acıma bile saygısı yoktu .Onun gibi acımı içime gömüp dimdik durup yola devam etmemi istiyordu. Ben onun gibi değildim. Ablamın üstüne atılan toprağın altında kalmış gibi hiss ediyordum . Nefes Alamıyorum .
Nefes Alamıyorum.
Nefes Alamıyorum. Nasıl devam edeceğim . Ablam ölmüş olamaz ,ablam bunu yapmış olamaz . Tüm gücümü toplayıp ayağa kalktım ,aynada gördüğüm halim biraz daha gözümün dolmasına sebep oldu . Aşağı indim Babam veranda da oturuyordu . Hiçbirşey yapmadan yağmur damlalarını izliyordu.Ona doğru ilerledim. "Baba " Hiç acele etmeden bana doğru döndü
"İlaçlarını içtinmi?"
"İçmedim içmeyeceğim?"
"Seni bu konuda uyarmıştım"
"Umrumda değil!" Sesim babama karşı hiç olmadığı kadar yüksek çıkıyordu . Babam kaşlarını çattı, birinin ona sesini yükseltmesi tahammül edemediği birşeydi , daha önce ablam sayesinde bunu öğrenmiştim ama gerçekten umrumda değildi.
"Nasıl oldu baba artık bir cevap ver . Neden? Ablam bunu neden yaptı? Ablamı 1 sene önce Amerika'ya neden gönderdin? Neden beni hiç aramadı Baba ? Neden ölmeden bir hafta önce beni arayıp bana yardım et beni öldürücek dedi ? Kim kim ablamı o kadar korkuttu baba ? Ablam neden kendini öldürdü ? Ablam kendini öldürdü mü yoksa öldürüldü mü baba ? Delirmek üzereyim baba .... bana artık bir cevap ver bir cevap verki delirmeyeyim"
"Ablan hastaydı Dilay hastaydı ve tedavi olsun diye onu Amerikaya gönderdim. Seni aramamak kendi tercihiydi.Tedaviye olumlu yanıt vermiyordu ve git gide kötüleşiyordu . Halisinasyon görüyordu kriz geçiriyordu birinin onu öldüreceğine inanıyordu . Ve en sonunda buna dayanamayıp bitirdi ."
"Saçmalık!" Diye bağırdım artık vücudum her zerresi titriyordu . "Bu anlattıkların sadece saçmalık. Beni o büyüttü, ben onunla büyüdüm .Hasta olsa anlardım . Anlardım ben baba ablam hasta falan değildi .Karşıma geçmiş hikaye anlatır gibi ezbere birşeyler anlatıyorsun.Yalan söylüyorsun! Yalancısın sen! Ablam öldürüldü ve sen bunun üstünü kapatıyorsun . Sus artık yalancısın sen!" "Yeter" Babamın sesini ilk kez bu kadar yüksek duyuyordum . Ne kadar sinirli olursa olsun asla sesini yükseltmezdi.
"Yeter haddini aşıyorsun artık,karşında baban olduğunu unutma Dilay . Simay benim kızımdı ve öldü! Ben kalbimin bir kısmını onunla beraber gömdüm! Beni bir daha bu şekilde saçma sapan şeylerle suçlarsan sana yemin ederim kızım kalbimin diğer yarısınıda söker atar seni silerim! Bu konu burada kapandı Ablan gitti! Ve sen devam ediceksin okuluna gideceksin . Okulunu bitirip iyi bir avukat olup hayatına devam ediceksin ." "Bu kadarmı baba ablam öldü ve biz devam edeceğiz öylemi?" Acı dolu bir kahkaha attım.
"O okula asla gitmeyeceğim o odada uzanıp ölüceğim günü bekleyeceğim . Ve sende o içi boş kalbinin diğer kısmında toprağa gömüp fazlalıklarından kurtulmuş olucaksın . Belki o zaman yıllardır bize bir türlü veremediğin sevgi ve ilgiyi mezar taşlarımıza verirsin ..!"
Sözlerim bittiğinde babamın gözlerinden bir damla yaş süzüldü.Ama bu beni durdurmadı son öldürücü darbemide vurdum . "Aynı yıllardır annemin mezar taşına yaptığın gibi ." Kelimelerim biter bitmez sırtımı dönüp verandadan içeri girdim. Üst kata doğru ilerledim . Aylin hanım bu söylediklerina çok yanlış der gibi gözlerimin içine bakıyordu.Umrumda değildi . Üst kata çıkıp kapıyı sert bir şekilde çarptım . Tüm vücudum kontrolsüz bir şekilde titriyordu uzun süredir ilaçlarımı kullanmıyordum ve bir sinir krizi geçirmek üzereydim. Derin derin nefes aldım . Komodinin üzerinden telefonumu aldım ,56 cevapsız arama ,13 mesaj aramaları es geçtim mesajları açtım . 1 tanesi Sedadandı
"Biliyorum iyi değilsin ve elimden gelen bişey yok lütfen yanında olmama izin ver kaç kez kapıya geldim ama Aylin hanım odandan çıkmadığını ve kimseyi istemediğini soyledi .Seni seviyorum biliyorum çok canın yanıyor ama geçicek lütfen ilaçlarını iç ve yemek ye . Ve beni ara ."
Aylin hanım geldiğini söylemişti ve ben içeri almamasını söylemiştim . Çünkü kimsenin beni teselli edip geçicek diye kandırmasını istemiyordum . Geri kalan mesajlar Boradandı . Bora Sedanın abisiydi ve benim eski erkek arkadaşım. "Dilay"
"Dilay lütfen ara yada mesaj yaz seni merak ediyorum ve babandan dolayı size gelemiyorum Sedayada dönmemişsin"
"Dilay bu günde cevap vermezsen geleceğim"
" Güzelim seni merak ediyorum lütfen sadece sesini duyup iyi olduğunu bileyim."
"Biliyorum iyi değilsin . Ve geçicek demiyeceğim çünkü geçmeyecek. Ama bırak yanında olayım . Seni seviyorum seni hep seveceğim Esmer güzelim"
Beni sevdiğini biliyordum bende onu seviyordum ama gereksiz öfke patlamalarımla onu çok yoruyordum ve bu yüzden o istemesede bitirmiştim . Arkadaş olarak ilişkimiz devam ediyordu. Bir birimize uygun değildik o hassas kalpli biriydi naifti ,düşünceliydi bense neye ve kime öfkeli olduğunu bilmeyen içi öfke dolu biriydim . Onu kırıyordum sıkıyordum ve bu onu değiştiriyordu. Bence psikolojik sorununun farkında olmak insanın kendisi için büyük bir yüktü hasta olduğunu biliyorsun, yanlış olduğunu biliyorsun ama kendine engel olamıyorsun.
Boraya cevap vermeyecektim. Telefonun ekranını kapatmıştım ki ekrana bir bildirim düştü.
"Ablana ne olduğunu öğrenmek istermisin?" Ne demek bu ? Hemen cevap yazdım. "Kimsin"
"Sana yardım edecek olan kişiyim . Kimseye güvenme. Babanın istediği gibi okula git ve başarılı ol sana söyleyeceğim isimlerin avukatı ol sana sunacağım delillerle onları akla ismini duyur ve ablanı ölüme sürükleğen kişilere adım adım yaklaş sana yardım edeceğim sadece sana söylediklerimi yap!" "Sana neden güveneğim?"
"Benden başka sana yardım edecek kimse yok! Herkes ablanın hasta olduğu için intahar ettiğini düşünüyor." "Söylediklerini yaptıktan sonra ne olucak söylediğin kişikeri akladıktan sonra?"
"Altınsoylar holdinge iş başvurusu yapacaksın aradığın bütün cevaplar orada"
"Ordan biri ablama zararmı verdi?" "Cevapları orda bulucaksın sadece adım adım söylediklerimi yap seninle hep iletişimde olacağım"
( Günümüz)
Daldığım düşüncelerden camıma sert bir şekilde vurulmasıyla çıktım. İzbandut gibi bir adam camıma alıcaklı gibi vuruyor ve kapıyı açmaya çalışıyordu.
"Sabaha kadar senimi bekliyeceğiz aptal karı" Bana aptal karımı dedi bu ? (Evet tam olarak öyle söyledi ) Hiç üslubumu bozmadan sakince arabanın kapısını açıp aşağı indim herkes arabasından kafasını çıkarıp olacakları izliyordu bazıları telefonuyla kayıt almaya başlamıştı bile.Ülkemiz insanının özeti işte . Adama döndüm oda bu sakinliğim karşısında şaşırmıştı belliki dikkatlice yüzüme bakıyordu galiba abi yapma ben kadınım falan diye ağlamamı bekliyordu . Adama doğru bir adım attım ve yakasını tuttuğum gibi kafamı suratına gömdüm ve geri doğru ittim . Adam küfürler ederek burnunu tutup yerde kıvranıyordu. "Aptal karı senin anandır puşt . Aptal olmasa senin gibi adamlıktan yoksun bir andavalı yetiştirip sokağa salmazdı"
Hiçbir şey olmamış gibi arabama binip gaza bastım .
(Küfür etmemek konusunda söz vermiştin kendine en son sanki) Etrafta böyle insanlar varken mümkünmü böyle birşey. Baya acıttı ama (Evet adam yerde kıvranıyordu acıdan ) Adamı demiyorum benim kafam acıdı bana ne adamdan acısın diye vurdum zaten. ( İnanmıyorum sana küçücük boyuna bakan seni hanım hanımcık birşey sanıyor) Boyum küçücük falan değil. Yine iç sesimle boğuşarak yolu bitirmiştim arabamı holdingin misafir otoparkına park ettim iş görüşmesi için asansörle 25 ci kata çıktım. Asansörden iner inmez telefonda konuştuğum Esra hanım beni karşıladı.
"Merhaba Dilay hanım "
"Merhaba"deyip samimi bir şekilde gülümsedim .
" Alnınıza birşey mi oldu " " Aa ufak bir kaza geçirdim de sorun yok "
"Geçmiş olsun" oda samimi bir şekilde gülümsedi .
"Gökhan bey sizinle özel olarak görüşmek istedi sanırım tanışıyorsunuz"
Demek o Gökhan bey bu Gökhan bey kafa karıştırıcı bir durum kim olduğu belli olmayan kişi beni neden illada burada işe başlamam için hazırladı . Gökhan ablamla arkadaşmış ablama herhangi bir zarar vermiş ola bilirmi? Yoksa sonuca giden yolda bir araçmı? İsimsizi arayıp soramıyorum çünkü sürekli farklı numaralarla iletişime geçiyor ve sonra o numaraya ulaşılamıyor. Bunları düşünürken Gökhan Altınsoyun odasının önüne gelmiştik . Esra hanım kapıyı iki kez tıklattı ve kapıyı açtı . "Dilay hanım geldiler Gökhan bey" Esra hanımın peşinden içeri girdim Gökhan Altınsoy çalışma masasının önünde ayakta duruyordu yüzünde yine o mütevazi gülüşü vardı . (Bu adam niye sürekli gülüyor?) Sürekli güldüğünü nereden biliyorsun adamı iki kez gördün. "Hoş geldiniz Avukat Dilay hanım" Neden sürekli ismimin önüne ünvanımı ekliyor sinir bozucu. "Hoş buldum Gökhan bey " "Siz çıka bilirsiniz Esra hanım dayıma burada olduğumu haber verin lütfen çıkmadan ona uğrıyacağım " "Tabi efendim " Esra hanım çıktıktan sonra Gökhan geçip yerine oturdu bende karşısındaki koltuğa oturdum . "Bişey içmek istermisiniz?" "Su ala bilirim teşekkürler " Masanın üzerindeki telefonu aldı "Bir su ve bir kahve lütfen " "İş başvurusu için gelmiştim ama iş görüşmesini sizin yapacağınızı söylediler şaşırdım. İş görüşmeleriyle sizmi iygileniyorsunuz?" Gülümsedi "Hayır iş görüşmeleriyle ben iygilenmiyorum ama uzun süredir senin başvuru yapacağın günü bekliyorum Avukat Dilay" "Anlamadım" Yoksa isimsiz omu ? Yüzündeki gülümseme silindi ve kaşları çatıldı. "Yıllardır bu an için uğraştığını biliyorum Dilay" Adım adım samimiyeti artırıyor adam. "Peki nereden biliyorsun GÖKHAN " Bilmiş bir şekilde güldü bu kez "Yani inkar etmeyecekmisin" "Yoo neden edeyim herşeyi bildiğini söylüyorsun o zaman bunu neden yaptığımıda biliyorsun." "Neden yapıyormuşsun " "Ablamın neden öldüğünü öğrenmek için" "Aradığın cevaplar burada değil Dilay üzgünüm" "Sana neden inanayım belkide ablamın ölme sebebi bizzat sensindir" Ciddimisin sen der gibi bir kaşını kaldırdı . "Aradığın cevaplar burada değil Dilay bana inanmıyorsan bekleyip kendin göre bilirsin . Seni buraya gönderen kişinin planı benden ve babandan intikam almak" "Nasıl bir saçmalık bu madem anlatıyorsun tam anlat beni buraya gönderen kişi kim ablamla alakası ne ve neden senden ve babamdan intikam almak için beni buraya gönderdi."
"Seni buraya gönderen kişi Furkan Doğan ablanla alakası benim anlata bileceğim bir durum değil bunu babana sora bilirsin.Ve seni buraya göndererek baban ve benden nasıl intikam alıcak bilmiyorum kafamda birkaç fikir var ama tam olarak bilmiyorum tek bildiğim planının bu olduğu ." "Diyelimki bu anlattıkların doğru eee ne olucak şimdi " " Şu olucak Avukat Dilay Kara seni işe alacağım . Ve gidişata göre ilerleyeceğiz.Sen istediğin cevaplara ulaşacaksın , bende yıllardır düşmanım olan Furkan Doğanı alt edeceğim. Ama öncesinde bize ihanet etmeyeceğine holdingi zora sokacak herhangi bir bilgiyi Furkana vermeyeceğine söz vericeksin" "Ne yani ben söz vereceğim sende inanacakmısın " alaycı bir şekilde gülümsedim. "Belkide burada işe başlayıp Furkana istediği herşeyi vermeliyim.Bunu neden yapmıyayım?"
"Yapmayacağını biliyorum Dilay, bilmesem karşımda oturuyor olmazdın "
"Ooo ben herşeyi bilirim diyorsun,yada bana kimse ihanet edemez diyorsun"
"Sen akıllı bir kızsın her zaman doğru kararlar verdin"
"Beni tanıyormuş gibi konuşmayı bırak lütfen,beni tanımıyorsun ne yapıp ne yapmıyacağımı bilmiyorsun ama SÖZ VERİYORUM seni ve holdingini zor durumda bırakacak hiçbir bilgiyi kimseyle paylaşmıyacağım" dedim ve aynı onun gibi sinir bozucu bir şekilde gülümsedim. Ama o sinir olmuş gibi değilde hayran olmuş gibi beni izliyordu .
"Buna eminim Dilay şimdi seni dayımla tanıştırmak istiyorum "
" Tabi bende kendisiyle tanışmak istiyorum" dedim. Ayağa kalkıp beni kapıya yönlendirdi . "Önden lütfen " "Teşekkürler çok centirmensin ,bayılmam falanmı gerekiyor "
"Bu şekilde surekli herşeyi alaya alarak bir koruma kalkanımı oluşturuyorsun kendine" "Piskologmusun?"
"İstersen ola bilirim"
"Banamı yavşıyorsun?"
Yüzünü buruşturdu "Hep bu ağızlamı konuşuyorsun bir avukata hiç yakışmıyor "
"Beni bilip tanıyorsun ya bunuda bil "
"Seninle hiç direkt iletişim kurmadım farkındaysan" "Hmm anladım " deyip konuyu kapattığımı belirttim.
Kerem Altınsoyun odasında onu bekliyorduk. 10 dakika bekledikten sonra içeri 1.90 boylarında esmer gür çoğu beyazlamış siyah saçlı siyah gözlü sert bakışlı takım elbiseli bir adam içeri girdi bu Kerem Altınsoy olmalıydı . Dik duruşu ve kendinden emin yürüyüşü bile bunu gösteriyordu. Gökhan adama doğru ilerledi ve erkeklere has bir şekilde kucaklaştılar . Galiba uzun süredir birbirlerini görmüyorlardı.
"Hoş geldin oğlum,biraz daha seni göremesem adamları peşinden gönderecektim"
"Üzgünüm dayı biliyorsun atölyede işler yoğundu yakında sergi var ."
"Biliyorum yakından takip ediyorum seni sevgili yeğenim her anlamda "
Gökhan inanmıyorum sana der gibi bakıyordu ,sonra bana döndü
"Bu sana bahs ettiğim avukat Dilay Kara "
"Merhaba Kerem bey "
"Merhaba Avukat hanım memnun oldum" Beni baştan aşağı süzdü .
"Demek Furkanın yıllardır bizim için hazırladığı avukat sensin " Gökhan cevap verdi
"Evet dayı içerideki adamım yanılmamış aramıza sokmak istediği kişi Dilaymış,ama planının tam olarak ne olduğunu öğrenemedim."
"Peki bu küçük hanıma bize ihanet ederse neler olucağını anlayacağı bir şekilde anlattınmı "
"Bize ihanet etmeyecek dayı ben ona kefilim ve güveniyorum"
Adam biraz önce bana aba altından sopa salladı . (Yoo gayet açık bir şekilde salladı aba falan yoktu) Tabiki altta kalmayacağım. "Kimsenin bana kefil olmasına ihtiyacım yok ben bir söz verdimmi canım pahasına o sözü tutarım . Ve tehdit edilmeyi hiç sevmem" Kerem beyin dudağının kenarı kıvrıldı. "Bu kızı sevdim Gökhan " Ben aynısını söyleyemeyeceğim . (Sen kimi seviyorsun ki zaten) İnsanlar sevgime layık değil. (Tabi kesin öyledir) "Eğer tatlı sohbetimiz bittiyse benim artık gitmem gerekiyor " deyip kibar bir şekilde gülümsedim .
Holdingden çıkıp bir cafeye geçtim . Bir kahve sipariş verip Borayı aradım .
"Bora"
"Esmer güzelim sonunda beni hatırladı he"
"Biliyorsun yoğunum bu aralar neredesin"
"Sedayla dışarı çıktık dolaşacağız biraz "
"Köpek olan Sedamı kardeşin olan Sedamı " Kahkaha attık ikimizde evet kardeşinin adını köpeğine vermişti. Anne babası buna çok kızsada köpeğin ismini değiştirmemişti . Aynı benim gibi muhteşem bir mizah anlayışı vardı . "Köpek olan diğeriyle hala küsüz"
"Kız seninle barışmamakta haklı erkek arkadaşını alkollü araba kullanırken ihbar etmişsin . " Ben kurallara uyan bir vatandaşım"
" Ya ne demezsin birlikte yüzlerce kez alkollü araba kullanmasak inanacağım"
"Birde avukat olucaksın suçunu bu kadar çabuk kabul etme "
"Haklısınız Doktor bey dilimin kemiksizliğine önere bileceğiniz bir ilaç varmı ?"
"Evet tabiki bir doz Bora Yıldırım "
"Peki nasıl alıcam o dozu öpüşerekmi sevişerekmi" Onu nasıl kızdıracağımı biliyordum . " İyice yoldan çıktın Dilay benimle böyle konuşmaman konusunda seni uyarmıştım "
"Sakin ol sadece takılıyorum neden bu kadar büyütüyorsun bu tür şakalarımı"
Derin bir nefes aldı ve bir süre konuşmadı .
"Ne zaman vaz geçeceksin bu şekilde davranarak insanları kendinden uzaklaştırmaktan böyle biri olmadığını biliyorum bu şekilde konuşuyorsun ama sevgili olduğumuz dönemde bir kez bile yakınlaşmadık ve bunun tek sebebi bu konularda deneyimsiz ve utanıyor olmandı .Ama şimdi sanki hergün bunları yapıyormuş gibi konuşuyorsun senin bu olmadığını biliyorum neden hala devam ediyorsun zaten ayrıldık yetmiyormu bu sana neden beni kendinden uzaklaştırmak için herşeyi deniyorsun Dilay?" Evet haklıydı tam olarak bunu yapıyordum çünkü aklımdaki şeyi yapa bilmek için hepsinin gitmesi gerekiyordu bana değer veren tek tük insanlardan kurtulmam gerekiyordu .
"Ayrıyken bile seni yoruyorum değilmi?"
"Sen beni hiçbir zaman yormadın Dilay ben seni herşeyinle sevdim sen hep özel bir insandın benim için ve hayla öylesin. Bitirmek istedin ve bitirdik ben seni sevmekten hiç vaz geçmedim . Ben seni seviyorum diye sende beni sevmek zorunda değilsin ama biz bunların hepsinden önce arkadaşız Dilay ve seni asla yalnız bırakmayacağım lütfen beni itmekten vaz geç" Bırakacaksın malesefki bir gün sende bırakacaksın .
"Yeter bu kadar duygusal konuşma üzgünüm bundan sonra şakalarım konusunda daha dikkatli olacağım "
"Olmayacağını ikimizde biliyoruz be güzelim" Kahkaha attım . "Doğru söze ne denir"
"Sen bir dayağı hakk ettin denir "
"Görüşürüz Bora seni seviyorum kendine dikkat et lütfen bir ara görüşelim özledim artık "
"Bende seni seviyorum esmer güzelim kendine dikkat et en yakın zamanda görüşeceğiz "
Telefonu kapattım gözlerim dolmuştu Bora beni hep anlıyordu konuşmadıklarımı duyuyordu neyi neden yaptığımı biliyordu onu hala Seviyordum ama olmayacağını çoktan kabullenmiştim . Ben onun hayatını sadece zorlaştırıyordum benim zorluğum onu yıpratıyordu o bundan daha iyisini hak ediyordu. Hesabı ödeyip cafeden ayrıldım. Eve yakın biryerdeydim ve yürümek istiyordum bu yüzden Hüseyin beye arabayı alması için bir mesaj gönderdim .
Boş caddede kulaklık takıp müzik dinleyerek ilerliyordum topuklular ayağımı acıttığı için çıkarmıştım uzaktan bana bakanlar kafayı sıyırmış bir insan goruyordu. Ama bu benim umrumda değildi . Biraz sonra yanımda siyah film kaplı bir araba durdu ve içinden iki takım elbiseli adam inip tam karşımda durdu. "Beyefendi sizinle konuşmak istiyor Dilay hanım"
"Beyefendi?"
"Arabaya geçin lütfen efendim"
Evet büyük gün gelmişti demek isimsizle yani Furkan Doğan la tanışma zamanı.. ..
|
0% |