Yeni Üyelik
6.
Bölüm

ZİFİR bölüm 6

@asenats

Odama dönüp Gökhanı bulamayınca bende çıktım ilk iş günü için bu kadar yeterliydi.

Arabamı almak için otoparka indim . Kulağımda kulaklık vardı kafa yoran bir günün ardından en iyi gelen şey müzikti.

 

Tam arabamın kapısını açacakken arkamda hareketlilik hiss ettim. Hızlıca arkamı döndüm ama kimse yoktu , elimi çantamın ön cebine hızla uzattım ve kalemi çıkardım .

 

" Kim var orada"

 

Ses yok ama hislerimde kolay kolay yanılmam algılarım her zaman açıktır duymuyorken bile .

 

" Kim var orada dedim ? "

 

Etrafımda bir tur daha attım . Benim topuk seslerime bir adım sesi daha eklendiğinde durdum..

 

"Kimsin neden beni takip ediyorsun ?"

 

Kadın baştan aşağı beni süzdü cevabı düşünüyor gibi değilde beni analiz ediyor gibiydi . Benden 5 cm kadar uzun, kısa sarı saçlı , sıcak tonlarda kahve renkli gözleri olan yuvarlak yüz hatlı, 30 lu yaşların başında bir kadındı.Üstünde beyaz tişört üstüne deri bir ceket altında siyah kot bir pantalon ve beyaz spor ayakkabı vardı.

 

İkimizde bir birimizi süzmeye devam ederken o gelip tam karşımda aramızda 1 adım mesafe kalıcak şekilde durdu. Dudakları alaylı bir şekilde kıvrılırken elimdeki kaleme bakıyordu .

 

" Gerçekten bir kalemmi ? Kendini onunlamı savunucaktın ?"

 

O alaylı gülümsemesine devam ederken onun aksine ben hiç gülmüyordum .

Hiç tereddüt etmeden kalem görünümlü çakının kapağını çıkardım ve tek hamlede kadının koluna sapladım . Kadın neye uğradığını şaşırmış bir şekilde acı dolu bir çığlık attı.

 

"Her kimsen ve her ne sikimsen birdaha sakın bana bu şekilde yaklaşma ve benim boş gezicek bir insan olmadığımı ve gerekirse bir kalemi bile silaha dönüştüre bileceğimi unutma !"

 

Kadın kolunu tutup acı dolu bir ifadeyle bana bakarken konuştu .

" Amacım sana zarar vermek değildi bunu neden yaptın ?"

 

" Amacın umrumda değil bana bu şekilde yaklaşılmasını sevmiyorum ve ayrıca merak etme sadece sıyırdım öyle ağır bişey değil "

"Kalem diye taşıdığın şey koluma saplı duruyor şu an eminmisin sıyırdığına?" dedi şaşkınlıkla. Kalemi tek hamlede sapladığım yerden çıkardım.

 

"Ucunu sapladım . Ayrıca ağlamayı kesip sadede gel neden beni takip ediyorsun"

 

Kolunu tutmaya devam ederken kolunu sarıcak bişey arar gibi etrafa bakındı .

(Otoparkta ne bulmayı umuyorsa)

 

"Seni takip etmiyordum sadece konuşmak için firsat kolluyordum "

 

"Ve otoparktamı buldun kolladığın fırsatı?"

 

" Burası görülmemek için daha uygun biryerdi"

 

" Eee kelpetenlemi alayım lafları konuş artık derdin ne "

 

" Önce kolumu sarmama yardım edermisin çok kanama var "

 

" Ciddimisin sen ? Farkındaysan kolunu ben yaraladım eğer diğer kolunda da aynısını istemiyorsan konuş artık!"

 

Hayal kırıklığıyla yüzüme bakıyordu .

 

" Ben. Ve benim üstlerim sana bir iş birliği teklif etmek istiyoruz "

 

Derin bir offf çektim .

" Gerçekten sıkıldım. Sen kimsin ? Üstlerin kim?"

 

" Benim kim olduğumun bir önemi yok seninle aynı tarafta olduğumu bilmen yeterli "

 

Gerçekten bu insanlar bir araya gelip plan yapıp benimle dalga geçiyor ola bilirlermi ?

 

" Bak canımm "

Bunu söylerken elimi yaralı koluna götürdüm ve elinin üstüne elimi koyup var gücümle sıktım .

Dişlerini sıkarak bağırmamaya çalıştı.

" Çıkmışsın karşıma yok ben diyorsun yok üstlerim diyorsun sonrada kim olduğumuzun bir önemi yok diyorsun madem bana bir iş teklifinde bulunuyorsun eşşek gibi kim olduğunuda söyleyeceksin he yok ben söyleyemem çok gizli insanlarla iş yapıyorum falan diyorsanda siktir olup gideceksin ve bir daha benim karşıma çıkmayacaksın.!"

Kolunu ittirerek bıraktım .

Yalan yok birazcık üzülmüştüm canını yakmak istemiyordum ama malesef sabır sahip olduğum erdemlerden biri değildi .

Artık oda öfkeyle yüzüme bakıyordu elinde bir silah olsa şu an kafama sıkacağına emindim. Dişlerini sıkarak konuştu

" Yanlış yapıyorsun Dilay . Biz aynı taraftayız Furkan Doğan'a karşı yalnız savaşamazsın sadece Altınsoylarda yetmez"

 

" Pardon, benim Furkan Doğan'a karşı olduğumu nerden çıkardın kendisine karşı olmam için bir sebebim yok"

Soylediklerime şaşırmış gibi bana bakıyordu.

 

" Bilmiyorsun değilmi?"

" Neyi bilmiyorum! "

Dedim hiddetle artık sen birşey bilmiyorsun saçmalıklarından sıkılmıştım.

 

" Ablan Aysima Kara ve Furkan Doğan arasındaki ilişkiyi "

 

Aslında bunu tahmin ediyordum yani ablamla Furkan Doğanın bir tanışıklığı olduğunu ama bir ilişki tahmin ettiğim bişey değildi. Ablamın bir ilişkisi olmuştu ve bundan bile haberim yoktu ben gerçekten ablama bu kadar yabancımıydım.

 

Kadına hiçbirşey söylemeden arkamı döndüm ve arabama bindim .

Herşeyim olan birinin hiçbirşeyiydim Gökhan Altınsoy ve Furkan Doğanın varlığıda bunun en büyük kanıtıydı.

Bana onlardan hiç bahsetmemişti belki daha birçok insan ve olaydanda bahsetmemişti . Arabayı resmen zor kullanıyordum . Ellerim ve çenem titriyordu nefesim daralıyordu . Kalbim göğsümü parçalayacak gibi atıyordu .

Evet şu an panik atak geçiriyordum .

Çünkü uzun süredir ilaçlarımı kullanmıyordum .

Arabamı yavaşlattım neyseki çok kalabalık olmayan bir yoldaydım aslında nerde olduğumu bile zor algılıyordum.

Musait bir alan görür görmez arabayı durdurdum. Derin nefesler alıp veriyordum gözümden ne zaman akmaya başladığını bilmediğim yaşlar yüzümü tamamen ıslatmıştı. Yavaş adımlarla arabadan indim . Sırtımı arabaya yasladım ve yere çöktüm hıçkırıklarım benden bağımsız bir şekilde boğazımda yankılanıyordu . Nefesimi düzenlemeye çalışırken kendimi toparlaya bilecek tek kişinin kendim olduğunu biliyordum . Bu hep böyleydi beni düştüğüm yerden kaldıran her zaman bendim sadece ablam yanımdaydı ama o yanımdayken de beni yerden kaldıran yine bendim .

 

" Şşş sakin ol , sakin ol , nefes al Dilay , kendini topla , seni toparlaya bilecek kimse yok , sakin ol , sen toparlanırken yanında duracak bir ablanda yok. "

Hıçkırıklarım boğazımı ağrıtacak kadar şiddetlenmişti .

 

" Şşş sakin ol Dilay seni teselli eden saçlarını seven bir annen olmadı artık ablanda yok artık buna alış"

 

Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim.

 

" Arkandayım seni seviyorum diyen bir baban olmadı artık bir ablanda yok çok uzun süredir yok artık buna alış!"

 

Gözyaşlarım akmayı bırakırken elimi kalbimin olduğu yere koydum hayla çok hızlı atıyordu.

 

"Bir kalbin yok senin ablan seni yok saydı diye kırılmazsın o senin herşeyin ola bilir ama sen onun için sadece annesinin emanetiydin. Ona kırılamazsın topla kendini!"

 

Nefesimde yavaş yavaş düzene giriyorken arabaya yaslanarak yavaş yavaş ayağa kalktım. Arabanın aynasını çevirdim ve yansımama baktım zaten beyaz olan tenim iyice solmuştu göz altlarım ağladığım için anında şişmişti, dudaklarımıda yine farkında olmadan ısırıp kanatmıştım .

Bunlar yabancı olduğum şeyler değildi , her panik atak krizinde veya öfke krizinde yaşadığım şeylerdi ilaçlardan kurtulmak istesemde rahatsızlıklarım bana kendini hatırlatıp bunu yapamayacağımı söylüyorlardı.

Aynada kendine bakmaya devam ederken yine konuştum .

 

" Sen güçlüsün Dilay yaşamak istiyorsan güçlü olmak zorundasın . Sen babanın sandığı gibi ablasının peşinden ağlayan bir ağlak değilsin. Sen bu işin peşinden gidiyorsun çünkü bunu ablana borçlusun çünkü senin için çocuk olmaktan vaz geçti o . Sana hayatını anlatmak zorunda değildi seni herşeyi olarak görmek zorunda değildi senin onu öyle görmen onun suçu değildi .

O senin annen değildi senden bağımsız bir hayatı vardı. Şimdi kendine gel ve yolunda ilerlemeye devam et ablana olan borcunu öde ondan sonra siktiğimin hayatına devam et yada etme bu senin bileceğin bir şey ama ablana olan borcunu öde o adaleti hak ediyordu onun için adaleti sağla"

 

Üstümü silkeledim ve arabaya bindim işte bu kadar kolaydı kendimin piskoloğu bile bendim bu konuda bile kendi başımın çaresine bakıyordum.

( Evet aynen 10 parmağında 15 marifet yakında tımarhanede bu üstünlüğünü hatırlayıp mutlu olursun)

Belkide benim için en huzurlu yer orasıdır .

 

Bora ve Sedayla buluşacağımız yere gelmiştim onlar benden once gelip balık için kolları sıvamışlardı çadırları yemekten sonra kurmaya karar vermiştik .

Benim kovam nerdeyse dolmuştu Sedanın oltasına tek bir balık bile yaklaşmamıştı ama bu onu pek üzmemişti balıktan çok telefonuyla iygileniyordu hep olduğu gibi.

Bora ise kovanın yarısını doldurmuştu . Ondan daha fazla balık yakalamanın gururuyla oltamı gölden çektim bu benim için yeterli olduğu anlamına geliyordu .

Kamp sandalyemi Boranın yanına çekip oturdum .

Oda usulca bana dönüp gülümsedi . Gülümsediğinde esmer tenine tezat derecede mavi olan gözlerinin içide gülüyordu.

"Ee esmer güzeli nasıl gidiyor hayat"

Bende ona sıcak bir gülümseme gönderdim.

"Gitmiyor be Bora öylece duruyorum yine olduğum yerde "

"İstediğin cevapları Altınsoylar holdingde bula bildinmi?"

 

"Hayır anlaşılan orda bulacağım hiçbirşey yok "

(Eminmisin bana uzun boylu kaslı yeşil gözlü kumral birşey bulmuşsun gibi geldi)

 

 

"O zaman ayrıl oradan devammı edeceksin?"

 

"Evet aradığım cevaplar orda değil ama onlara giden yol oradan geçiyor "

 

Sıkıntılı bir nefes verdi .

 

" Savruluyorsun Dilay sana hiçbirşey kazandırmayacak cevapların peşinde savruluyorsun bunu görmek canımı sıkıyor"

 

"Bana birşey kazandırıcaklar Bora kabussuz uyku kazandıracaklar "

 

"Ya öğrendiklerin daha fazla kabus görmene sebep olursa? " Dedi tereddütlü bir ses tonuyla.

 

"O zaman şüphelenmekte haklı olmuş olacağım ve Ablam için adaleti sağlayacağım"

Gülümsedi .

" Hep yanındayım biliyorsun değilmi?"

Sen benim yanımda ola bilirsin ama ben hep yalnızım diyemedim.

Sadece Gülümsedim ve

 

"Biliyorum " dedim.

 

Ben sigaramı içerken bora balıklar için mangal yakmaya başlamıştı. Sedaysa karşında oturup termosundaki kahvesini yudumluyordu.

"İlerideki arabayı gördünmü" dedi bir anda heyecanla .

 

Onun gosterdiği yöne dönmeden.

"Yoo niye görecekmişim" dedim meraksız bir tonla . Kesin yakışıklı erkek vardı arabanın içinde yoksa bir araba ilgisini çekmezdi.

" İçinde iki tane Dalyan gibi yakışıklı adam var görmen lazım"

 

"Yo değil bana ne erkeklerden " dedim aynı meraksız tonla.

Bana sinirli bir şekilde bakarken konuştu.

 

"Gerçek anlamda beni korkutuyorsun Dilay seni tanıdığımdan beri tek 1 ilişkin oldu oda abimle sadece 3 ay sürdü ve ilişki bile sayılmıyordu sadece birlikte ders çalışıp aradada balığa çıkıyordunuz asker arkadaşı gibi. Doğru söyle yoksa bendenmi hoşlanıyorsun? " Dedi gülerek.

 

Ona sadece gözümü süzmekle yetindim .

Gözlerimi kapattım ve sessizliğin keyfini çıkarmaya başladım.

Bir süre sonra Sedanın beni dürtmesiyle gözlerimi açtım.

" Baksana adamlar arabayı iyice bize yaklaştırdı ve birtanesi surekli buraya bakıp duruyor"

Bu soyledikleri dikkatimi çekmişti malum birkaç saat once işyerimin otoparkında beni takip eden birinin koluna kalem diye taşıdığım bir çakıyı saplamıştım.

 

Hemen Sedanın gosterdiği yöne döndüm araba bize en fazla 50 metre uzaklıktaydı bir kişi arabanın içinde birşeyle uğraşıyordu bir kişi ise çadır kuruyordu çadır kuran kişi uzun boylu beyaz tenli hafif kaslı siyah saçlı 30 larında bir adamdı.

Arabada olanın yüzü gözükmüyordu.

" Düzgün tipe benziyorlar " demiştimki arabanın içinden çıkan kişiyi görünce lafım ağzıma tıkıldı.

Çıkan kişi Gökhandı ve gülerek bana bakıyordu .Benim onu gördüğümü fark ettiğinde hafif elini salladı ve arabayı işaret edip sonra beni işaret etti .

( Seni arabaya çağırıyor ) Saçmalama aptal şarkı sana gelsin diyor . Şarkıya kulak verdim.

 

GEÇİYOR GÜNDÜZ GECE BİR BİR TAKVİMLERDEN.

TUTAMAM ZAMANı KAYAR TEKER TEKER ELİMDEN .

ALIYORSUN İNSANIN AKLINI BAŞINDAN .

KAYBOLURUM GÜLÜŞÜNDE EN GÜZELİNDEN.

 

AH, SORDUM BİR BİLENE DEDİ YOKKİ BİR ÇARE.

ÖYLECE KALDIM DÜŞTÜM YİNE DERDE.

GELSEN BU GECE BİRAZ GEÇİNCE KİMSEYE SÖYLEMEDEN.

BULSAN BİR YOLUNU AH İÇİMDE KÜLLERİ SÖNMEDEN .

YAKLAŞ YANIMA OTUR ÇEKİNME SEYRİNE BIRAKIRSAN.

GEÇİYOR BAK YILDIZLAR BİR BİR MANZARA ÖNÜMÜZDE.

 

KARIŞTIN KANIMA

,DOLAŞIR HEP İÇİMDE .

VE SEN DUMAN OLSAN ÇEKSEM BİR NEFESTE.

GELSEN BU GECE BİRAZ GEÇİNCE KİMSEYE SÖYLEMEDEN.

BULSAN BİR YOLUNU AH İÇİMDE KÜLLERİ SÖNMEDEN .

 

Ben sandalyeme yaslanıp şarkıyı dinlerken o arabaya yaslanıp beni izliyordu şarkı bittiğinde Eyvallah der gibi bir hareket yaptım bu onu güldürmüştü.

(Adam sana gece gel diyor sen eyvallah diyorsun) Adam bana gece gel falan demedi sadece bir şarkı.

Ben iç sesimle didişirken Sedanın sesi beni kendime getirdi.

" Aa kız Gökhan Altınsoy değilmi o "

 

"Evet o "

"Bende diyorum biryerlerden tanıdık geliyor "

 

"Hayret sen unutmazsın kolay kolay yakışıklı adamları" dedim imayla .

"Ben kendime bakanları unutmuyorum bebeğim sana bakanları neden aklımda tutayım "dedi oda gıcık bir tavırla.

Bi anda Boranın seside duyulunca ona dogru döndüm .

 

" Niye didişiyorsunuz siz bakıyım"

Seda hemen cevap verdi.

" Hic abi Dilayın patronuda burda sabahtan beri Dilayla bakışıyorlar bende acaba yeni bir aşkmı doğuyor diye Dilaya soruyoruyordum."

 

" Saçmalama Seda rahat bırak kızı"

dedi Bora ters bir tavırla .

" Ne dedim ya adam sabahtan beri Dilaya bakıyor "

 

Bora cevap vermeden ben hemen cevap verdim.

" Sadece el salladıb belliki burada olduğunu göstermek istemiş birazdan sofraya davet ederiz ayıp olmasın ."

Belli etmiyordum ama Gökhanın benimle ugraşması hoşuma gidiyordu ve sabah yaşadığımız şeylerde aklıma gelince içim bir değişik oluyordu kendimi bildim bileli net erekekler ilgimi çekiyordu ve Gökhanın bu şekilde net olması ilgimi çekiyordu h. Aramızda birşey olmazdı biliyordum ama onu gördüğümden beri beni ona çeken birşey var gibiydi .

Ama bunları o bilmesede olurdu.

Bora bana teredütlü bir şekilde bak

ıp mangalın başına geri döndü .

Bizde salata ve mezeleri hazirlamaya başladık. Daha dogrusu hazır mezeleri tabaklara koymaya Aylin hanım sağolsun hemen birşeyler hazırlayıp Borayı çağırıp ona teslim etmişti .

 

 

 

 

Loading...
0%