Yeni Üyelik
7.
Bölüm

ZİFİR bölüm 7

@asenats

ZİFİR bölüm 7

 

 

Seda hazırladığımız her şeyi sofraya dizerken Borada ben sevdiğim için mangala acı biberleri atıyordu . Bende Gökhanın arabasının olduğu tarafa dogru ilerledim .

Gördüğüm manzara katıla katıla güle bileceğim bir manzaraydı.

Gökhan elindeki yelpazeyle yanmayan kömürleri yelliyordu . Arkadaşıysa ekmek bıçağıyla salatalık ve domatesleri ikiye bölüp önündeki salata tabağına atıyordu sanırsam salata yapıyordu.

" Merhaba kolay gelsin"

 

Sesimi duyar duymaz Gökhan elindeki yelpazeyi bıraktı ve duruşunu dikleştirdi.

 

" Merhaba hoş geldin "

Sonra arkadaşına döndü.

" Bu arkadaşım Aslan . Aslan Dilaydan sana bahs etmiştim Aysimanın kardeşi aynı zamanda Dayımla çalışmaya başladı."

Aslan bana elini uzattı bende elini tutup sıktım.

"Memnun oldum Dilay seni daha öncede görmüştüm ama tanışmamış tık"

 

"Bende memnun oldum Aslan"

Gökhan bana kamp sandalyesini gösterdi.

"Geçip otur lütfen bende mangalı hazırlıyordum"

Hafif gülümseyerek mangala baktım.

"Yellemeye başladığına gore yakmış olmalısın" dedim .

Gökhan bir mangala bir bana bakıyordu hayatında hiç mangal yakmamıştı değilmi.

" Aslında doğruyu söylemek gerekirse ben ateşle yapılan işlerde pek iyi değilim mangalı normalde başka arkadaşlar yakardı ben balık yakalama işine bakıyordum ama bu gün o arkadaşlar bize katılamadı."

Aslan Gökhanın söylediklerine sesli bir şekilde güldü .

"Acaba sen arayıp hemen toplanın 1 saat içinde balığa gideceğiz dedigin için gelmemiş ola bilirlermi hayır ben geldimde bu acelen niye hala anlayamadım seni tanımasam Dilayı düşürmek için buraya geldin sanıcağım" dedi kahkahalar atarak.

Ben tek kaşımı kaldırıp Aslana bakarken Gökhan bir küfür savurdu.

"Senin ayarsız ağzının ayarını sikiyim Aslan "

Aslan şok olmuş gibi bir bana bir Gökhana bakıyordu.

Sonra bakışlarını Gökhan da sabitleyip.

"Haa" dedi .

Sonra biraz daha uzatarak.

"Haaaaaa" dedi .

"Şimdi anladım söylesene kardeşim ben sen o konuyu yıllar önce kapattın sanıyordum . Aysi..." Gökhan onun sözünü kesti .

"Ne anladıysan kendine sakla Aslan gelde şu mangalı yak"

Lafinı kesmesi benimde işime gelmişti çünkü bu konu artık canımı sıkıyordu çünkü konuyla iygili hiçbir fikrim yoktu ve tabikide kendimden taviz verip Gökhan veya bir başkasına bu konuyla iygili soru sormayacağım.

( Tabi canım meraktan çatla ama sorma)

"Mangalı yakmanıza gerek yok biz sizi davet etmek için fazladan yaptık balıkları bize katılın lütfen"dedim kendime yakışır bir kibarlık la .

(Aynen aynen iyiki adamda seni senelerdir tanıyor yoksa ona yutturucaksın bu kibar ayaklarını)

"Arkadaşlarına rahatsızlık vermeyelim"dedi Gökhan arkamda biryeri gösterirken. Gösterdiği yere döndüğümde bizi çatık kaşlarıyla izleyen Borayı gördüm.

 

"Yok onlarda seninle tanışmak istedi seni patronum sanıyorlarda "

 

"Hmm madem öyle tanışalım " dedi Gökhan yüzündeki çarpık gülümsemeyle.

 

 

Onlar davetimi kabul ettikten sonra ben yavaş adımlarla sofraya doğru ilerledim . Benden biraz sonra Gökhanla Aslanda gelmişti . Bora onları karşıladı.

 

" Merhaba ben Bora Dilayın arkadaşıyım "dedi Bora ciddi bir tavırla.

 

"Memnun oldum Bende Gökhan "

Gökhandan sonra Aslanda Boraya elini uzatmıştı ama öne atlayan Seda Boradan önce Aslanın elini tuttu .

"Merhaba ben Seda Dilayın en yakın arkadaşıyım "

Aslan da gülerek Sedanın elini sıktı

" Bende Aslan Gökhan'ın arkadaşıyım ama Dilayın şuan için birşeyi değilim. " Dedi kendince şaka yapmıştı ve tabiki benim tatlı salak arkadaşım buna bile düşmüştü.

 

Bora benim gibi bu şakayı pek komik bulmamış olmalı ki ciddi bir tavırla misafirleri sofraya davet etti hepimiz yerlerimizi aldıktan sonra rakıları doldurma görevi bana düşmüştü.

 

Yemeye başlamamızdan 40 dakika geçmişti herkes havadan sudan birşeylerden konuşuyordu bende suskunluğumu koruyordum Bora ara sıra bana bakıp Aslanla olan sohbetine devam ediyordu.

Oda biliyorduki suskunluğum hayra alamet değil ve kafamda birşeylerin hesabını yapıyorum.

 

Kendime bir bardak rakı daha doldurdum amacıma ulaşmış ve sarhoş olmuştum ama sarhoş olmak bile bu gün beni gevşetmiyordu.

 

Rakımı yudumlarken Gökhana baktım oda benim gibi rakısını yudumluyordu ve beni izliyordu sohbetle hiç alakası yoktu sanki konuşan benmişim gibi sadece beni izliyordu .

 

"Bora biliyormusun Gökhan ablamın ünversiteden arkadaşıymış " dedim konuyu bir anda açarak . Bora şaşırmış bir şekilde bana bakarken Gökhan da ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.

 

"Öylemi bilmiyordum ablanla hiç görmedim"

 

"Bende görmedim ablam ne ondan nede sevgilisi olan Furkan Doğan'dan bize hiç bahsetmedi "

Gökhan öğrenmeme hiç şaşırmamış gibi aynı ifadeyle bana bakıyordu.

Aslanın sesi bakışmamızı bölene kadar.

" Öyle biz 4 arkadaştık aslında Aysima , Gökhan,Pamir ve ben Furkan pisliği bizden baya büyük Aysimayla bir ara bişey yaşadılar ama sonrasında Furkan nişanlandı bir başkasıyla Aysima ise kimseye bişey söylemeden almanyaya gitti bizde hiç anlamamıştık niye ayrıldıklarını Gökhan daha yakındı Furkan abiylede Aysimaylada ama bu olaylar Furkan abiyle arasını açtı biz öğrendiğimizde bizde mesafe koyduk araya"

Bora benim yerime söze girdi .

" Neyi ögrendiğinizde ? "

"Olayları işte Furk.."

"Yeter Aslan burası bu konu için uygun değil" dedi Gökhan gizlemediği öfkeyle .

 

" Evet Aslan arkadaşın olayların sadece işine gelen kısmını bana anlatıyor işine gelmeyen kısmını anlatmıyor çünkü onun yanında değil de Furkanın yanında dururum diye korkuyor" dedim bende onun öfkesinden daha büyük bir öfkeyle . Ortam gerilmişti Gökhanın yüzündeki öfke yerini hayal kırıklığına bırakmıştı belliki böyle düşünmem onu üzmüştü ama bakılınca Görülen buydu .

 

Benim bu ani çıkışım Borayıda germişti ve Gökhana ters ters bakıyordu Sedaysa ne olduğunu anlamaya çalışıyordu . Aslansa Gökhana bakıyordu belliki neden onu susturduğunu sorguluyordu. Sesizliği bölen yine Gökhan oldu .

" Duyduklarını yanlış yorumluyorsun Dilay"

" Neye göre kime göre Gökhan çünkü ben gayet doğru yorumladığımı düşünüyorum."

 

Aslan yükselen tansiyonu indirmeye çalışır gibi araya girdi.

 

"Sanırsam bu konunun yeri gerçekten de burası değil daha ayık olduğunuz bir zamanda konuşsanız daha iyi olacak senin için"

Sesli olarak dile getirmesemde ona katılıyordum çünkü gözlerimi zor açık tutuyordum ve dikkatimi toplamakta zorlanıyordum hatta Gökhanı şu an 3 tane gördüğümde eminim galiba 2 tanede Aslan vardı.

( Ayıkken şahtın sarhoşken şahbaz oldun canım)

" Kes sesini sende hain iç ses"

Herkesin dönüp bir anda bana bakmasıyla bu düşündüklerimi sesli söylediğimi anladım. Ama tabikide hiç bozuntuya vermedim. Niye çünkü ben Dilay Karayım.

" Ne hiçmi iç sesinizle konuşmuyorsunuz niye uzaylı görmüş gibi bakıyorsunuz " dedim .

Hepsi hala aynı şekilde bakıyordu ama Gökhan bana bakıp gülüyordu belliki delirmiş olmam onu baya mutlu ediyordu .

Onları umursamadan rakımı yudumlamaya devam ettim. Sedaya dönüp baktığımda Aslanla derin bir muhabbete dalmışlardı. Şanslılardı çünkü Bora onları görmeyecek kadar Gökhana kitlenmişti.

"Gökhan Altınsoy " dedi bir anda dan diye.

Gökhan ona döndüğünde ikisininde bakışları bir birlerinden hoşlanmadıklarını belli edicek şekildeydi.

" Aslında biraz düşününce çalıştığım hastanede Dayınız Kerem Altınsoyun bir seminere katıldığını hatırladım"

 

" Evet dayım sağlık ve eğitim konusunda bir çok seminere katıldı " dedi Gökhan ne var bunda der gibi.

Bora gülümsedi bu gülümsemeyi biliyordum Gökhan dan hoşlanmamıştı ve canını yakıp onu küçük düşürecek birşeyler söyleyecekti. Bu Boranin sevmediği insanlara hep yaptığı birşeydi malesef.

" Kendisi ve ailesi ile iygili birçok şey konuşulmuştu o zaman hastanede . Kardeşinin bir rus mafyasıyla yasak bir ilişki yaşadığı ve bu yüzdende infaz edildiği söylenmişti hatta "

Gökhanın bakışları donuklaşıp boynundaki damarlar belirginleşirken . Ben duyduklarımın şokunu atlatmaya çalışıyordum . Çünkü ben çok araştırmama rağmen annesiyle iygili tek bir şey bile bulamamıştım.

"Tabi bunların gerçeklik payı varmı bilmiyorum o yüzden sana sormak istedim . Dayının tek kız kardeşi senin annendi değilmi?"

Aslanın kızgın sesi hepimizin ona donmesine sebep olmuştu .

"Yeter bu kadar fikrinin olmadığı şeylerle iygili yorum yapmamalısın . Ayrıca çalıştığın Hastahaneyide belirt de özel olarak ricada bulunayım , hastalarla iygilenmek yerine dedikodularla iygilenen doktorları barındırmasınlar"

Bora Aslana öldürecekmiş gibi bakarken konuya müdahile etme zamanımın geldiğini anlamıştım.

" Yeter bu kadar bencede Bora bu bizi iygilendiren bir konu değil ve ayrıca böyle bir şeyi herkesin içinde bu şekilde ifade etmen Gökhana karşı saygısızlık. Ve insanların konuşmak için var olduğunu konuştukları herşeyin gerçekleri yansıtmadığını benim kadar sende biliyorsun lütfen birdaha bu şekilde konuşma" dedim ifadesiz tutmaya çalıştığım bir sesle . Bora bana alınmış bir tavırla gülümsedi ve rakısını başına dikip sırtını sandalyesine yaslayıp bir sigara yaktı bu onun dilinde daha para versen konuşmam demekti.

Gökhana döndüğümde o hayla çatık kaşlarla Boraya bakıyordu benim ona baktığımı hiss etmiş gibi bir anda bana döndüğünde sabahtan beri onu terslemiyormuş gibi gülümsedim. Ama o ifadesiz bir şekilde bakmaya devam ediyordu. Bakışlarını üzerimden çekip sigarasını ve telefonunu alıp masadan kalktıgında ben sarhoş olmanın verdiği alıklıkla arkasından bakıyordum.

" Bu konular onu geriyor konuşmayı sevmiyor bizimle bile hiç konuşmadı" Aslan

Bunları bana bakarak söylüyordu belliki bana açıklama yapıyordu . Bende sadece

" Anladım " demekle yetindim ve ayağa kalkıp Gökhanın gitdiği yöne ilerledim.

 

Gökhan arabasının içinde oturuyordu arbasının camı tamamen açıktı sigara tuttuğu eli dışarıdaydı. Arabanın diğer tarafına geçtim ve kapıyı açıp koltuğa oturdum. Dönüp bana bakmadan sigarasını içmeye devam ediyordu sanırım tanıştığımızdan beri ilk kez onu bu kadar ciddi görüyordum gülmüyor oluşu bana huzursuz hiss ettiriyordu.

 

"Bora adına özür dilerim "

Cevap yok

" Şu an bana bu şekilde davranmanın sebebi sana üzülmemmi ?"

Aklıma bu gelmişti çünkü ben de bana üzünülmesine acınmasına katlanamıyordum.

" Sana nasıl davranıyorum ki ?" Dedi oda ciddi bir tavırla.

"Soğuk . Gülmüyorsun. Seni gördüğüm andan beri bana hep gülüyorsun ama şu an gülmüyorsun" bunu öyle bir şekilde söylemiştim ki sanki biraz daha konuşsam ağlıyacak gibiydim.

( Sen birdaha içme lütfen)

Ciddi ifadesi dağılırken dolan gözlerime bakıyordu .

" Şu an ciddi olamazsın . Sana gülmedim diye ağlamayacaksın değilmi güzelim."

 

Burnumu çektim ağlamıştım bile.

" Yoo ben ağlamam ki niye ağlayayım ben kimsenin önünde ağlamam."

Bana şok olmuş bir şekilde bakıyordu .

( Bende öyle bakıyorum )

Bir anda kollarını bana doğru uzattı ve belimden tuttuğu gibi beni kaldırıp kucağına bıraktı . İyiki üstümü değiştirip kot bir şort ve bisiklet yaka beyaz bir tişört giymiştim.

Ellerini yüzüme koydu ve baş parmaklarıyla gözlerimin altındaki yaşları sildi .

" Gülmüyorum çünkü canım sıkıldı seninle bir alakası yok gece gözlüm. "

" Ama hep gülüyordun şimdi gülmüyorsun "dedim bende inatla .

 

" Tamam güzelim bundan sonra ne olursa olsun sana hep güleceğim oldumu, lütfen ağlama "

" Durduramıyorum ki " dedim bir çocuk gibi.

 

"Tamam o zaman bana ağlayan birinin nasıl teselli edileceğini anlat çünkü hiçbir fikrim yok " dedi çaresizce .

Kafamı kaldırıp gözlerine baktım .

" Niye ki seni kimse teselli etmedimi ağlarken"

Durdu gözlerini yüzümde gezdirdi .

" Etmedi güzelim . "

" Beni ablam ederdi bazen ama oda gitti. O gidince ben hep yalnız kaldım biliyormusun " dedim ve başımı göğsüne yasladım .

" Öylemi oldu " dedi oda hafif gülerek sanki kucağında küçük bir çocuk varmış gibi konuşuyordu.

" Evet ben seni teselli ederim sen ağlarsan tamammı"

Artık ağlamıyordum ama koala gibi ona yapışmıştım .

" Tamam güzelim bende senden öğrenip seni teselli ederim artık hiç yalnız kalmazsın sende "

" Hayır sen beni teselli etme "

" Nedenmiş"

" Ya sende gidersen sonra . Üzülürüm ben öyle sen benim için bişey yapma ben senin için yaparım"

Söylediklerim bir süre konuşmadan durmamıza sebep olmuştu.

Sessizliği bozan yine o oldu.

" Bak bana bakıyım küçük sinir küpüm"

Deyip elleriyle yüzümü kavrayıp kafamı göğsünden kaldırdı .

" Ben seni hiç umudum yokken bile bırakmadım şimdi tüm güzelliğinle karşımda duruyorken bütün dünya alem karşımda dursa seni bırakmam. Anladınmı fındık burunlu"

 

Kaşlarımı çattım .

" Ne biçim isimler bunlar fındık burun ne "

 

" Ama burnun fındık kadar güzelim. Herşeyin küçücük"

" Yoo " dedim kendimden büyük bir şekilde .( Lütfen aklından geçeni soyleyip kendini rezil etme lütfen)

" Bak göğüslerim büyük benim" dedim gururla .

Gökhan şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu belliki bunu duymayı hiç beklemiyordu .

Gözleri bir an elimle gösterdigim göğüslerime indi ve " siktir " deyip kafasını geriye doğru yasladı.

" Güzelim şuan ne halde olduğumu bilsen bu şekilde konuşmaya cesaret edemezdin"

Bilmiş bir şekilde güldüm.

" Bilmemi istemediğin şey altımda hiss ettiğim şeyse biliyorum altımda surekli büyüyen çok sert bişey var ve beni rahatsız ediyor".

Elini alnına götürdü. Ve sert bir şekilde alnını ovuşturdu.

" Çok tehlikeli sulardasın. Çok tehlikeli sulardasın ve sarhoşsun ." Kollarımın altından yakalayıp beni hafif yukarı kaldırdı. Göğüslerim tam ağzının hizasında duruyordu.

" Hmm gerçekten de büyükmüş " dedi ve ağzını açıp sütyenin altında kalan göğüs ucumu hafif bir şekilde ısırdı. Engel olamadığım bir inilti dudaklarımdan kopup ona ulaştığında gülme sesini duydum. Beni geri kucağına indirdiğinde altımda hiss ettiğim sertlik fazlasıyla büyüktü.

" Şuan bana bu yaptığının hesabını başka bir gün çok fena soracağım umarım bunun farkındasındır"

Gülerek kafamı yukarı aşağı salladım.

" Gel şimdi buraya sinir küpü cüce yarın terör estirmeye devam edeceksin şimdi biraz dinlen "

Başımı göğsüne yasladım ve gözümü kapattım çok uzun suredir kendimi bu kadar huzurlu ve güvende hiss etmiyordum şu an tek istediğim uyumaktı.

Bir ara Gökhana hala koala gibi sarılı şekilde biryere taşındığımı fark ettim ama gözümü açmadım .

Sırtım yumuşak biryere değdiğindeyse gözlerimi hafif açtım . Gökhan dikkatli bir şekilde üstümü örtüyordu büyük ihtimalle Boranın benim için yaptığı çadırdaydık.

Eğilip alnımı öptü ve geri çekildi . "İyi uykular gece gözlüm" tam ayağa kalkıyorduki elini tuttum.

" Gitme, burada kal"

Elini çekip yanağımın altına yerleştirdim.

" Zaten yarın maskemi taktığımda yanımda durmayacaksın şimdi kal ben kendimken"

Elini çekmedi bu beni rahatlatmıştı . Bir dakika sonra belime sarılan dığer elini hiss ettim beni tamamen kendine doğru çekmişti.

" Uyu güzelim yarın maskeni taktığındada bir gün zifiri karanlık olduğundada ben hep yanında olacağım"

Sözleri kalbim

i huzurla doldururken artık onunla bu kadar kısa surede neden bu kadar yakın ola bildiğimi anlamıştım o benim eksik yanımdı.

( Bakalım sabah ayık kafaylada böyle düşünecekmisin)

 

 

Loading...
0%