4. Bölümden Merhabalar💙
Abim herkesin bizi babamız olarak tanıttığı kişiyle güle eğlene sohbet ediyordu hatta sohbetleri o kadar derindiki bizi bile görmüyodu.Sözde babamız bizi görüp
-Kızım gelin sofra kuruldu aşlar hazır sizi bekleriz
Konuşma lisanı beni her ne kadar etkilemiş ve komiğime gitmiş olsa da gülmemi tutmak zorundaydım.Gösterdiği yere geçip oturduk.Abime kaş göz yapıyodum kulağıma yaklaşıp
-Sonra anlatıcam dedi
-Tamam diye karşılık verdim
Adam bize bakıp
-Ne fasıldaşıyosunuz eğer gök alp'larına cenge gideceksiniz boşuna hayal kurmayın izin yok hele sen Asena diyip yemeğe devam etti. Bi dakika! bu adam benim ismimi nerden biliyordu ,gerçi bu gün yaşadıklarım yanında ismimi bilmesi az kalırdı ama yinede şaşırmışrım abim söze girip
-Yok Ata'm biz kandaşlarımla ava çıkarız birazda etrafı inceleriz dedik.dedi
Şok olmam gittikçe katlanıyordu, abimin konuşmasına ne olmuştu gülmemek için kendimi zor tutuyodum.
-Tamam oğul, Asena kandaşlarına eyi bak başlarına bişey gelmesin Gök'ün alpları size bişey etmediği sürece sizde etmeyin.
-Tamam Atam dedi abim
Akay'la Çolpan da sofrada birşeyler atıştırıyodu.Adam bana dönüp
-Asena sen Ata'na mı kırgınsın ne yedin ne benle konuştun,eğer size izin vermedim diyeyse sizi korumak için Gök Hanının ortanca oğulları bişey edemez amma o büyük oğlunun masum durduğuna bakmayasın o pek bi yamandır onu kendine düşman bellediğini bilirim ama sen yinede tedbirliol
Dediklerini anlamak için kafamda tekrarlıyodum en sonunda anlayıp abim gibi konuşmaya başladım
-Yok Ata'm ben size dargın olamam hem ben Gök Hanının oğullarından daha da becerikliyim bize bişey edemezler sen telaşlanma.dedim ben de kendimi koruyabilirdim sonuçta bahsettiği kişi ne kadar becerikli olabilirdi ki ayrıca düsmanımmıydı ben bunları düşünürken adam söze girdi
-Bilirim kızım bilirim becerikliliğini lakin sen yinede tedbiri elden bırakmayasın.Güneşin batmasına yakın düşeriz yola varırız evimize.
-Peki Ata'm dedim
-Akay Çolpan kızlarım siz de dut yemiş bülbül gibisiniz bi de mi oldu
Akay ve Çolpan bana baktı ne dicez der gibi sakin olun der gibi onlara baktım onlar da anlayıp önüne döndüler
-Yok Atam biz acıkmışız yemek yerdik dedi Çolpan
-Eyi eyi yiyin aşınızı sonra ava gidersiniz geldiğinizde eve varırız dedi
-Haydi kızlar biz kalkalım daha ava gidicez dedi abim biz de kalktık
-Sağ salim dönün dediklerimi unutmayın Akay kandaşlarına sahip çık.dedi.Bu adam beni iyi tanıyordu becerilerimi iyi biliyordu ama nasıl...
Yanımızda bi kaç adamla ormanlık bi alana gelmiştik,adamlar bizi korumak için gelmişlerdi belliydi ama onlar bizi takip etmeye devam ederse konuşamayacaktık onlara dönüp
-Siz gidin biz başımızın çaresine bakar döneriz dedim
-Emir buyurursunuz Aslıhanım diyip gittiler Aslıhan ne demekti bilmiyorum ama fazla takmadan abime döndüm.
-Eee anlat dedim
-Sabahı zaten biliyorsunuz siz sofraya gelmeden önce bize kendini babamız olarak tanıtan adamla konuştum anlattıkları sadece bişeyi açıklayabilir ama buna nasıl inanıcağımızı bilemiyorum
-Nasıl şeyler diye sordu Akay
-Farketmişsinizdir burada teknolojik hiçbir alet yok korumaların silah yerine kılıçları var çok değişik kıyafetler giyiniyolar konuşma lisanları değişik ve ayrıca biz en son uçurumdaydık buraya nasıl gelmiş olabiliriz kızlar galiba biz geçmişteyiz bunu başta rüya sandım ama değil. hepimiz abimin anlattıklarına şok olmuştuk dona kalmıştık.O an aklıma Yaşlı adamın söyledikleri ve saat geldi,cebimden saati çıkarıp onlara gösterdim.
-Bunu bana o gün kurtardığım adam verdi biraz gizemli biriydi hatta baya gizemliydi ,hani Çolpan benim sana gösterdiğim ama sen baktığında orda olan adam.
-Hatırladım alışveriş günü dedi
-İşte o zaman adam verdi bu saati ve zor zamanda bana yardım edeceğini söyledi biz uçurumdan düşüyoken de saat yanıp sönüyodu bende ordan kurtulmak istediğimi söylüyodum içimden eğer geçmişteysek bunun sebebi bu saat dedim Akay daha fazla ayakta duramayıp ağacın dibine çöktü biz de hemen yanına gidip oturduk
-Yani şimdi eve gidemicekmiyiz burada mı ölücez ben burada kalmak istemiyorum diyerek ağlıyıodu.
-Hayır eve dönücez hem dönemesek bile bura çok güzel biz hep doğal ortamda yaşamak istemiştik al işte bak burdayız ve bura güzel diyerek Akay'ı sakinleştiriyodum bi anda birinin bizi izlediğini fark ettim ona belli etmeyerek Abimlere susma işareti verdim. Arkamı döndüğümde ağacın arkasında birinin olduğunu farkedip hemen oraya yöneldim.Beni farkedip hemen kaçmaya başladı bende kovalıyodum benden hızlıydı buralara alışmış olması onu daha fazla hızlı yapıyordu ve en sonunda gözden kaybolmuştu.O gözden kaybolmuştu ama daha büyük bir sorun vardı ben de kaybolmuşum ve buraya ilgili bi şey bilmiyorum.Kızlar onları yanlız bırakmıştım başlarında abim olsa da endişeleniyodum.Geldiğim yola benzeyen yerlere dikkat ederek yürümeye çalışıyodum ama gelirken koştuğum için dikkat etmemiştim.Her yerde aynı ağaçlar vardı enerjimi tüketmemem gerektiğini düşünüp bi ağaçın dibine oturdum, hava yavaş yavaş kararmaya başlıyodu abimler şu an beni arıyolardı buna emindim düşünürken bi an karnım guruldamaya başladı o an acıktığımı hissetmiştim.Kalkıp meyve falan aramaya başladım etrafta yicek hariç her türlü bitki vardı bi süre arayıp bulamadıktan sonra umudumu kaybetmiş bi şekilde bıraktım aramayı,hâla açtım bi ormanda nasıl meyve olmaz diye stem ettim,hava artık tamamen kararmıştı uzaktan gelen bi kaç çatırtı sesiyle irkildim o tarafa baktığımda bişey yoktu burda hayvan varmıdır ki kafamın içinde sanki iki insan cebelleşiyodu bi yanım yırtıcı yoktur burada derken diğer yanım burası orman ne ararsan var diyordu.Başkalarına karşı kendimi savunabilirdim ama hayvanlara karşı savunamazdım,çıkabileceğim sağlam bi ağaç aramaya başladım bu sefer ne de olsa yüksek yerden daha güvenliydi.Karşımda büyük ve çıkılabilir bi ağaç görünce yanına gidip üzerine çıktım , sağlam geniş bi dalı vardı gece burada kalabilirdim,dalın üzerine çıkıp sırtımı ağacın gövdesine yasladım huzuruydu burası .Yaşadıklarımızı düşünmeye başladım , bi anda kendimizi burada bulmamız babamızın olması bu yaşıma kadar baba sevgisi görmeyen biriydim ben ama şimdi, burdamı kalıcaktım haytım boyunca zaten bir sürü zorlukla karşılaştım hep dışlandım ben ailesizlik yüzünden savaş verdim ama en ağırı kendimle verdiğim savaştı başkaları ailem yok diye zorbalamıştı ama ben ben kendim inandım buna,yanlızlığa ve en ağırı benim inanmadamdı.Kafamı kaldırdım gökyüzüne,her kez böyle yapmazmıydı sıkışınca gökyüzüne bakmazıydı yıldızlara bakarak düşünmeye devam ettim burdan nasıl kurtulacaktık, gerçi kurtulmak istediğime emin değildim.Acaba abimgil ne yapıyodur İnşallah onlarda kaybolmamıştır.Yorgunluk tan göz kapaklarım yavaş yavaş kapanmaya başladı daha faza direnmeden gözümü kapattım...
Gözlerimi açtığımda yumuşak bi zemindeydim uzandığım yer bi yataktı doğrulduğumda dün uyandığım odadaya benzer bi odada buldum kendimi.Etrafa bakıp iyice uyanmaya çalıştım.Etrafa boş boş bakarken içeri babam girdi evet babam diye düşünüyorum çünkü onun cidden babam olmasını istiyordum.Hızlıca yanıma geldi
-Asena eyimisin yavrum
-İyiyim Atam da ben ne ara geldim en son ormandaydım?
-Sonra anlatırım kızım günlerdir aş yemedin kandaşın gelir sana yemek getirir şimdi
Bi anlık büyük bi şok yaşadım günlerdir mi!
-Ne! nasıl günlerdir kaç gündür
-Sakin olasın Abin anlatır sana
Tam karşı çıkıcakken abim ve kızlar içeri girdim Akay'ın elinde tepsi vardı beni görür görmez yanıma geldiler.
💙BÖLÜM SONU💙
💖Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın💖