Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1. Bölüm

@asikelifamakime

Gece yeni başlamış eşlikcim olmadan ruhsuz gibi papatya çayımı içiyordum . İnsanların çoğu bana bakıp gülüyordu onlar gibi şarap şampanya veya viski içmediğim için tuhaf tuhaf bakıyorlardı . onların kurtarıcısı olarak işaretlenmiş biri olsam da insan doğasında böyle saçmalıklara yer verilmişti .

 

" Rise burda tek ne yapıyorsun? "

Sesin geldiği yöne baktığımda güzelliği ile gecenin yıldızı bana doğru geliyordu. Gülümsemesi güneşi kıskandıracak kadar sıcak ve de bağımlılık yapıyordu bu kişi sözde, sevgili tek ve biricik arkadaşım Seleneydi , pamuk şekeri rengindeki saçları ve zümrüt yeşili gözleri ile bana bakıyordu çevresindeki erkekler onunla dans etmek yada selam vermek için yarışıyor birbirine düşman kesiliyordu . Aslında komikti neyse ki benim böyle bir sıkıntım yoktu göze çarpan özelliğim yoktu .

 

Selene yanıma geldi pembe ipek balık kesim modeli altın çiçeklerle işlenmiş elbisesi ile büyüleyici görünüyordu onun ardından Marki Garcia geldi bana karşı soğuk bakışlarını eksik etmedi tabi ama sanki o bakışların ardında başka bir gizem vardı acıma hissi gibi, ben kraliyet ailesindendim istersem öldürebilirdim ama gücü yüzünden çaresiz kalıyordum şimdi ise Selene ile yanlız kalmak için izin isteyecekti .

" Selam Düşes Karlsen sıhatiniz nasıl her zamanki gibi teksiniz eşlikçiniz yok sanırım tapınakta işler uzadı, sizin adınıza üzüldüm" dedi

 

Selene'nin koluna girdi sinirlerim tepeme toplansada sakinliğimi korudum .

" Bu sizi neden ilgilendiriyor Marki Garcia bana bir ilginiz olduğunu düşünücem ama gözünüz o kadar yüksekte olamaz ne yazık ki " dedim

Gülümsedim .

" Heh haklısınız düşesim değil benim gözüm narin çiçeklerde" dedi

Selene'ye gülümsedi buna karşılık Selene zevkle gülümsedi içim parçalandı ama yapacak bir şeyim yoktu ikisininde boğazını kessem ne kaybederdim ya da bu salonda ki herkesin ruhunu şeytana satsam karşılıksız , bana acıyan ya da küçümseyenleri sonunu tek tek en hazin şekilde getirsem ve tahtı ardından bütün imparatorluğu avucumun içine alsam ne olurdu,bunu yapmamı engelleyen tek şey, acımam kendi pisliklerinde debelenmerine izin vermem . Yoksa babamın emanetini amcamın elinden alabilirdim , benim zavallı babam bu imparatorluk için her şeyini feda etti beni bile ama üzülmüyorum onun sayesinde bir amacım vardı. Ama gerçekten sınırı zorluyorlardı tek yapmam gereken -

" KUZEYİN EFENDİSİ DÜK LARSSON ve BÜYÜK TAPINAĞIN AZİZESİ MARTA STOLAS GİRİŞ YAPTI"

muhafızın sesi ile dikkatim dağıldı.

" Marki Garcia lütfen yerinizi bilin kalbinizi kırmak istemiyorum " dedim

Balkona gittim daha fazla tahammül edemezdim bu duruma kendime hakim olmam gerekiyordu çünkü aptal nişanlım sevgilisinin yanından yeni gelmişti onu görmek istemiyordum

" Yanlış bir şey dediğimi düşünmüyorum Düşeş Karlsen " dedi

Kahkaha attı görmezden gelmeyi tercih ettim gözlerim dolmaya başladı içimde gülme hissi ile doldu taştı .

Balkona çıkınca nefes aldığımı hissettim yıldızlara bakarak rahatlatmaya çalıştım. Ay ışığı bahçeyi aydınlatıyordu o kadar güzel görünüyordu ki hayran kalmıştım çeşmenin başında iki kişiyi görünce odaklandım ve kim olduğunu bulmaya çalıştım pekte uzun sürmedi yine bir kalp kırıklığı yaşayacak ve yaşatacak vardı . Büyü kulesinin efendisi Ares ve bir aptal leydi, ona kapılmış ve duygularını itiraf edecek olmalıydı ne hüsran ama . Yakışıklı ve çekici muazzam derecede güçlüydü, gümüş saçları yeşil gözleri , geniş omuzları , uzun boyu derin ve içten gelen ses tınısı ve gözünün altındaki minik beni ile dikkat çekiyordu yeterince inceledim çünkü Selene ile kuzenlerdi yan yana gelmemiz nadirde olsa mümkün oluyordu onun dışında genç yaşına rağmen mana miktarı felaketti . Bunu kimse anlayamaz ya da fark edemez ancak gösterirseniz anlaşılırdI bense gözlerine bakınca anladım gizlemeye çalıştığı manayı tabi, onun haberi yok bundan olmasın da .

Kız gözlerinden yaşlar akarak yanında koşarak ayrıldı bense bu tiyatroyu nerde görsem ilgimi çektiği için izliyordum fakat Aresin bakışları beni buldu sanki içine çekiyordu ona kapılmamak için arkamı döndüm ve korkuluklara yaslandım . Hala baktığını hissediyordum tam çıkıyordum ki muhafız yanıma geldi kulağıma eğilip

" Majesteleri sizi huzuruna bekliyor 4. Kapı leydim " dedi "

gidelim bakalım sevgili imparatorumuz ne istiyor bu sefer.

Duruşumu çeki düzen verdikten sonra balkondan çıktım kimse ile göz teması kurmadan salondan ayrılmam gerekiyordu Bahar şenliği için bu aptal balo iyice canımı sıkıyordu bitirmek güzel olacaktı çıkış kapısına bir kaç adım kalmıştı ki onun lanet çekici sesi beni durdurmuştu.

" Amaris? " Ah şu aşağılık beni gördü en iyisi görmezden gelmek .

" beni görmezden gelmek sana bir şey kazandırmayacak her türlü görüşücez "

tekrar duymamış gibi yapıp gidecektim ki bileğimi tuttu gitmemi engelledi

" şu saçmalığa son verir misin? " dedi

Gözlerimiz buluştu tabi elini yanağıma koyacaktı ki geri çekildim

" bana dokunma lütfen gidip ilgilenmen gereken kişilerle ilgilen işim var şuan"

Bileğimi sertçe çekip zorda olsa kurtardım.

" Benim senden başka ilgilenecek kimsem var mı? "

Birde soruyor mu şuan benimle ilgilendiği için Marta bana berbat bakışlarını eksik etmiyor sırf kıskandırmak için yanıma geldine yemin edebilirim . Parmaklıklarımı onun göğsüne dondurup elimi yanağına koydum sanki dünyamın tek adamı oymuş gibi düşünüp ona baktım ve gülümsedim, yutkundu bunu yapmayı gerçekten yapmayı o kadar istiyordum ama hak eden kişiye ama mümkün değildi

" Yoktur değil mi olsa bunca partide beni yanlız bırakıp başka kızlarla baloya tam ortasında gelmezdin "

Elimi geri çekip arkamı döndüm bir şeyler mırıldandı sonra geri döndü neden şaşırmadım acaba göz devirdim ve hızla salondan çıktım gözlerim doldu önüme bakmadan imparatorun çalışma odasını bulmaya çalıştım fakat onun yerine Arese çarpmıştım .

" Özür dilerim seni göremedim" hemen gözlerimi sildim.

" Ne yapıyorsun burda " direkt bu soruyu sordu ağzının ortasına çakasım geldi .

" işim var ya sen" burnunu çektim bir erkek için ağlamamam gerekiyordu ama canımi çok yakıyordu .

Gözlerim kızarmış ona bakıyordum . Derin hıçkırıklı bir iç çektim. Bana zümrüt yeşili parlak gözleri ile bakıyordu elini cebine atıp mendil çıkardı bana vereceğini hiç düşünmedim ama o gözlerimi sildi elimi eline alıp mendili avucuma verdi bense şaşkındım

" Seni ilgilendirmez defol işini hallet ve sana ağlamak yakışmıyor çok çirkin oluyorsun ayrıca biri böyle görüse yanlış anlar zayıf yönünü kimseye gösterme " dedi

" peki tamam ve haklısın " dedim garipti beni düşünmesi şüpheli geldi belki beni kullanmak isteyecekti sonuçta imparator ailesindendim fazla düşünmek iyi değildi bu yüzden kestirip attım ama ona kapılmayacaktım .

Tam gidecektimki kapı açıldı imparator karşımızda duruyordu anlaşılan ikimizi de çağırmış .

" ikinizi yan yana görmek ne şaşırtıcı " dedi

sırıttı amcam diye demiyorum çok gıcık insan kendisi. İçeri tam giriyordum benden hızlı davrandı kendimi toparlamam için zaman mı kazandır yoksa halbuki az önce ki halinden eser kalmamıştı onu çözülmemiştim ama niyetim de yoktu .

" İmparatorluğun güneşini selamlarım " dedim reverans verdim.

" imparatorluğun güneşini selamlarım " dedi eğildi .

" Oturun daha misafirimiz var gelirler birazdan eee Rise nasılsın sevgili yeğenim "

Nasıl olabilirim acaba zorla nişanlandığın sevgiyi unutan başka kıza ilgi duyan bir nişanlın seni aşağı gören bir milletin elinde nasıl olabilirim!

" İyiyim amcacım sizi özledim doğrusu" yalan gebersen keşke.

" Ah tatlım bende seni özledim imparatoriçe bir ara çay içmek için çağırsın sohbet ederiz kardeşimden haber varmı" dedi

Sinsi bir şekilde sırıttı , tâbi onu üstü kapalı sürgün et elimi ayağımı bağla sonra böyle hal hatır sor.

" hayır ve tabiki amcacım " dedim

" Peki nişanlın nerde " Cehennemin dibinde hemde en dibinde o yakışıklı aptalı peşime taktın şimdi başka kadınlarla .

" Salonda amcacım balonun tadını çıkarıyor"

Boğazında kalsın birde soruyor biliyorsun başkasını seviyor ne uzatıyorsun.

" Bana başka biriyle geldiği söyledi neden seni yanlız bıraktı"

Sessiz kalmayı tercih ettim bir süre böyle kaldım yumruğumu sıktım içimde ona olan öfkeye fazlasıyla barut döküyordu .

" Ah tamam boş ver" ve çayını içmeye devam etti boğazında kalsın ki birden öksürmeye başladı rol icabı yanına gidip su verdim içim o kadar rahatladı ki teşekkür ederim tanrım kendine gelince yerime geçtim .

Kapı çaldı içeri Calix girdi sinirlerim iyice bozuldu çünkü yanında Azize de vardı ve tam kadro buradaydık . İki kılıç ustası bir Azize bir büyücü ne isteyecekti bu herif. İmparatoru selamladıktan sonra oturdular Marta tam karşımda duruyordu bana nefret dolu bakışlarını eksik etmedi.

" Sizi buraya tekrar toplamanın nedeni bir şey bulduk ve ona bakacak birine ihtiyacımız olması "

Ne bulduki bu bunak .

" Ne buldunuz majesteleri" dedi Azize

" iki ejderha ikiside çocuk" biz şaşkın bir şekilde ona bakarkan o ise gayet sakindi

Ejderhalar nerdeyse iki yüz yıldır yoklardı .

" Eğer çocuksa tapınak güvenli olur"

" şahsen ilgilenmek zorundasınız rahiplerin eline vermek akıllıca olmaz bunu yapabilecekmisin ? Hayır mı peki, evet gönüllü varmı "İçimden birses sen yapmalısın diyordu bu aptallara vermek istemiyordum.

" Ben yaparım majesteleri " dedim

Çocuklara özel bir ilgim vardı ablalık yapabilirdim.

" Emin misin tatlım aranızda fazla yaş farkı yok biri yedi diğeri 10 yaşında sense 17 ne düşünüyorsun " of ne kadar çok konuşuyor bu adam .

"Eminim efendim "dedim

" Ama ben - " benden hemen sonra lafa karıştı

" Diyecek bir şeyiniz mi var Azize" amcam kararını vermişti marta üstüne gitmeye cesaret etmedim ve sessizce sindi

" Hayır efendim"

Azize Marta bana olan öfkesi arttı ne yapacaktı çocuğu Calixin gözüne girmek için mi kullanacaktı aptal mı bu o çocukları sevmezdi bunu biliyor olması lazımdı .

" Rise çocuklar şu kapının ardında eve götürebilirsin her hafta rapor istiyorum bu günlük bu kadar iyi geceler"

Herkes iyi geceler dedi ve amcam çıktı .

" Çocuk bakıcısı olarak iyi iş çıkaracak gibisin ama yardım lazım olursa " parmağıyla çember yapıp büyülü kağıtları çıkardı ve bana uzattı" bununla beni çağır nolursa olsun gelirim " dedi yeşil gözleri hep bu kadar güzel miydi biraz şüphelensemde mana akışı turuncuydu yani utanıyor muydu neden ki ? . " Teşekkür ederim, çocuklar her zaman masumdur biraz masumiyete ihtiyacım var " ona içten bir gülümsedi vermiştim. Kağıtları alıp kapıya yöneldim.

" Bana sormayı düşündün mü Amaris " neyi hödük herif neyi.

" Neyi "

" Çocuklara bakıcılık yapmak istiyor muyum diye " birde bana deli derler kendi çalıp kendi oynuyor bu salak.

" Ben bakacam sen değil kapıyı açın! Evime gelmiyorsun zaman geçirdiğimiz zaman yok yani senlik bir şey yok "

" Ne demek zamanımız yok işlerim var biliyorsun ve sen "

Odadan çıkacakken kolumu tutup kendine çekti

" Konuşurken yüzüme bak ! " Kolum bu adamın elinde çürüdü artık " Bir kızla konuşuyorsun hatırlatırım ve ne işin olacak Azizeyi koruyorsun ya " yavaşça bıraktı " ne halin varsa gör" dedi ve arkasına bakmadan gitti azizede peşinden gitti "öyle yapacağım" diye bağırdım.

" iyi " dedi

" iyi"

Sonra ne olduysa geri döndü

"O şeyleri görmek istiyorum"

" Şey ? Çocuk onlar ÇOCUK"

" Onlar canavar imparator kim bilir ne için kullanacak onlara sempati beslenmeyi düşünme"

" canavar? Senden daha mı beterler yani "

ilk defa bu kadar uzun süre tartışıyorduk ve ben karşılık veriyordum bu hoşuma gitmişti.

" Bana canavar mı diyorsun sen ben canavarsam sende bir kuklasın "

gemici halatına benzeyen sabrım pamuk ipliğine dönmüştü

" ne dedin sen tekrar etsene " gülümseyerek bunu söyledim kayışları koparmak üzereyken.

" aptal bir kuklasın amcan seni neden benimle nişanladı sence Dükalığı eline almak için sende bende piyon olduk bunu ikimizde çok iyi biliyoruz "

Amacını unutma ama alttada kalma sakın babamın bu dedikleri aklıma gelmişti

" Calix LARSSON elinizden ne gelebilir peki bu konuda söyleyin ikimizde bir hiç uğruna gençliğimizi çöp edeceğiz ben kukla sen canavar ama bir gün bu değişecek . Her neyse seninle uğraşmak başıma ağrı sokuyor çocukları göremezsin defol git onlara sempati beslerim beslemem sana kalmadı bu ,git sevgilinle gecenin tadını çıkar benden yakında kurtulacaksın merak etme " sen bir canavardın ama kurtarılmayı bekleyen bir canavar. " Bütün isteğim gitti zaten yüzünü görmek istemiyorum bir ay sakın yüzünü gösterme ve sevgili derken kimden bahsediyorsun yok öyle şey" Marta önce sevindi sonra yine sinirlendi " her neyse biraz daha burda kalırsan katliam çıkaracağım defol artık bu konuda deneyimli olduğumu biliyorsun değilmi" mana akışımı alev şeklindeydi bu yüzden savaşta alev tanrıçası diyorlardı öfkenin tutkunun hırsın ve intikamın ateşine sahiptim gücüm onunkine nazaran dehşetti dediklerine göre cok kan görünce kendime hakim olamıyorum düşmana korku salan bir mana yayıyordum ve onu çok iyi biliyordu aklı başına geldi ve geri adım attı.

" Ne halt yersen ye "

" tabiki " onu boş verip çocukların yanına gittim . Arkamdan Ares geldi durdum ve ona döndüm " gördüklerini unut duydukları da böyle bir şeye şahit olduğun için üzgünüm "

Elini ensesine koydu

" Neyden bahsediyorsun anlamıyorum çocukları merak ettim gidip bakalım mı gereksiz şeylerle meşgul olmayalım " ona gülümseyip önüme döndüm ve

neşelendim " hadi gidip su afacanlarla tanışalım"

Loading...
0%