Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Mutsuzluğu mutluluğa çevirmek

@askeridizifan

-ali’den-

Sacit komutan ve cengiz hastaneden ayrılmıştı biz de bu soğukta daha fazla beklememek için içeri geçtik biraz sonra doktor geldi durumu tedavileri anlattı bir de bir ameliyattan bahsetti zor bir ameliyatmış ama diğer çoğu tedaviye göre daha iyi sonuç verirmiş nadiaya kalsa hemen yaptırırdı ameliyatı ama izin vermemiştim zaten daha yeni radyasyon zehirlenmesi yaşamışken böylesine riskli bir ameliyata izin veremezdim hele ki ölüm riski varken saat zaten geçti nadiayı son kontrollerden sonra odaya almışlardı ilaçların da yaptığı yan etki ve günün yorgunluğu ile hemen uyumuştu bende yandaki koltuğa oturmuş onu izliyordu uyurken çok güzeldi gerçi o her zaman güzeldi her haliyle bombaların arasında çatışırken de ağlarken de çok güzeldi ama yinede onu bu halde hastane odasında görmek beni üzüyordu öyle bitkin yatarken görmek en istemiyeceğim şeydi ilk karşılaşmamızdaki dövüşmemizi bile buna tercih ederdim

-ertesi sabah nadia’dan-

Saat daha erkendi ben uyanmıştım Ali öylece koltukta uyuyordu gidip onu uyandırmak istiyordum ama saat daha çok erkendi uzun süre onu izledim onu izlerken sanki dünyada değil gibiydim her şey bir anda duruyordu sanki sadece ikimiz vardık herhalde 10-15 dakika ful onu izlemişimdir hemşire kontrole gelmeseydi daha da izlerdim evet maalesef hemşire gelmişti onu sessiz olması için uyarıyorum Ali’nin uyanmasını istemiyordum hemşire de zaten sessizce kontrolleri yapıp gitti ateşim biraz yüksek olduğundan seruma ilaç ekledi ve odadan çıktı çıktıktan biraz sonra Ali uyandı kapının sesine uyanmış olmalıydı

A: günaydın

N: günaydın mı saat kaç oldu ya

A: nasıl ya

N: tamam tamam saat daha 7 ben erken uyandım

A: nasılsın neden erken uyandın

N: uyku tutmadı biraz ateşim de varmış hemşire ilaç verdi

A: daha iyi misin düne göre

N: operasyona çıkacak kadar iyiyim

A: orada durun nadia hanım iki gün hastanedesin sonra da en az 1 hafta evdesin operasyon falan yok sana

N: ya Ali hiç sevmiyorum biliyorsun

A: yok öyle sevmiyorum falan hem uzun süre sonra 2 gün iznim var onda da operasyona gitmeyeyim bence

N: sen kal evde ben giderim operasyona

A: ben olmadan hiç bir yere gitmiyorsunuz nadia hanım

N: of tamam kalırım 1 gün

A: yok şimdi çıkalım en az 9 gün dinleniyorsun

N: tamam hiç inatlaşacak havamda değilim

Biraz sonra elinde tepsiyle görevli geldi Ali tepsiyi görevliden aldı en sevmediğim şeylerin başında hastane ve hastane yemekleri vardır herhalde insanın iştahını kapatıyor

A: acıktın mı

N: evet

A: o zaman hadi ye

N: Ali hastane yemeklerini hiç sevmiyorum

A: acıkmışsın da işte ye hadi hem ne kadar kötü olabilir ki

N: sen ye de gör

A: tamam ben gidip doktorla konuşucam izin verirse sana tost falan alırım

N: tamam

A: bak sakın kaçıyım falan deme ha ben yokken

N: kaçacak olsam da gidebilecek tek yer evin yüzbaşım

A: evimiz nadia

N: tamam hadi git konuş yoksa radyasyondan değil açlıktan ölücem

Ali gülümseyip çıkmıştı ben de dinleniyordum Çok geçmeden kapı sesi duydum

N: gir

Kapı açılınca Muazzez teyzeyi , sedefi ve gıcık bernayı görmem çok ta uzun sürmemişti

N: hoşgeldiniz

S: sıla iyi misin

Sedefe sarılırken

N: iyiyim iyiyim

Sizi görmeseydim daha da iyi olacaktım

M: iyimisin sıla kızım duyunca çok üzüldük

B: geçmiş olsun

O şeytan kadının içinden ölmemi dilediğine adım gibi emindim ama sahte bir gülümseme ile cevap vermek zorundaydım çünkü sedef ve Muazzez teyze buradaydı

N: iyiyim Muazzez teyze siz nasılsınız

M: biz de iyiyiz

S: bunu sana almıştım

N: ya ne gerek vardı bunalar çok güzel teşekkür ederim

Sedef bana beyaz orkide almıştı orkideyi masaya koyarken kapı açıldı Ali gelmişti

A: anne , sedef sizin ne işiniz var burada

M: hasta ziyaretine geldik oğlum

A: hoş geldiniz de anne, sedef bir dışarı gelsenize size bir şey verecektim nadia al sen şunu ben hemen geliyorum

N: tamam sevgilim

Muazzez teyze ve sedef önden çıktığı için duymamışlardı bernaya inat söylemiştim

- Ali’den kapının önü –

A: Ya anne bernanın ne işi var

M: oğlum bizim evdeydi bizle birlikte gelmek istedi ben de tamam dedim

A: niye bizdeydi Berna hayır bana sormadan karar aldığın gelinin

S: o nerden çıktı abi

A: annene sor bakalım

M: ya kız güzel işi gücü yerinde yeri yurdu belli ailesiyle de tanışıyoruz fena mı öyle ismi bile tam belli olmayan annesiz babasız biriyle mi evlenecektik

-o sırada içerisi nadia’dan-

O cadı ile baş başa kalmıştık

B: e nadia hamile kalamayacakmışsın öyle duydum bu durumda Ali’yle de evlenemezsin

N: maalesef senin adına üzgünüm Berna çünkü Ali’yle evlenicem

B: acaba Muazzez teyzenin izin vereceği düşüncesine nasıl kapıldım o torun sevmeyi çok istiyor ve o torun da benim çocuğum olucak bu yüzden senin gibi yeri yurdu belli olmayan kısır bir kadınla evlenmeyecek Ali

-kapı önü-

A: anne birincisi ismi sıla ikincisi annesi de babası da var sılanın

M: nerede kim peki bilmiyorsunuz sözde var ama

A: anne sıla Sacit komutanın kızı hem bernayı falan da çıkar aklından ben sıladan başkasını sevmedim sevemem de hadi siz çıkın ben bernayı göndericem sizin yanınıza

Onları gönderip içeri girdim

B: biliyor musun sen Ali’ye yükten başka bir şey olmayacaksın baba olmak onun da hakkı o yüzden bir zaman sonra ali seni istemeyecek siz asla mutlu olamayacaksınız

A: BERNA!! SUS YETER ÇIK BURADAN ONA BÖYLE BAĞIRMAYA HAKKIN YOK HEM BEN ONU ÇOK SEVİYORUM HEP DE SEVİCEM ÇIK ŞİMDİ BU ODADAN

Berna çıkmıştı o çıkar çıkmaz nadiaya döndüm dizlerini kendine çekmiş kafasını gömüp ağlıyordu yavaşça sarıldım

A: tamam tamam nadia geçti ben buradayım söylediklerinin hiçbiri doğru değil biliyorsun seni üzmek için söylüyor

N: Ali söylediklerinde haklı ben hiçbir zaman anne olamayacağım biz hiçbir zaman mutlu olamayacağız

A: hayır anne olacaksın dün doktorun dediklerini duymadın mı sen iyileşeceksin çocuğumuz hatta belki de çocuklarımız olacak biz çok mutlu olucaz

N: Ali boşuna kendimizi kandırmayalım hem tedavi çok riskli sen bernayla da mutlu bir hayat yaşayabilirsin çocukların olabilir ama benim çocuğum olamaz artık dün seni bırakmak istediğimde haklıymışım o zaman senin sözlerine inanıp kendimi kandırmayacaktım imkansınz bir şeyi gerçek yapmaya çalışıyoruz biz o yüzden şimdi annenlerle git Ali git ve mutlu ol zaten ahtapot benim peşimi bırakmayacak zaman zaman ortadan kaybolmam gerekecek belki yakalanıcam ifşa olup günlerce işkence görücem Ali iyileşsem bile ben böyle bir hayatta çocuklarımızı büyütemem ama Bern öyle değil onun işi bize göre daha risksiz

A: nadia

N: Ali ben seni çok seviyorum ama yapamam bunu sana da Muazzez teyzeyede yapamam o yüzden git bir şey söyleme yoksa seni bırakamam

A: şimdilik gidiyorum ama geri gelicem seni asla yalnız bırakmam

O Berna şeytanının nadiayı üzmesine kırmasına dayanamıyordum daha dün akşam o yüzündeki mutsuzluk mutluluğa çevrilmişken şimdi tekrara o hüzünlü ağlamaklı surat oturmuştu nadianın yüzüne bernanın yaptıklarını yanına bırakmazdı onun nadiaya öyle şeyler söylemeye hakkı yoktu o yüzden hemen dışarı onların yanına gittim

A: BERNA!!!

M: ali oğlum ne oluyor bağrıyorsun milletin içinde

A: Berna sen ne hakla sılaya öyle şeyler söylersin ya kız içeride ağlıyor senin yüzünden

S: abi ne oldu ki

A: ben odaya girdiğimde Berna sılaya senin hiç çocuğun olmayacak o yüzden hiç mutlu olamayacaksın Ali seni sevmeyecek diyordu ya sen nerden uyduruyorsun ya

M: oğlum sen yanlış duymuşsundur demez öyle bir şey Berna

A: o yüzden mi sıla benden ayrılmamızı istedi o yüzden mi içerde ağlıyor hiç bir şey dememiş ya sizin gözünüzde

S: abi eve gidelim orada konuşalım

A: yok öyle şey ben sizinle falan gelmiyorum ya hem neden geliyim ki sevdiğim kadını üzen beni de üzmüş olur ben sılayı yalnız bırakmam

-nadia’dan-

Az önce hiç istemediğim şeyler duymuştum ama haklıydı ben asla anne olamayacaktım biz hiç mutlu olamayacaktık bu doğruyu değiştirmek imkansızdı ama Ali nasıl yapıyorsa her seferinde bana ümit veriyordu onunla konuştukça iyileşebileceğime inanıyordum ama olamazdı ağlıyordum kapı çalmıştı muhtemelen ilaç saatiydi

N: gir

C: ne oldu kanka neden ağlıyorsun

Ağrın falan mı var

N: ağrım yok iyiyim sadece gerçeklerin farkına vardım diyelim

C: Ali de dışarda oturuyordu o da üzgündü bir dakka bir dakka siz kavga mı ettiniz

N: gerçeklerle yüzleştik diyelim hala dışarda mı

C: evet ne oldu sabah sabah onu hiç böyle görmemiştim yıkılmış gibiydi de sende de durum farklı değil gibi

N: olmuyor cengiz bizden olmuyor olamayacak ta ben iyileşemediğim sürece bir mutlu olamayacağız

C: o ne demek nadia siz asıl birlikte olmadığınızda mutlu olmazsınız biliyor musun Ali seni özlediğinde odasına sakladığı fotoğrafını çıkarıp bakıyor o sensiz yapamaz hadi barışın

O sırada tekrar kapı çalmıştı gir dediğimde tüm tim içeriye girmişti bir kişi hariç onu da görüyordum kapının önünde duruyordu ama içeri girmiyordu ona dediklerimden sonra giremiyor

Tim: geçmiş olsun nadia

Sel: Ali sen de girsene

A: ben kalabalık etmiyeyim

O sırada Ali bana bakıyordu izin ister gibi bende başımla onay verdim

Sel: ya ne kalabalığı saçmalama gel

Ali gülümseyip içeri girmişti

Aslı: siz kavga mı ettiniz nadia sen ağladın mı

N: ne alakası var ya ağlamadım kavga da etmedik

A:aynen gayet mutluyuz

Diyip elimi tuttu o an istemsizce mutlu oldum ve onsuz yapamadığını anladım o bana kuvvet veriyordu ben onsuz dayanamazdım timle biraz sohbet ettik sonra tim çıktı cengiz ben birazdan geliyorum diyip odada kalmıştı

C: bak ikinize de söylüyorum böle ayrılık olmaz ne yapın edin barışın birbirinize destek olun tamam mı kankam

N: tamam

C: ha devrem sen

A: tamam hadi git tim seni bekliyor

Cengiz de çıkmıştı

N: Ali ben çok özür dilerim o an düşünmeden çok fazla şey söyledim ama ben sensiz yapamam sen az önce elimi tuttun ya içim bir anda huzurla doldu o az önce ağlayan kız gitti yerine mutlu birisi geldi sanki

A: ben seni istesemde bırakamam ki nadia barıştık mı

N: ne zaman küsmüştük ki

Sarıldık sımsıkı sarıldık birbirimize bir daha hiç ayrılmamak üzere saeıldık mutluydum kendimi güvende hissediyordum huzurluydum onca yaşanan şeye rağmen Berna haksızdı biz ne olursa olsun mutluyduk

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%