Yeni Üyelik
43.
Bölüm

35.BÖLÜM EVETTT!

@askerikitapyazari

"konuş sana lan!"dedim bağırarak.

"O değilde iyi dövmüşüz seni"dedi karşımda ki Fikret.

"Ay evet bende aynılarını yapıcam şimdi.KES LAN SÖYLE KİM SÖYLEDİ SANA"dedim

"Neyi?"dedi umursamazca.

"Ya sabır bizim asker olduğumuzu kim söyledi sana!"dedim

"Bilemem ki"

"Öylemi bizde oğlunu teröristlere verelim o zaman"dedim ve oğlunun fotoğrafını açıp önüne koydum.

"Yapamazsınız!"dedi

"Öyle bir yaparım ki belli ki bu zamana kadar saklamışsın oğlunu kimden sakladın?"drdim

"Yalan söylemeyin bana kaç yıllık insanım"

Siz insan değilsiniz de neyse.

Oğluyla görüntülü konuşmalarını sağladım.

"Baba"dedi oğlu.

"Oğlum"dedi Fikret.

"Baba beni göçmen'e vericeklermiş"dedi

Ulan görende 5 yaşında çocuk sanar.

Kendisi 20 yaşında da

Evet buarada ya 20 yaşında şu hallere bak.

Ve görüntü kapandı. Bana döndü.

"Yalvarırım vermeyin onu öldürür"dedi Fikret

"Niye öldürür?"dedim

"Çünkü benim oğlum göçmenin oğlu"dedi

NEEEEE?

"ne?"

"Evet annesi de öldü Aslı değil annesi"dedi

"Tamam da niye vermiyicez kendi oğlu olduğunu bilmiyormu?"dedim

"Bilmiyor ve onu görürse öldürür çünkü onun oğlunu öldürdü yani bir nevi erkek kardeşini"dedi

Bir dakika bu şok fazla geldi.

"Onu verip vermeyeceğimiz sana bağlı söyle bizim asker olduğumuzu kim söyledi sana"dedim

"Tamam söyleyecem"

Ya o değil de bu çocuk gerçek çocuğu bile değil nasıl bu kadar önemsiyor.

Evet ya.

"Bir kişi var göçmenin yakın adamı ama bize çalışıyor"dedi

"Siz ve göçmen düşmansınız öylemi?"dedim

"Evet"dedi ve devam etti.

"Bu adam öyle basit bir adam değil"

"İsim ver bana!"

"Cevdat"dedi

Duymadım daha önce.

"Nasıl biri bu adam anlat biraz"dedim

"Bir sürü kişiyle düşman ve bu adam daha önce hiç bir şekilde yenilmemiş düşmanlarını hep öldürmüş. Şuan göçmenin yerine geçmek için uğraşıyor ama göçmeni öldürmeyecek"dedi

"Niye öldürmeyecek?"dedim aynı ciddiyetle.

"Çünkü en yakın arkadaşı"dedi.

"Sen bu SÖZDE oğlunu niye bu kadar önemsiyorsun?"dedim aynı ciddiyetle.

"Çünkü yeğenim"dedi

NE BİR DAKİKA BU ŞOK FAZLA OLDU BU CİDDEN FAZLA

"sen ve göçmen kardeşmisiniz!?"dedim

"Hayır göçmenle değil ölmüş eşi kardeşim ve oğlunu bana emanet etti."dedi

"Peki bu göçmen mi öldürdü karısını?"dedim

"Evet kafasında ve vücudunda 10 kurşun çıktı"dedi

Oha cani

"ne iş yapıyordu"dedim

"Hiçbirşey zorla evlendirdiler onu koruyamadım"dedi

Biraz daha durduktan sonda çıktım odadan.

Bir dakika ya bu şoklar bana aşırı fazla.

Hemen dinlenme odasına gittim.

Kimse yoktu masaya oturdum ve adamın dediklerini düzenlemeye başladım.

İçeriye tim falan girdi oturdular.

"Komutanım siz niye geldiniz?"dedi Rüzgar

"Ne o gelemezmiyim?"dedim bilgisayara bakarak.

"Yok komutanım o anlamda değil hâlâ iyileşmemişsiniz belli ki"dedi

"Turp gibiyim ben Rüzgar"

"Peki komutanım"

"Doruk nerede?"

"İzin almış"dedi Aslan

"İyi dinlensin"dedim.

Baya bir uzun sürdü düzenlemek.

"Komutanım kahve vereyim mi?"dedi Miray

"Olur"dedim.

Kahveyi verdi içtim son kez gözden geçirdikten sonra odadan çıkıp Albay'ın odasına gittim.

Babam da vardı odada.

"Otur kızım"

Oturdum.

"Nasılsın?"dedi babam.

"İyiyim Komutanım siz?"dedim

"İyi Gece"

"Komutanım dosya buyurun"dedim ve Mehmet Albay'a.

Babam uzun uzun bana baktı.

"Tamam kızım"dedi Mehmet Albay.

"Kızım dedenden bahsetmediğim için özür dil-"

"Sorun değil gizli görev belliki iyi günler"diyip selamımı verip çıktım.

Dinlenme odasına gittim.

"Ben çıkıyorum birşey olursa arayın"

"Emredersiniz komutanım"dediler hep bir ağızdan.

Çıktım askeriyeden eve geldim.

"Şundan da ye aç ağzını"dedi annem

Annem şuan ağzıma 10.sarmayı basıyor.

"Anne midem bulandı"dedim zar zor ağzımdaki yutarak.

"Sen git üstünü değiştir önce"dedi içeriye giren Parla

Hâlâ üniformalı duruyordum. Malum annem gelir gelmez ağzıma yemek tıkınca.

"Sağol ya"yüzüne bakmadan odama gittim beni bu halde görmesin.

Yüzüme krem sürdüm.

İçeriye gitmeyip azıcık uyuyayım bari.

Yatağa yattım tam uyuyordum odamın kapısı açıldı.Hafif doğruldum.

"Pişt"dedi Parla kapıdan.

O olduğunu anlayınca geri kapattım gözlerimi.

"Ne var kızım bir sal beni"dedim

"Dorukcuğun gelmiş haber vereyim dedim"dedi

"Tamam inandım hadi git de uyuyayım"dedim hâlâ gözlerim kapalı.

Odamın kapısı örtüldü.

"İnsan kardeşine inanmazmı?"

Anında yerimden kalktım.

"Doruk?"dedim

"Naber"

"İyi de sen ne arıyorsun burada izin almadınmı?"

"Aldım dinlendim şimdi de seni almaya geldim"dedi ve elimi tuttu.

"Nereye?"dedim

"Sürpriz"

"Ya bari birşey söyle ona göre giyineyim"

"Sen tatlı giyin"dedi ve elimi bıraktı odamın içindeki banyoya girip kapıyı örttü.

"Giyindin mi?"

"Hayır"

"Şimdi giyindi mi?"

"Hayır"

"Şimdi"

"Ben giyinince söyliyicem"

Hızlıca giyindim.

"Doruk gel"dedim geldi

Beni süzdü.

"Cok güzel olmuşsun herzamanki gibi"

Ay bir dakika düştüm şuan

Sen mi ben mi?

"Sen otur şuraya saçımı yapayım hemen"dedim ve makyaj masama oturdum.

Makyaj masam dediğime bakmayın çok birşeyim yok saçım başım için kullanıyorum desek daha doğru olur.

Saçımı yaptım yaparken Doruk beni izledi.

Ay yicem şimdi.

Sevgilime yürüme

Aynı kişiyiz ama sen bilirsin.

Odadan çıktık.

"Nereye?"dedi annem.

"Dışarıya anne geliriz bir kaç saate"dedim

Ve çıktık.

Arabaya bindik.

"Nereye gidiyoruz söyliyicekmisiniz?"

Konuşmadı ben tekrar konuştum.

"Ya Doruk söyleseneeeee"

"Of Gece sabırlı ol"

"Olamam hadi aşkım hadi"

Aşkım? Ve sen?

"Üzgünüm"dedi ve sustu.

Ben onu yol boyunca darladım konuşmadı konuşmadı ve yine konuşmadı.

Araba durdu.

"Doruk burası neresi?"dedim bir bina vardı.

"Gel"dedi binaya girdik birtane evin içine girdi bende girdim.

"Burası kimin evi?"dedim merakla.

"İkimizin"

NEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEEE

BİR DAKİKA NE DEDİ O

bizim evimiz dediiiii.

"Ne?"

"Biz evlenmiyicez mi kızım bizim evimiz"

Evde çok büyük ve güzeldi.

"Cidden mi?"

"Evet Gece"dedi

Ve diz çöktü ulan noluyor.

"Benimle evlenirmisin bir ömür boyu?"

Hayır diyip gidiyormuşuz

Sus sen şeytani planlar getirme aklına!

İyi be evet de hadim

​​​​​​"Bilemedim"dedim gülerek

"Geceee"

"Evet evet evettt"dedim hafif bağırarak.

Hemen yüzüğü parmağıma taktı.

"Şimdi burası bizim evimiz?"

"Evet bizim hadi gel"dedi

Ve yukarıya çıktık binanın terasına oturduk.

Yıldızlar çok güzeldi.

"Sen hangi ara ayarladın bunları?"dedim merakla

"İşte ayarladık birşeyler"

Biz baya oturduk. Akşam oldu.

Sonra beni eve bıraktı.

AY ROMANTİK ÇOCUK YİCEMMMM...

Ben de kimseye görünmeden odama gittim belliki babamda gelmiş eve birkaç gündür askeriyede kalıyormuş işlerden.

O yeni geldiğimi görmesin yeter.

Şu ağzını bir kere de açmasan şaşırıcam.

"Gece?"dedi babam arkamdan.

Arkama döndüm.

"Baba"dedim

"Nerden geliyorsun?"

"Hiç"dedim gözü parmağıma kaydı.

"Kim verdi bu yüzüğü?"dedi.

"Doruke evlenme teklifi etti"dedim

"Sen ne dedin?"

Ulan adam ne soruyorsun evet diyicem tabii ki.

"Evet dedim"

"İyi bu Doruk gözüme girdi birde deden konusu"dedi

"Önemli değil baba gerçekten"dedim yanına giderek.

Sarıldı bana bende ona.

Biraz böyle durduk ayrıldı sonra.

"İyi hadi git de üstünü değiştirip uyu yarın iş var"dedi ve odasına gitti.

"İyi geceler baba..."

Odama gidip üstümü giyinip uyudum.

Sabah 

"Ya anne ne demek alarmı kapatmak ya"dedim botumu giyerken

"Baban sana izin yazmış kızım"dedi annem

Ben bir uyandım saat 10 işe geç kaldım meğer babam beyler izin yazmış.

"İyi sagolsun ama gerek yoktu ben işe gidiyorum"dedim.

"Olmaz ilk yemek ye"

"Orada yerim hadi öptüm"dedim ve hızlıca çıktım evden.

Askeriyeye geldim.

Dinlenme odasına girdim.

Ayağıya kalkıyorlardı.

"Oturun oturun"

Hepsi oturdu. Bende Doruğun yanına oturdum.

"Komutanım komutanım"dedi Rüzgar

"Evet Rüzgar evet?"

"Biz evleniyoruz"dedi

"Hayırlı olsun düğün ne zaman?"dedim

"Üç dört gün sonra"dedi

"İsteme?"dedim

"İsteme yarın"

İçeriye bir asker geldi.

"Komutanım Albay sizi çağırıyor"dedi ve gitti.

Bende hızlıca gittim Albay'ın odasına.

"Yüzbaşı Gece Kara Emret komutanım"

"Gece deden esir düşmüş"dedi üzgün bir sesle

"Maalesef babanın haberi var ve şuan kötü bir durum da dedeni tek sen kurtarabilirsin kızım"dedi

NEEEEE DEDEM HAYIR OLAMAZ!

"nasıl ben?"

"Sen dedeni gördün kızım kurtarabilirsin onu yarın çıkıcaksın"dedi

"Emredersiniz komutanım"dedim ve çıktım.

Dinlenme odasına gittim.

"Rüzgar oğlum kusura bakma Eylül'e de özürlerimi ilet ben gelemiyorum istemeye"dedim

"Neden komutanım?"dedi Rüzgar

"Operasyon çıktı oğlum"dedim

"Tamam ben iletirim"dedi

"Hayırlı olsun tekrardan"

"Sağolun komutanım"

Çok uzatmayıcam yarın

Mağarayı inceledim dikkatle kaçış noktalarını falan.

İçeride tahmini 50 kişi var.

İçeriye girme vakti geldi.

Hızlıca tüm adamları öldürerek mağaraya girdim.

İçerideki kişiler benimle çalışıyordu.

Dedemi sandalyeye bağlamışlar hemen kenarıya çektim onu.

Çözmeye başladım iplerini.

"Hadi gidiyoruz"dedim

"Bunları öldürmeden gitmem"dedi kararlı bir sesle.

"Havadan vurucaklar dede hadi 2 dakikamız kaldı"dedim.

Dedemle mağaradan koşarak çıktık yaşlıydı ama yine de gücü yerindeydi.

Adamlar arkamızdan sıkmaya devam ediyordu.Hemen güvenli bir yer bulduk.

"Gölge 1den yuvaya"dedim

"Yuva dinlemede"

"Vurabilirsiniz"dedim.

Ve bom.

Mağara havaya uçtu havadan vurdular.

"Vay be benim aslan torunum"dedi dedem yüzüme bakarak.

"Çok güzelsin hâlâ küçüklükten beri hiç değişmemişsin"dedi

"Nasıl anlamadım?"dedim

"Küçükken de hep hayalin asker olmaktı demek gerçekleştirmişsin"dedi yüzüme dokundu.

"Hadi gidelim buradaki işlerimiz bitti"dedim.

Birlikte askeriyeye döndük.

Dedem ve beni babam ve Mehmet Albay karşıladı.

Hemen hazır ola geçtiler.

Sarıldılar falan.

Ben de odama gittim ve duş alıp giyindim.

Ve eve gittik dedem,babam ve ben.

Annem dedemi görünce direkt sarıldı.

Dedem annemi,annemde dedemi çok severmiş sanırım.

Parla dedemin yüzüne boş boş baktı sonuçta o dünyada yokmuş.

"Tanıştırayım kızım deden"dedi babam.

"Ne?"dedi parla

Dedem kollarını açtı parla sarıldı.

Çok uzatmayıcam 3 gün sonra.

Üç gün askeriyeye gitmedim dedem kalmamı istedi daha doğrusu yüzümdeki yaralar geçti.

Dedem beni çok özlemiş benim için izin bile almış.

"Dede bugün Mehmet Albay'ın kızı Eylül'ün düğünü var yani benim yakın arkadaşımın ve kiminle evleniyor sence?"dedim

"Kiminle kızım?"dedi

"Benim timimden Rüzgarla"dedim

Dedem benim timimi araştırmış.

Duyduğuma göre dedem bana çok düşkünmüş.

Akşama doğru Sılalarda tüm kızlar buluştuk Eylül yoktu tabii o ayrı hazırlanıyor giyindik hepimiz.

Miray.

Defne

​​​​​Sıla

 

Gece

​​​​"Gece sen niye bu kadar resmi giyindin kızım?"dedi Sıla

"Ben senin gibi ışıl ışıl bir insan değilim canım hadi geç kalıyoruz"dedim

Ve çıktık evden.

Düğün yerine geldik.

"Siz inin ben arabayı park edip geliyorum"dedim.

Park ettim.

Tam iniyordum arabadan biri yanıma bindi o tarafa döndü bakışlarım.

"Sen SENİN NE İŞİN VAR LAN BURADA!"

"şşş şimdi sessiz ol in araçtan sakince yoksa Doruğun aracını patlatırım."

"Kaan seni öldürürüm Kaan!"

"İn hadi"dedi

Mecbur indim hemen sürücü koltuğuna geçti yanıma otur işareti yapınca oturdum.

*

Herkes girdi düğün salonuna gölge timine ayrılan masa da bir kişinin yeri boştu.

"Gece nerede?"dedi Doruk

"En son araba park ediyordu"dedi Miray

"Allah Allah birşey olmuş olabilirmi?"dedi Emre

"Oğlum ağzınızı hayra açın işi çıkmış belli ki"dedi Aslan.

Doruk Gece'yi aradı.

"Açmıyor"

"İşi var demek ki"dedi Aslan.

"Çocuklar"dedi Harun Albay gölge timine ayrılan masaya ilerlerken.

Tam kalkıyorlardı.

"Oturun oturun buraya saldırı olabilirmiş dikkatli olun"dedi ve gitti Harun Albay.

"Lan Gece?"dedi Doruk.

Tam o sırada telefonu çaldı.

"Gece kızım neredesin sen ödümü kopardın!"dedi Doruk

"Beni Mehmet Albay göreve yolladı iyi eğlenceler size"telefon kapandı.

"Aferin"dedi Kaan

"Kes be sen"

"Sen beni ALDATTIN GECE ALDATTIN!"

"BEN SENİ HİÇBİR ZAMAN SEVMEDİM SEVMİYİCEM!"

"SEVİCEKSİN SEVİCEKSİN DİYORSAM SEVİCEKSİN"

"ZORLAMI LAN ZORLAMI SEVMİYORUM ANLASANA BE SEVMİYORUM!"

"BEN SEVİYORUM"

"KAAN KAAN YAVAŞ GİT YAVAŞ OL KAZA YAPICAZ!"

Nikah kıyılır düğün neredeyse bitmek üzere iken Doruk Mehmet Albay'ın yanına gider.

"Komutanım birşey sorabilirmiyim?"

"Tabii sor oğlum"

"Gece operasyonamı gitti?"

"Yoo biri mi göndermiş?"

"Beni aradı öyle dedi"

Albay hızla ayağıya kalktı.

"Ne diyorsun oğlum sen nerede şuan?"

"Bilmiyorum"

"Evet düğünümüz buraya kadardı eşlerimize mutluluklar dileriz"

Düğün bitti.

Mehmet Albay tüm gölge timini topladı.

"Heryere bakın bulun Gece'yi hemen!"

"Emredersiniz komutanım"tüm misafirler gitmişti.

Doruk dışarıya çıktı.

Gözü biryere takıldı.

"Hemen buraya gelin en acilinden"

Tüm tim toplandı Doruğun yanına.

"Şurada kaza olmuş hemen gidip bakalım insanlar da toplanmış"

Tüm tim kaza yapan aracın yanına gitti.

"Noluyor açılın açılın noluyor"

Polisler vardı ambulans sesi geldi.

"Beyefendi giremezsiniz bu bölgeye"dedi polis,Doruğa

"Askerim"dedi ve kartını gösterdi.

"Kaza yapan araca baktı gözüne birşey çarptı.

Yüzük...

Son...

Umarım beğenirsiniz.

Öpüldünüz...

​​​​​.

​​​​​

​​​​​

​​​

​​​​​

 

Loading...
0%