@askilav
|
Hazal: "Onlarla konuşunca, dünyanın en mutlu insanları olmalarını engelleyecek hiçbir şeyleri yok diye düşündüm, tek eksiklikleri bunu bilmemeleri." Yiğit: "Benim hoşuma gideceğini sandıkları şeyleri söyleyenlerden hiç hoşlanmam." Hazal: Ne? Yiğit: Duruma uygun olduğunu sandığın alıntılar yapıp ortak ilgi alanlarına sahip olduğumuzu gösterdikten sonra senden etkilenmeyeceğim. Hazal: Pardon? Hazal: Ne? Yiğit: Ne anladıysan o. Hazal: Buradan sadece bir pislik olduğunu anladım. Yiğit: Attığın şeyi bir daha oku o zaman. Yiğit: Aşık olmuyorum diye mutsuz değilim Hazal. Yiğit: Aşk dışında da mutluluklar yaşanabiliyor. Hazal: O anlamda yollamamıştım. Hazal: Ama sen hemen kalpsizliğini yapıp yok senden etkilenmiyorum bla bla havalarına girdin, ben sana çok meraklıyım sanki gerizekalı. Hazal: Yazacaksan hadsiz şeyler yazma demiştin, benim de aklıma bu geldi. Sadece iyi bir insan olmaya çalışmıştım. Yiğit: Konuşmanın başlarında böyle değildin sen. Yiğit: Değiştin bayağı. Hazal: O mesajları kuzenim yazmıştı. Yiğit: Peki. Hazal: Ee, Hazal: Melis'le nasıl gidiyor? Yiğit: Sana ne. Hazal: İyi gidiyor galiba, görüyorum. Hazal: Demek ki Akın'dan korkmanı gerektirecek bir şey yokmuş. Yiğit: Akın'dan korkmuyorum. Yiğit: O puştun neyinden korkacağım? Hazal: Az kalsın sevgilini elinden alacaktı ya hani? Yiğit: Kimse kimsenin elinden bir şey alamaz, öyle bir dünya yok. Yiğit: Zaten Melis de müsaade etmez öyle baskıya zorlamaya. Hazal: Anladım. Hazal: Bir şey soracağım. Hazal: Ama bak bunu burnumu sokmak için sormuyorum. Hazal: Cidden merak ettiğim için soruyorum. Hazal: Hemen itiraz etme tamam mı? Yiğit: Tamam. Hazal: Melis hayatında olmazsa gerçekten nasıl hissedersin? Hazal: Bu soruyu, karşında benim olmadığımı düşünerek cevapla. Bir de o mantık evliliği tarzındaki cevabı verme. Hazal: Tabi ben kimim ki bu soruya açıkça cevap vereceksin ama... Hazal: Yine de sen ver cevap. ... Yiğit: Kendimi kaybederim. Hazal: O senin için bu kadar değerli mi cidden? Yiğit: Sadece verdiğim cevapla yetin. Yiğit: İlerisi fazla derin çünkü. Hazal: Peki. Yiğit: Fazla uysallaştın. Hazal: Benim de durgun zamanlarım olabilir. Yiğit: Tabi, olabilir. Yiğit: Aslında bir şey itiraf etmem gerekirse, Yiğit: Fotoğraflarından falan hiç de aptal birisine benzemiyorsun. Hazal: Aptal değilim ki. Yiğit: :D Hazal: Beni gerçekten aptal mı buluyorsun? Yiğit: Bulmamalı mıyım? Hazal: Yiğit, telefonun arkasında nasıl kudurduğumu bilmek istemezsin. Hazal: Karşımda olsan seni yumruklardım. Yiğit: Sana hadsiz de diyorum, ona bu kadar alınmıyorsun. Hazal: O kelime de artık midemi bulandırıyor ama şimdi şöyle bir gerçek var. Hazal: Hiçbir şeye yorumda bulunmazsam, yargılamazsam, eleştirmezsem, her şey hakkında bir fikrim olmazsa ve onları gerekli gereksiz belirtmezsem benden geriye ne kalır? Yiğit: :D Yiğit: Aptal olmak seni daha fazla yaralıyor yani? Hazal: Çoğunlukla. Yiğit: Biraz yanlış mı bakıyorsun olaya? Hazal: Nasıl yani? Yiğit: İkisi de kötü değil mi bunların? Ben mi yanlış biliyorum? Hazal: Muhtemelen yanlış biliyorsun. Hazal: Ben her şeyin en doğrusunu bilirim çünkü. Yiğit: :D Hazal: Ama gülme artık. Yiğit: *seskaydı* Ama gülüyor! Yenge, ver şunu! Hazal: Bu ne? Yiğit: Bir şey değil. Hazal: Sildin bir de. Yiğit: Önemsiz ve gereksizdi. Yer kaplamasın diye sildim. Hazal: Yanında yengen mi var gerçekten? Yiğit: O nereden çıktı? Hazal: Yenge ver şunu diye bağırıyordun ya? Yiğit: Ne zaman? Hazal: Salak mısın Yiğit? Az önce. Yiğit: Kızım olmayan şeyler uydurmasana. Hazal: Ay çıldıracağım! Hazal: Ben şu an defoluyorum tamam mı? Hazal: Sakın peşimden gelme! Yiğit: Tamam. Hazal: Gelme yani. Yiğit: Nasıl istersen. Hazal: Of sen de defol ya. Bu kişiyi engellediniz. 🎭 |
0% |