
Hazal: "Onlarla konuşunca, dünyanın en mutlu insanları olmalarını engelleyecek hiçbir şeyleri yok diye düşündüm, tek eksiklikleri bunu bilmemeleri."
Yiğit: "Benim hoşuma gideceğini sandıkları şeyleri söyleyenlerden hiç hoşlanmam."
Hazal: Ne?
Yiğit: Duruma uygun olduğunu sandığın alıntılar yapıp ortak ilgi alanlarına sahip olduğumuzu gösterdikten sonra senden etkilenmeyeceğim.
Hazal: Pardon?
Hazal: Ne?
Yiğit: Ne anladıysan o.
Hazal: Buradan sadece bir pislik olduğunu anladım.
Yiğit: Attığın şeyi bir daha oku o zaman.
Yiğit: Aşık olmuyorum diye mutsuz değilim Hazal.
Yiğit: Aşk dışında da mutluluklar yaşanabiliyor.
Hazal: O anlamda yollamamıştım.
Hazal: Ama sen hemen kalpsizliğini yapıp yok senden etkilenmiyorum bla bla havalarına girdin, ben sana çok meraklıyım sanki gerizekalı.
Hazal: Yazacaksan hadsiz şeyler yazma demiştin, benim de aklıma bu geldi. Sadece iyi bir insan olmaya çalışmıştım.
Yiğit: Konuşmanın başlarında böyle değildin sen.
Yiğit: Değiştin bayağı.
Hazal: O mesajları kuzenim yazmıştı.
Yiğit: Peki.
Hazal: Ee,
Hazal: Melis'le nasıl gidiyor?
Yiğit: Sana ne.
Hazal: İyi gidiyor galiba, görüyorum.
Hazal: Demek ki Akın'dan korkmanı gerektirecek bir şey yokmuş.
Yiğit: Akın'dan korkmuyorum.
Yiğit: O puştun neyinden korkacağım?
Hazal: Az kalsın sevgilini elinden alacaktı ya hani?
Yiğit: Kimse kimsenin elinden bir şey alamaz, öyle bir dünya yok.
Yiğit: Zaten Melis de müsaade etmez öyle baskıya zorlamaya.
Hazal: Anladım.
Hazal: Bir şey soracağım.
Hazal: Ama bak bunu burnumu sokmak için sormuyorum.
Hazal: Cidden merak ettiğim için soruyorum.
Hazal: Hemen itiraz etme tamam mı?
Yiğit: Tamam.
Hazal: Melis hayatında olmazsa gerçekten nasıl hissedersin?
Hazal: Bu soruyu, karşında benim olmadığımı düşünerek cevapla. Bir de o mantık evliliği tarzındaki cevabı verme.
Hazal: Tabi ben kimim ki bu soruya açıkça cevap vereceksin ama...
Hazal: Yine de sen ver cevap.
...
Yiğit: Kendimi kaybederim.
Hazal: O senin için bu kadar değerli mi cidden?
Yiğit: Sadece verdiğim cevapla yetin.
Yiğit: İlerisi fazla derin çünkü.
Hazal: Peki.
Yiğit: Fazla uysallaştın.
Hazal: Benim de durgun zamanlarım olabilir.
Yiğit: Tabi, olabilir.
Yiğit: Aslında bir şey itiraf etmem gerekirse,
Yiğit: Fotoğraflarından falan hiç de aptal birisine benzemiyorsun.
Hazal: Aptal değilim ki.
Yiğit: :D
Hazal: Beni gerçekten aptal mı buluyorsun?
Yiğit: Bulmamalı mıyım?
Hazal: Yiğit, telefonun arkasında nasıl kudurduğumu bilmek istemezsin.
Hazal: Karşımda olsan seni yumruklardım.
Yiğit: Sana hadsiz de diyorum, ona bu kadar alınmıyorsun.
Hazal: O kelime de artık midemi bulandırıyor ama şimdi şöyle bir gerçek var.
Hazal: Hiçbir şeye yorumda bulunmazsam, yargılamazsam, eleştirmezsem, her şey hakkında bir fikrim olmazsa ve onları gerekli gereksiz belirtmezsem benden geriye ne kalır?
Yiğit: :D
Yiğit: Aptal olmak seni daha fazla yaralıyor yani?
Hazal: Çoğunlukla.
Yiğit: Biraz yanlış mı bakıyorsun olaya?
Hazal: Nasıl yani?
Yiğit: İkisi de kötü değil mi bunların? Ben mi yanlış biliyorum?
Hazal: Muhtemelen yanlış biliyorsun.
Hazal: Ben her şeyin en doğrusunu bilirim çünkü.
Yiğit: :D
Hazal: Ama gülme artık.
Yiğit: *seskaydı* Ama gülüyor! Yenge, ver şunu!
Hazal: Bu ne?
Yiğit: Bir şey değil.
Hazal: Sildin bir de.
Yiğit: Önemsiz ve gereksizdi. Yer kaplamasın diye sildim.
Hazal: Yanında yengen mi var gerçekten?
Yiğit: O nereden çıktı?
Hazal: Yenge ver şunu diye bağırıyordun ya?
Yiğit: Ne zaman?
Hazal: Salak mısın Yiğit? Az önce.
Yiğit: Kızım olmayan şeyler uydurmasana.
Hazal: Ay çıldıracağım!
Hazal: Ben şu an defoluyorum tamam mı?
Hazal: Sakın peşimden gelme!
Yiğit: Tamam.
Hazal: Gelme yani.
Yiğit: Nasıl istersen.
Hazal: Of sen de defol ya.
Bu kişiyi engellediniz.
🎭
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |