@askilav
|
Nefesimin kesildiğini hissettim. Karşımda yan yana duran kelimeler ıslak gözlerimden dolayı birbirine karışırken ne yapacağımı şaşırmıştım. Yavaş yavaş aşağı inen son bir damlayı hızla temizledikten sonra şaşkınlıkla alt dudağımı dişledim. Seni çağırsam ne demekti? Buna nasıl cevap verecektim? Niye beni çağırmak istiyordu ki? Gitmemeliydim. Daha fazla Akın'dan dolayı bir suçlama duymak istemiyordum. Ya da yanlış bir şey yapıp Yiğit'i daha fazla rahatsız etmek istemiyordum. Bu artık ona değil, bana haksızlıktı. Klavyede parmaklarımı gezdirdim. Hazal: Hayır. Mesajım birkaç saniye görüldü kaldıktan sonra cevap geldi. Yiğit: Güzel. Nefeslerin hızlandığı göğsüm yavaşça duruldu. Benimle oyun oynuyormuş gibi konuşuyordu. Neden çağırmak istediğini ve şimdi reddedişimle beraber kapanan konuyu merak ediyordum. Hala çevrim içi duruşunu fırsat bilerek bir şeyler yazmaya koyuldum, kendime engel olamıyordum ki. Hazal: Ama merak ettiğim için neden çağırdığını sorardım. Yiğit: Gelmek isteseydin söylerdim. Hazal: Çok şey istiyorsun. Yiğit: İlk kez buna cesaret ettim. Hazal: Bana karşı mı? Kaşlarım merakla havalandı. Artık sadece dudağımı dişlemiyordum, onu kemirir hale gelmiştim. Her düşündüğünü söyleme kuralı içimde hızla yitip gidiyordu. Parmaklarım klavyede gezinirken aklımdaki kelimelere dur diyemiyordum. Susmak benim yaptığım şey olamazdı. Hazal: Bu kız zaten arsızın teki, bir kere de ben yapayım şu arsızlığı mı dedin? Mesajı yolladıktan sonra gözlerimi yazdıklarımda dolaştırdım. Bu kendime dair bir suçlamaydı, sanırım biraz Yiğit'e de sallamıştım. Ne yazdığım, ne yaptığım aklıma yeni yeni gelirken onun gördüğü ama belki de okumaya vakit bulamadığını düşündüğüm için aceleyle yolladığım mesajı geri çektim. Kesinlikle daha düzgün konuşmam gerekiyordu. Yiğit: Şu an fazla mı alıngansın? Off görmüştü demek ki. Salaklık da bendeydi, niye görmesindi ki? Yazdıktan on saat sonra silersem tabi rahatlıkla okuyabilirdi. Hazal: Hayır. Hazal: Evet. Hazal: Sinirliyim biraz. Yiğit: Seni sinirlendirecek bir şey yapmadım ki. Saçlarımı geriye ittirip güldüm, kendi üstüne alınmıştı. Kaçan keyfim uzaklardan bana yüz gösterirken bu sefer istemsizce gülerek yolladım yazdıklarımı. Hazal: Tamam Hazal: Papatya çayımı alıp geliyorum Hazal: Neredesin? Yiğit: Seni yine karşılaştık diye suçlamayacağım. Yiğit: Arkandayım. 🎭
|
0% |