@askoyunlari
|
4.BÖLÜM Evet babam sonunda yapmıştı yapacağını. Ben nasıl karar verecektim. Tamam Erva küçüktü ama ne yapabileceğine karar verebilecek yaştaydı. “Erva sakın ben demeden bir şey yapma. Tamam mı ablacım?” “Neden abla?” “Ablacım bunları sana anlatamam. Eğer bunları anlatırsam, kazanmış oluruz.” “Ben hala bir şey anlamadım abla,” ah Erva, bende isterdim bu olanları anlamamayı. Ama ne yazık ki çok iyi anladım. Tamam, şimdi mantıklı düşünelim. Babam bir katildi, ve arkadaşlarımı öldürmek istiyordu. Peki bunun sebebi neydi? “Ablacım, emin ol olanları duyunca bilmemek isteyeceksin.” Eylül bir dakika Eylül evdeydi. Babam bu saatte evde olurdu. Hemen eve gitmem lazım. Babamla aynı evde duramazlar. Onu yaralamış olabilir. “Karza ne zaman eve gideceğiz? Eylül evde ve yanında babam var.” Karza neyden bahsettiğimi anlamış olacak ki hemen cevap verdi. “Ben gidip çıkış işlemlerini tamamlıyayım. Fadime teyzeye de söyleyeyim oda eve gitsin.” “Tamam” Eve sonunda gelmiştik. Kapıyı açtığımda görmek istediğim bir görüntü olduğunu sanmıyordum. Hemen çığlık attım. Eylül yerde kanlar içinde yatıyordu. Korktuğum başıma gelmişti. Eylül’ün boğazından bir bıçak geçmişti. Yaşam belirtisi vermiyordu, gözleriyle bana bakıyordu. Olanları daha yeni yeni kavrıyordum. Babam bir katildi ve en yakın arkadaşım olan Eylül’ü öldürmüştü. Şuan sinirden ellerim titriyordu. Hayır sinir krizi geçirmeye başladım. İlk önce kapının yanında duran portmantoya bir tekme attım. Tekme atmamla her şey yere devrildi. Karza beni sakinleştirmeye çalışıyordu ama onun yüzüne de bir yumruk geçirmiştim. Sanırım kaşını patlatmıştım, çünkü kaşı kanıyordu. Hemen Eylül’ün boğazında ki bıçağı çeki çıkardım ve yerdeki kabanları elimdeki bıçakla delik deşik etmeye başlamıştım. Ne ara Sema gelmişti bilmiyordum ama ona da sinirliydim. Ona bağırıp çağırmaya başladım. “Sema, hepsi senin yüzün den. Ben sana güvendim. Eylül’ü sana emanet ettim ama sen ona sahip çıkmadın. Ölmesine izin verdin.” Sema benim bağırmamdan olacak ki afallamıştı. Beni sakinleştirmeye çalışıyorlardı ama sakinleşemiyordum. En yakın arkadaşımı babam öldürmüştü. Babam bir katildi. “Sema keşke Eylül yerinde sen olsaydın. O ölmeseydi de sen ölseydin.” “İklim, ben Eylül’ün yerinde olsaydım ne olacaktı? Sen sanki çok mutlu olacaktın değil mi? Hep kendi çıkarlarını düşünme. Hep kendi çıkarlarını düşünen bencil bir insansın.” Sema’nın dediklerinden sonra biraz afallamıştım. Ama sinirli olduğum için cevap verdim. “Ben mi bencilim, Sema? Evet belki bencilim. Bu seni ilgilendirmez. Eylül’ü öldüren kim biliyor musun? Benim nasıl psikolojik bir durumdayım biliyor musun?” “Bir dakika Eylül’ü bu hale getiren kim?” “B-benim babam. Babam bir katil, Sema” evet benim babam bir katildi. Sema’nın bir ailesi yoktu. Küçük yaşta vefat etmişlerdi. Bu yüzden Sema, aile terbiyesi almamıştı. Yanlış anlamayın, onu ayıplamıyorum. Sema çok dik başlıydı, lafını esirgemezdi. İnsanların kalbini kolay kırabilirdi, ama kırdığı gibi toplamasını da bilirdi. İyi dövüşürdü, ama dövdüğü yeri sarmasını iyi bilirdi. Sema’nın birde ablası vardı. Adı Mina. Çok tatlı ve sempatik biri, benim ablam gibi. O üniversiteye gidiyordu. Resim öğretmenliğini okuyordu çünkü resim çizmeye bayılıyordu. “İklim senin baban bir katil mi? Özür dilerim, bilmiyordum İklim.” “Bilsen ne değişecek Sema? Eylül geri gelecek mi?” derken ağlamaya başlamıştım. Benim çektiğim neydi ya? Babam bir katildi, Eylül babam tarafından öldürülmüştü. Hayat gerçekten çok acımasız, sanki hayat bir oyunda bizde o oyunun içindeki kuklalarız. “İklim, böyle yapma. Eylül benim de arkadaşımdı. Bende üzülüyorum. Evet ölen geri gelmez, bak bana annemler öldü diye hayattan vaz geçtim mi? Annem ve babam ölmüş olabilir ama bana kattıkları var. Eylül çok şanslıydı, bizim gibi arkadaşları vardı. Annesini ve babasını gördü. Ama ben onları hatırlamıyorum bile.” “Sema yapma böyle,” Sema da düştüğü duruma sinirlenmişti ve babama içinden kızıyordu. Bir den sinirlenip yumruğunu yere geçirdi ve bağırmaya başladı. “Ben güçlü bir insanım, ama benimde duygularım var. Kimse beni düşünmüyor. Herkesin derdini çözüyorum ama kendi derdime çare olamıyorum.” “Sema, sen benim ilkokul arkadaşımsın. Seni böyle görmedim. Ne derdin varsa bana anlatabilirsin.” Annem kapıdan içeri girmişti ve yerde Eylül’ü görmüş olacak ki çığlık attı. Yanında Arif’i de getirmişti. Ve Akif Eylül’den hoşlanıyordu. Akif bunu görmüş olmalı ki hemen Eylül’ün yanına gitti. Arif Eylül ile sevgili olup evlenmeyi ne çok isterdi bir bilseniz. “Eylül gözlerini aç lütfen. Bunu sana kim yaptı? Gözlerini aç ve söyle bana lütfen.” “Akif yapma. Eylül yaşamıyor. Çok fazla kan kaybı var.” Bu olanlara bir şekilde alışmalıydık. Çünkü babam bir katildi. Bu dediğim size cani gelebilir. Ama iyi bir insanım. Bazen kaçış yolunun ölmek olduğunu düşünüyorum. “İklim kim yaptı bunu Eylül’e?” “Akif bunu yapan benim babam. O bir katil. Karza zaten sana sonra olanları anlatır. Hadi hepimiz dışarı çıkıp bir hava alalım.” “T-tamam.” İnsan hava alarak kendini sakinleştirebilirdi, fakat ben hava alsam da sakinleşebileceğimi sanmıyorum. Düşünün, babanız bir katil ve onu başkasından duyuyorsunuz, sakin olabilir miydiniz? Evet ilk başta normal karşıladım çünkü babam sevdiklerime zarar vermez sandım. Ama öyle olmadı. Babam en yakın arkadaşımı, bütün dertlerimi paylaştığım kişiyi öldürmüştü. Şimdi yine arada kalıyordum. Hastaneden çıkmadan önce babamın atmış olduğu mesaj… Bana diyordu ki ya Erva ya Akif’in ölümü. Bu mesajı babam Erva küçük olduğu için doğru karar veremezdi. Zaten oda böyle bir karar vermek istemiyordu. Bu yüzden bütün iş bana kalıyordu. 3 hafta sonra Eylül’ün ölümden sonra üç hafta geçmişti. Hala Eylül’ün yasını tutuyorduk. Kendimizi toparlayamamıştık. Akif Eylül’den hoşlandığı için onu toparlamamız bir hayli uzun sürmüştü. Öldüğüne inanmak istemiyordu. Babam üç hafta içinde kimseyi öldürmemişti. Bu beni korkutuyordu. Çünkü Akif yanımdaydı, Erva da. İkisini hala öldürmemişti. Ben daha karar verememiştim. Daha fazla insan ölmeden babam tutuklanmalıydı. Bunu nasıl başarabilirdik bilmiyordum. Babam işini profesyonel yapıyor olmalıydı. Eylül’ün ölümünü polislere haber vermiştik, ama babam yakalanamamıştı. Baba yaptığın iyi bir şey değil ama, profesyonel yapmışsın. Hakkını yiyemem. Bu olanları konuşmak için Karza’nın evine gelmiştik. Çünkü karzaların evinde kimse yoktu. Daha rahat bir şekilde konuşabilirdik. “İklim, Akif nasıl?” “Daha iyi. Ne yapacağız? Babamı bir şekilde durdurmamız gerek.” “Savaşarak.” “Nasıl yani? Savaşarak mı babamı durduracağız?” “Evet savaşarak. Bu saatten sonra kimsenin ölmesine izin vermeyeceğiz.” “Tamam, iyi düşünmüşsün de, nasıl olacak bu iş?” “Bak şimdi, baban katil ve insanları vahşice öldürüyor. Bunu bildiğimizi babana belli etme. Onu takip edeceğiz, nerelerde dolaştığını öğreneceğiz. Oraları inceleyeceğiz.” “Bir nevi dedektifcilik oynayacağız diyorsun yani.” “Evet tam olarak öyle diyorum. Bu arada Erva nerede?” “Erva salondaydı. Çağırayım.”
|
0% |