Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@asmira

18


  


Birkaç gündür abimin yardımıyla okula gidip gelirken her şey yolunda gidiyordu. Kahraman kendince bana düşünme süresi vermişti ve ben de o arada kafamı dinliyordum.

Yine bir akşamüzeri abimin kolunda sekip eve girerken içerden bir takım tanıdık sesler duymaya başladım. Halüsinasyonlarda artık seviye atlayıp sadece hayaller değil tüm ailemi görmeye başlamıştım.

"Anne!" dedim. "Kızım!" diye karşılık geldi.

"Baba!" dedim. "Mehir!" diye bir gürleme duydum.

"Selin!" dedim. "Abla desene!" diyerek carlayan tepki aldım.

"Ben de buyadayım teyze!" diyen yeğenim bana halüsinasyonun zirvesini yaşatarak yanıma koşup kollarıma atladı.

"Mercimek!" dediğimde yanaklarını şişirip nefesini tutan dünya tatlısı yeğenimin isyanı patlak verdi.

Daha kendi adını doğru söylemeyi başaramayan yeğenim "Off teyze ya! Meycan desene!" dediğinde olayın hayal ürünü olmadığını anladım.

"İki ay bensiz kaldı hemen anasının kızı olmuş!" diye söylendim. Ardından aileme hasretle bakıp "Nereden çıktınız siz ya?" dedim. Gerçekten sözün bittiği yerdeydim. Ben olsam beni evlatlıktan reddederdim. Geldiğiniz yere geri gidin der gibi...

"Hoş bulduk kızım!" diyen anneme cevap veremeden çok bilen abim lafa girdi.

"Mehir iyi değil anne. Kafasını çarptıktan sonra daha çok garipleşti..." Acıklı bir şekilde başımı okşayıp beni acınacak hale düşürdüğünde bu kez kafayı abime gömmek istedim. Taktı mı takıyordu!

"Vah vah... Hem kafayı çarptı, hem de öğrenci..." diyen anneme göz devirip abimin yüzüne dik dik baktım.

"Abi ya ben gayet iyiyim! Zaten dekanı da kendince korkutmuşsun, psikopat abin deyip durdu!" dediğimde abim kaşlarını çatıp ciddi bir havaya büründü.

"Korksun tabii, hem dekan efendi senden özür diledi mi?" dediğinde gözlerimi kısarak abime baktım.

"O kadar da değil yani! Kafayı çarpan benim ama saçmalayan sensin abi!"

"Mehir!" diye gürledi abim. "Ben ne zaman saçmaladım söylesene? Demek özür dilemedi ha, gösteririm ben ona timsahlarımı!"

"Abi seni ne kadar iyi tanıdığımı bir kez daha anladım. Yemin ederim tahmin etmiştim. Dekan'ın beni İstanbul'dan sürdürmediğine şükretmeliyim."

Abim tam bir şey diyecekken babam elini havaya kaldırdı. "Susun artık! Başladınız yine ha! Kadın ben sana demedim mi Mehir turp gibidir diye!" diye bağıran babam içimi titretmişti. Bu adamın sesi korku filmlerinden daha çok korkutucuydu.

"Haklısın herif, çenesine vurmasından belli turp gibiymiş," deyip beni şaşırtmayan anneme sevgiyle baktım. Kahraman ailesi hiç değişmeyecek...

"Mahir abim bende akıl bırakmadı. İyi ki geldiniz. Çok özlemiştim sizi... Babacım haklı tabi, ben babamın kızıyım turp gibi olmam gerekir!" dedim önce anneme sonra babama sarılıp hasret giderdim.

"Teyze beni de özledin değil mi?" diye araya giren yeğenime döndüm ve "Tabii ki Mercimek özlenmez mi hiç!" dedim Selin'e inat.

"Kardeşim olunca ona ne diyeceksin? Fıyın deysen küseyim teyze!" diye çıkışan Mercan'a gülümseyip "Bilmem, sence ne olsun?" dedim.

"Ohoo ben çoktan buldum. Adı Şehyiye olacak! Annem söz veydi," deyip kıkırdayan yeğenimin kıskançlığı gözlerimi yaşarttı.

"Aa süper isim! Erkek olursa Şehir olsun madem!" deyip tam destek verdim.

"Doğmamış bebeğimden uzak durun! Kuzey ile karar verdik. Kız olursa adı Sercihan olacak. Erkek olursa Sercan," diyen uyuza bakıp derin bir nefes çektim.

"Selin ya Mahir ile Mehir uyumu bu aileye yeterde artar!"

O arada bizi dinleyen annem, babam ve abim olayı anlamaya çalışır gibiydi. Fasulye kadar bebeğin adı için kavga eden ilk teyze olarak tarihe geçmem an meselesiydi.

"Mehir karışmasana! Babamın eski kırığının adı Nehir olmasaydı eğer uyumu üçlemişlerdi!" dediğinde annemi bir öksürük krizi tuttu. 'Gaflar, gaflar gelir gider Selin'den patlar' dedim içimden ve tam 'teyzelik hakkım var, karışırım!' diyecekken araya giren babamla işin yönü değişti.

"Selin! Ben buradayım evladım!" diye 'evladım' kısmını bastıra bastıra söylediğinde Selin anca anladı nereye ayak bastığını.

"Pardon babacım. Yani geçmişine saygımız sonsuz!" deyip babama yağ çekerken annemin bakışları sertleşti.

"Kızım sus bence!" diyen annemi gayet iyi anlıyordum. Kimse kızına kocasının eski yavuklusunun adını vermek istemezdi.

"Annem! Tabii ki adım Nehir olamaz!" ve anneme doğru yavaşça eğilip ardından fısıldayarak "Seni tutuyorum..." diyen Selin'e göz devirdim. İki tarafı da gayet iyi idare etmesi sinirime dokunuyordu.

"Nehir'den dönme Selin. Eniştem Kuzey yok mu?" Selin'in rengi uçarken ben alacağım cevabı bilmenin rahatlığı ile "Ameliyatları var..." dedim Selin ile birlikte.

"Yine... Hiç şaşırmadım!" dediğimde bana kafa göz dalacak gibi baktı.

"Mehiirr..." diye adımı uzatıp gözdağı veren evin kedisine yanıtım gecikmedi.

"Seliiinnn..." dedim uzatarak ve gülümsedim.

"Yok mu evlilik teklifleri? Anne bence evlenme vakti geldi de geçiyor! Ben Mehir'in yaşındayken Mercan 3 yaşındaydı," dediğinde bu kez benim rengim attı.

Abim ile babamı ne hikmetse aynı anda gıcık tutmuştu. Annemin ise gözleri parlamıştı.

"Yok Selin! Ben önce çocuk değil kariyer yapacağım. Değil mi babacığım?"

"Okulun bitsin de bakalım," diyen babam olamazdı!

Hayır! Yanlış! Babamın 'ne evliliği otur oturduğun yerde' diye tepki vermesi gerekiyordu. Anneme baktığımda olayın kaynağını anladım. Ah be anne! Hiç vazgeçmeyeceksin değil mi? Keşke ikizlere gebeyim deseydim!

  ***

  


Loading...
0%