Yeni Üyelik
23.
Bölüm

23. Bölüm

@asmira

23


  


Annem ile oturup çekirdek çitlerken böyle hafta sonu etkinliğini bir daha bulamayacağımı biliyordum. Elin çirkin, rüküş kızları Antalya Moda Haftasında hava atarken ben güya komedi filmi izleyip bel altı küfür kültürümü geliştiriyordum. Senaristlerin komediden anladığı ne kadar çok küfür, o kadar güldürür.

Yaşasın çekirdek, televizyon ve anne üçlemesi... Film reklam arasına girince annem bana döndü ve acıklı bir şekilde konuşmaya başladı.

"Kızım bebeğini kaybedince çok üzüldün mü?" diyen anneme acıklı film izler gibi baktım.

Evet, şu an anneme bakarken filmin sonunda kurusıkıyla ölen başrolleri düşünüyordum. Açlıktan kedileri kesen satanistleri, yokluktan inek yerine eşek eti satan kasapları, parasızlıktan çocuklarını satan anneleri, hayvanları diri diri makineye atıp sucuk yapan işletmelerin dramını düşünürken hüzünden midem de bulanmıştı.

"Çok üzüldüm anne... O benim bebeğimdi ama gitti..." dedim hüzünle ve ardından istemsizce ağlamaya başladım.

Gözlerimden şıp şıp düşen gözyaşlarımı silmedim elbette. Onlar olsun diye dakikalardır kendime işkence ediyordum. Ölen başrolleri ve tiksinç şeyleri düşünmek işe yaramayınca kendimi insafsızca çimdiklediğimi söylememe gerek yok değil mi? Morardı sütun bacağım.

"Ağlama yavrum, ilerde boy boy çocukların olur, burnundan getirir. O zaman dersin 'ah anacım ben seni niye üzdüm' diye ama sen ağlama Mehir'im ay parçam. Bak sana çikolatalı gofret alırım, seversin sen. Hem çikolata yiyince bir şeyciğin kalmaz. Bak ne de güzel ağlarken gülermiş... Gel buraya," deyip beni bağrına basan anneme sımsıkı sarıldım. Haliyle vicdanımda boynuma sarıldı.

"Anne affet beni..." dedim ve bu kez yüreğim sızladığı için ağlamaya başladım.

İtiraf etsem yalan söylediğimi... Beni kesin öldürür, sonra ölü gelin olarak evlendirir. Annem BM başkanı olsa dünyada savaş ve bekâr kalmazdı. 'Evrensel Berdel' yöntemiyle tüm kızlara koca bulup evlendirirdi. Tüm ülkeleri evlilik bağı ile bağlar ve savaşları bitirirdi.

"Affettim ama bir daha evlendikten sonra 'hamileyim' de olur mu güzel kızım?" diyen annem konuyu yine evliliğe getirmişti.

"Olur anne..." dedim hiç teklemeden. Keşke tekerim patlasaydı da gaza gelmeseydim!

Annem sevinçle çığlık attı ve bana sımsıkı sarıldı. Yüzünde güller açarken, "Ne yani kabul ediyor musun Vildan'ın oğluyla evlenmeyi! Artık ölsem de gam yemem!" deyip daha sıkı sarıldı.

"Ha! Evleniyor muyum?" diyerek bir tepki verdim. Ağzım bir karış açık kalmıştı.

"Dedin ya kızım evlenip hamile kalacağını. Vitaminsiz kaldın tabii gurbet ellerde ne dediğini de unutur oldun," dedi annem ve bana kuruyup ölecekmişim gibi bakmaya başladı. Annem bu evlilik işine kafayı taktığından beri yediğim lokmaları saymayı bırakmıştı. Ona kalsa bir tencere yemek yedirip 'Biraz daha ye kızım, çöp gibisin!' derdi. Gerçekte olan ise manken gibi hatta ultra manken gibi olduğumdu.

"Ya anne ben de seni melek gibi kadın diye bilirdim. Yeminle şeytan, saygı duruşuna geçti, şapkasını senin önünde çıkardı ve 'efendimisss' diye eğildi. Benim gördüğümü görebiliyor musun mamicim?"

"En azından bir tanışsan kızım belki oluru vardır? Hatırım için hadi mamiciğim... Aman deli kız beni de kendine uydurdun. Hadi annecim bir kerecik kırma beni!" diye gözümün içine bakan anneme ne diyeceğimi bilememiştim.

  Vicdan 1- Kriterler 0

"Off tamam anne! Görüşmeyi kabul ediyorum ama hiç umutlanma. Muhtemelen bin tane kulp bulup olmaz bu iş diyeceğim. Sırf gönlün olsun diye görüşmeyi kabul ediyorum," deyip ilk defa anneme dürüst davrandım. Kesinlikle bu dürüstlükle çok yaşamazdım.

"Aferin benim akıllı kızıma. Çocuk yurt dışından gelsin hemen sizi görüştürürüz ondan sonra gelsin boy boy torunlarım. Birinin adı Meriç olur birinin Merih."

Annemin sevincine diyecek yoktu. Nerdeyse sevincinden zil takıp oynayacak hatta amuda kalkıp halay çekecek kadar heyecanlıydı.

"Anne hemen hayale kapılma eğer aklıma yatmazsa valla bu iş olmaz. Üstelik benim kriterlerim var. Bakalım ön elemeden geçebilecek mi?"

Annem kaşlarını çatıp bana doğru iki adım attı. Elini beline koyduktan sonra uzun bir nutuk çekmeye başladı.

"Kritere göre evlenseydik eğer emin ol dünyanın yarısı evde kalırdı. Eğer mutlu bir yuvan olsun istiyorsan gözünü hoş tutana değil gönlünü hoş tutana bakacaksın. Mesela ben mavi gözlü erkek hiç sevmezdim ama baban mavi gözlü. Mülayim, sessiz sakin bir kocam olsun isterdim ama bildiğin gibi babanın dediği dedik, başına buyruk. Önemli olan diğer bir husus ise kadının gücünün farkında olması, bunu doğru zamanda kullanması ve evlilikte kriz yönetimini iyi bilmesidir. Eğer en ufak pürüzde mahkemeye koşsaydık dünya üzerinde evli çift kalmazdı. Neslimiz kururdu erkek milleti yüzünden. Adamın kaşı gözü, boyu posu önemli değil, adam olsun yeter. Adamlık tipe göre de verilen bir lütuf değil. Kimi yedi yaşında nasıl adam olunduğunu öğrenir kimi ise adam olmayı öğrenemeden ölür. İşte bu yüzden güzel kızım tek kriterin altıncı hissin olsun. Üstelik bana güven ben senin için en uygun kocayı bulacağım."

Annemin dediklerine hak vermiyor değildim. Annemin ikna kabiliyetine her zaman hayrandım. Lakin benim sütten ağzım yandığından bu sözler ile oltaya gelmem mümkün değildi.

  ***

  


Loading...
0%