Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6. Bölüm

@asmira

    

  

6


Yoğun geçen günlerin ardından hafta sonu keyfi yapmak için televizyonu açtım ve kendimi kanepeye atıp geriye yaslandım. Televizyon izlemekten sıkılınca İstanbul'a geldiğimden beri karşıma çıkanları not defterime yazdım ve ön eleme yapmaya karar verdim.

Remzi: Puanım 10 üzerinden 1 'Dişi maydanozlu, cebi akrepli pinti!'

Kalender: Puanım 10 üzerinden 0 'Adımı bile söylemeyen uyuz keçi!'

Kahraman: Puanım 10 üzerinden -10 'Yakışıklı ama edepsiz bir su aygırı!'

Taksici: Puanlama dışında 'Tepesinde salınan o saç teli hoştu ama evli çıktı.'

Sonuç olarak yine eli boş kalmıştım. En iyi seçeneğim 1 puanla halen Remzi ne yazık ki...

Defterimi kapattıktan sonra mutfağa girdim ve dolabı açtım. Bol yumurta ve hazır çorbalar, yanında alternatif olarak gofretli çikolatalarım. Meyve çeşit çeşit...

Dolaptan iki yumurta çıkardım ve bir tatlı kaşığı salçayı yağda kavurdum. Salça yanmadan evvel iki yumurta kırdım. Hafifçe karıştırdıktan sonra birazda tuz attım. Vee yemeğim hazır.

Yumurtasız geçen günlerime acırım. Hem ucuz hem de kaliteli protein deposuydu. Ayrıca omega 3 içerdiğinden dolayı bana dinçlik ve sağlam bir hafıza veriyordu. Tüm B vitaminlerini içerdiği için beni kırk çeşit kanserden koruyordu. Üstelik ben güneşe çıkmayı çok sevmiyordum ve D vitamini ihtiyacımı yumurtadan karşılıyordum. E şimdi yumurtayı sevmeyeyim de sigarayı mı seveyim?

Yumurtamı yerken telefonum çalmaya başlamıştı. Lokmamı güçlükle yutup mutfaktan salona koşturdum.

"Alo annem, hayırdır?" dedim nankör evlat kıvamında. Nasılsın demenin suyu çıkmıştı zaten.

"Hayır, kızım hayır!" dedi annem neşeyle. Sanki benim gebelik yalanımı unutmuş gibiydi. Bu kadar keyifli olacak ne vardı?

"Ne oldu anne!" dedim merakla ve telefonun ucundaki annemi görebilirmişim gibi telefona baktım. Eğer yine bana falancanın oğlu ile evlen kızım derse kalbime bir bıçak saplardım.

"Mehir'im ay parçam müjdemi isterim!" dedi annem. Kesin beni her halimle kabul eden yeni bir talip çıktı. Arkadan gelen Selin'in sesiyle neyin içine düştüğümü anlamaya çalıştım.

"Abim! Kesin abim gönül eğlendirmekten vazgeçip evlenmeye karar verdi değil mi? Gerçi evleneceği kıza acıyorum ya neyse! Yakışıklı olması demek iyi bir koca olacağı anlamına gelmez. Kesinlikle yenge adayımı önceden uyarmalıyım."

"Mehir, saçmalamayı bırak da beni dinle." Selin uyuzu her zamanki gibi formundaydı.

" Komplo teorilerimi dinlemek istemiyorsan ver müjdeyi!"

"Anne, söyleyeyim mi?" dedikten sonra annemin atağa geçip telefonu almasını dinledim. Annem, "Müjdemi isteyeyim bekle" diye atıldı telefonun üzerine. Elbette görmüyordum ama bu sahneye defalarca şahit olduğum için görmüş kadar olmuştum.

"Mehir kızım müjdem için anneciğine ne alacaksın?"

"Anne önce müjdeyi verseydin! Söz ondan sonra ne istersen alırım! Hatta seni nüfusuma bile alırım annem..." dedim. Babamın her ay bana yatırdığı milyarcıklar ile anneme hediye alıp sonra heyecan olsun diye dilenebilirdim. Hem belli mi olur, belki beni göbekli bir zabıta yakalar.

"Saliha!" diye bağıran babamın sesiyle yerimde irkildim.

"Kızım baban çağırıyor ablana veriyorum," dedi annem aceleyle.

"Tamam, anne hadi öptüm!" dediğimi annemim duyduğuna emin değildim. Babam bir kez 'Saliha!' der, ikince kere demeden annem yanında biterdi. Bir kadın kocasını bu kadar sevmemeliydi. Bu sevgiyi kıskanacak çocukları varsa iki kere sevmemeliydi.

"Mehir ben iki aylık hamileymişim, teyze oluyorsun!" diyen Selin'e minnetlerimi yolladım. Neyse ki abim evlenmiyordu. İkinci kez teyze oluyordum sadece. Teyzeler aşkına ikinci yeğen geliyor!

"Neyyy! Yeniden teyze mi oluyorumm?" dedim çenem imam tahtama değecek kadar açılmıştı. O açıklıktan fırsat bulup bir sinek ağzıma kaçmaya çalıştı. 'Yemezler güzelim' dedim sineğe ve kuvvetli nefesim ile üfleyip duvara yapışmasını izledim.

"Mehir kıt mısın, hamileyim işte neyini anlamadın? İstanbul sana yaramamış bence sen okumaktan vazgeç gel seni evlendirelim," dedi Selin. Zaten annemle anlaşmış gibi her konuşmanın sonunu evliliği bağlamada üzerine yoktu. Bu yüzden çocukken gıcık olmam zamanla yerini direk ayar olmaya bırakmıştı.

"Selin bak ben kariyer yapacağım. Babamda izin verdi daha ne evlenmesi ya!" dedim kızgın bir şekilde. Konu evliliğe gelince içimden şirret bir kız çıkıyordu. "Kaslı, zengin ve yakışıklı kocayla evlenip paranoyak olmak istemiyorum. Ben senin gibi olmayacağım Selin."

"Ne varmış benim halimde? Kuzey ile gayet mutluyum. Ayrıca annemden kaçış yok tecrübeyle sabit canım. Fazla hayale kapılma sen anca kariyerini evlendikten sonra çocuklarınla tamamlayabilirsin," dedi Selin çokbilmiş bir halde. Kuzey eniştemin peşindeki kadınların haddi hesabı var mı acaba? Diye soramadım.

"Off ya içimi çürüttün. Ocakta yemeğim var hadi öptüm herkesi, sen hariç Selin!" dedim tabii onun bana inanmadığına emindim. Ben kim yemek yapmak kim? Yemekten anladığım sadece yumurta, makarna ve hazır çorba üçlemesiydi.

"Kaç bakalım!" dedi ve telefonu yüzüme kapattı.

Loading...
0%