@asra__
|
Sabaha gözlerimi acı acı çalan alarmım ile açtım. 06:45 08:00' de Ders Tüm gerçek zihnime dağılınca tekrar yatağa devrildim ama çok sürmeden yeniden kalktım. Duşumu aldıktan sonra hemen odama geçip siyah bir kot pantolon, üzerime askılı siyah bir body ve onunda üzerine oldukça salaş hafif belimi açık bırakacak kısalıkta bordo ince bir kazar giyindim. Hava yağmurluydu ve yazdan sonra adapte olmak zor gelse de en sevdiğim mevsimi karşılıyordum. Saçımı kuruttuktan sonra maşa ile iri dalgalar yaptım makyaj yapasım yoktu ama maalesef ki kendimi bildim bileli lanet gözaltı morluklarım ile başım dertteydi mecburen kapattım onları da. Bir rimel, bir allık, bir de ruj derken işim bitti ve hemen aşağıya inip mutfaktan aşırdıklarımı alıp dışarı fırladım. Tıpkı çocukluğumda ki gibi hissediyordum şuan ilkokula giderken bir gün annem bir gün de Çağla'nın annesi yani Nurgül teyze bizi okula götürürdü. Tabii şuan annemler yok ama ben yine Çağla'yı alıp dersi olmasa bile benimle götürüyordum. Çünkü neden olmasın? Nurgül teyzelerin kapıya gelince ben daha çalmadan Çağla kapıyı açıp abartılı bir telaşla, "Geldim. Geldim hadi gidebiliriz," dedi. Biraz ilerledikten sonra çantama attığım sandiviçi çıkarıp ona verdim, "Ya benim için mi hazırladın..." diye eriyik bir cevap verdi. "Yok ya kendime yolluk olarak düşünmüştüm ama sana acıdım ondan verdim," tam ısıracağı sırada bir durdu ve öyle bir baktı ki... Bir şey demedi ama desemiydi emin olamadım ki demesine gerek kalmadan hırsla ısırdı elindeki ekmeği benim canım yandı. Durağa doğru ilerlerken telefonum üst üste titreyince elime alıp baktım ve... munisbiri: Günaydın :) Bugün hava ayrı bir parlıyor Seni göreceğimi umuyorum... Yalancı... Hava patladı patlayacak aydınlıktan bahsediyor. Gözlerimi devirdim tam ekranı kapatıp çantaya atıyordum ki Çağla telefonumu aldı bir de o okudu. Ben bu kez sessiz kaldım normalde alırdım elinden ama bu sıra ben de de bir şeyler değişir gibi olmuştu. Merak ediyordum. Kim olduğunu, bu kadar uzun zamandır aklındaysam neden bu zamanı beklediğini ya da tüm bunların gerçek olup olmadığını... Ciddiyeti cümlelerimde arıyorsun ama daha büyüğü ve önemlisi benim kalbim sana ciddi Bir hafta geçmişti bu söylediğinin üzerinden tabii hiçbir şey söyleyemedim. Ertesi gün Melis ve Çağla ile de bu konuyu konuştum onlarda meraklanmışlardı. Akışı izlemeye karar vermiştim ve akış onu yavaştan içime sızdırıyor gibi hissettim. Bir haftadır her gün ama her gün bana yazıyor ve gün içinde ki planlarını bana anlatıyordu. Hangi gün radyo kanalında olduğunu ya da olmadığını da eklemeden geri kalmıyordu. Tabii ben de olduğu günlerde radyoyu açmadan duramıyordum... Ama bu bir sır ona asla söylemiyordum. Bu bir hafta içinde bu şekilde ilerledik ve artık genel rutin olarak saydığım alıntılama mevzusu hala devam ediyordu. İtiraf etmem gerekirse benim en hoşuma gidense bu oluyordu artık anlamıştım. "Hava da pek kapalı ama yine de sen bilirsin enişte..." "Çağla! Şöyle deyip beni etkileme daha çocuğa doğru dürüst cevap vermiyorum ben ne eniştesi?.." "Ya ne diyeyim çocuğa kayınço mu diyeyim, Gülce? Hayır senin bu anda telefonu elimden çekmen gerekiyordu bak demek sende de bir değişimler var." Bu kızın haklı haklı konuşması beni sinirlendiriyordu, "Haklı haklı konuşup beni sinir etme Çağla, hadi otobüs geliyor binelim de gidelim." Öyle bir sırıtıyordu ve öyle hoşuna gidiyordu ki bu halim yüzümü buruşturma isteği oluşturdu ben de. Neyse ki otobüs boştu da yer bulabilmiştik oturmak için. Oturduğumda bir süre bekledim ona yazmak istediğim çok belli olmasın diye hatta telefonu elime alıp önce farklı uygulamalara girdim, Cadı Kazanı grup 589 mesaj 3 Çiçek 4 Böcek grup 80 mesaj Fokur Fokur Kızlar grup 980 mesaj 8 ayrı sohbetten mesajım varmış ama şuan bakamam Ve en sevdiğim uygulamaya geldi sıra nihayet, Twitter pardon X artık neyse hemen girdim ve göz ucuyla Çağla'yı süzdüm tabii ki gözü bendeydi hemen munis ile sohbetimize girdim. yeşilemünzevi: Bence ilk önce bir göz doktoruna görünmelisin Bu havanın pek aydınlık bir yanı yok çünkü :) Anında yazdığına işaret olan üç nokta belirdi sol altta. munisbiri: Güzelim şuan yoldayım ve yolumun sonu bir aydınlığa çıkacak Benimkisi görme bozukluğu değil yalnızca ileri görüşlülük :) Hah! yeşilemünzevi: "Bakıyorum zamanın nasıl geçtiğini bile fark edemiyorsun bu aralar..." "Seni şu kinayeli cümlelerin ile baş başa bırakıyor ve derse koşuyorum."
Bir buçuk saatin ardından derslikten çıkmıştım ama sanıyorum beyin hücrelerim hala içeride bir yerlerdeydi.. Önce bir lavaboya gidip ellerimi soğuk suyla yıkayıp boynumu ve ensemi bir güzel ıslattım makyaj ayrı bir işkenceyken yüzümü onun varlığı yüzünden yıkayamıyor olmak ayrı bir işkenceydi. Daha sonra bahçede olduğunu söyleyen Çağla'nın yanına gitmek için önce sert bir kahve aldım ve hemen yanına ilerledim. Otobüsten inmeden önce en son mesaj attığım için ne yazıp yazmadığını merak ettiğimden de hemen uygulamaya girip baktım. munisbiri: Seni görünce kalbimin hızlı atıyor olduğu gerçeğini düşünerek bu cümleleri yazıyorsan çok doğru düşünüyorsun. Çünkü şuan kalbim aşırı hızlı atmaktan durabilir... Ne!? munisbiri: Sonunda! Sana bu günün aydınlık olacağını söylemiştim. Elinde ki kahve umarım çok sıcak değildir parmaklarının yanmasını istemem:( Ve son olarak bugün çok güzelsin! Bordo kesinlikle senin rengin... Bu son atılan mesajlar beş dakika öncesine yani benim kahve aldığım dakikalar içinde atılmıştı... Ve bu demek oluyor ki o burada... Şuan okulun etrafında bir yerlerde...
............... Selamlar! İlk kez bu bölümün sonunda sizlerle konuşuyorum... Hem çok kötü bir döneme denk geldim hem de biraz utanıyordum bu zamana kadar jssjsjjs. Umarım severek okursun, okuyorsundur. SEVGİLERİMLE!
|
0% |