Yeni Üyelik
8.
Bölüm

**Bölüm 8: Kıskançlık, Aşk ve Biraz Kaos**

@asya123456

**Bölüm 8: Kıskançlık, Aşk ve Biraz Kaos**

Banu’nun aklı Kuzey’deydi. Onun ilgisini çekmek için epey uğraşmış, sonunda başarılı olmuştu. Kuzey, bir gün ders çıkışı Banu’ya yaklaşarak:

Kuzey:
"Bir süredir seninle vakit geçirmeyi çok istiyorum, Banu. Ne dersin, benimle çıkar mısın?" dedi, gözlerinde hafif bir heyecanla.

Banu bu teklife şaşırmıştı ama içinde bir kıvılcım da belirdi. Tam kabul edecekken, onları uzaktan gören Doğukan’ın kan beynine sıçradı. Kuzey’in Banu’ya yaklaşmasına katlanamıyordu. Ne olursa olsun bu işin sonunu getirecek ve gerekirse hapise girmeyi bile göze alacaktı. Doğukan hızlı adımlarla Kuzey’in yanına geldi, Banu’nun şaşkın bakışları arasında Kuzey’i tuttuğu gibi yere serdi.

Doğukan:
"Banu’ya yaklaşmak senin harcın değil, anladın mı?" diye bağırarak Kuzey’i yumrukladı.

Kuzey şaşkınlıkla yerden kalkmaya çalışırken:
"Ne yapıyorsun, Doğukan? Biz sadece konuşuyorduk!"

Doğukan:
"Konuşmak mı? Senin gibi adamlar sadece laf yapar! Ben seni uyardım!" dedi ve bir yumruk daha savurdu.

Banu ne yapacağını bilemeden ikiliyi ayırmaya çalışırken Doğukan, Banu’ya dönerek:
"Banu, seni seviyorum, anlıyor musun? Seni her şeyinle, her halinle seviyorum. Zengin olman umrumda değil. Ben her şekilde senin yanındayım!" dedi, dramatik bir şekilde.

Banu bu duruma ne diyeceğini bilemedi, sadece şaşkınlıkla gözlerini kırptı.
"Doğukan, ne diyorsun sen?" diye mırıldandı, kafası tamamen karışmış bir halde.

Bu sırada Esra, kimya hocasıyla laboratuvarda konuşuyordu. Hoca ona derslerle ilgili birkaç şey açıklıyordu ama Esra’nın aklı başka yerdeydi. Hocaya olan hislerini açıp açmamak konusunda tereddüt ediyordu. Karşılıklı birbirlerinin ağzını aramaya başladılar:

Esra:
"Hocam, çok yetenekli birisiniz... Sanırım kimya, sizin kadar karizmatik birini bulmayı hiç beklemiyordu." dedi, hafif bir gülümsemeyle.

Kimya hocası gözlerini Esra’dan ayırmadan cevap verdi:
"Esra, senin gibi bir öğrencim olduğu için kendimi şanslı hissediyorum. Bilgiye bu kadar aç birini görmek nadir bir şey."

Tam o anda kapı açıldı ve içeri Orhan girdi. Bir şey söylemeden onları gördü, ama hızlıca çıkıp gitti. Esra bir an paniğe kapıldı, Orhan'ın bir şey görüp görmediğini anlayamadı.

***

Kızların paraları ise tükenme noktasına gelmişti. Asya, Banu ve Esra, gittikçe fakirleşiyor, bu durumu nasıl idare edeceklerini bilemiyorlardı. Evde bunu tartışırlarken, bir anda odanın ortasında sessizlik oldu.

Asya:
"Yani, nasıl bu hale geldik? Daha dün her şey güllük gülistanlıktı!" diye isyan etti.

Banu:
"Vallahi ben de anlamadım. Bir yandan okula sızmaya çalışıyoruz, bir yandan da fakirliğin dibine vurduk!"

Esra ise ciddi bir tonla:
"Kızlar, fakirliğe alışmaya başlasak iyi olur. Yakında tost bile alamayacak hale geleceğiz."

Banu bir an duraksadı ve ciddi bir şekilde:
"Yani, bir şekilde durumu toparlamamız lazım. Belki dedikodu sitesinden daha fazla para kazanabiliriz? Ya da Esra, o kimya hocasından borç falan iste. Hem faydalı olur hem de romantik!" dedi, gülerek.

Esra, Banu’ya hafifçe bir yastık fırlattı:
"Saçmalama! Hem borç istemem hem de aşk bu kadar basit değil!"

***

Bu sırada Cemre, intikam planlarını devreye sokmuştu. Asya’dan intikam almak ve aynı zamanda Remzi’yi kıskandırmak için Batu’yla gizlice bir anlaşma yapmıştı. İkili, sevgili rolü yaparak hem Asya’yı hem de Remzi’yi delirtmeye karar verdiler. Cemre, Batu ile yan yana görünmek için sürekli okulun koridorlarında dolaşıyordu.

Cemre, Batu'ya yaklaşarak:
"Bak, seninle sevgili gibi davranacağız, tamam mı? Remzi’yi kıskandıracağız, Asya da zaten yeterince deliriyor."

Batu iç çekti ve Cemre’ye baktı:
"Bu iş bana pek mantıklı gelmiyor ama tamam, sana yardım edeceğim."

Cemre gözlerini devirdi:
"Merak etme, Batu. Planım mükemmel işliyor. Kardeşlerim okulda popüler olmaya çalışırken ben onları yavaş yavaş mahvedeceğim."

***

Bütün bu kargaşanın arasında, Doğukan Banu’ya sonunda hislerini açtı. Kızlar bir gece evde otururken, Doğukan aniden aradı. Banu telefonu açtığında:

Doğukan:
"Banu, konuşmamız lazım. Hemen görüşebilir miyiz?" diye sordu, sesi biraz gergin.

Banu şaşırmıştı:
"Tabii, ne oldu ki?" diye merakla cevap verdi.

Biraz sonra parkta buluştular. Doğukan, derin bir nefes alarak başladı:
"Banu, uzun zamandır bir şeyler hissediyorum ve artık bunu saklayamam. Seni seviyorum. Ve seni sadece zengin olduğun için değil, fakir olsan bile severim. Her halinle seviyorum seni."

Banu bu itiraf karşısında ne diyeceğini bilemedi, şaşkınlıkla:
"Doğukan, ben... Ben ne diyeceğimi bilemiyorum."

Doğukan:
"Sadece beni dinle. Kuzey'e olan hislerin ne olursa olsun, ben seni olduğun gibi seviyorum. Yani... fakir de olsak, bu durumu birlikte atlatırız. Zengin olman umrumda değil."

Banu biraz gülümseyerek:
"Doğukan, bu söylediklerin bir roman gibi... Ama bunu sindirmem lazım."

***

Son olarak, Cemre’nin okula gelip kardeşlerini görünce kıskançlıktan delirdiği anlar oldu. Batu ile olan sahte sevgili planı, Cemre'yi tatmin etmeye yetmedi. O, okulda daha popüler olmak ve kız kardeşlerini bu ortamdan tamamen silmek istiyordu. Kızların popülerlikleri ise dedikodu sitesi sayesinde giderek artıyordu.

Esra:
"Kızlar, kimya hocası hakkında o kadar çok bilgi topladık ki, yakında bu site sayesinde milyoner olacağız!" dedi gülerek.

Su ise:
"Esra, biz sadece dedikodu yapmıyoruz, aynı zamanda okulun tüm sosyal hayatını kontrol ediyoruz. Harikasınız!"

Banu derin bir nefes alıp düşündü:
"Bu fakirlikle nereye kadar idare ederiz, bilmiyorum ama en azından eğleniyoruz!"

Loading...
0%