@asyanin_avrupasi
|
Miray'dan "Erken sevinme bence." Dedim Eslem'e. Sonuçta tavırları halleri belli. "Benim sevinmemi boş ver hadi anlat çabuk zamanımız az zaten. Kaç abin var? Sürekli sıkıştırıyorum bir türlü söylemiyorsun." "Hazır mısın?" "Aman Miray Maximum üçtür. Ne diye bu kadar şey yapı-" "Altı." "Ne?" "Altı abim var. Artı birde erkek ikizim var." Ben ondan şok olma veya şaşırma tepkisi beklerken o beklemediğim bir tepki verdi. Güldü. Hatta kahkaha atmaya başladı. Başka masalardaki insanlar bize dönmeye başlayınca ayağımla tekme attım. Yavaş yavaş gülmesi biterken gözünden gelen yaşı sildi. "Ay karnım ağrıdı. Bu arada sana geçmiş olsun." "Niye gülüyorsun?" "Aşkım sen net evde kaldın. Yedi tane erkek kardeş biricik kız kardeşlerini başkasına vereceklerini mi düşünüyorsun? Vermeye kıyamaz kıskanırlar. Bak bana bir tane abim var ama bir tane olmasına rağmen annem ne zaman 'illa bir gün gelin olacak.' dese çok pis kuduruyor. Seninkileri düşünemiyorum bile." Buruk bir şekilde gülümsedim. O sarı dağ ayılarıyla, Gökhan abi ve Eslem gibi olamazdık. "Sanmıyorum. Gözüme bakarlar git diye evden." Kaşlarını çattı. "O ne demek öyle? Sana kötü mü davranıyorlar?" "O evde istenmiyorum Eslem. Sanırım benim kaderim nerede olursa olsun hep aynı. O evde de istenmedim, sevilmedim aynı şey bu evde de yaşanıyor." Kaşlarını çatıp elime vurdu. Sinirlenmişti. "Seni döverim Miray. Ben sana böyle düşünmeyi yasaklamıştım. Ayrıca kim istemezse istemesin ben yeterim sana. Hem annem, babam, abim seni benden daha çok seviyorlar. Baktın olmadı kaç gel bize bakarım ben sana. Ve bir daha bu saçma şeyi düşünürsen valla dayak yersin." Gülümsedim. Tuttuğu elini daha sıkı kavradım. "Tamam be sende hemen kızıyorsun. Ne dedim sanki." "Sana ne dediler de böyle düşünmeye başladın?" "Hepsi genel olarak bana karşı önyargılı bir şey söylesinler veya söylemesinler hâl ve hareketlerinden anlıyorsun. Sanırım benden önceki kızla kötü bir mazileri var. Ve bunun sonucunda böyle davranıyorlar." Limonatamdan Bir yudum aldım ve devam ettim. "Onları anlamaya çalışıyorum. Empati yapıyorum. Kendilerince haklılar ama şöyle bir şey daha var. Ben tanımadığım onca kişinin içine girdim. Ve bu tanımadığım insanlar benim öz ailem. Onlara ne kadar zorsa bana on bin kat daha zor geliyor her şey. Bunu anlayıp davranmaları lazım." Kırk yılda bir doğru konuşuyorsun. "Haklısın. Hayatta çoğu şey karşılıklı olmalıdır. Onlar sana saygılı davranmıyorlarsa sende umursama. Ayrıca sen ne zamandan belli bu kadar mantıklı konuşmaya başladın." İkimizde güldük. "Gülmeniz bol olsun kızlar." Arka taraftan gelen sesle bakışlarımız konuşan çocuğa döndü. "Özgür." Eslem'in seslenmesiyle kim olduğunu almıştım. Eslem İle ayağa kalktık. Eslem'le sarıldıktan sonra bana döndü. Gülümseyerek elini uzattı. Bende aynı şekilde elini tuttum. "Özgür." "Miray." "Tanıştığıma memnun oldum. Ayrıca adını Eslem'den çok duydum." "Bende memnun oldum. Senin de adın çok geçti. Kulakların falan çınlamıştır." "Demek sizdendi." Dediğinde güldük. Bu sıra yanımıza başka biri geldi. Özgür'ün arkadaşı olmalıydı. Gülümseyerek ona döndüm ama dönmez olaydım. Gülüşüm yüzümde dondu. "Giray?" Diye şaşırdığımı belli ettim. Onun yüzünde de hafif bir şaşkınlık vardı. (Yapmacık bir şaşkınlık rol yapmayı bile beceremiyor benim çocuğum.) "Siz tanışıyor musunuz?" Diye atladı Eslem. Bir şey diyeceğim çok bilmiş iç sesim ikizim desem bu sarı beni yer mi? İnan bilmiyorum. Çok bilmişliğinde bir sınırı varmış demek ki. Benden cevap gelmeyince bakışlar Giray'a döndü. Rahatça bana bakarak ikizim dedi. Evet ikizim dedi. Biz üçlü olarak şaşkınca Giray'a bakmaya başladık. Başına taş falan mı düştü? Olabilir. Şaşkınlıktan sıyrılan ilk Özgür oldu. "Ee artık otursak mı?" Demesiyle birkaç saniye bocalamanın ardından Eslem ve benim oturduğumuz masaya yerleştik. Eslem ve ben yan yana karşımda Giray onun yanına da Özgür oturmuştu. Birkaç saniye bakışmanın ardından Eslem ve Özgür konu açmayı başarmış ortamı biraz daha yumuşatmışlardı. Ben gerek olmadıkça konuşmuyordum aynı şekil Giray da böyleydi. Eslem bir ara çaktırmadan rahatsızsan kalkabiliriz diye bir mesaj atmıştı. Bende gerek olmadığını belli edercesine gülümsemiştim. ... Birkaç saat kadar oturduktan sonra kalkmıştık. Şimdi ise hava kararmak üzere, öğlenin o yakıcı sıcağı gitmişti ve biz dondurma yemeğe gidiyorduk. Dondurmalardan sonra ayrılacaktık. Bu dondurmacı denizin tam karşısında küçük bir dükkândı. Ön tarafı caddeye bakarken arka tarafı masalar ile doluydu. Masaların tam karşısında da deniz manzarası vardı. Bizde tam deniz manzarasıyla olan kısma geçip oturmuştuk. Bizim ardımızdan benimle nerdeyse aynı yaşta tatlı bir kız gelmişti. "Ne alırsınız?" Herkes istediği aromalı dondurmayı söylemişti. Ben çikolata, çilek ve limon söylemiştim. Şu hayatta vazgeçemediğim tek dondurma aroması net bir şekilde limondur. Neyli yersem yiyeyim üstüne hep limonlu olanı tercih ederdim. Burada ki sohbet daha çok sarmıştı. Bu sefer daha rahattım. Giray'la arada kaçamak bakışmalarımız olsa da güzeldi. Dondurmalarımızı yemiş güzelce sohbet edip hesabı da herkes aldığını ödeyerekten günü kapatmıştık. Şimdi vedalaşma aşamasıydı. Özgür ve Eslem sarılırdılar ardından Özgür'le ben, Eslem ile de Giray el sıkıştık. Özgür aramızdan ilk ayrılan olmuştu. Eslem ile de ben vedalaşıyordum. Birbirimize sarıldık. "Günün yorumunu ve kritiğini eve geçince yapacağız. Ayrıca bu salakla sizi yan yana denk getirdiğim için özür dilerim." Demişti kulağıma doğru. "Sorun değil bebeğim. Özür dilemene gerek yok senin de haberin yoktu. Ayrıca beni bilirsin benden rahatsızlık duyan insanın dibinde bitmeye bayılırım ki burada denk gelmesek evde denk geleceğiz çok takılma bu yüzden." "Tamam o zaman eve geçince daha detaylı konuşuruz." "Tamam." Ayrılmıştık. Gideceği yöne döndü ve bana el salladı. Bende ona salladım. "Dikkatli git." Diye bağırdım arkasından. "Sendee." Diye o da cevap verdi. Gelelim şimdi kuru fasulyenin faydalarına. Giray'a dönüp kısa bir bakış atarak telefonumdan evin adresine bakmaya başladım. Bu sırada arkamdan gelen adım seslerini işitmeye kalmadan adımı seslenen Giray'la olduğum yerde kaldım. "Miray." Ona döndüm. "Efendim." Elini ensesine atıp kaşımaya başladı. Sanki bir şey söyleyecekte kıvranıyordu gibi. "Birlikte gidelim mi?" Biraz şaşırmıştım açıkçası ama bunu ona yansıtmadım. Ne olmuştu bu çocuğa anlam veremesem de belki de ön yargılarını kaldırmıştır diye düşünerekten cevap verdim. "Gidelim." Sonuçta aynı yere gidecektik ve ben yolu bilmiyordum naz yapmanın bir anlamı yoktu. Yanıma geldi ve birlikte yürümeye başladık. İkimizde sessizdik ama bu sessizliği bozan Giray oldu. "Sana anlatmak istediğim şeyler var ve beni kesmeyip sonuna kadar dinlersen sevinirim." İsteyince kibar olabiliyorlar. Cidden he. "Öncelikle bunları bana acı diye anlatmıyorum. Sadece benim yaşadıklarımı bilirsen beni daha iyi anlarsın diye anlatacağım. Bundan önce yani birkaç ay önce benim Özgür gibi çok yakın bi arkadaşım daha vardı. Mehmet'ti adı. Mehmet bizim eve rahatça girerdi ve bizim aile üyeleriyle falan çok samimiydi." Biraz duraksadı ve derin nefes aldı. "İyi hoş çocuktu ama çok pezevenk ve şerefsizdi. Kızlarla sürekli masum olmayan işlere girişir çoğunu üzerdi. Sonra bir gün bizim eve ben yokken ve habersiz gelmişti. Ben çağrışmamıştım ama annemlere ben çağır mışım gibi söylemiş. Ben eve gelip Miray'ın odasına çıktığımda onları yanlış bir vaziyette basmıştım." Yuh oha çüş pes yani bu neee? Bu kız kaç yaşında da bu işlere girişiyor tövbe tövbe. Bende aynen öyle düşünüyorum. Yani nasıl yapabilir böyle bir şeyi. Tamam hadi yapıyorsun da nasıl evinde bu kadar rahat hiç anlam veremiyorum. Giray tekrar devam etti. "Ondan sonra Mehmet'le birbirimize girdik. Aynı şekil Miray'la da. Annemlere anlattım. Herkes Miray'a o kadar kızmıştı ki ortalık karışmıştı. Onu savunanlar bile ne olduğunu iyice görmüştü." Sözlerini bitirdi ve ev görünmeye başlamıştı. Benim durmamla o da durmuştu. Şimdi karşı karşıyaydık. "Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Yani hiç doğru değil bu yaptığı ama bunun benimle ne alakası var? Bunu o yaptı ve sen bunun hıncını ne diye benden çıkarıyorsun ki? Daha beni tanımadan nasıl biri olduğumu bilmeden bu şekilde yaklaşman hiç doğru değil. Zor şeyler de yaşa basit şeyler de istediğin kadar travman olsun bu karşındaki insanları aynı yapmaz bu sadece sen değil abilerin içinde geçerli. Her neyse daha fazla bir şey konuşmak istemiyorum." Son sözlerimi söyleyip eve doğru hızlıca adımladım. Sonrası içeri geçip kimseyle muhattap olmadan bana verilen odaya çıkmamla son bulmuştu. Bölüm sonu Sınır koymaya karar verdimm. 15 oy'a 6. bölümm. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Uzun bir bölümdü. Ve bu bölümde birazcık ufaktan eski Miray'ın yaptıklarına değinmek istedim. Her neyse bir sonraki bölümde görüşürüzz:))
|
0% |