Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@atalantee

1 mesaj

 

 

-Yuta

Nerdesin?

 

 

Teklifin saçma olduğunu fark etmem çok uzun sürmedi çünkü ben daha ilk günden mızıkçılık yapmaya başlamıştım biraz değil baya saçma bir fikirdi, mesaja cevap vermeyi düşünmedim çünkü okuldan sonra onunla buluşup yapmak istemediğimi söyleyecektim

Beni sevmediğini düşündüğüm adamın gözüne girmek için dün tanıştığım biriyle geçici sex partnerliği yapmak sabah uyanınca saçma geldi, niye bu kadar zorluyorum ki benimle olmasını ya da beni sevmesini, sevgi benim zorumla olacak bir şey olsaydı zaten bu zamana kadar çoktan olurdu

 

Dersin bitmesine az kalmıştı bugün onu okulda görmediğim için mutludum onu görür görmez ağlayacağıma emindim çünkü, ders notlarımı toparlayıp çıkışa doğru yürüyordum çantada olan telefonum çalmaya başladı

 

telefon

-Yuta

 

“efendim, bende seni arayacaktım”

 

“Neden boynun bükük yürüyorsun dik dur, kapıdayım beni gördüğüne çok mutlu olmuş gibi yap üzerime atla”

 

“Ne zırvalıyorsun sen be”

 

Kafamı kaldırıp baktım arabasına yaslanmış bir eli cebinde beni bekliyordu

 

”Bu hallerinle bırak o lavuğu tüm hayatını pc başında lol oynayarak geçiren birini bile etkileyemezsin”

 

Tiksinir surat ifademle derin bir iç çekip telefonu kapattım, gülerek bana el sallıyordu daha şimdiden rollenmişti kendince.

Ellerini sallayıp burdayım diye bağırıyordu, rezil etmeye gelmiş gibiydi, yanından öylece geçip gitsem çok yerinde olurum sanırım zorlada olsa yanına yaklaştığımda kolumdan çekiştirerek beni kendine yasladı ellerini belime yerleştirdi kafasında kurduğu her neyse eminim boşa gidecekti surat ifademden memnuniyetsizliğim belli oluyordu ama aydınlıkta daha yakışıklı görünüyordu

 

“Ellerini boynuma sar hemen”

 

“Ne bu kıskandırmaya mı çalışıyoruz”

 

Gülerek ellerimi boynuna sardım ama bu tarz şeylerin onu etkileyeceğini düşünmüyordum eminim umrunda bile olmazdım hatta benden kurtulduğunu falan düşünürdü

 

”Eminim ondan başka kimseyle bu kadar yakın olacağın aklının ucundan bile geçmemiştir”

 

“Umrunda bile değildir”

 

Gözlerini devirerek ellerimden tuttu ve bizi ayırdı ama ellerimi bırakmıyordu,Yuta bu kadar role girmişken vazgeçtiğimi söylersem kızarmıydı acaba

 

”Daha kaç saat daha burada dikilicez hadi gidelim”

 

Arabanın kapısı açtı binmem için gerçekte bu kadar centilmen biri olduğunu düşünmüyorum sadece role giriyordu neyse ki kısa sürecekti

 

“Nerde takılmak istersin bence karaokeye gidebiliriz”

 

“Evime gitmek istiyorum ders çalışmam lazım”

 

Evimin nerede olduğunu sormadan sessizce araba sürüyordu, çok geçmeden aramayı sağa çekti biraz beni izledikten sonra konuştu

 

“Peşinden koşuyormuşum triplene girme sakın anlaşma yaptık ve ona göre hareket et tek başına yapabileceğini düşünüyorsan git ve niye terk edil”

 

”Senin benimle böyle konuşmaya hakkın yok boktan anlaşma da sende umrumda bile değilsin Deandan bir farkın olmadığı için bu kadar bilir kişi gibi davranıyorsun, bu saçmalığı istemiyorum bir daha görüşmek ve konuşmakta”

 

Arabadan inip otobüs durağına yürüdüm, haklıydım Deandan bir farkı yoktu beni aşağılayıp duruyordu hakkında hiçbir şey bilmediğin insan hakkında böyle yorumlar yapması ne kadar doğru ki

Aslında bugün Yunanın yanına gidecektim ama gerçekten yalnız kalmak istiyordum, biraz ders çalışıp erkenden uymam gibi bir planım vardı

 

Eve vardığımda evde kimse yoktu, duş alıp ders çalışmak için masamın başına geçtim ama ders çalışamıyordum Dean bu denli hayat akışımı engelliyordu bu sebepten terapiye gidersem kendimi daha da kötü hissedeceğimi düşünüyordum çünkü insanlar ne kadar büyük sorunlarla savaşıyor bense bir erkek beni sevmedi değersiz hissettirdi diye terapi görmek istiyordum

İcecek bir şeyler almak için mutfağa gittim kendime yeşil çay demliyordum telefonumun çaldığını duydum annem olduğunu düşünerek acele etmedim geri arayacaktım, bardağımı alıp odama döndüm annemi geri aramak için telefonuma yeltendim ama arayan Deandı yeniden midemde kelebekler uçuşmaya başlamıştı ama ne yapacağımı bilmiyordum yeniden arasam iki lafına hemen barışacağım ya da kötü bir şey söylese cevap veremeyeceğimi biliyordum ne kadar istemesemde Yutaya mesaj attım

 

-Hima

Acil yardımın lazım

 

-Yuta

Benimle konuşmak istemediğini sanıyordum

 

-Hima

Dean aradı ama yetişemedim geri aramalı mıyım yoksa mesaj mı atmalıyım

 

-Yuta

Üzgünüm yardımcı olacağımı sanmıyorum

 

-Hima

Tamam ne dersen kabul ediyorum yeter ki bana bu konuda yardımcı ol

 

-Yuta

O zaman anlaşmayı değiştiriyorum, sen her Deandan etkileşim aldığında benim bir dilek hakkım olacak ama yine bugün yaptığın gibi yaparsan bir daha asla bu fırsatı yakalayamazsın

 

-Hima

Tamam kabul şimdi ne yapmalıyım onu söyle

 

-Yuta

Aramamış gibi davran yazarsa da cevap verme

 

-Hima

Bunun işe yarayacağına emin misin genelde açmadığımda bir daha aramaz yazmaz

 

-Yuta

Kıskanmayacağını da söylemiştin, şimdi beni rahat bırak dilek hakkımı daha sonra kullanacağım

 

O kadar egoist ki sanki onun için can atıyormuşum gibi konuşuyordu, dediğini yaptım aramadım ya da mesaj atmadım belkide ben boşuna heyecanlanmıştım öylesine aramıştı evin içinde bir oraya bir buraya kafayı yemek üzereydim karnım acıkmaya başlamıştı ne yesem diye düşünürken Yunaya gidip olan her şeyi anlatmak istedim

 

Üstümü değiştirin çıktım kulaklığımı taktım evleri bize çok uzak değildi ama çokta yakın değildi Mitski a pearl açtım anneme de Yunalarda olacağımın haberini verdim.

Yürürken kendimi sakin ve huzurlu hissediyordum kulaklığımı takınca sanki kendime ait bir dünyaya geçiyormuşum gibi oluyordu sanki benim isteklerime hizmet eden güzel bir dünya, hayal dünyamda yaşamak hayattaki her boktan şeyi romantize etmeme sebep oluyordu bunu bilmeme rağmen hayatın gerçekleriyle yüzleşemiyordum

 

Yaklaşınca bir markete girdim içecek bir şeyler almak için markette veya herhangi bir yerde yaşıtlarımı görünce garip hissediyordum farklı biri olduğumu hiç düşünmedim ama eğlenebilmeleri kendilerini özgür ve değerli hissetmeleri beni çok özendiriyordu her insanın eğlence anlayışı aynı olmak zorunda değildi ben yürümekten müzik dinlemekten keyif alıyordum bu benim zevksiz ya da yaşlı olduğum anlamına gelmiyordu sonuçta

 

Kasaya doğru yönelecekken Yutayı gördüm sessiz ve sinsice arkasından ona doğru yaklaştım, üst reyondan bir şey almak için yukarı uzanıyordu koltuk altına parmağımla dokundum irkilip arkasına döndü yardımı işe yaradığı için mutluydum sadece otuz iki diş sırıtıyordum o da tiksinir ve rahatsız olmuş gibi bakıyordu

 

“Beni gördüğüne sevinmedin mi?”

 

Beni birazcık kendinden uzaklaştırdı

 

“Ruh hastası mısın saatler önce bana bela okumadığın kaldı”

 

”Evet ama artık barıştık”

 

Umursamayarak reyona geri döndü makarna alıyordu

 

“Kesinlikle o çocukla barışmalısın iki ruh hastası başkalarının hayatını riske atmayın”

 

Koluna sertçe vurdum sürekli böyle konuşacaksa gerçekten ya dayak yiyecekti ya da aslında ya da yok ona ihtiyacım vardı

 

“Hiç anlayışlı değilsin”

 

“Hima karnım o kadar aç ki uğraşamam gerçekten”

 

“Nerde oturuyorsun istersen sana yemek yaparım”

 

Gözlerini kısarak bana uzun bir bakış attı

 

“Dilek hakkımı böyle bir şeyde kullanmak istemiyorum”

 

“Öyle değil içimden geldi”

 

kabul etmeme gibi bir şansı yoktu çünkü tek yaşıyordu ve pek fazla yemek konusunda yetenekli olduğunu düşünmüyordum alışveriş sepetinin yarısı makarna ve hazır gıdalardan oluşuyordu ödemeyi yaptıktan sonra marketten çıktık çok fazla yürümeden oturduğu apartmana geldik asansöre bindik beşinci kata çıktık durumu garipsiyor olacak ki hiç konuşmuyordu.

Çok küçük bir dairede yaşıyordu asla yargılayacağım bir şey değil ama pahalı araba kullanıp böyle bir dairede yaşamak fazlasıyla garipti, Amerikan mutfak olan mutfak turunu yaptıktan sonra bana malzemelerin yerini gösterdi ne yemek istediğini sordum ama fark etmeyeceğini ne olursa yiyeceğini söyledi ben pilav be köri hazırlarken o marketten aldığı malzemeleri yerleştiriyordu

 

”Ailen şehir dışında mı yaşıyor?”

 

İkimizde önündeki işle ilgileniyorduk dün tanıştığın biriyle en fazla ne kadar samimi olabilirdin ki

 

“Özel hayatımı kurcalama”

 

Dalga mı geçiyor anlayamadığım için işimi bırakıp ona baktım elindeki işini bitirmiş bana doğru yaklaşıyordu tam bir klişe adamıydı beni tezgahla arasına aldı elini dolaba koydu sertçe

 

“Sakın bana yakın olduğun süre içerisinde bana aşık olma Deana karşı şansın olabilir ama karşı hiç şansın olmaz”

 

“Kendini ne sanıyorsun anlamıyorum yakışıklı olduğun için kendini tanrı ilan etmediğin kaldı bu kadar üstten bakma Dean varken senin yanından bile geçmem merak etme”

 

Benden uzaklaşıp mutfaktan görünen koltuğa oturdu, Deana bu kadar aşıkken ondan hoşlanmam imkansızdı ki normal şartlarda bu kadar egoist birinden etkilenmem için gerçekten ruh hastası olmak gerekiyordu.

 

Yemek hazır olunca hiç konuşmadan birlikte yemeğimizi yedik ne kadar hayatına dair bir şey söylemek istemesemde kendimi tutamadım evi çok dağınık ve pisti yediği yiyecekler sadece hazır gıdaydı böyle bir insan en fazla ellilerini görür

 

“Evin o kadar dağınık ki içim daraldı yaşayış biçimine biraz özen göstermelisin yediğin yiyecekler hiç sağlıklı değil böyle çok kolay hasta olursun yalnız yaşıyorsun ilginecek biri de yok kendine dikkat etmelisin”

 

“Şimdi de annem mi oldun madem çok rahatsızsın evimi temizle”

 

“Neden senin evini temizleyeyim”

 

”Dilek hakkım var ne istersem onda kullanırım yoksa sen bu dilek işini biraz +18 mi düşündün”

 

“Senin hakkında hiçbir şey düşünmüyorum hatta öyle bir isteğin olmadığı için mutluyum”

 

“Bende sana çok meraklı değilim”

 

“Dün gece öpüşürken çok istekli görünüyordun ellerine bir türlü hakim olamadın”

 

“Beni ilk sen öptün”

 

“Aklımdan sadece Dean geçiyordu”

 

”Her neyse evi temizle sonra da git”

 

Gözlerini devirip yemeğine devam etti, evi temizlemek zor olmayacaktı çünkü bir oda bir salondu banyoda oldukça küçüktü o hala yemeğini yerken oturma odasından evi toparlamaya başladım her yer çöp ve çorap doluydu önce evin yüzündeki bütün çamaşırları ayırıp makinaya attım oturma odasındaki bütün çöpleri topladıktan sonra yatak odasına geçtim dolap bomboştu bütün kıyafetler yerdeydi nasıl oluyorda her gün ütülü kıyafet giyiyordu ki dolabını katlayıp yerleştirdim çarşaflarını değiştirip yıkamaya attım salonu süpürmek için geçtiğimde mutfağı topluyordu evi süpürüp sildim çamaşırları astım sadece onları toplamak kalıyordu geriye kurumasını beklersem saat çok geç olacaktı

 

“Bütün evi temizledim sadece çamaşırlar kaldı kuruduğu zaman topla o kadar”

 

“Toplayamam bir işe başladıysan bitir”

 

“Saat geç olacak eve dönmem lazım”

 

”Beni ilgilendirmiyor iş bitmeden gidemezsin”

 

Koltuğa oturup televizyonu açtım hava sıcak olduğu için bir saate kurur diye düşünüyordum, yorgunluktan baygınlık geçirecektim her yerim ağrıyordu birazcık koltuğa uzandım ve televizyonu izlemeye devam ettim

 

 

 

Loading...
0%