Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@atalantee

İki gündür bu evin içine kilitliydim, ne kadar polis de olsalar bu yaptıkları alıkoymaktı çünkü iki salağın yapmaya çalıştığı şeyden hiçbir polisin haberi yoktu. Bir yolunu bulup bu evden çıkmam gerekiyordu ama henüz eve giren çıkan kimse yoktu bir yerden atlayıp kaçabilmek için de oldukça yüksekti.

Basit bir hayat yaşamak istemiştim, kız kardeşimin ve İchironun olduğu basit bir hayat tedirginlik ya da endişe duymayacağı tek endişemin Usaginin yaptığım yemeği beğenmemesi olan basit bir hayat

Her zaman üçümüzü bir aile olarak görüyordum onların yanında olmak onlarla gülmek, eğlenmek, ağlamak, üzülmek bana daha önce hiç yapmadığım bir huzur veriyordu şimdi yokluğunu düşünmekse telafisi olmayacak bir acı

Son zamanlarda çok fazla hissedemiyordum ya da düşünemiyordum bununda psikolojik sorunlarımla alakalı olduğunu düşünüyordum ama çok garipti geçmişin detayları artık bana üzüntü veya korku aşılamıyordu sanki artık geçmiş gibiydi en derinde hissettiğin bir acı vardı fakat onun haricinde hiçbir şey yoktu. Bu evden ve iki avanak polisten kurtulmak için düşünüp bir plan yapmam lazımdı eve ne zaman dönecekleri hatta dönüp dönmeyeceklerini bilmiyordum midem açlıktan bulanmaya başlamıştı sadece banyodan su içebiliyordum o da boş mideyle içince kusturuyordu vakit geçsin diye uğraşıyordum ama uyku uyumayı kendime çok görüyordum, her ihtimale karşı tam gücümde olmam gerektiği için biraz uyumam gerekiyordu sırt üstü yatağa uzanıp gözlerimi kapattım, bu hayal beni utandırsa kötü hissettirsede gözümün önüne İchiro geliyordu ne kadar bağlanmıştım ona dokunuşlarına, bakışlarına her şeye rağmen yine bana dokunmasını yine benim yanımda olmasını istiyordum bu yüzden ölmesi gerekiyordu

Doğru olmadığını bildiğim halde her zaman ona ilgi duyuyordum haklıydı küçüklüğümden beri ona bu hayranlığım vardı onu diğer adamlarda farklı kılan neydi bilmiyorum ama bunun aşk olduğunu çok iyi biliyordum.

 

Ne zaman uykuya daldığını anlamaya çalışarak gözlerimi açtım evde büyük bir gürültü kopuyordu hızlıca yataktan kalkıp odanın kapısına vurmaya başladım ama umursamıyorlardı

"Eğer beni buradan çıkartırsanız size yardım edeceğim"

İçeriden gelen sesler kesilmişti ayak sesi bile yoktu evden çıktıklarını düşünerek cama doğru ilerledim, camdan dışarıya bakarken odanın kapısı açıldı, zar zor ayakta durabilen bir adam içeri girdi yürüyemiyordu kim olduğunu anlayamıyordum suratında siyah kar maskesi vardı ama yaralı olduğu belliydi kapının hemen önünde yere yığıldı

Dikkatimi elden bırakmadan yanına doğru ilerledim yavaşça elimi maskesine götürdüm refleksle bir eliyle bileğimi kavradı diğer eli ise direkt boğazımdaydı ama bu şekilde kendini tutamayacak kadar baygındı, yarı baygın yarı ayık haldeyken maskesini çıkarttım Yukitoydu görevden geliyor olsaydı bu halde hastanede olurdu İchironun peşindeyken olmuş olmalıydı

Kalktım ve odadan çıktım bir an önce evden çıkmam gerekiyordu, evin her yeri dağılmıştı, bunca dağınıklık ve gürültü ilk yarım kitini aramak içindi kilitli olduğum odanın banyosunda duruyordu odaya da o yüzden gelmiş olmalıydı

İçimdeki his evden çıkmama izin vermiyordu hareketsiz bir şekilde yerde yatıyordu nedenini bilmediğim bir sebepten ayaklarım kapının tam tersi yönünde hareket etti, yanına gittim nefes alıyordu ve nabzı yerindeydi üzerindeki ağır kıyafetlerini çıkartıp zor olsada onu yatağa taşıdım kollarında kurşun sıyığı vardı bu kadar halsiz düşmesinin sebebi bacağındaki bıçak yarası olabilirdi dikiş gerektirecek bir yarık vardı bacağında kanamasının durması için bez bağlamış ama fayda etmiş gibi durmuyordu eve gelene kadar kanama devam etmiş olmalıydı. Üzerindeki bütün kıyafetlerini çıkarttım banyodan ılık su ve ilk yardım çantasını getirdim bütün vücudu kan içindeydi yaraların olduğu yere çok deydirmeden bütün vücudundaki kanı temizledim yaralara alkol döktüm sıyrıkları tentürdiyotla sardım, bacak yarası açık olduğu için dikiş gerekiyordu dikişi atabilirdim ama yine de hastaneye görünmesi gerekiyordu. Dikişini tamamlayıp üzerini tentürdiotla kapattım artık gidebilirdim mutfaktan bir bardak su alıp baş ucuna ağrı kesiciyle birlikte koydum çıkmam gerekiyordu ama üzerimde akıl hastanesinden kacmışcasına bir elbise vardı dolapları karıştırırken bir sweat ve eşofman buldum başka bir seçeneğim yoktu hemen giyindim ve Yukitonun kullandığı eşyaların bazılarını yanıma aldım. Kafamda hiçbir şey yoktu sadece eve gidecektim ait olduğum yere

Yanıma alabileceğim param da olmadığı için yürüyordum şehirden çok uzakta değildim ama on dakikada varabileceğim bir yer değildi yürümek en az 2 saatimi alacaktı, hava zaten karanlıktı oraya varmam en erken akşam 11'di

 

Şehre biraz yaklaşmıştım ama Yukito'nun durumu aklımı karıştırıyordu eğer işiyle ilgili bir durumu olsaydı hastanede olurdu kesinlikle İchiroyla alakalı bir durumdu.
Evin konumu bilmediklerine eminimdim karşılaşma ihtimallerinin olduğu tek zaman görev olduğu günlerdi, eve gitmem mantıksız olacaktı.

Her zaman kutlama yaptığımız mekana yaklaşınca İchironun arabasını kapıda gördüm tahmin ettiğim gibi kutlamaya gelmişlerdi, üzerimdeki kalın sweatin kapşonunu kafama geçirdim mekanın yangın merdivenlerine çıkmaya başladım genelde kutlama olacağı zaman mekan kapalı olurdu çalışanlar bu kapıdan çıkardı açık olmasını umarak büyük kolu ittirdim açıktı etraf karanlıktı sadece mutfaktan ışık geliyordu silahımı çıkartıp ilerlemeye devam ettim kahkaha seslerini duyabiliyorum mutfağın camından dikkatlice masaları gözden geçirdim.

Oturdukları masaya doğru bakınca vücudum titremeye başladı midem kasılıyordu soğuk terler yüzünden çöktüğüm yere damlıyordu nefesimi kontrol etmek ayakta durabilmek zorlaşıyordu kendimi tekrar kalkmaya zorluyordum ama bedenim izin vermiyordu başım patlayacak gibi zonkluyordu ellerimi saçlarımın arasına götürüp öyle yapınca geçecekmiş gibi saçlarımı çekmeye başladım kalkabilmek için kendimde güç arıyordum. Bir şekilde kalkıp tekrar baktıktım dayanamıyordum arka kapıya doğru yürümeye çalıştım nefes almak istiyordum. Dışarı çıtım sakinleşmek için bir şeyler deniyordum ama olmuyordu atak geçiriyordum, zorla merdivenlerden indim kendime hakim olmaya çalışıyordum kendimi salarsam daha ağır geçireceğimi biliyordum çok karanlıktı yere çöktüm ve nefes alma tekniklerini denedim ellerimi yerdeki toprağa sürterek kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum

Arkamdan birinin geldiğini duyabiliyordum merdivenlerden iniyordu her bir adımı kafamın içinde yankılanıyordu, ayağa kalkıp onunla yüz yüze geldim yüzleşme vaktimiz gelmişti

"Usagi sen "

Belinden silahını çıkartıp bana doğrulttu sanki benim kardeşim değilmiş gibi birbirimizin hayatındaki en önemli insanlar değilmişiz gibi şaşırmıştım her şeyden daha çok canımı yakmıştı

"Ne yapıyorsun Usagi tüm bunların anlamı ne "

" Anlamı mı? Anlamıyor musun gerçekten Asumi"

"İchiro bizi kullandı ve kandırdı onun öldürdüğün adamlardan hiçbir farkı yok ve sen onun yanında olmaya devam mı edeceksin ne kadar acı çektiğimizi hatırlamıyor musun şimdi kalkmış yaşananlara ve yaşanacaklara göz yumuyorsun sen ve ben aile değil miyiz Usagi biz birbirimiz için çok değerli değil miyiz öldüğünü düşününce kafayı yedim ölmek istedim hiç mi beni düşünmedin hep böyle biri miydin"

Ağlamama engel olamıyordum zaten zor alabildiğim nefesim konuşurken ve ağlarken iyice kesiliyordu

"Ömrümün sonuna kadar geçmişimi düşünüp ağlayamam Asumi kime ne olduğu umrumda değil güçlü olmak istiyorum küçük çocuk bedenlerimiz o adamların altında ezilmesinin sebebi buydu bizim babamız ve biz çok zayıftık öyle olmasaydık bunların hiçbiri olmazdın şimdi sen hala çok zayıfsın kendin hariç herkesi düşünecek kadar safsın o yüzden hiç kimse umrumda değil sen bile umrumda değilsin kimin ne yaşadığı da umrumda değil sadece öl Asumi çünkü sen her zayıfsın öyle olmayı tercih ediyorsun"

Tıpkı babam gibi konuşuyordu "nasıl kazanıldığının önemi yok para her şeydir"

Tereddüt etmeden sıkacak gibiydi zaten ayakta durmakta bile zorluk çekiyordum, arkamda patlyan silah sesiyle Usagi yere düşmüştü kim olduğunu görmek için arkamı döndüğümde aynı kıyafetleri gördüm Yukitoydu

"Acele et çabuk bin"

Hızlıca motora doğru koşmaya başladım arkamda bir silah sesinin gelmesiyle kolumdaki acıyı hissetmem bir oldu gerçekten bana ateş etmişti, ölmemi istiyordu. Motorun arkasına bindim gece olduğu için yollar boş ve sessizdi, çok acı çekiyordum kolumun acısını hissetmeyecek kadar kalbim acıyordu kollarımı Yukitonun beline sıkıca sardım durmadan daha çok sıkıp kendini kasıyordum onu çok çekiştirdiğim için motor hareketleri dengesizleşiyordu o da yaralıydı belkide benden kötüydü ama belli etmiyordu motoru köprüdeyken kenara çekti ama hala bırakmıyordum, ellerimi kenetlediğim yerden çözdü motordan indi, beni bir çocuk gibi kucağına aldı ve tekrardan motora bindi

"Şimdi daha sıkı sarılabilirsin"

 

 

Loading...
0%