Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. Bölüm

@atalantee

"Gitmiyorsun"

"Bu benim şahsi meselem yeterince karıştınız"

İdil sinirle yakama yapıştı

"Ne saçmalıyorsun sen 2 yıl seninle kardeşim gibi ilgilendim sana kalbimi açtım uğruna çok şeye göz yumdum ve teşekkürün böyle mi?"

Dolu gözleriyle gözlerime bakıyordu Betül İdili yanına çekiştirdi.

"Sizi seviyorum ve evet teşekkürüm bu sizi kaybedemem beni kandırıp arkamdan iş çevirmeyen tek insan sizsiniz sizi kaybetmeyi göze alamam. Gölgeye ne kadar bağlı olduğunuzu biliyorum sizi bu bok duruma ben soktum daha fazlasını yapmak istemiyorum benim yüzümden zaten yeterince olay yaşandı lütfen beni anlayın"

 

"Neden bütün suçu üstlenme gibi saçma bir olayın var. Farkındaysa Kağanla sevgiliyim bunun seninle bir ilgisi yok ben kendi kararımla bunu yaptım"

 

"Kağanı seviyorsun bu Gölgeye ihanet ettigin anlamına gelmez Kağanla ilişkiniz arasında işe dair hiç bir şey yok"

 

Ne yapacağımı bilmiyordum, İdil ayağa kalkıp önümüzde dikilmeye başladı.

 

"Gidersen, kendi başına hareket edersen bil ki artık bu gurubun bir üyesi değilsin"

 

Odasına doğru adımlamaya başladı. Betül arkasından kalkıp İdili takip etti.

 

"Bu kadar katı olmak zorunda değilsin biraz empati kur o bizi düşünüyor senin yaptığın gibi"

 

İkiside İdilin odasına gittiğinde evden çıktım, Merte gidiyordum ama hala ne yapacağımı bilmiyordum durum çok karışık hal almıştı.

 

Patron beni para karşılığında Merte satmıştı. Mert o oyunu yemeyeceğimi bildiği için patronun üzerinden plan yapmıştı bana patronun açığını verdi ve karşılığında beni istedi, gitmeyeceğimi bildiği için kızları ifşalamak ile tehtit etti. Hem gölgeden bir adam eksiltmiş olsu hem de beni tekrardan kendine mecbur etti.

 

Kayraya mesaj attığım için kesin başına belayı sarmıştım. Kağanla Betülün ilişkisi artık çok net ortadaydı Kağanı öldürmüş olma ihtimali beni korkutuyordu Kağanı sevdiğimden değil Betülü düşündügüm için üzülüyordum.

 

Evin önünde geçen geldiğimden daha fazla koruma vardı bu kadar fazla korumayı benim için getirtmiş olamazdı.

Eve girdim hizmetliden başka kimse görünmüyordu sessiz ve sakindi ortalık.

 

"Mert bey toplantıdalar efendim içecek bir şey istermisiniz?"

 

Olumsuz anlamda kafamı salladım kadın başıyla selam verip salondan ayrıldı.

Saat 22.30 du bu saatte toplantı olması çok saçmaydı. Etrafıma iyice bakınıp birinin olup olmadığını kontrol ettikten sonra evi dolanmaya başladım.

Nerde toplantı yapabileceklerini düşünüyordum, üst kata çıkacaktım ki alt kattan ağzı yüzü dağılmış iki kardeşi görünce durdum.

Kayra kafasını yere eğmiş sallanarak merdivenleri çıkıyordu Kağan sinirliydi kafasını kaldırdı beni gördü, durdu. Kayra Kağanın sırtına çarptı ve afallayarak yerinde durdu, kafasını kaldırıp bana bakmaya başladı.

Kagan hızla yanıma geldi, kolumdan tutup beni sarstı

"Senin burda ne işin var?"

Kayra Kağanı sertçe tutup duvara itti. İkiside çok fazla hırpalanmıştı.

"Baban çağırdı"

Dediğimde sinirle kalkıp vurmak için hareket ettiğinde Kayranın yumruğu ile tekrar düşmüştü. Kayranın bacağından tutup yere düşürdü üzerine cıkıp yumruklamaya başladı. Kağanın saçını sertçe tutup geri çektim geri doğru düştü. Gülerek yerde oturuyordu gözleri Kayradaydı.

 

"Babamın karısına göz mü koydun lan piç"

 

Oturan Kağanın suratı kalın postallarımla sert bir tekme attığımda bayıldı.

 

"Manevi oğullarınla iyi anlaşmalısın güzelim"

 

Kafamı aşağı inen merdivenlere çevirdim Mert ardında 5 kişi ile yukarı çıkıyordu. Biraz önce oğlunu bayılttım ama o gülüyordu.

Kağan ve Kayranın arasında dikildi, adamlar baş selamı verip çıktılar.

 

Kayra yerde oturuyor boş yere bakıyordu Kağan baygındı ikisinin arasında ayaktaydım Mert tam karşımda duruyordu.

 

"Kayra manevi annenle bu kadar iyi anlaşabileceğini bilmiyordum her başı sıkıştığında sana yazar olmuş gerçi yazmasına gerek yok kahraman oğlum çiftlik evinde olduğu gibi her zaman annesini korumak için yanında değil mi? Diğer annesini de böyle korusaydı keşke"

 

Tokat sesiyle yankılandı ev başka ses yoktu. Yana düşen kafasıyla dağılan saçları kızaran yanağı hiç korkutmadı beni ettiği her kelime beni sinirlendirmiş ve kalbimi kırmıştı.

Kayraya baktığımda gözünden düşen yaşlar parkeyle buluşuyordu sabit bir şekilde oturuyordu.

 

Kafasını bana çevirdi gözleri kanlanmış vücudu titriyordu. Beni duvara etip ellerinini boğazıma doladı, bu sahne bana çok tanıdık geliyordu o kadar sert elleri vardı ki ayıramıyordum bacaklarımla ona vurmaya çalışsamda benden çokca büyüktü hareket edemiyordun. Bacağının çekilmesiyle bir eli gevşedi önümdeki sert bedeni ittirmemle yere yığıldım nefesimi düzene sokmaya çalışıyordum göz uçuyla baktığımda Kayraya vuruyordu hareket etmek istedim ama düzgün nefes bile alamıyordum .

 

"Benim kadınıma ne yaptığım seni ilgilendirmez her şeye burnunu sokmayacaksın. O benim"

 

Ellerini Kayradan çekti üzerime doğru geldi hala nefesim yerinde değildi vücudumda hal yoktu tişörtümün yakasından tutup beni kendine doğru çekti dudaklarımı öpmeye başladı hem nefes alamıyordum boğulduğumu hissediyordum dünyanın en iğrenç hissini yaşıyordum kalan son gücümle çırpındım kafamı sert elleriyle sıkıca kavramıştı ellerimle onu ittirmeye çalışıyordum aynı zamanda bırak diye bağırıyodum.

 

Dudaklarımdan ayrıldı saçından tutup yüzümü kayraya çevirdi yüzüme bakıyordu kanayan dudaklarıma ağlayan gözlerime, kafasını öbür tarafa çevirdi.

 

"Buraya bak lan"

 

Saçımı bıraktığında yere düştüm ağlıyordum hıçkırarak.

Kayranın yanına gidip kafasını iki elini arasına alıp bana çevirdi serçe savuruyorudu. Kayranın kulağına yaklaştı.

 

"Görüyor musun? O benim ve ben benim olanla ilgilenilmesinden hoşlanmam oğlum"

 

Kayradan biraz uzaklaşıp kayranın kafasını gögüsüne koydu saçlarını okşama başladı.

 

"İki oğlum var dünyalardan çok seviyorum lütfen beni kızdırmayın artık koca adam oldunuz sizi dövmekten utanıyorum yapmayın böyle babanız olarak sizinle gurur duyuyorum"

 

Hayır kendi halime ağlamıyorum ağlamalıyım ama ağladığım tamamen Kayraydı. Kalbi atmayan bir adamın gögüsüne kafasını yastlamış öylece duruyor ağlıyor, acıyla doğmuş acıyla büyümüş acıyla devam ediyor o kadar masum geliyor ki bana keşke onu koruyabilsem en başından beri her ağladığında ben ona gögüsümü açsam.

Kendime üzülmem lazım biliyorum ama ona bir şey olmasa keşke.

 

"Hadi kardeşini de al gidin dinlenin merak etmeyin baba yüreği bende ki ne kadar kızsam da size kıyamam ben"

 

Bu adam gerçekten deli kafayı yemiş. Yanıma geldi beni kucağına aldı çırpınmaya bile mecalim yoktu. Odasına götürdü yatağın üzerine bıraktı beni.

 

"Çok yorgun görünüyorsun hayatım biraz dinlen senin için biraz daha bekleyebilirim"

 

"Siktir git orospu çocuğu"

 

"Sanırım gayet iyisin böyle konuştuğuna göre"

 

Yatağın ayak ucunda dikilmiş gömleğini çıkartmaya başlamıştı hızla yataktan kalkıp odadaki banyoya girdim kapıyı kilitledim odadan kahkaha sesleri geliyordu.

 

"Cesur ama korkak kızım benim. Çık dışarıya benimle yatacaksın bugün"

 

Bana bir şey yapamazdı, 2 yıllık dövüş eğitimim vardı hala acemi sayılırdım ama çok önemli görevlerde bulunmuş ve iyi işler çıkarmış biriydim sadece çok güçsüz düşmüştüm eğer bu gece rahat dinlenirsem ertesin gün bir şekilde icabına bakabilirdim.

Kapıya vurdu kibarca

"Aç kapıyı beni sinirlendirme"

"Defol git kapının önünden burada kalacağım"

 

Bir süre sonra sesi çıkmayınca kabullendiğini düşünerek dolaptan iki havlu aldım birini küvetin altına serdim diğerine sarılıp içine girdim.

Patlama sesiyle kafamı kapıya çevirdim, kapının kilidine ateş edip kapıyı açmıştı küvetin karşısında dikilip sinirli gözleriyle bulunduğum durumu süzdü.

 

"Sözümü dinlemek zorundasın sözümün dinlenmemesini hiç sevmem ben ne dersem onu yapacaksın"

 

"Ben senin köpeğin ya da kölen değilim ne istersem onu yaparım ve senden korkmuyorum beni öldürmen benim işime gelir senin gibi deliyle yaşamaktansa ölmek daha cazip"

 

"Öyle mi?"

 

Elindeki silahı bana doğrulttu, sinirle küvetten kalkıp silahın namlusunu kalbime doğrultmasını sağladım.

 

"Hadi"

 

Silahı tutan eli titremeye başladımıştı gözlerime bakıyordu. Çok değişik bir adamdı sanki beni hayatından silip atabilecekmiş gibi konuşuyordu ama iş ciddiye gelince donup kalıyordu.

Silahı indirip eliyle gözümden düşen yaşı sildi yüzünde buruk bir gülümsemeyle.

Her hareketi midemi bulandırıyordu

 

"Hadi uyuyalım benim güzel Ayanam"

Saçlarımdan tutup beni odaya sürükledi beni yatağa fırlattı.

"Bu iğrenç kıyafetlerle uyumak zorundasın sana ceza"

Gülümseyip kafamı salladım

 

Sakin ve kabullenmiş davranıyordum, gece uyuduğu anda onu boğacaktım.

Sırt üstü yatağa uzandım ellerimi karnıma koyup gözlerimi kapattım sağ tarafıma geldiğini hissetmiştim.

Bir anda ellerimi tutup yatağın başlığın kelepçeledi.

Kafasını karnıma koydu yerimde tepindim karnıma sertce yumruk attı durmamı sağladı.

 

"Artık rahat uyuyabiliriz"

 

Orospu çocuğunu öldürücem.

Loading...
0%