@atomparcalar
|
Uzun sarı saçları vücudunun dört bir yanında uçuşurken sakin bir şekilde eski bildiği tek yer olan Patisserie an'i Iris ' e gidiyordu. Yanından geçtiği insanlar bir kez daha ona bakıyorlardı onun hakkında konuşuyorlardı. Kapısının önüne gelince durdu ve gülümsedi. Pelerinin başlığını kafasına geçirerek içeri girdi ve bir masaya geçti. Daha kendisinin geldiğini kimse fark etmemişti. Etrafın incelemeye başladığında ilerideki masada kızlarla gülüşerek muhabbet eden Barlas'ı gördü. İçinden ' Bir insan hala aynı kalabilir mi ? ' diye iç geçirdi. Hala aynı gri saçları ve mavi gözleriyle bütün kızların dikkatini üstüne çekmeyi başarıyordu. Kendisine doğru gelen arkadaşını görünce başlığı biraz daha yüzünün ortalarına çekerek anlaşılmamaya çalıştı. '' Hoş geldiniz hanımefendi, ne alırdınız? '' diyerek yanına geldi. '' Imm sanırım sizi alacağım hanımefendi.'' diyerek başlığını çıkardı ve kendisine şaşkınca bakan yeşil gözlere bakmaya başladı. '' Amanın, Melek hiç geldiğini söylemiyorsun ya ! '' diyerek arkadaşına sarılır. Melek kendisine sarılan arkadaşına sıkıca sarıldı ve biraz hasret giderdikten sonra kollarını kendisinden ayırdı. '' Sizi çok özledim ama aramızda kalsın en çok da seni özledim Masal '' diyerek göz kırpar ve arkasından gelen Barlas'ı görmezden gelir. Barlas sakin bir şekilde '' Masal ve Melek'in omzuna ellerini koyar ve '' Sizi böyle görmeyeli uzun zaman olmuştu ancak yan yana geldiğinizde bana, beni satmamanızı ummaktan başka seçenek bırakmıyorsunuz. '' diyerek ellerini omuzlarından Masal ve Melek'in başına getirir ve ikisinin de saçlarını karıştırır. Melek , Barlas'ın ellerini tutar ve iter. '' Satarsak ortada kalırsın, o yüzden bize iyi davran. '' diyerek işaret parmağını Barlas'ın gözüne doğru sallar. Barlas arkadaki kendisine bakan kızları gösterir ve '' Sen öyle san Melek Hanım, sen beni şuraya bıraktığın an , şu gördüğün hatunlar benim için burada bir savaş başlatır. '' diyerek çekici bir gülümsemeyle arkadaki hanımlara el sallar. Masal göz devirir ve Melek ve Barlas'ı sandalyeye iterek oturtur. Kendisi de Melek'in yanındaki sandalyeyi çeker ve oturur. '' Anlat bakalım yolculuğun nasıl geçti ? '' diyerek Melek'e meraklı gözlerle bakmaya başlar. Melek göreve gitmişti ve 1 yıl kadar uzun bir süredir görüşmüyorlardı. Melek mavi gözlerini heyecanla parlattı ve anlatmaya başladı. ''Bu yolculuk sayesinde kendimi çok geliştirdim Masal. Biliyorsun ki çocukluğumdan beri güçlerimi kullanmayı ve geliştirmeyi hep sevmişimdir. '' diyerek Masal'a imalı bir bakış atar ve sözüne devam eder. '' Benliğimi olduğu gibi kabul ettim ve farklı biriymişim gibi davranmıyorum. '' diyerek gözlerini Masal' ın gözlerine diker. Masal, Melek'in yaptığı imaya göz devirir ve : '' Durumları biliyorsun Melek, bunları daha önce konuştuk , yapmayacağım. '' Melek sıkıntıyla üfler. '' Evet biliyorum ama kendine bunu yapman bana çok acımasızca geliyor , sen bu değilsin! '' der ve Melek , Masal'ın elini, iki elinin arasına alarak sözüne devam eder : '' Senin kaderin bu değil ,sürekli bu pastanede çalışıp normal bir insanmış gibi yaşamaya çalışıyorsun ama senin bunun yerine gidip insanları koruman gerekiyor. Bak , çok az bir zaman kaldı göreve yeni kişiler alacaklar, gir şu seçmelere ve arenada herkese ne kadar güçlü olabileceğini göster. '' Masal elini Melek'in elleri arasından çeker ve Melek'e bakar. : '' Melek başta sen olmak üzere benden daha güçlü birçok kişi var. Bensiz de gayet güzel idare edersiniz ki ediyorsunuz. Ayrıca bunun için yıllarca eğitim alıyorsunuz , yıllarca eğitim alanların yanında eğitimsiz bir kişiyi seçmezler. '' diyerek ayağa kalktı ve '' Siz Barlas ile konuşun ben de yeni gelen müşterilerle ilgileneyim. ''diyerek karşı masadaki müşterilere bakmaya gider. Melek sıkıntıyla etrafa bakmaya başladı. Masadaki içi su dolu bardağı görünce gülümsedi ve Barlas' a baktı. '' Düşündüğüm şeyi yaptırtmayacaksın herhalde. '' diyerek Melek'e baktı. Melek olumlu anlamda başını sallar ve Barlas'a yalvaran gözlerle bakar. '' Lütfen bazı şeyleri anlaması gerekiyor. '' diyerek su dolu bardağı hafifçe Barlas'a doğru iter. Barlas sıkıntıyla üfler ve önündeki bardağı alarak gücüyle suyu kuvvetlendirir. Yıldırım ile kuvvetlendirilmiş enerji dolu bardağı gücünü kullanarak son hızla Masal'a atar. Masal son dakika dönerek enerji dolu bardağı tutar ve Masal bardağı umursamazca masaya koyar. Müşterinin istediklerini getirdikten sonra masadaki enerji dolu bardağı alır ve Melek ile Barlas'ın olduğu masaya giderek Barlas'ın önüne sert bir şekilde koyar. Melek ortamdaki sessizliği bozarak : '' O senin yaptığın refleksi yıllarca eğitim alan kişiler bile zor yapıyor. '' Barlas bakışlarını Melek'e çevirir : '' Emin ol boşuna uğraşıyorsun. Sürekli yan yana olmamıza rağmen aylarca bütün ısrarlarımı reddetti. '' Masal ellerini masaya koyar ve gözlerini Melek'e diker : '' Melek seni anlıyorum ama yapamam ailemden tek bir kişi kaldı o da ablam. Onu yalnız bırakamam. '' Melek sıkıntıyla nefes verir ve : '' Masal ablan normal biri sen ise güçleri olan birisin , ondan çok daha farklı birisin. Ablan annen gibi sıradan birisi ama sen özellik olarak baban gibisin. Babanın yolundan gitmen gerekmez mi sence de? '' Masal elini Melek'in yanağına koyar. '' Ablam bensiz yapamaz biliyorsunuz. Ailemiz öldüğünden beri psikolojisi darmadağın olmuş durumda sanki başka biriymiş gibi davranıyor. Kendine zarar vermesini istemiyorum, daha fazla zorlama lütfen. '' Melek yanağındaki elin üstüne elini koydu ve : '' Masal zamanın doluyor 18 yaşında güçlerini kabul etmen gerekiyordu ve hala kabul etmedin. Benliğini kabul etmediğin için 20 yaşını doldurduğunda artık çok geç olacak ve bir daha asla güçlerini alamayacaksın , hayatına normal bir insan olarak devam edeceksin. Hafızan tamamen silinecek ve yeniden şekillenecek . Hafızanın olası bir hatırlama ihtimaline karşı bizim, senin yanına gelmemize asla izin vermeyecekler. Gerçekten çocukluğunu , bizleri kaybetmeye göze alabiliyor musun? '' der sıkıntıyla. Üzüldüğü belliydi çocukluğundan beri her anını Masal ve Barlas ile yaşadı şimdi ise Masal'ı kaybetme ihtimali onu üzüyordu. Masal, Melek'in sözlerini duymazdan gelerek hava almak için dışarı çıkar. Barlas , Masal gidince Melek'e döner ve : '' Boşuna uğraşıyorsun Melek, ben de kaç kere dedim ama kabul etmiyor. Masal' a da hak vermek lazım . Hepimiz küçüklüğümüzden beri eğitimler alıyoruz ve benliklerimizi kabul edeceğimiz zaman Masal'ın ailesi vefat etti ki sebebi hala bilinmiyor . Ablası zaten bambaşka biri gibi davranmaya başladı. Ablasının akli dengesi yerinde olmayınca da yanından ayrılmak istemiyor çünkü ablasının yanında olan tek kişi Masal. Başka kimsesi yok. '' dedi Barlas ve sözüne devam etti : ' Bu duruma alışsak iyi olur çünkü 1 aydan daha kısa bir zaman dilimi kaldı ve kabul etmeyecek. Onunla geçirdiğimiz sayılı günler. '' dedi. Melek şaşkınlıkla gözlerini araladı. '' O kadar az bir süre mi kaldı cidden? '' dedi Melek üzüntüyle. Barlas olumlu anlamda başını salladı. Melek şaşkınlıkla cümlesine tekrar devam etti : '' Sen bu yüzden görevlerini buradan istedin değil mi? Masal'ın son zamanlarını yanında olmak istedin çünkü bir daha göremeyeceğimizi biliyordun . '' dedi Melek. Barlas olumlu anlamda tekrar başını salladı. Melek sinirle başına vurdu ve sözüne devam etti : '' Tamamen aklımdan çıkmış keşke bana da deseydin ben de yanınızdan ayrılmazdım. Birlikte yanında olup ısrar ederdik ve belki de ısrarlarımıza dayanamayıp kabul ederdi . '' diye sızlandı. Barlas , Melek'e destek olmak için elini Melek'in omzuna koydu ve : '' Üzülmene gerek yok, ben burada olduğum sürece ikimizin yapabileceği ısrarın daha fazlasını yaptım. Bu saatten Masal 'ın kararına saygı duymaktan başka hiçbir şey yapamayız. '' **************************** Dışarı çıkan Masal sıkıntıyla derin bir nefes verdi ve kafasını gökyüzüne kaldırdı. Hava kararmıştı ve yıldızlar tek tek kendisini göstermeye başlamıştı. Bu görüntüyü sevmişti. Çocukluğundan beri havanın kararmasıyla kendisini gösteren yıldızları ve evrenin geri kalanını sanki gözler önüne serdiğini düşünüyordu. Hep sonsuzluğun evrende saklı olduğunu düşünürdü. Masal kendisine doğru gelen bağıma sesiyle düşüncesinden sıyrılarak çocuğa bakmaya başladı. '' Masal Ablaaa, Masal Ablaaaa '' çocuk çömeldi ve derin nefesler almaya başladı. Masal destek olurcasına elini çocuğun omzuna koydu : '' Egemen iyi misin ne oldu ? Neden nefes nefese kaldın. '' '' Elvin Abla ... '' der ve tekrar derin bir nefes alır. Masal merakla çocuğa bakar. '' Masal abla sizin arka mahallede top oynuyorduk ve Elvin ablanın çığlıklarını duydum. '' Masal şaşkınca çocuğun dedikleriyle bakakalır ve : '' Egemen emin misin ? '' Egemen , Masal'ın elinden tutar ve tekrar koşmaya başlar : '' Eminim abla acele etmeliyiz. '' diyerek birlikte koşmaya başlarlar. Egemen ve Masal , Egemen'in bahsettiği yere geldiklerinde etraf bomboştu ve her yer çok sakin ve sessizdi . Masal huzurlu bir şekilde gülümser ve Egemen'e döner. '' Sanırım yanlış anlaşılma olmuş , hadi gel seni eve bırakayım havada karardı. '' diyerek Egemen'in elinden tutar ve Egemen' i evine giderler. Egemen ' in evine geldiklerinde Egemen, Masal'a döner : '' Özür dilerim Masal abla , Elvin ablanın sesini duyduğumu zannetmiştim. '' Masal gülümser ve '' Önemli olan kimsenin başına bir şey gelmemiş olması. Hadi yağmur yağıyor içeri gir artık üşüteceksin. '' '' Görüşürüz abla '' diyerek elini sallar ve merdivenlerden koşarak içeri girer. '' Barlas ve Melek merak etmişlerdir beni. Haber vermeden gittim.'' der ve ....... yerine yürümeye başlar. Yürümeye başladığında gelen sesle olduğu yerde kalır. Egemen'in bahsettiği sokaktan ses geldiğini anlayınca oraya koşmaya başlar. Aynı yere vardığında tekrar sokak sessizliğe bürünmüştür. Masal merakla ara sokaklara bakmaya başlar .Kimseyi göremeyince geri dönmeye karar verir. Geri döneceği sırada tekrar bir çığlık sesi gelince tedirginlikle sesin geldiği yöne doğru koşmaya başlar. Masal sesin geldiği yere vardığında gördükleriyle şaşkınca bakakalır. Ablasının yüzü ve vücudu da dahil olmak üzere her yerinden kan akıyordu ve siyahlı bir adam onu duvarda sıkıştırmış ona bir şeyler söylüyordu. Masal olayın şokuyla adama doğru koşmaya başlar. '' Bırak onu hemen !! '' Adam arkasına baktığında Masal'ı görmesiyle Elvin'i bir köşeye fırlatı ve Masal'ı hızla duvara itip boynundan tutup duvarda sürükleyerek kaldırmaya başlar. Masal gözlerini adamın yüzündeki siyah maskeden apaçık belli olan yeşil gözlerine bakar. Adam diğer eliyle siyah bir küre yapar ve bunu Masal'a tam fırlatacakken adam kendini yerde bulur. Adam şaşkınlıkla ayağa kalkar ve Masal'a bakar. Masal' ın kolyesindeki sembolün parladığını görür ve bakışlarını tekrar Masal'a çevirdiğinde gözlerinin yeşilden kırmızı dönmeye başladığını görünce adam geri çekilerek koşmaya başlar. Masal adamın geri çekilmesini fırsat bilerek yerde yatan ablasının yanına gider. Ablasının kafasını kolları arasına alır. Ablası uzun süre öksürünce Masal , ablasının yüzüne gelen saçları geriye iter ve kanlar içinde kalan yüzünü incelemeye başlar. Gözlerini , yüzünü incelerken boynundaki ize gözü takılır. Ablasının boynunda az önce olmayan bir sembol belirmiştir. Masal şaşkınlıkla ablasının boynuna bakarken Elvin'in sesiyle kendine gelir. Elvin üzüntüyle :'' Özür dilerim Masal. Başaramadım. '' Masal , Elvin'in yanağını okşar : "Özür dilemesi gereken kişi sen değilsin. Benim... Daha erken gelmem lazımdı. '' Elvin acıyla gülümser : '' Onu kontrol altında tutamadım. Zamanında annemin yaptığı hatayı bu sefer ben yaptım kardeşim. '' '' Abla bu senin suçun değil o herifi bulup sana yaptıklarının bedelini ödeteceğim ama önce seni hastaneye götürelim. '' diyerek ablasını ayağa kaldırmaya çalışır Masal ama Elvin bunu yapmasını engeller. Elvin başını olumsuz anlamda sallar : '' Bu benim hatamdı Masal . Zamanım doldu artık . Bu hayatta benim en değerli varlığım daima sen oldun. Bu hayatta senden başka kimse sevmedi beni. Şimdi ise her şeye kendi yolundan bakmanın kendi kaderini çizmenin vakti geldi .'' der ve bu sefer kan öksürmeye başlar . Onu kontrol altında tutamamıştı. Annesine verdiği sözü tutamamıştı ve her şey onun gözünü kapatmasıyla son bulacaktı. En azından kimseye zarar vermediğini düşününce hafifçe tebessüm etti. '' Abla lütfen dayan , bak her şey çok güzel olacak güven bana. '' dedi Masal ve tekrar Elvin'i kaldırmaya çalışır. Elvin, Masal' ın bileklerinden tutar ve kaldırmasını engeller. Masal 'ın elini çekmesini sağlar ve kendi elini Masal' ın kalbine götürür. '' Masal beni ne zaman özlersen gözlerini kapat ve kalp atışını dinle. Ben daima seninle olacağım. Söz..'' dedi ve son vedasını da yaparak Elvin hayata gözlerini yumar. Masal son umuduyla Elvin'in kalbine baskı yapar. '' Hadiiii uyan!! Seni kalbimde değil yanımda istiyorum. '' der ve ablasının nabzına tekrar bakar. Ablasının kanlı göğsüne yatarak ağlamaya başlar. Yağmurun altında gözyaşlarıyla birlikte ablasını son vedasını uğurlar. '' Sen benim yaşamak için tek umudumsun lütfen beni bırakıp gitme ... '' |
0% |