@atomparcalar
|
' Masal niye hala burdasın? Geç kalacaksın . '' dedi Melek. Cansız mankenle dövüşen Masal, Melek'in sözüyle ters dönerek cansız mankene son bir tekme daha attı ve yandaki masada duran su şişesini aldı. Sudan birkaç yudum aldıktan sonra kapıya doğru yaslanmış Melek'e doğru baktı. '' Çıkarım birazdan. '' dedi Masal. '' Göreve gideceğim , birkaç gün evde olmayacağım, Barlas da olmayacak. Dikkat et kendine. '' dedi Melek . Masal hafiften Melek'e yanaştı ve şüpheci bir ses tonuyla : '' Ne görevi bu? '' dedi. '' Önemli bir şey değil merak etme. Her zamanki şeyler. '' dedi Melek sakince. Masal ,Melek'in arkasından içinde kitap dolu çantayı gösterdi ve konuşmaya başladı : '' Sanırım araştırma işlerine geçiş yaptın. '' Melek olumsuz anlamda başını salladı ve : '' Masal' cım eğitimine geç kalıyorsun ,hadi çık artık. '' dedi ve Masal' ı sırtından tutup çıkışa doğru hafif iteledi. '' Heyy benden ne gizlediğini daha söylemedin !!! '' dedi Masal ve sinirle arkasını döndü. Melek ise çoktan Masal' ın suratına kapıyı kapatmıştı. Masal , Melek'in bu hareketine göz devirir. '' Seni çok iyi tanıdığımı her zaman unutuyorsun, neler çevirdiğini er ya da geç öğrenirim .'' diyerek eğitim alanına gitmek için ormanlık alana girer. Sessiz bir şekilde yürürken hışırtı sesi duyunca durur ve etrafına bakar. Masal tedirgince sesin nereden geldiğini anlamaya çalışır. Hışırtı sesinin durmasıyla derin bir nefes alıp verir ve yürümeye devam eder. Masal tekrar hışırtı sesinin gelmesiyle bileğindeki bıçağı hazırlar ve bıçağı direkt oraya doğru fırlatır. Savaş bir adım sağa kayar ve ağaca saplanmış bıçağa bakar. Bakışlarını Masal'a çevirir. '' Sakin ol biraz herkes düşmanın değil, her istediğinde bıçak fırlatamazsın. '' dedi. ' Bence tam kalbine saplayabilirsin. ' '' Neden kalbine saplayayım ? '' dedi Masal merakla. Savaş'ın neden böyle bir şey söylediğini merak ediyordu. Savaş ise Masal' ın kendisine neden böyle bir soru sorduğunu anlamaya çalışıyordu. '' Ne saçmalıyorsun Masal o hançeri yere bırak . '' dedi Savaş endişeyle. Masal elindeki hançere baktı. Ne zaman çıkardığını bile hatırlamıyordu. ' Masal şimdi sana bir seçim hakkı sunacağım ya Savaş ya sen. Çabuk karar versen iyi olur ! ' Masal elini kafasına götürdü ve kafasının içindeki sesin nereden geldiğini anlamak için etrafına baktı. Savaş ise Masal'ın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu. ' Ahh hadi ama çok yavaş düşünüyorsun !!! Senin yerine ben seçerim. Hançeri Savaş'ın tam kalbine hedef alarak saplayacaksın güzelim. ' Masal tam elindeki hançeri Savaş' a saplayacakken Savaş geri çekilerek Masal' ın hamlesini boşa çıkardı ve bileğini tutup ters çevirerek hançerin yere düşmesini sağladı. Savaş , Masal ' ı tutarken ağacın tepesinde İblis'i gördüğünde her şeyi anlamıştı. İblis, Masal'ın zihnini kontrol etmeye çalışıyordu. Savaş , Masal' ı elinden kaçmaması için daha sıkı tutmaya başladı. '' Masal sakın dinleme onu !'' dedi Savaş. ' Derhal öldür onu !! ' '' Hemen git buradan kendimi kontrol edemiyorum! '' dedi Masal hala Savaş'ın kollarının arasında çırpınırken. Vücudunu hissedemiyordu ve beyni uyuşuyordu. Buna rağmen bedeni istemsizce Savaş ile dövüşmeye hazırdı ve bunun için debeleniyordu. Savaş , Masal 'ın kulağına yaklaştı ve '' Sakinleşmen gerek zihnini boşalt ve sadece bana odaklan. ''diye fısıldadı. ' Madem Savaş' ı öldüremedin. O zaman sıra sen de!! Acı çekerek ölmeye hazırlan Masal Atan!! ' Masal birkaç dakika anlamsızca etrafına bakar. Masal'ın başına aniden ağır bir ağrı girince yere diz çöker ve o acıyla elleriyle kafasını tutar. Savaş , Masal' ın yanına çömelir ve Masal' ın kafasını kucağına koyar. Masal'ın ellerini çeker ve yerine kendi ellerini koyar. Savaş 'ın gözleri dipsiz bir kuyu gibi simsiyah olmuştu ve gözlerini Masal' dan ayırmıyordu . Başının üzerindeki ellerinden ise siyah dumana benzer şeyler çıkıyordu. Masal'ın başındaki ağrı geçmeye başlayınca kapalı gözlerini merakla aralar ve gözlerini kaçırmadan merakla Savaş'ı inceler. Savaş'ın gözleri ise siyahtan yeşile döner ve ellerini Masal'dan çeker. Savaş ayağa kalkar ve '' Buradan çabuk gitmeliyiz. '' der. Masal anlamsızca Savaş'a bakarken Savaş hala yerde duran Masal' a elini uzatır. '' Mühür fazla tutmaz hemen buradan uzaklaşmalıyız. '' der ve Masal' ın elinden tuttuğu gibi koşmaya başlar. Aniden önlerinden bir karartının hızla geçmesiyle Savaş durur. Savaş sinirle '' ÇIK KARŞIMA !!! '' dedi. Siyah karartı hızla Savaş'ın önüne geçer sonra hızla arkasına geçer ve Masal' ı hızla yere düşürür. O kadar hızlı hareket ediyordu ki Masal yere düştüğünün farkına bile dizinin acımasıyla anlamıştı. Karartı birden ağacın tepesinde belirdi. '' Ben buradayım zaten Savaş. Sadece sen yakalayamıyorsun. '' dedi ve kahkaha attı. '' Ha bu arada Masal hala yerde belki onu yerden kaldırmak istersin. '' dedi ve tekrar kahkaha attı. Savaş arkasına baktığında Masal 'ın yerde olduğunu gördü ve elini uzatarak Masal 'ın kalkmasına yardım etti. '' İyi misin? '' dedi Savaş . Masal olumlu anlamda başını sallayınca Savaş tekrar ağaçtaki karartıya döndü. '' Şimdilik gitmem gerek , Hoşca kal Küçük Katil!! '' dedi ve aniden karartı yok oldu. Savaş sinirle etrafına bakındı ama o karartının gittiğinden emin olunca Masal' ın elinden tekrar tuttuğu gibi hızla adımlarla gitmeye başladı. Masal durdu ve Savaş'ın elini elinden çekti ve Savaş'ın önüne dikildi. '' O kimdi ? Aurası çok farklıydı !! İblis olamayacak kadar farklı hem de !! '' dedi Masal. Savaş göz devirdi ve konuşmaya başladı. '' İblisler türlere ayrılır Masal . Siz ne kadar tek tip İblislere göre hazırlansanız da bir sürü farklı tür var ve öğrendiğiniz bilgiler , eğitimler o türlere karşı zayıf kalacak. Zaten arenaların olayı da budur. O farklı iblisleri bile avlayacak güçlü savaşçılar. Herkes tek tip İblisi avlayabilir ama diğer özel İblislere karşı hiçbir şey yapamazlar. Bu yüzden en hızlı , en yetenekli ve en zeki kişileri seçerler. '' dedi Savaş. '' Madem İblislerin daha güçlü ve farklı türleri var neden biz tek tip İblislere göre hazırlanıyoruz. Ayrıca ben ilk defa böyle bir İblis görüyorum. Diğer türleri neden ortaya çıkmıyor? '' '' Tek tip İblise karşı savaşıyorsunuz çünkü çoğunluk onlardan çıkıyor ama liderler asla göz önünde olmazlar. Satranç gibi düşün ilk önce piyonları yollarsın Kralı korumak için eğer piyonların hepsi biterse işte o zaman diğer güçlü iblisler ortaya çıkar. '' '' Yani artık yönlendirebilecek bir İblisi yok öyle mi? '' dedi Masal merakla. Savaş olumsuz anlamda kafasını salladı ve '' Sadece haber amaçlı geldi. . '' dedi Savaş. Masal anlamsız şekilde Savaş'ın suratına bakınca Savaş tekrar konuşmaya başladı: ''300 milyar yıl önceki bir İblis'ti. '' Masal şaşkınlıkla geriledi ve :'' 300 milyar yıl mı ? 300 milyar yıl sonra neden şimdi ortaya çıkmayı seçti? '' dedi. Savaş kafasını gökyüzüne çevirdi ve havanın hafif kararmasıyla belirginleşen dolunaya baktı. '' Kızıl Ay yaklaşıyor . '' ***************************** '' Neden hiçbir yerde bununla alakalı bir bilgi olmaz ki!! '' diye sinirle söylendi Melek. Birisinin ona baktığını hissedince elindeki kitabı yavaşça masaya bırakır ve arkasını döner. Kapıdan birinin hızlıca gittiğini görünce ayağa kalkar ve kapının yanına gider. Kimin kaçtığını anlamak için yoldan geçenlere göz gezdirir. Aniden yağmurun bastırmasıyla yoldaki herkes kaçışmaya başlar. Melek şiddetli yağmurdan kaçışan insanları izlemeye başlar. Melek kendisini göz hapsinde hissedince yoldaki insanları daha dikkatli incelemeye başlar. Melek telaşlı kalabalığın içinde kendisine bakan gözleri görünce olduğu yerde donakalır. Bu yüz , yıllar önce gördüğü Alaz'a aitti. ****GEÇMİŞ**** İki adam Alaz' ı kollarından tuttu ve Konsey'in yanına götürmeye başladı . Alaz ona ne yapacaklarının farkındaydı. Yaptığı hatanın bedeli elbette ki ölümdü. Kapının önünde gözleri yaşlı Melek'i görünce Alaz olduğu yerde durdu. Melek , Alaz'ın geldiğini görünce koştu ve ona sarıldı. Alaz kollarını tutan adamlara döndü ve '' 5 Dakika izin verin lütfen, söz hiçbir sıkıntı çıkarmayacağım. Sadece son bir kez sarılmak istiyorum. '' dedi. Adamlar Alaz'ın kollarını bıraktı ve birkaç adım geriye gitti. Adamlar kollarını bırakınca Alaz, Melek'e sıkıca sarıldı. '' Melek ağlama , senin üzülmene dayanamam.'' dedi Alaz . Melek'in yanaklarını elleriyle sardı ve baş parmağıyla gözyaşlarını sildi. '' Alaz idam odasına gidiyorsun!!! Nasıl üzülmeyeyim?!! '' dedi Melek. '' Merak etme bir amaç uğruna ölüyorum. Bunun için mutluyum.'' dedi Alaz. '' Senden nefret ediyorum. ''dedi Melek gözyaşları arasından. O herifi kandırmak için kendini feda ettiğine hala inanamıyordu. Şimdi onun yüzünden idam edilecekti. Alaz , Melek'in bunu demesiyle hüzünle gülümsedi : ''Hikayemizi acı bir şekilde bitiriyorum farkındayım ama asla seni unutmayacağım. O güzel gözlerini, gülümsemeni. Bu evrendeki başıma gelen en güzel şeysin. Beni unut ve yoluna devam et. '' dedi ve Melek'in alnına bir öpücük kondurdu. Melek başını olumsuz anlamda salladı ve : '' Alaz gidelim buralardan. Ne Konsey ne o İblis , seni bulmalarına asla izin vermem. ''dedi . '' Melek buradan kaçmanın yolu yok. Burası yolun sonu. İdam kararım çıkmasaydı bile o İblis şüphelenecekti ve beni ihanetten dolayı kendi elleriyle işkence ederek yavaş yavaş öldürecekti. En azından bu şekilde sana zarar gelmeyecek. '' dedi Alaz ve etrafına bakındı. Kimsenin onu dinlemediğine emin olunca Melek'in ellerinden tuttu ve gözlerinin içine bakarak devam etti : '' Melek bana söz vermeni istiyorum. Olur da bu İblis tekrar ortaya çıkarsa kaç buralardan. Kimsenin sana ulaşmasına izin verme hem de hiç kimsenin. '' diyerek Melek'in yüzünü avuçları arasına aldı ve okşadı. Melek'e bakarken gülümsemeden edemedi . '' Beni o küçücük kalbine sığdırdığın için teşekkür ederim. Hoşça kal Kalbim .'' dedi ve Melek'in alnından öptü ve arkadan gelen adamları görünce Melek'ten uzaklaştı. '' Zamanı geldi Alaz Karadağ !! '' dediler ve Alaz'ı kollarından tutup odaya götürdüler. Melek'te arkasından odaya gireceği sırada Masal , Melek'in kolundan tuttu. '' Bunu görmesen daha iyi olur. '' dedi. '' Onu son bir kez daha görmek istiyorum. '' diyerek odanın kapısını açacağı sırada Alaz'ın çığlıkları her yeri sardı. Melek olduğu yerde kalınca Masal , Melek'in koluna girdi. '' Melek gitmemiz gerek. '' dedi Masal. Alaz'ın çığlık sesleri devam ediyordu. '' Bana ihtiyacı var. '' dedi Melek ve Masal' ın elinden kurtulmaya çalıştı. '' Masal nolur izin ver kurtarayım onu. O bunu hak etmiyor. '' dedi Melek gözleri yaşlı bir şekilde. '' İzin veremem. Ortaklıktan dolayı seni de öldürürler. '' dedi Masal ve Melek'i geri çekti. ''Canı yanıyor. '' dedi gözyaşları yanağından süzülürken. Masal, Melek'e sarıldı : '' Biliyorum ama daha fazla burada duramayız hemen gitmemiz lazım '' dedi ve Melek'i kolundan tutup dışarı çıkartırken hala etrafta Alaz'ın çığlıkları yankılanıyordu. Melek ise Alaz'ın çığlıkları eşliğinde yağmurun altında hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. ********************* Birisinin omzuna dokunmasıyla Melek hızla arkasını döndü. '' Sana bir şey oldu sandım. Bir hışımla niye çıkıyorsun ? '' diyerek Melek'in arkasındaki yola göz gezdirdi. '' Bir an Alaz'ı gördüm sandım. '' dedi Melek üzüntüyle. Esila, Melek'i kolları arasına aldı. '' Onu görmen imkansız Melek sen de biliyorsun. Hayal görmüşsündür. '' dedi. '' Sanırım haklısın... '' dedi ve üzgünce geri çekildi ve sözüne devam etti. Melek bakışlarını Esila 'dan tekrar arkasındaki yola çevirdi ve : ''İçimde kötü bir his var.'' dedi. Esila Melek'in elinden tuttu ve tekrar Melek'i içeri soktu. Esila kocaman gülümseyerek : '' Ben şimdi sana özel spesiyalim olan bol çikolatalı mistik bir tatla harmanlanmış olan çikolatalı milkshake yapacağım ve endorfin salgılayarak bu acı verici durumdan bir kahramanın olarak seni kurtaracağım .''diyerek Melek'i sandalyeye otutturur ve mutfak kısmına doğru ilerler. 'Keşke nelerle uğraştığımızı bilsen Esila beni endorfin kurtarmaz komple vücuduma narkoz verilmesi lazım.' diyerek başını masaya yaslar ve kafedeki eğlenen diğer insanlara bakar. ' Her şeyden bi haber ne kadar da mutlular, gülüp, eğleniyorlar. Sahi onlar gibi olsaydım benim de tek derdim geleceğim mi olacaktı? Yarın İblis'ler tarafından öldürülmeyeceğim bile belirsizken nasıl gelecek ile ilgili planlar nasıl yapabilirim ki? Bu hayatta hepimizin bir amacı bir gayesi vardır. Benim kaderimde bu...' kendisine gülerek çikolatalı milkshake getiren Esila'ya bakar. ''Bu gülüşlerin bozulmamasını sağlamak.' |
0% |