Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@atomparcalar

Barlas uyuduğu yerden kalkar ve gözlerini ovuşturarak etrafına bakar.

'' Burası niye bu kadar sessiz ? Melek içerde misin? '' diyerek içeriye seslenir. Endişeyle Melek'in odasının kapısını çalar. Barlas içeriden ses gelmeyince içeriye girer. İçeride kimsenin olmadığını görünce sinirle :

'' Bu kız beni cidden delirtmeyi düşünüyor. Bir görevi de tek başına üstlenip yapmaya çalışma!! ''

der ve askılıktan ceketini alarak giyer. Melek'in en sevdiği yer olan Patisserie an'i Iris ' e doğru yürümeye başlar. Barlas Patisserie an'i Iris 'e gelice içeri girer ve mutfak bölümüne ilerler. İçerde arkasını dönük bir şeyler ile uğraşan Esila'ya seslenir.

'' Esila , Melek'i bugün hiç gördün mü ?.'' Esila, Barlas'ın sesini duymasıyla elindeki kutuyu yere atar ve panikle ceketini giyer.

Barlas olduğu yerde durur ve şüpheci bakışlarıyla Esila' ya bakmaya başlar. '' Esila iyi misin? ''

Esila gülümseyip kapıda duran Barlas'ın yanına gider ve ''Bu soruyu sormadığını varsayıyorum çünkü ben her zaman çok iyiyim. Amanın ! içeriden bana sesleniyorlar ben bir içeriye bakıp geleyim. '' diyerek mutfaktan çıkar.

Barlas kafeye göz gezdirdiğinde tek tük müşteri olduğunu ve onların da kendi aralarında gülüşüp muhabbet ettiğini görür.

'' Çevremde normal bir tane insan yok ! '' diyerek söylenir ve gözlerini devirir. Barlas pastaneden söylenerek gidince Esila mutfak bölümüne tekrar girer ve ardından etrafı kontrol ederek mutfak kapısını kapatıp kitler. Yalnız kalmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes alır. Esila üstüne giydiği ceketi tekrar çıkarır ve kollarına göz gezdirir. Esila kollarında gördüğü morluklara burun büker ve '' Eskiden çabuk iyileşirdin ama artık iyileşmez oldun. İğrenç bir bedensin hiçbir işe yaramazsın.'' diyerek camdan yansıyan morluklarına bakar.

************

''Kızıl Ay'ın gerçekleşmesine çok az kaldı , vaktimiz daralıyor ve siz tek başınıza hiçbir boku başaramıyorsunuz ?! ''

'' Kızıl Ay mı ! Kızıl Ay' da ne ? '' diyerek kendi kendine fısıldadı Melek. Kızıl Ay gecesinin ne anlama geldiğini anımsayınca gözbebekleri büyür ve '' Aman Tanrım , Kızıl Ay mı?! '' diyerek panikle geriye doğru adımlar. Melek geriye doğru adımlarken ağacın dalına basmasıyla kendi aralarında konuşan iblisler Melek'in olduğu tarafa bakar.

İblislerden kızıl, kıvırcık saçlara sahip olan kız : ''Orada kim var? '' diyerek Melek' in olduğu tarafa doğru adımlar.

Melek, İblisin kendisine doğru adımlayınca ağacın arkasına geçer. '' Sakin ol Melek, su formundasın seni görmelerinin imkanı yok. Rahatla ve sessiz ol ki daha fazla bilgi öğrenebilesin. '' diyerek kendini rahatlatır ve ağacın arkasında sessizce beklemeye başlar.

İblisler şüphelenince dağılarak etrafı incelemeye başlarlar. Uzun bir süre ses gelmeyince Melek ağacın arkasından kafasını çıkartır ve etrafta birisi var mı diye bakar. İblislerin gittiğini anlayınca başını tekrar ağaca yaslar ve gözlerini kapatıp derin bir nefes alır.

'' Burada olduğunu biliyorum , göster kendini ! '' diyerek Melek'in kafasının iki yanına ellerini koyar. Melek panikle gözlerini açar ve karşısına dikilen iblise bakar.

'' Seni göremiyorum ama hissedebiliyorum küçük uzman o yüzden ecelin benim ellerimden olmadan önce kendini göstersen iyi olur yoksa seni kendi ellerimle göstermenin bir yolunu bulurum. '' diyerek bir elini Melek'in boynuna gelecek şekilde hafifçe dokunmaya başlar. İblis sırıtır ve '' Yakaladım seni '' diyerek birden Melek'in boğazını sıkmaya başlar. Melek' in gözleri kapanmaya başlarken son kez su formundan çıkmamak için direnir.

***********************

Adam yerde baygın yatan İblis 'i ayağıyla kenara ittirir ve bayılan Melek'i kucaklar. Melek'i akademiye götürür ve ofis kapısını tekmeyle açarak içeri girer. Savaş şaşkınca ayağa kalkar ve kaşlarını çatar : '' Senin burada ne işin var ? Ne kadar tehlikeli farkında mısın? ''

Kolları arasında olan Melek'e bakar ve onu koltuğa yatacak şekilde bırakır. Savaş' a yaklaşır ve :''Onu uzak tutacağın konusunda uzun zaman önce anlaşmıştık diye hatırlıyorum. ''

'' Ben de anlaştığımız gibi o yerden uzak tutuyorum zaten ama Melek bir uzman oldu. Ayrıca görevden geldiği gibi zaten o yerden uzakta bir görev verdik hem de tek başına olmaması için Barlas ile birlikte görevlendirdik . ''

'' O zaman , o kızı yakın takibe alacaksın Savaş, ben bu kadar şeyi bu kız yara alsın diye mi çekiyorum ? Kızıl Ay yaklaşıyor ve kurbanları seçmeye başladılar ama bu sefer hepsini uzmanlardan seçecekler. Her bölgeyi temsilen bir uzman seçecekler ve su uzmanlarından daha seçilmedi bile !! '' diyerek sinirle söylenir.

Savaş şüpheyle bakar ve : '' Kaç uzman seçildi şimdiye kadar ? ''

'' 5 kişi ...''

'' Peki, o 5 kişi hangi bölgenin uzmanları ?''

'' Tek bildiğim Ateş ve Hava Bölgesi. Bu sefer hepsini gizliyorlar ,kişilerin kimliğini belirleyemiyorum. ''

Savaş gözleriyle Melek' i işaret eder ve : '' Ona gerçeği söylemelisin. ''

Olumsuz anlamda başını sallar ve Savaş' a doğru yürür : '' Yapamam , Kızıl İblis 'in bu evrenden varlığını silmeden Melek'e gerçeği anlatamam. '' Bakışlarını Melek'e çevirir ve gülümser. '' O benim yaşam meleğim, bana yaşam enerjisi ve direnme gücü veriyor. Ben her şeyi onun için yapıyorum Savaş ve tek bir isteğim var... '' diyerek Savaş' ın boğazını sinirle sıkar '' ... Onun mutlu yüzü ! ''

Savaş kendisinin boğazını sıkan ve kırmızılaşan gözlere bakar. '' Kontrolünü kaybetmeye başlamışsın. '' diyerek boğazındaki elini tutar ve bedeniyle birlikte kendisini karşı tarafa duvara fırlatır. İblis yerden kalkar ve kapıya doğru yönelir.

Savaş : ''Alaz ! '' diyerek seslenir. Alaz kapının eşiğinde durur ve dönüp Savaş'a bakar.

Savaş : '' Bu sefer başaracağız. ''

Alaz hafif gülümser ve : '' Umarım. '' diyerek çıkacakken yüksek sesli tiz bir alarmın çalmasıyla anlamsız bakışlarıyla Savaş' a döner.

'' Niye alarm çalıyor ? ''

'' Önemli bir şey değil ya İblis Alarmı...'' diyerek sırıtır ve sözüne devam eder. '' Baktım kolay bir şekilde uzmanların çalıştığı bölgeye girmişsin ben de bu kadar kolay olmasın diye alarmı başlattım.''

Alaz sinirle '' Piç... '' diyerek söylenir ve kapıyı kapattığı gibi cama koşar ve camdan aşağı zıplar.

***************************

Melek yavaşça gözlerini aralar ve gözlerini tavana diker. Aklına yaşadıkları gelince koltukta oturur pozisyona gelir.

Savaş, Melek'in uyandığını fark edince okuduğu kitaptan bakışlarını kaldırarak Melek'e bakar : "İyi uyudun mu? "

Melek, Savaş'ın dediklerine göz devirir ve :" O kadar iyi uyudum ki az daha bir iblis tarafından en derin uykuya geçiş yapıyordum."

Savaş elindeki kitabı yandaki komodinin üstüne bırakır :" Görev bölgenin dışındaki bir yerde ne işin vardı? "

" Dolaşmaya çıkmıştım."

Melek'in bu cevabıyla Savaş tek kaşını kaldırır ve şüpheyle bakar : " İblislerin yoğun olduğu bir bölgede ? "

" Uzun zamandır farklı yerlerde görev yaptığım için unutmuşum buradaki iblis bölgelerini . " diyerek kollarını bilmiyorum anlamında havaya kaldırır ve dudak büzer.

Savaş oturduğu koltukta rahatça geriye yaslanır : " Şimdilik inanmış gibi yapacağım, bir daha habersiz iş yapma. Ha bu arada görev yerin artık Akademi ."

Melek anlamsız bakışlarını Savaş' a yöneltir.

" İblis bölgelerini unuttuğum için beni böyle mi cezalandırıyorsunuz hem de Konsey'in haberi olmadan."

" Sen burada baygın yatarken bölgemize iblis girdi. "

"Şaka yapıyor olmalısın ? Hangi iblis uzmanların olduğu bir bölgeye girer ki ? Belki bir iblis ordusu olsa bu ihtimal gerçekleşebilirdi. "

" Şaka ya da değil yeni eğitim alan kişiler savunmasız hâlâ öğrenme aşamasındalar. Yeni görevine hemen başlayabilirsin. "

Melek oturduğu yerde dikleşir ve : " Ama diğer görevim ne olacak Barlas ile onu daha bitirmedik."

" Barlas o görevi tek başına yapabilir. "

Melek kaşlarını çatar ve : '' Elbette Yapabilir ancak o görevi ben zaten yapmaya başladım, Barlas daha başlamadı bile. Bence onun buraya gelip koruma görevini devralması daha mantıklı olacaktır. ''

Savaş ayağa kalkar ve Melek'in omzuna elini koyar : '' Konsey bu görevi senin yapman da oldukça ısrarlı , onları kızdırmak senin de aleyhine olur sonuçta ...'' diyerek Melek'in kulağına biraz yaklaşır. '' Gizli yürüttüğün çalışmalarının ortaya çıkmasını istemeyiz.''

Melek bakışlarını Savaş' a çevirir : '' Neyi kastettiğini anlayamadım ? '' diyerek gülümser.

Savaş sırıtır ve : '' İkimiz de neyi kastettiğimi çok iyi biliyoruz. ''

Melek donuk bir ifadeyle : '' Olmayan bir şeyi bilemezsin, blöf yapıyorsun Savaş ''

'' Ölümün , umudu olmaz Melek Tekinsoy. ''

Melek , Savaş'ın dedikleriyle donakalır. Sessiz bir şekilde dudakları arasından '' Sen ... Nasıl? '' kelimeleri dökülür.

Savaş odanın kapısına doğru gider ve '' Eğitim alanındaki iblis hala yakalanmadı. Gözünü dört aç.'' diyerek odadan çıkar.

Savaş odadan çıkınca Melek umutsuzca Savaş' ın çıktığı kapıya bakar ve oflayarak koltuğa kendini atar.

*************************************

"Hepiniz , bir elemente sahipsiniz ancak bazılarınız bu elementlerden farklı olarak tepkimeler sayesinde bir element kademesine sahip oluyor. Örneğin ,su elementini kullanan bazıları sadece buzu veya donmayı kontrol edebiliyor. Hava elementini sahip olanlardan bazıları ise sadece rüzgarı kontrol edebilirken bazıları yıldırımı kontrol edebiliyor. Biz , buna Element Kademeleri diyoruz. ''

Dikkatli dinleyen öğrencilerden birisi merakla öne çıkar ve : '' Aynı anda ikisine de sahip olamıyor muyuz? Ben su elementimi kullanabiliyorum ama elementimin kademesine de sahip olmak daha iyi olurdu. '' diyerek güler ve arka sıradan başka bir öğrenci heyecanla ayağa kalkar.

Herkes kendi arasında fısıldaşmaya başlarken aralarından kız bağırır. '' Elementin kademesine nasıl sahip olabiliriz? ''

'' Sonradan sahip olamazsınız, bu doğuştan gelir. Element ve kademelerine aynı anda sahip olsaydınız bunu, bu zamana kadar siz de fark ederdiniz, eğitmenleriniz olarak biz de fark ederdik. ''

''Eğitmenim ya iki tarafta fark edemezse? ''

'' Öyle bir şey imkansız .

'' Ama neden?''

'' Çünkü Auranız var ve auranız her şeyi açığa çıkartıyor. Sahip olduğunuz Element ya da Kademesi için farklı auralar yayarsınız.''

'' Eğitmenim auram hangi renk ? ''

'' Yeşil, Doğa elementinin aurasına sahipsin. ''

''Vay canına, siz nasıl görebiliyorsunuz? ''

'' Eğitmeniniz olarak sizden bir farkım olsun, öyle değil mi? Bugün sizlere auranızı nasıl görebileceğinizi öğreteceğim. '' diyerek gözlerini kapatır ve ellerini öne getirerek birbirine vurur ve ortadan beyaz ve siyah alevler ortaya çıkar.

Öğrenciler hayretle Savaş'a bakarken Savaş öğrencilerine döner. '' Sıra sizde odaklanın ve auranızı ortaya çıkarın.''

Savaş'ın demesiyle birlikte herkes Savaş'ın yaptığı hareketleri tekrar ederek aurasını ortaya çıkartmaya çalışır. Savaş aurasını ortaya çıkaranları incelemeye başlar. Yeşil , mavi , kırmızı, beyaz... herkesin ellerinde renkli auralar çıkarken kenarda aurasını ortaya çıkartmaya çalışan Masal'ı görür. Masal sinirli bir şekilde aurasını ortaya çıkartmaya çalışırken ona doğru yaklaşır.

''İstersen sana yardımcı olabilirim? '' diyerek Masal'ın arkasına geçer ve arkasından ellerini tutar.

''Kendini rahat bırak.'' diyerek Masal'ın ellerini hareket ettirir. Savaş, Masal' ın dona kalmasıyla

'' Kalbin çok hızlı atıyor, rahatla ve gücünü hisset. '' diyerek telkin eder. Masal, Savaş'ın dediklerini dinlemeye çalışır ve Savaş'ın arkasındaki varlığını gözardı ederek gözlerini kapatır ve ellerine odaklanır. Masal'ın ellerinden görünür görünmez siyah alevler çıkmaya başlar. Savaş, Masal'ın ellerinin arasındaki gördüğü şeyle Masal'dan ellerini çeker ve hemen karşısına geçer. Masal yaptığını düşünerek heyecanla Savaş'a bakar :

'' Benim auram hangi renkti ? '' Savaş tedirginliğini belli etmemek adına Masal'ın ellerini tutar.

'' Telekinezi zihin ile ilgili olduğu için siyah renk belirdi.'' derken Masal'ın ellerinden siyah dumanlar çıkar. Masal gülümser ve ellerini Savaş'tan çeker '' Teşekkür ederim eğitmenim. ''

Savaş, Masal'ın yanından ayrılır ve diğer öğrencileriyle ilgilenir.

Savaş ve Masal'ı uzaktan izleyen Kuzey oturduğu yerden dikleşir ve'' Hmm, ilginç.'' diyerek kollarını birbirine kavuşturur. Savaş'ın, Masal'ın yanından ayrıldığını görünce gülümser .

'' Sanırım değerli bir rakibim var, bakalım beni hayal kırıklığına uğratacak mısın?'' diyerek Masal'ın arkasına doğru yaklaşır ve arkası dönük Masal'ın omzuna dokunur. Masal arkasını döner ve soru işaretiyle karşısındakine bakar.

'' Merhaba, sanırım tanışmadık ben Kuzey.'' diyerek elini uzatır.

Kuzey, Masal'ın elini sıkı bir şekilde kavrayıp sıkınca Masal canının yanmasıyla elini geri çekmeye çalışır ama Kuzey, Masal'ın elini bırakmayarak kendisine tebessüm eder.

''Nedense çok karşılaşacağımızı hissediyorum. '' diyerek yavaşça Masal'ın eline buse kondurur. Masal anlamsızca Kuzey'e bakmaya başlar. Kuzey, Masal'ın elini serbest bırakınca ;

Masal '' Auran çok kasvetli , karşılaşacağımızı pek sanmıyorum.'' diyerek arkasını dönüp arkadaşlarının yanına gider.

'' Tch, keşke kendi auranı da böyle anında hissedebilsen, Zira Savaş'ın saklayacağı kadar önemli ne vardı auranda merak ediyorum. '' diyerek kendisini orada bırakarak arkadaşlarının yanına giden Masal' ı izler.

Afra heyecanla : '' Masal çok şanslısın , resmen Kuzey'in dikkatini çekmişsin. '' diyerek Masal'ın omzuna vurur.

Masal anlamsızca bakar ve '' Kuzey'in kim olduğunu bilmiyorum. ''

Afra şaşkınca bakar e : '' Nasıl yani Kuzey Soylu'yu tanımıyor musun ? '' diyerek şakayla karışık Masal'a kızar sonrasında ise Masal'ın uzun zaman Dünya'da yaşadığı aklına gelince kendi başına vurur ve üzgün bir şekilde '' Doğru sen o dönemlerde burada yoktun. '' diyerek Masal'ı , Kuzey'in olduğu yöne doğru çevirir ve konuşmaya başlar.

'' Kuzey Soylu, Kendisi Savaş'ın eski öğrencisi ve Bayan Alinda'nın asistanı olarak bu akademide yer alıyor. Çok zeki, çevik ve ateş elementinin adeta hükümdarı gibidir. ''

'' Madem Kuzey bu kadar zeki neden uzman değil de akademide asistan ? ''

'' Onu kimse bilmiyor, ilk arenaya çıktığında uzman olmayı kazanmıştı ama kendisi akademide kalmayı tercih etti o günden beridir asla arenaya çıkmadı. ''

Masal, Afra ile konuşurken Kuzey'in kafasını çevirip kendisine gülümsemesiyle , bir hışımla arkaya döner ve ters tarafa doğru yürümeye başlar.

'' Niye farklı bir enerji hissediyorum, çok tuhaf. '' diyerek başını hafif çevirir ve yandan Kuzey'e bakar. O sırada Kuzey'in bakışları hala Masal'ın üzerindedir.

Loading...
0%