@aurorauro_1
|
Parla
Tam kebabçının olduğu sokağa girerken önümüze bir adam çıktı Dila adamı görür görmez ona bağırmaya başladı dila normalde bu kadar kolay sinirlenmeyeceği için bu adamın çok tekin olmadığını anladım ve buğrayı kucağıma aldım dila en son abisini arayacağını söyledi zaman karşımızdaki adam dilanın elinden telefonu hemen aldı
...:KES SESİNİ!!!?
Dila:telefonumu hemen bana ver Tarık abim olanları öğrendiğinde seni yaşatmaz
Tarık:abimden korktuğumu mu düşünüyorsun güzellik
Dila:iğrençsin Tarık:bu benim için bir övgü dedi (bana dönerek) ooo kim bu hanımefendi buralarda hiç görmedim kendisini
Dila:ona bakmaya bile cüret etme
Tarık:niye? Kraliçe Eliza bir şey bi şey mi?
-yanlız kraliçe Eliza bir şey bi şey değil Kraliçe Elizabeth ilk önce bildiğin şeyleri söyle sonra bizimle konuşursun gerizekalı yürü dila gidelim diyip dila'nın kolunu tuttum tam gidecekken yine karşımıza Tarık geçti
Tarık:sert severiz ama bir şey sormak isti-
Dila:SORMA karşındaki kişi Barlas abimin nişanlısı ona göre ayağını denk al
NEEEEE?!?!?!?!? bu kız kafayı mı yedi nasıl böyle bir şey söyler Barlas kim ben kimim Allah aşkına ya tam ağzımı açıp bir şey söyleyeceğim zaman Tarık sözümü böldü
Tarık:Ooooo Barlas efendi evleniyor mu ya biz onun turşusunu kurmayı düşünüyorduk. Maşallah Barlas efendi işi de pişirmiş çocuk bile yapmış
-Ne diyosun sen be yo- sözümün yarıda kesilmesinin sebebi karşımıza 5 tane siyah takım elbiseli adamlar önümüze geçip tarığı kollarından tuttukları gibi götürmüşler ve bu saniyeler içerisinde oldu ben hala sokun etkisindeyken koluma vurulmasiyla dilaya döndüm tam az önce söylediği şey yüzünden kılacaktır ki yine ve yine sözüm kesildi
Dila:parla öyle demeseydim bizi özellikle seni rahat bırakmayacaktı o yüzden öyle dedim tarığı alan adamlarda bizim kendi korumalarımız
-dila tamam böyle bir şey söylemek zorundaydin falan falan ama benim anlamadığım şey bu Tarık denilen adam kim sana bir şey mi yaptı önceden de bu kadar rahatsız oluyorsun ve abinle benim evleneceğimizi söylüyorsun
Dila:tamam haklısın hemde dibine kadar ama bak buğra acıktım dedi az önce yemek yerken sana her şeyi anlaticam ilk önce yemek yiyelim
(Kebabçıda)
-evet seni dinliyorum
Dila:aslında bu duruma gelmemiz çok eski yıllara dayanıyo öyle ki dedemin dedesi zamanında bile zülheogulları ve ademoğulları birbirlerine düşmandı.Bu düşmanlığın sebebide klasikleşmiş olarak ademoğulları'nın erkek çocuğunun zülheoğulları'ndan kız çocuğunu kaçırması işte burda diğer asiretlerden ayrılıyoruz çünkü kız erkeği tanımıyor bile erkek platonik bir şekilde bizim kıza aşık fakat gidip kıza hislerini söylemek yerine kaçırıyor. Parla buralar çok acımasız hele eskiden daha da acımasızdı belki sana saçma gelecek fakat burda öyle değil buradakiler öyle değil neyse işte kaçtıkları anlaşılıyor bütün Mardini ayağa kaldırıyorlar benim kızım nerede benim oğlum nerede sizin oğlunuz kaçırdı benim benim kızım... gibi gibi bir sürü şey diyorlar birbirlerini neyse 4 saat sonra ikiside bulunuyor tabi iki aşiret bir araya geliyor çünkü karar verilicek ya bedel yada ölüm tabi kız olayın aslını anlatıyor zülheoğulları tabi kide kızlarına inanıyor ama ademoğulları kıza inanmıyorlar otomatik olarak kendi çocuklarına inanıyorlar. Tabi ben kızımı vermem diyor bizim aşiret fakat dedim ya berdel yada ölüm tabi zülheoğulları ikisinde karşı geliyorlar oğlanı suçluyorlar neyse son karar berdel oluyo daha doğrusu zülheoğulları için olmak zorunda kalıyor ademoğulları dan bir kız bizim aşiret te geliyo evlilik oluyor bizim kızımıza kaçıran erkeğe gitmek zorunda kalıyor. Zülheoğullarına gelen kız ise o kadar sinsi o kadar fesat ki kıskançlıktan kuduran bir insan kısacası baya kötü biri bu kız konağın içindeki insanları birbirlerine düşürür tabi kocası anlar karısının yaptığını hele bir kaç kere uyarır fakat karısı dinlemez zaten birbirlerini de sevmezler son olarak konaktaki bir çalışan adamla birlikte olurken yakalar ve onu kolundan tuttuğu gibi babasının evine götürür tabi bundan önce neden götürmedi goturemezdi kurallar böyleydi bizim aşirette de bir kadına el kaldırılmaz ses yükseltilmez o yüzden karısı da gayet rahat rahat sinsiliklerini yapıyordu. Neyse işte bu kadını babasının evine götürür sonra yaptıklarını anlatır ağaları toplatır ve kadının yaptıklarını anlatır bütün ağalar berdelin bozulmasından yanadır tek bir aşiret değildir onu da anladığını düşünüyorum tabi ilk kızı kaçıran çocuk kesin bir şekilde Red eder ama onu kimse dinlemez tabi zülheoğulları kızlarını almaya gittiklerinde kızlarını konakta bulamazlar o oğlanı da Mardini karış karış ararlar en son mardinin en yüksek tepesinden aşağıya atılmış bir kadın bedeni fark edilir o cesedi kızlarını arayan bütün ailelere gösterilir tabi zülheoğullarına da kızın anası babası gittiklerinde kendi kızları olduğunu anlarlar kızının vücuduna bakmak isteyen ailesi kızının vücudunda hiç ten rengi göremezler her yeri mos mordur bıçak izleri vardır anlarlarki o evde bunlar oldu ve o oğlan onu tepeden aşağıya attı kızın atıldığı tepeye giderler ve orda da bir kafasından vurulmuş erkek cesedi görürler o erkek cesedi de ademoğullarının çocuğudur tabi ademogullari oğulları için zülheoğulları kızları için birbirlerine girerler işte öyle düşmanlık başlar.
-bu bu çok iğrenç çok kötü bir şey peki hiç barışmayı düşündünüz mü?
Dila:hayır aslında bununda bir sebebi var zülheoğulları aşiretinin başına kim geçerse geçsin ilk başa geçtiği günün gecesi uyurken rüyalarında bizim kızımızı görürler ve kız ne diyorsa uyandıklarında ademoğullarına karşı daha fazla kinleniyorlar ama kimse rüyada ne gördüklerini bilmiyorum. Abim evlense aslında başa o geçecek fakat evlenmiyor işte
-bu kadar yeter bence yemeklerimizidi yedik eve gitsek iyi olur hem buğra'nın uykusu geldi hemde anlattıklarını sindirmem gerek dedim ve hesabı ödeyip kalktık eve yol aldık eve girer girmez hemen odaya çıktım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım
Dila Eve geldikten sonra parla hemen odasına çıktı bende ona bir şey demek istemedim çünkü öğrendikleri o kadar kolay değildi ben de hemen annemin yanına gittim
-anne ben çok kötü bir şey yaptım
Esma:ne oldu kızım parla kızımlar nerede onlara bir şey oldu tamam sen bekle ben abini arıyorum
-anne hayır kimseye bir şey olmadı ben çok kötü bir şey yaptım ama yemin ederim ağzımdan öyle çıktı isteyerek olmadı
Esma:kızım söylemezsen anlayamam ki hadi gel otur anlat bana dedi bende hemen annemin yanına gidip oturdum
-Anne bugün parlalar'la gezerken önümüze Tarık çıktı dur dur hemen bir şey söyleme tam anlatıyım sonra söylersin sonra işte ben ona git dedim tabi gitmedi ve parlaya laf atmaya başladı bildiğimiz parlaya yavşıyodu bende bir anda ağzımdan parla Barlas abimin nişanlısı dedim sonra bu Tarık ta Parla'nın kucağındaki buğrayı onların çocuğu zannetti anne ne yapıcam bir şey olmaz değil mi dedim ama annem donmustu ben annemden cevap beklerken başka birinden cevap geldi daha doğrusu kükremesi
:NE YAPTIN NE YAPTIN SENNN dedi tabiki kimin dediğini anladım ama nerden o sesin geldiğini anlamadığım ben etrafıma bakarken bir daha ses geldi annemin telefonundan geliyordu meğersem annem yanlışlıkla abimi aramış
Barlas: SANA NE YAPTIN DEDİM DİLA
-abi ben kem küm
Barlas: NE ABİ NEE??? NASIL Allahım aklım almıyor nasıl dersin bunu cevap VER dedi tabi ben döndüğüm için benim yerime annem cevap verdi
Esma:oğlum tamam sakin ol kardeşin isteyerek demedi zaten o it oğlu itin arkadaşına bir şey yapacağını düşündüğü için öyle dedi tamamen koruma iç güdüsü ile hadi şimdi hiç bir şey deme akşam geldiğinde konuşuruz hadi kapattım dedi
-Anne ben bittim ben öldüm ne yapacağım
Esma:tamam kızım sende bir sakin ol artık iş işten geçti önümüze bakmak lazım abinde gelsin konuşuruz akşam dedi arkadan diğer abilerimin sesi geldi hemen
Beran:annemin dediği gibi önümüze bakmamız gerek ama sende arkadaşına bazı şeyleri anlatman gerek sonuçta ne olacağını bilmiyoruz.
Batu:aynen öyle hem iyi tarafından bakalım abim evleniyor hemde valla Doğruyu söylemem gerekirse arkadaşın taş gibi kadın abim öpüp başının üstüne koysun şimdi
Esma:ay bak evleniyorlar dedinizde bir ikisini gözümün önüne getirdim vallahi de çok yakışıyorlar maşallah maşallah tü tü tü dedi annem resmen bizim yüzümüze tükürdü
Beran:sağol anne elimizi yüzümüzü de yıkadık elhamdülillah ayrıca anne biz parla geldiğinden beri hele gelmeden önce de biz onları yakıştırıyorduk
Esma:Ay oğlum çok da bir şey söylemek istemiyorum ama bence evlenirseler herkesin imreneceği bir evlilikleri olur. Hem bu çocuk niye evlenmiyor ki bize de bir şey söylemiyor bir sevdiği kız var diycem o yok Allah korusun sevdiği öldü diycem beran sana söylerdi yani cidden anlamıyorum bu çocuğu
Valide Sultan:niye evlenmiycek mendebur çünkü kıza şimdiden kolay gelsin valla dedi ne zaman geldiğini ve olayı nasil anladığını bilmediğim babaannem
Batu:valla abim evlenmezse ben evlenirim
-Yanlız abi parla senden büyük
Batu:nasıl ya
-Baya parla 26 yaşında sen 25 yaşındasın ayrıca o senin yengen yengen doğru konuş
Batu:biliyoruz yengemiz olduğunu ayrıca öylesine söyledim abim istemezse ben evlenirim diye
Barlas:Sen kiminle evleniyorsun İT
Valide sultan:(annemi dürterek) kıskanmaya başlamış ben hissediyorum o kız bizim mendeburun kalbini çalacak
Barlas:babaanne ne diyosun
Valide Sultan: kıskanmaya başlanmış diyorum ne diyim ha şunu da söylemeden geçemeyeceğim kızla evlenirsen şu mendebur suratına az gülücük eklede kız korkmasın senden dedi. Abim hariç herkes gülmeye başladı
Barlas:ben mendebur değilim
Batu:ha abi yani evlenmeyi kabul ediyorsun (bize bakarak) Ben zaten ona ilk görüşte aşık oldum mu demeye çalıştı şimdi ben anlamadım?
Beran:Tıchh sonunda evleniyorum demeye çalıştı
Esma:hayır hayır bu kız bana nasıl baktı demeye çalışıyor
-hiçbirinizin dediği gibi değil boylu poslu,okumuş,kültürlü,taş gibi kadın ile evleniyorum demeye çalıştı aslında
Valide sultan:siz tanımıyorsunuz bu mendeburu ben soyliyim size fıstık gibi bir kızla evleniyorum şu herkese gösterdigim mendebur suratım sadece ona gülümseyecek kalbimin tam ortasına tahtını kuracak demek istiyor
Barlas:NE diyorsunuz Allah aşkına saçma saçma konuşmayın 5'li masa olmuşsunuz hepiniz bir şey diyorsunuz maşallah (bana bakarak) kızım sende doğru düzgün anlat şunu dedi bende hemen anlatmaya başladım
-şimdi abi sen bizi bıraktın biz ilk olarak bir takıc-
Barlas:sizin ne yaptığınızda banane kızım Tarıklı olayı anlat
-tamam abi sanada yaranamıyoruz yani şimdi biz yemek yemek için....... böyle oldu
Valide sultan:aha biz bunun turşusunu kurmayı beklerken bu evlenip çocuk bile yapmış maşallah
Barlas:babaanne ne diyorsun ne çocuğu ne evlenmesi başımda bir sürü iş varken bi de bu çıktı
-abimlerin evlenmesindeki tek sorun Parla'nın babası 'Adem Özçelik'
Esma:ne var ki babasında
Batu:annecim şöyle anlatayım bu Adem Özçelik yıllar önce avamir aşiretinden bir kızla evlenmiş ama anlaşamayıp boşanmışlar kadında çocukları almak istememiş boşandıktan sonra kısacası bu adamın mardine karşı bir ön yargısı var zaten normal hayatında da güldüğünü kimse görmez baya ciddi bir adam hele babaannem için şöyle anlatıyım abim o adamdan feyz alıyor gibi bir şey
Valide Sultan:eeeee ne demişler kız çocukları babasına benzeyen bir adamla evlenir
Barlas:herkes biraz ciddi olacak mı artık nasıl bir olayın içine düştüğümüzün farkında mısınız? Dedi. Arkadan bir ses geldi arkamıza baktığımda babam ve dedem vardı ve her şeyi duymuşlardı gerçekten bizim ailede hiç bir şey saklı kalmaz herkes oradan burdan çıkıyor
Hasan:peşin hüküm veremeyiz olursa belki it oğlu it kimseye bir şey söylemez söylemezse evlenmeye gerek kalmaz olursa söylerse ne yapılacağı belli zaten (barlas abime bakarak) kimsenin istememesi umurumuzda olmaz zaten yerime birisinin geçmesi gerekiyordu
Muhammed:hasan doğru söylüyor ama ondan önce kıza bir şeyler söylemeniz gerek kızın arkasından iş çeviremeyiz dila sen arkadaşına yüzeysel olarak bir kaç bir şey söyle Barlas sende kıza her şeyi anlat ve burdan gitmesi gerektiğini söyle kızı ve yeğenini riske atamayız sonrada artık ne olacaksa olmasını bekleriz.
Valide Sultan:hayde o zaman yemeğe
-Bende parla'ları Çağırayım diyip oturduğum yerden kalkıp hızla Parla'nın odasına geldim kapıyı çalıp içeriye girdim. İçeriye girdiğimde Parla'nın buğranın üzerini değiştirdiğini gördüm az önce hiç bir şey yaşanmamış gibi hemen gülerek
-haydeee bırree yemeğe dedim. Tabikide ikiside gülmeye başladı
Buğra:GİDELİMMM
-aman sen ne tatlısın sen halasının kuzusu musun he aman aman neyse ilk yemek sonra sohbet dedim ve odadan çıktık.
Parla
Biz yemek masasına geldiğimiz de daha kimse başlamamıştı Muhammed dede başlaya bilirsiniz dediğinde herkes yemek yemeğe başladı fakat garip olan şey bugün herkes çok sessiz di normalde bu masa kahkahalar ile dolarken bu sefer etrafı sessizlik sardı bende konuşmadım zaten yemekler bittiğinde avluya geçildi kadınlar bir arada erkekler bir arada sohbet etmeye başladı yaklaşık 1-2 saat sonra buğranın uykusu geldiği için izin isteyip kalktım ve odaya yürümeye başladım arkamdan adım sesleri duyunca arkamı döndüm dila da bizim peşimizden geliyordu odaya girdiğimizde buğra'nın üzerini değiştirip yatırdık
Dila:parla benim sana çok önemli bir şey demem lazım
-seni dinliyorum
Dila:burda olmaz gel benim odama gidelim dedi kalkıp onun odasına gittik.
-Ne oldu iyi misin sen?
Dila:ilk önce yemin ederim böyle olsun istemedim ben sadece seni ve buğrayı korumaya çalıştım belki dediklerimi duyunca benden nefret edeceksin ama sadece senin iyiliğin için bunları yaptığımızı unutma
-Ne oldu Dila çatlatmada söyle
Dila:bugün biliyorsun ki Tarık önümüze çıktı şunu da biliyorsun ki o bizim düşman aşiretimizden dedim ya sana da orda seni korumak için abimle nişanlı olduğunu söyledim işte onu söylememeliydim o çok yanlıştı ama ağzımdan öyle çıkı verdi.özür dilerim yemin ederim böyle olsun istemediğin bir şey yap istemedim dedi ve ağlamaya başladı
-Dila ağlama ne olur biliyorum zaten isteyerek söylemediğini sana bu konuda gocunmadım zaten orda sana sert çıkışmamın sebebi abinin bunu öğrendikten sonraki tepkisiydi yani benlik bi durum yoktu çünkü ben senin nasıl şartlar altında söylediğini biliyordum benim tek korkum abindi
Dila:hı hı anladım ama genede ağzımı tutmam gerekirdi neyse diyorum ya onu söylemem yanlıştı diye şimdi asıl konu şu eğer Tarık gidip aşiret ağalarına abimin nişanlı olduğunu söylerse ağalar abimin nişanlı olduğunu öğrenirlerse abimin evlenmesini isteyecekler sana dedim ya burası çok acımasız diye eğer bütün ağalar isterse evlenmek zorunda kalır ama olurda Tarık kimseye bir şey demezse hayatımıza eskiden kaldığı gibi devam edebiliriz.benim sana anlatacaklarım bu kadar geri kalanı abim anlatacak onun anlatması daha doğru olur
-Ne diyorsun Dila ne evlenmesi Allah aşkına ayrıca niye abim anlatıyor sen anlat işte
Dila:abimin anlatması daha doğru çünkü bu olayın başrolleri sizsiniz bakma abimin sert acımasız duran suratına aslında abim sert mizaçlı biri bugüne kadar kimseye aşık olmamış kimseyi hayatına almamış biri kendini çalışmaya adamış biri ama belki sen ne saçmalıyorsun diye bilirsin ama evlenirseniz sen onun kalbini yerinden söküp kalbinin yerini alacaksın neyse abim şimdi bekliyordu avluda oturuyor sen onun yanına git
-evet Dila saçmalıyorsun abin kim ben kimim Allah aşkına bide başıma bu kaldı ama seni suçlamıyorum merak etme.kalkıp gitsem iyi olacak dedim ve kapıya ilerledik tam kapıdan çıkacağım zaman
Dila:özür dilerim dedi ona bakıp sadece gülümsedim ve kapıyı kapattım hadi bakalım Barlas efendi ne konuşacağız görelim diyip avlunun yolunu tuttum
|
0% |