" şey canım ben bı otel falan mı bulsam abin de burda rahatsızlık vermiyim "

Şevval : " adoşşş canına mı susadın he gülüm "

" Pahahahahah seni de kendim gibi adanalı yaptım ya gurur duyuyorum kendimle be "

Şevval : " asıl ben seni Trabzon lu yaptım "

Can : " benim odamda kalırsın ben salonda kalırım problem yok"

" Yok olmaz ben salonda yatarım ya "

Can : " duymamış olayım avukat hanım"

" Benimle inatlaşma binbaşı "

Can : " inatlaşırsam ? "

" Bı avukat ile inatlaşmak hiç iyi bir fikir değil demi "

Can : " bı binbaşı ile inatlaşmak nasıl bir fikir sence "

Şevval : " ayy yeter bana bak gidip abimin odasında yatacaksın asıl bir cumhuriyet savcısı ile inatlaşmak nasıl bir fikirmiş gösteririm haa !! "

" Peki sayın savcım "

Şevval : " aferin "

Can : " iyi o zaman gel ben sana odanı gösteriyim "

" Увидимся, госпожа Шевваль. "

( Seninle görüşücez şevval hanım )

Şevval : " pahaahaha Давайте встретимся, леди-адвокат. "

(Görüşelim avukat)

Can : " gelicen mı "

" Başka çarem yok gibi görünüyor"

Odaya çıktık girer girmez yoğun ama hoş bir koku geldi burnuma parfüm ve barut kokusuydu bu koku gözlerimi kapamama neden oldu ki binbaşı bunu farketmeden geri açtım odanın tamamı siyahtı ve şaşırtıcı bir şekilde oda kitap doluydu

" Bu kitapların hepsini okudun mu ? "

Can : " evet bir şeye ihtiyacın olursa aşşağıdayım sen dinlen biraz "

" Teşekkürler binbaşım "

Yüzünde sıcak bir gülümseme ile

Can : " rica ederim avukatım "

Diyip aşşağı indi üstümü değiştirdim Trabzon da yağmur vardı odada camın hemen yanında siyah bir koltuk vardı kitaplardan bir tanesini alıp koltuğa oturdum ve kitap okumaya başladım ...

Can ' dan

Aşşağı indiğimde şevval kahve yapmıştı

Şevval : " abi ada nerde "

" Dinleniyo "

Şevval : " kahve yapmıştım "

" Ver ben çıkartıyım "

Şevval : " şurda en baştaki "

" Hepsi aynı değil mi neden onun ki ayrı "

Şevval : " ufak bir şaka yapıcam adanın tarçına alerjisi var bende tarçın koydum ona "

Ben ona kıyamazdım ki o yüzden bu plana ufaktan karışıcaktım ve ona tarçınsız olanı verip tarçınlıyı ben alıcaktım bende tarçın sevmezdim hatta asla yemez veya içmezdim ama ada ya kıyamazdım bu yüzden adaya normal olanı vericektim yukarı çıktım ve aralık olan kapıdan ona baktım cam kenarındaki koltukta benim kitaplarımdan birini okuyordu camı açmıştı ve belki üşümüştü bir battaniye aldım ve yavaşca içeri girdim battaniyeyi üstüne örttüğümde beni farkedip bana bakmıştı elimdeki kahvelerden normal olanı ona verdim ve koltuğun diğer kısmına oturdum

Ada : " teşekkürler binbaşım" dedi tatlı bir tebessüm ile

" Rica ederim avukatım "

Dedim ve kahvemden bir yudum aldım almaz olasaydım yüzümü buruşturup zorla yuttum ve o anda beklemediğim bir şey oldu ada elimdeki kahve kupasını aldı ve kokladı

Ada : " tarçın sevmiyor musun"

" Evet ama şevval yapmış "

Kahve kupasındaki tarçınlı kahveyi açik olan camdan döktü ve kendi bardağının yarısını benim bardağıma koyup geri verdi

" Teşekkürler avukatım "

Ada : " rica ederim binbaşım "

" Beraber okuyalım mı "

Ada : " tabi olur "

Dedi ve kitabı görebileceğim kadar yanıma yaklaştı bu kalbimin hızlanmasına neden olmuştu beraber kitabı okumaya başladık uzun bir aradan sonra omuzumda bir kafa hissettim uyuya kalmış ve kafası omuzuma düşmüştü kitabı bıraktım ve kucağıma aldım hafifti hemde fazlası ile siyah uzun saçları kum saati vücudu resmen kusursuzdu boynunda farkettiğim küçük ay yıldız dövmesi yüzümde derin bir gülümsemeye yol açtı yatağa bırakıp üstünü örttüm bardakları ve battaniyeyi alıp odadan çıktım fazla ses çıkartmıyacak şekilde kapısını örttüm ve aşşağıya indim elimde hala okuduğumuz kitap vardı ve sanırım artık bu kitap en sevdiğim kitap olacaktı

Devam edecek 🖤 🌑🔥