@ay.gece
|
2. BÖLÜM: ASKERLER HAZIR Teğmenler kendi katlarında ki yatakhanelere dağılmıştı. 1 saat önce sessizlik içinde gömülü olan koridor artık konuşma seslerine dolmuştu. Birbirlerini tanıyanlar da vardı elbet. Ahmet Albay teğmenlerle aynı katta olan odasında istirahate çekilmişti. Bugün aylar sonra keyifliydi. Çünkü aylardır yaptığı işi icraate geçirmeyi bekliyordu. Teğmenleri eğitmek onun için çok eğlenceli geliyordu. Ama bu timlerdeki askerleri yönetmeyi elbet bir gün isterdi. Devresi, kardeşi olan Taner belki birkaç kez ona izin verirdi. Bu kat gürültülü olduğu kadar, bir üst kat da bir o kadar sessizdi. Taner komutan hâlâ tim askerlerini pistte bekletiyordu. Birkaç önemli bilgi daha sıralıyordu. " Siz şu an tim arkadaşlarınızı bilmiyorsunuz. Aranızdaki yüzbaşılar hariç. Timin izin adını biliyorsunuz ama. Şimdi sağ baştan tek sıra halinde beni takip edin. " Taner Albay helikopter pistinin dışına doğru ilerlerken askerler ise annesini takip eden ördek misali albayı takip etti. Geniş bir koridora geldiklerinde Albay gür bir sesle " Sancak Timi gruptan ayrıl " Dedi. Tek sıra halindeki gruptan ayrılan 9 kişilik ekipe baktı tüm askerler. İşte o an yetti onlara. Sancak Timi onlardı. Kafalarına kazıdılar. Albay kapıda sancak amblemi olan odayı gösterdi. " Sizin yatakhane biz burası. Dediğim gibi erkek, kız ayrımı yok. Tek ayrım banyo kısmında. Kızlar banyosu ve erkekler banyosu ayrı. " Sancak Timi odalarına girdiği zaman Albay " Keskin Timi gruptan ayrıl " Dedi. Keskin Timi üyeleri de aynı şekilde hançer ucu amblemi olan odaya girdiler. Albay Dikmen Timi üyelerine baktı. " Dikmen Timi, bu oda da sizin " Dedi. Dikmen timinin odasının kapısında ise bir dağ ve üzerinde hilal vardı. Timin bu ambleme hemen içi ısındı. " Yarın sabah içtimasında görüşmek üzere çocuklar " Diyerek keyifle ileride olan odaya girdi ve Dikmen Timi koridorda sessizlik içinde kaldı. İlk adımj tim komutanları Yüzbaşı Aslan attı. Üstlerinde üniforma olduğu için rütbeleri biliyorlardı. Odaya girdiler. Odada 5 altlı üstlü ranza haricinde iki tane de kapı vardı. Tim komutanı Aslan Timine ilk konuşmayı yapmak için döndü. " Ben Yüzbaşı Aslan Rahmedov. Aslen Azerbahcanlıyım ama birkaç nedenden dolayı buradayım. Sizinle iyi anlaşacağıma sizin de benim emirlerimi ikiletmeyeceğiniz umuyorum. " Diyerek timinde olan iki kadın askere baktı. " Azerbaycanda da kadın askerlerle çalıştım ama onlar komandoydu. Burada kadın erkek ayrımcılığı olmayacak diye.. " Derken timin erkek askerlerine baktı. " Bir annlık gaflete düşüp onlarla erkekle konuşuyırmuş gibi konuşmayın. Kırıcı söz, küfür, sarkıntılık... Sizden beklemiyorum ama oldu diyelim. Sizi bin pişman ederim. " Dikmen Timi böyle bir komutanları olduğu için gurur duydular. " Emredersiniz Komutanım " Dediler. Burada ki kuralları şu an yalnızca Yüzbaşı biliyordu. Onu açıklamakla için başladı söze. " Timimde iki Üsteğmen var. Üst katta benimle birlikte çalışacaksınız " Diyerek Üsteğmenlere uyarısını yaptı. " Sabah 5.30 da üç timde içtima için kalkacak 5.40 da eşofmanlarınızla spor salonunda olacaksınız. Normalde tam teçhizat bahçede olmamız gerekiyordu ama şu an alışma süreci olarak müsade ettiler. 8.00 da yemekhane açılıyor. 9.30'a kadar açık. Öğle yemekleri 13.00 da. Akşam yemekleri ise saat tam altıda. Bu katta timin dinlenme odası var. Boş vakitlerinizde orada vakit geçirebilirsiniz. " Diyerek gözlerini odanın içinde ki kapıya dikti. Oraya hareketlendi ve açtı. Kapıyı ardına kadar itti. " Burası giyinme dolaplarınızın olduğu oda. Amblemli kıyafetleriniz dolabın içinde. " Diyerek de son noktayı koydu. " Şimdi, rütbe sıralamasınfan başla ve kendini tanıt " İlk adımı bir erkek asker attı öne. Simsiyah, biraz gür saçları vardı. Keskin yüz hatları ve koyu kahve gözleri, esmer teniyle yakışıklı bir askerdi. " Üsteğmen İlyas Kalaycı. 32 yaşında/Edirne doğumlu " Diyerek sade bir tekmil verdi. Aslan Yüzbaşı ona kapıya en yakın ranzaya yerleşmesi için işaret verdiğinde bu sefer bir kadın asker tekmil verdi. " Üsteğmen Derin Kaya! 30 yaşında, Samsun doğumlu " Kadının omuz hizasında Koyu kahve saçları vardı. Bal sarısı gözleri ama Keskin yüz hatlarıyla güzel bir kadındı. Asil ve tam bir asena. Aslan Komutan ona kapıdan en uzak ranzayı gösterdi. Başka bir erkek asker tekmil verdi. " Teğmen Yakup Güngör! 29 yaşında. Siirt doğumlu " Kaslı bir vücudu vardı. Kumral saçları ve ela gözleri vardı. Aslan Komutan ona İlyasın ranzasının yanındaki ranzayı gösterdi. (Ranzalar altlı üstlü. Belirtmek isterim. ) Başka bir erkek asker tekmil verdi. " Teğmen Ozan Pileli.28 yaşında. Bursa Doğumlu. " Sarı saçlı, yeşil gözlü ama ruhsuz bakan bu asker hayattan bıkmış gibiydi. Bakışları o şekildeydi ama vucüdu dikti. Tekdüze konuşmuştu. Mimik kullanmamıştı. Ama sesi bıkmış gibi değildi. Aslan Komutan ona şöyle bir baktıktan sonra Yavuzun üst ranzasını gösterdi. Başka bir erkek asker tekmil verdi. " Asteğmen Sinan Çakmak. 28 yaşında. Ordu doğumlu. " Siyah ama üç numara saçlı olan bu genç, burada olmaktan gurur duyuyor gibiydi. Ozan'ın aksine gözlerinde eğlenceli bir parıltı vardı. Aslan Komutan şöyle bir baktığında timin neşesini bulmuş gibiydi. Bu sefer bir kadın asker tekmil verdi. "Asteğmen uzm. Başçavuş Toprak Timur. 26 yaşında. İstanbul doğumlu " Siyah örgü saçlı, mavi gözlü, tombul yanakları olan bu kız timin en kısa boylusuydu aynı zamanda. Aslan Komutan onun sert bakışlarına gülümsemek istedi ama zor tuttu kendini. Kardeşi bildiği bir kızı hatırlatmıştı ona. Toprak' a Derin'in ranzasının üst katını gösterdi. Bir erkek asker tekmil verdi. " Asteğmen uzm. Başçavuş Yiğit Sağlam. 27 yaşında. Mersin doğumlu. " Kahverengi saçlı ve hoyrat bakışlı bu çocuk aynı zamanda da iri yarıydı. Aslan Komutan ona kapı hizasından 3.ranzayı gösterdi. Son asker, " Asteğmen uzm. Başçavuş İlker Sabancı. 26 yaşında. Kars doğumlu. " Diyerek tekmilini verdi. Neredeyse gür bıyığı olan esmer tenli bu adam, doğunun ateşinde yanmıştı belli ki. Aslan Komutan ona Yiğit'in ranzasının üst katını gösterdi. Askerlerin hepsi tim arkadaşlarını tanımak için ranzalara gitmemiş, hizadan çıkmamıştı. Aslan Komutan hepsine şöyle bir baktı. Hepsi çok iyi askerlere benziyordu. İlk görüşü böyleydi. " Eşofmanlarınızı giyip tesisin bu katını dolaşabilirsiniz. Ben timin oturma odasında olacağım. " Diyerek odadan çıktı. Geride kalan tim üyeleri birbirlerine baktı ve birbirlerini sürdüler. İlyas Üsteğmen süzme işlemini kısa tutarak giyinme odasına baktı. " İlk önce hanımlar giyinsin " Diyerek eliyle odayı gösterdi ve Derinle Toprak'a baktı. Toprak, Derine bir bakış attı ama Derin ona değil İlyas'a bakıyordu. O yüzden ilk adımı o attı. " Saolun Komutanım " Diyerek odaya girdi. Derin, giden kızın peşinden bir bakış attı ve " Saolun " Diyerek o da girdi odaya. Kızlar isminin yazdığı dolaplar dan eşofmanları çıkarıp giyerken, erkekler odanın içinde birbirleriye ufak tefek sohbetler etmeye başlamıştı.
•••••••••• Aslan, oturma odasında ki tekli koltuğa oturmuş, timin dosyasını tekrardan inceliyordu. Hepsi yurtlarda büyümüştü bu insanların. Onun gibi. Bir aileleri, bir eşleri, bir sevgilileri yoktu. Tim de en çok dil bilen kişi Derin'di. Türkçe hariç, 8 dil biliyordu; Almanca, Rusça, Fransızca, İngilizce, Azerbaycanca, Özbekçe, İtalyanca ve Kürtçe. Aynı zamanda da timin İstihbarat ajanıydı. Timin bomba imha uzmanı Ozandı. Ruhsuz çocuk. Soğukkanlı olduğu zaten her halinden belliydi. Keskin nişancı İlyastı. İlyas timin Komutan yardımcısıydı aynı zamanda. Aslan şimdiden sevmişti bu çocuğu. O baktığı zaman anlardı ışık olup olmadığını. O da 6 dil biliyordu. Lisede bir matematik yarışmasına katılmıştı ve Türkiye de ilk 10'a girmişti. Yurt dışı bursu kazanmıştı ama gitmemişti. Onun yerine Türkiye'de iyi bir lisede burs almıştı. Üniversite sınavında puanı tıp, mühendislik... Tutuyordu ama o asker olmak istemişti. Belki de Aslan bu yüzden ısınmıştı ona biraz da. Timin harita telsiz uzmanı Topraktı. Onu neredeyse gülümsetecek olan kız... Timin Tabibi Sinan'dı. Aslanı hiç şaşırtmayan ise timin ağır makine kullanan kişinin Yavuz olmasıydı. Vucüdünu gördüğü zaman zaten anlamıştı ağır makine uzmanı olduğunu. Gelen seslerle dosyaları kapattı ve bir kenara koydu. Askerleri gelmişti. Hepsi izin alarak koltuklara oturdular. " Nasılsınız gençler? " Diyerek hepsine göz gezdirdi. " Saolun komutanım, iyiyiz. Siz nasılsınız? " Diye cevap verdi Derin. Aslan kadına baktı ve " İyiyim bende. " Dedi. Askerlerin hepsi birbirlerine bakıyordu. Sohbet edecek bişey bulamamışlardı çünkü. " Bir lakabınız varmı? " Diye sordu Aslan. Kimsenin bir lakabı yoktu. Aslan içten içe gülümsedi. " Yok sanırım. O zaman çıktığımız görevlerde kendimiz koyarız. " Dedi. Toprak merak ettiği soruyu sormak için Aslanın gözlerinin içine baktı. Aslan onun soru soracağını anlayarak başını salladı. " Konutanım siz kaç yaşındasınız? " Timde ki herkes Toprak'a baktığında Toprak bir an yanlış birşey sorduğunu sandı. Aslan ise cevap verdi. " 51 yaşındayım. " Dediğinde Derinden ve aynı zamanda Sinan'dan "ne? " Diye bir ses yükseldi. Aslan kendini gülmemek için zor tutarken Derin öylece bakakalmıştı. Bu adam olsa olsa en fazla 35 yaşında olurdu. En fazla. Sinan ise dışa vurarak " Komutanım size yemin ederim en fazla 35 gözüküyorsunuz, genç kalmanın fomülü ne acaba? " Diye soru sordu. Yavuz ve Yiğit soruya kendini tutamayarak gülerken diğerleri sırıtıyordu. Aslan Komutan gülmemek için kendini zor tutarak " Sağlıklı besleniyorum Sinan. Sana da tavsiye ederim. " Dedi. Sinan ciddi ciddi başını salladı. Toprak öylece bu mal ne yaşıyor acaba diye Sinan'a baktı. Derin Toprak'ın bakışlarını yakalayarak sırıttı. O da o şekilde düşünüyordu. Derin, " Komutanım gerçekten kaç yaşındasınız? " Diye sordu. Aslan kadına baktı ve " 33 yaşındayım. " Dedi. Sinan hayal kırıklığına uğramış bir şekilde geri yaslanırken Yakup, "Sinan üzgün " Diyerek sırıttı. Sinan, komutanına baktı ve " Doğal olarak " Dedi. Tim birbiriyle ufak ufak sohbet etmeye başlamıştı. Sohbete bu sefer katılmayan üç kişi vardı. Aslan, İlyas ve Derin. Saatler geçti ve vakit yatma vaktine geldi. Herkes ranzasına yerlesştiğinde kızların dikkatini birşey çekti. Erkeklerin hepsi onlara sırtını dönmüştü... •••••• Bölüm Hakkında ne düşünüyorsunuz?
|
0% |