@ay.gece
|
5. BÖLÜM Helikopter köyün yakınlarında iniş yaptı. Aslan Komutan en önde olmak üzere temkinli bir şekilde tek sıra halinde ilerliyorlardı. " Komutanım, muhtar bize zorluk çıkarır mı? " " Çıkarabilir de çıkarmayabilir de " Diyerek sırıttı Aslan. Derin, hadi canım yok yav, dememek için kendini zor tuttu. Gelen bir ihbara göre, kanıtlanmış bir ihbar, sabaha karşı terör mensupları köye saldırı düzenleyecekti. Normalde bunun için JÖH ekipleri veya komandolar gönderilirdi ama Dikmen Timinin tek görevi bu değildi. Buraya akın edecek olan terörist grubunun mağarasını patlatacak ve ardından da birkaç bilgi için başka bir mağaraya gideceklerdi. Köye yaklaşmışlardı. Bir tepedeydiler ve köy gözüküyordu. Aslan Yüzbaşı, eliyle toplan işareti yaptı. Bir çember oluşturarak toplandılar. " Toprak, dürbünü ver " Toprak dürbünü çıkardı ve komutana verdi. Aslan Yüzbaşı köyde bir gariplik olmadığını görünce dürbünü bıraktı. " Şuan bulunduğumuz kısım hem köyü hemde köye giden yolları görüyor. İlyas sen buraya konuşlan." " Emredersiniz komutanım " " Köyün arka tarafına da İlker ve Yakup geçsin.Olası bir hareketlenme de haberdar edin. Köy halkı tahliye olduktan sonra asıl planı kurarız " " Emredersiniz komutanım " İlker ve Yakup onlardan ayrılarak temkinli bir şekilde Köyün arkasına geçtiler. İlyas oraya konuşlandı ve silahını ayarladı. Diğerleri köye doğru ilerlerken Aslan, " Toprak ve Ozan. Sizde girişte bekleyin. Çok kalabalık girip insanları ürkütmeyelim. " " Emredersiniz komutanım " Köyün içine girdiklerinde meraklı bakışlar onları bulmuştu. Görenler korkuyor, ardından da kollarında ki türk bayraklarını görünce derin nefes alıyorlardı. Aslan ve Derin muhtarlığa doğru giderken Sinan ile Yiğit meydanda ki çeşmenin yanında kaldı. Onlara merakla bakan çocuklara gülümseyerek baktılar. " Ufaklık gelin bakayım siz buraya "diyerek onları yanlarına çağırdı Yiğit. Çocuklar tedirgin olsalar da hemen geldiler. " Abi siz ne askerisiniz? " Diye sordu bir oğlan çocuğu. " Biz Türk askeriyiz " Dedi Sinan da. Yiğit o sırada çantadan çikolata çıkarıyordu. Çocuklar sevinerek çikolataları alınca yüzlerinde ki mutluluk görülmeye değerdi. Yiğit bir kızın yanağından makas alarak saçını okşayınca küçük kız hülyalara kapılarak utandı. " Senin saçların ne güzelmiş böyle. Kim ördü? " Diye sordu. Küçük kız gülümseyerek " Öğretmenim ördü. " Dedi. Kız çocukları Yiğite, Erkek çocukları Sinan'a yönelik sorular sorunca Sinan kıskançlıkla ofladı. " Senden daha yakışıklıyım, kızların benim başıma toplaşması gerekiyor " Dedi. Sinan rütbe olarak Yiğit ten üstün olduğu için yiğit dalga geçemedi ama bakışları anlatıyordu. " Tercih meselesi Komutanım. Dimi kız? " Diyerek sarışın bir kız çocuğuna sordu. Kız utanarak " Öyle " Dedi. Kulaklıktan Yakup'un gülme sesi gelince sustu ikili. " Onlar beni daha görmedikleri için sizin yanınızda. Yoksa cazibeme kim dayanabilir. " Diyerek laf attı ordan. Herkes kulaklığı açık olduğu için birbirini duyuyordu. Derin lafa atlayarak " Zevzekliği kesin, gülmek zorunda kalıyorum " Dedi. " Gül o zaman tutan mı var? " Diye sordu İlyas. " Muhtarın yanındayım, adam beni ciddiye almayacak " Dediğinde herkes gülmek zorunda kalmıştı. Bir beş dakika sonra Derin ve Aslan Yiğitle, Sinan'ın yanına gelmişti. " Muhtar başka bir köy muhtarı ile görüştü. Geçici olarak oraya gidecekler. Ama benim tavsiyem onlara burayı komple terk etmeleri çünkü çok tehlikeli bir mevzideler. " Aslan sıkıntı ile etrafa bakındı. Derin, " İllaki bulurlar bir yolunu komutanım. " Dedi. Köy halkı 1 saat içinde hızlıca toparlanmıştı. " Komutanım ben haritadan gidecekleri Köyün konumuna baktım. Şehir merkezine yakın. Gidiş yollarında da bir sıkıntı yok. " Diyen Toprak'ın sesi kulaklıktan doldu. " Biz yine de onlarla asker gönderelim. Toprak, Sinan ve Yiğit siz onlarla birlikte gidin. " " Emredersiniz komutanım "
••••• İlyas mevzisinden ayrılmamış, diğerleri ise köyün girişinde toplanmıştı. " Bu girişine bomba düzeneği kuralım. Ozan o iş sende. " Diyerek planı kurmaya başlamıştı Aslan. " Emredersiniz komutanım " " O itlerden bir tanesi bile köye giriş yapamadan can verecekler. Araba ile gelme ihtimalleri yüksek. Yakup sen ne olur ne olmaz roketatar ile bir mevziye konuşlan. Herkesin silahı hazır, kulaklığı açık olacak. Ben bombanın tuşuna bastığım an sizde sıkacaksınız. Yakup sen sıkmadan bana sor. " " Emredersiniz Komutanım. " Herkes mevzilere konuşlanmışken bir tek Aslan komutan ve Ozan girişte kalmıştı. Diğerleri etrafa dört kesilmiş bir haldeydi. Biraz zaman sonra Toprak, Sinan ve Yiğit geldi. " Komutanım siviller istediğiniz gibi güvenli bir şekilde yerleştirildi. " Diyerek açıklamasını yaptı Sinan. " Aferin koçum. Sen her duruma olasılık olarak hazırda bekle yinede. Bu arada herkese söylüyorum vurulana acayip cezalar var. Bilginize. Sizde iyi bir yere konuşlanın. Kulaklıktan duymuşsunuzdur planı. " " Emredersiniz komutanım " Herkes hazırdı. Ozan da bombayı aktif hale getirmişti ama düğmeye basılmadan patlamazdı. Aslan, bombanın kumandasını aldı ve görünmeyecek bir yere konuşlandı. Tek bir çıt bile çıkmazken herkes ciddiliğe bürünmüş etrafa bakıyordu. Hava kararmaya yakındı. Köy yüksek bir yerde olduğu için güneşin batışı görünüyordu. Güneş dağların arkasına saklanmaya başlamıştı ama hiç batmak ister gibi değildi. Işığını hâlâ bu tarafa yansıtmaya devam ediyordu. Sarı, turuncu renklerle bir görsel şov sunuyordu. Kimseden çıt çıkmıyordu, hatta hava bile kararmıştı. " Komutanım bize yanlış bir istihbarat vermiş olmasınlar. Yok bu piçler. " Diyerek sinirle homurdandı Derin. " Sabret Asena, gelecekler " Diyerek timdeki ilk lakabı da taktı. Derin: Asena " Komutanım yoldan gelen araçlar var " Diyerek kulaklıktan konuştu İlyas. Aslan az sonra olacakların heyecanıyla " Kaç araç var sayabiliyor musun?" Diye sordu. Kulaklıktan bir müddet ses gelmedi. Sonunda ise " Komutanım buraya 5 dakika mesafedeler. Araç sayısı ise 4. " Dedi. " Tamam Kurt, araçlar yaklaştığı zaman ne tür araç olduğunu söyle." " Emredersiniz komutanım " Timde ikinci lakap. İlyas: Kurt Araçlar yaklaşmaya başlamıştı. Timdekilerin bedeni adrenalinle doldu. Derin'in avucu kaşındı. "Az sabret " Dedi kendi kendine. " Komutanım araçların iki tanesi kasalı. Kasalarda dörder kişi var. Öndekinden taramalı silah, arkadakinde roketatar var. Kasasız araç en arkadakinin bir önünde.En sondakinde ise taramalı araç var. " Diyerek bilgilendirme yaptı Kurt. " Yakup ben şimdi dediğim zaman kasasız aracı patlatmanı istiyorum. Muhtemelen buraya gönderilen görevli o araçta. Temkinli geldiğine göre. " " Emredersiniz komutanım " " Herkes hazır olsun. Yakup aracı patlattıktan sonra en arkada ki kasalı aracın üstündekikleri hedef alın. Operasyon sonunda en çok leşi olana sürpriz var " Askerler gülerken araçlar iyice yaklaştı. Bomba düzeneği kurulan kısma geldiklerinde ise Aslan basmadı. Biraz daha bekledi. Büyük oynadı. Her iki aracı da aynı anda uçurmak istedi. Ve boom. İki araçta yan devrilerek köye girmeden imha edildi. Alev aldılar. " Şimdi " Dedi Aslan. Yakup roketatarını " Göreyim seni Güllü " Diyerek coşturdu. Kasasız araçtan inmeye çalışan itler inmeden imha edildi. " Komutanım yol harici gelenler var. Sayıları kalabalık. " Diyerek İlyas uyardı. " Kurt, buradan kaçmaya çalışanlsra sakın izin verme. Bir tanesi bile sağ çıkmayacak. Duydunuz mu beni?! " " Emredersiniz komutanım " Ozan aracın üstünden iki adamı peş peşe imha edince " İki oldu " Dedi. Yakup da aracın ön koltuğunda oturan üç kişiyi indirdi. " Üç " Dedi. Aslan ve İlker aracın üstünden birer kişi vurdu. Çatışmaya sonradan dahil olan şerefsizler onları kurşun yağmuruna tutunca başlarını çıkartamaz oldular. " Ürüyor ecdadını siktiklerim " Diye bir küfür savurdu İlyas kısık sesle. İlyas gördüğünü indirirken Derin üstünde taramalı silah olan araca yaklaştı. " Onları kendi silahlarıyla vuracağım. Az beni koruyun " Diyerek hızla araca atladı. Tüm hedefler ona dönmüşken hızlı olmalıydı. Ekibinin tamamı onu korumak için ateş ederken o elini çabuk tutmalıydı. Ağır makine uzmanı olan Yavuz, " Komutanım yapabilecek misiniz?" Diye sordu. Derin göz devirerek taramalı silahı kavradı ve " Bizim ekip yere yatsın. Hemen! " Dedi. Dikmen Timinin orada olan herkes yere yatarken Derin düğmeye bastı ve silah ardı ardına ateş almaya başladı. Derin sarsılırken bundan delice bir zevk almıştı. Attığı kahkahalar şerefsizlerin acı çığlıklarına karıştı. " Vurun şu orospuyu " Diye bağıran bir şerefsizi İlyas hedef altına aldı ve indirdi. " Sensin orospu " Alanda tek bir tane bile şerefsiz kalmayınca Derin silahı bırakmak istememişti ama artık bırakmak zorundaydı. " Ben niye bunun da eğitimini almadım ki? Aslında gerek de yok. Ne güzel kullandım ha " Diye gerinerek silaha yaslandı. Tim ayağa kalkmış ona bakıyordu. " Size bomba imha/yapma eğitimi de aldığımı söylemişmiydim? " Diye sorduğunda herkes gülmeye başladı. " Komutanım arkadaş bir manyak olabilir " Dedi İlyas. Aslan ise onaylarca kafa salladı. " Farkettim " Sırıtarak " Farkedin bir zahmet. Varsa benden manyağı gelsin karşıma " Dedi. Timin yanına ilerledi. " En çok leş benim " Muhtemelen şimdi mağara patlatmaya gidiyorlardı... |
0% |