@ay.gece
|
3.BÖLÜM: İLK GÜN Pars, bize dosyayı incelememiz için müsaade vererek Şefin yanına gitmişti. Doldurulacak dosyalar varmış. Gelelim bizim davaya... Daha önce yurt dışında bundan daha vahim vakalar görmüştüm ama en saçma bulduğum vaka buydu. Kolay gibi gözükebilirdi çünkü bir atasözü var. Ne ekersen onu biçersin, kişinin yaptıklarını er yada geç bulacağı anlamına gelirdi. Burada maktülmüydü ektiğini bilecek olan yoksa katil mi? Hiçbir vakayı hafife almazdım. Aksine en kolay gözüken vakalar beni korkuturdu. Dosyayı gördüğüm anda ürpermemin sebebi de buydu bir kısma. " Başkomiser Pars gelene kadar tahtayı oluşturalım " Diyerek ayağa kalktım. " Ceyda bana yardımcı olurmusun? İlk cinayeti okuyarak" " Tabiki " Ben katledilen ilk kadının fotoğrafını tahtaya astım ve Ceyda'nın okudığu bilgileri yazmaya başladım. 1.Maktul... Şaheser Öz. 28 yaşında. Bekar ve tek yaşıyor. Anne ve baba sağ. Hemşire.25 Temmuz 2024 gecesi saat 22.00 sularında boğularak öldürüldüğü düşünülüyor. Fakat bedenine atılan çizikler ve istismar izleri saat 23.00 sularına ait. Maktülün cesedi sabah 9.25'de ormanlık bir arazide bekçi tarafından yüzüstü bulunuyor. Maktülün kıyafetleri asit dökülmüş bir şekilde yanında bulunuyor.
2.Maktül... Serpil Kıyı. 26 yaşında. Fizik öğretmeni. Anne ve baba sağ. Bekar ve tek yaşıyor. 25 ağustos 2024 tarihinde kemik incelemelerine göre saat 22.00 sularında boğularak öldürülüyor. Fakat bedeninde ki çizikler ve istismar izleri 23.00 sularına ait. Maktülü sabah 4'e karşı kütüphaneden eve giden bir genç ara sokakta buluyor. Kıyafetleri yine aynı şekilde asit dökülmüş biçimde yanında bulunuyor. 3.Maktül. Arzu Keskin. 28 yaşında. Kuaför. Anne ve baba sağ. Bekar ve tek yaşıyor. 25 Eylül 2024 tarihinde kemik incelemelerine göre saat 22.00 sularında boğularak öldürülüyor. Fakat bedeninde ki izler 23.00 sularına ait. Maktül Sabah 10 civarı kahvaltı yapmak için gelen üç genç dere kenarında buluyor. Kıyafetleri asit dökülmüş biçimde yanında bulunuyor. 4.Maktül. Feride Duran. 27 yaşında ve Eczacı. Anne ve baba sağ. Bekar ve tek yaşıyor. 25 Ekim tarihinde kemik incelemelerine göre 22.00 sularında boğularak öldürülüyor. Fakat yine bedeninde ki izler bir saat sonraya yani 23.00'a ait. Sabah 8 civarında okula giden bir öğretmen tarafından ara sokakta bulunuyor. Kıyafetleri asit dökülmüş biçimde yanında bulunuyor. Hepsinin fiziksel özellikleri farklıydı. Şaheser, siyah saçlıydı. Serpil sarı, Arzu kahverengi ve Feride ise kızıl... Şaheser mavi gözlüydü. Serpil yeşil, Arzu kahverengi, Feride ise kehribar... Biz tahtayı incelerken kapı açıldı ve Pars girdi. Hepimizi tahtanın başında düşünürken bulunca o da yanımıza geldi. Tahtayı inceledi ve "Bu şekilde yazarak iyi yapmışsınız. Şimdi şüphelileri belirleyelim. " Diyerek elimden kalemi aldı Tahtanın bir köşesine Şüpheliler yazdı. İlk şüpheli Şaheseri bulan bekçi, ve son arama ve mesajlarda ki kişilerdi. Bekçi Nurullah Altın ve Dr. Nihal Kor. 2.maktülün şüphelileri. Kütüphaneye giden Ercan Yiğit ve Arkadaş Ebru Korkmaz. 3. Maktülün şüphelileri. Piknik yapmak için gelen Umut,Kerem,Batuhan ve maktül sevgilisi Rüzgar Ateş. 4. Maktülün şüphelileri. Okula giden öğretmen Sevim Bayır ve maktül arkadaşı Salih Mutlu. " Başkomiserim şimdi de maktüllerin ortak yanlarını yazalım. " Diyerek bir kalem aldım ve başka bir tahtaya yazmaya başladım. 25-30 yaşları arasında olmaları. Anne ve babalarının sağ olmaları. Bekar ve tek yaşıyor olmaları. Boğularak öldürülmeleri ve bedenlerine bırakılan saçma not. " Komiserim birde 2.ve 4.maktül Eğitim verilen mahallelerin ara sokaklarında bulurken 1.ve 3 maktül ise Ormanlık araziye yakın kısımlarda olmaları. " Diyerek Simay bir açıklama yaptı. Onu da not aldım. " Ayın hep 25'inde öldürülüyorlar. Bu çılarımdan sıradaki kişinin de bu ayın 25'inde öldürüleceğini kabul edebiliriz. " Dedim. " Ve Ormanlık bir araziye yakın olacağını " Diyerek Eymen de bir çıkarımda bulundu. Ona sorarcasına baktığımızda ise " Katil 1 ve 3.maktülü Ormanlık arazilere yakın bir yerde öldürüyor diye çıkarımda bulunmuştuk. Eğer tek sayılardan giderse bu manyak sıradaki kişi 5.maktül olmak üzere." Diye açıklamada bulundu. " Ama bulundukları yerde öldürülmemişte olabilirler. Bir saat fark var ölümleri ile izler hakkında. " Diyerek Sarp konuştu bu sefer. Sessizliğe gömülürken bu cinayetleri düşünmekten başka çarem yoktu. Pars'ın koyu kahverengi gözleri ile göz göze geldiğimiz zaman göz kırptı ve tahtayı gösterdi. Ne düşünüyorsun? Dudaklarımı büktüm ve omuz silktim. Şuanda hiçbirşey. Gözleri dudaklarıma kaydı ve başını olumlu anlamda sallayıp saatine baktı. " Saat 12.30 olmuş. Bilgiler kafamızda oturana kadar ekip olarak yemek yemeye gidebiliriz? " Diye sorunca diğerlerine baktım. Ekip. Evet. Biz bir ekiptik. Diğerleri onaylayladığı zaman çantamdan sadece cüzanımı ve telefonumu alarak odadan çıktım. Önde Pars ve ben, arkada ise diğerleri olman üzere garaj'a ilerlerken çoğu kişi bu yeni kişilere bakıyordu. Baksınlardı. Tanısınlardı. Cinayet Büro'nun yeni ekibi kimmiş görsünlerdi.
•••• Eymen ve Onur'un arabalarıyla gelmiştik. Motoruma ilerleyemeden beni arabaya sürüklemişlerdi. İyi bir mekandı. Ben ve Pars lahmacun söylerken, Akif ve Eymen de pide söylemişlerdi. Onur ve Simay tavuk şiş, Ceyda ise adana kebap söylemişti. Yemeklerimiz gelene kadar havadan sudan konuştuk. Sanki hepimiz bu yemeği birbirimizi tanımak için düzenlemiş gibiydi. Aklıma gelen bir düşünceyi hızla kovalamaya çalıştım ama gitmiyordu. Hadi onları yarın akşam yemeğine davet edelim. Senin evinde ve senin el lezzetlerinle. -Siktir ordan. Ne el lezzeti. Onlar çağırsın beni. Sen çağırsan ölmezsin. Onların içinde bir duruşun olur. Kırma bu iç sesi. - Lanet olsun sana gerizekalı. Seni seviyorum canım.
Öylece masaya dalmış kendi kendime düşünürken yemeklerimiz gelmişti bile. İç sesime lanet okuyarak " Yarın akşam sizi evimde ağırlamak isterim. Birbirimizi daha iyi tanımış oluruz. " Diyerek onlara baktım. Benim gibi sonuca dayalı düşünen bir kadından bunu beklemeyen ekip şaşkındı. Simay ve Onur hemen " Bize uyar "dediler. Eymen ve Akif de onaylayınca Ceyda da omuz silkerek " Gelirim " Dedi. Pars birşey dememişti. Öylece bana bakıyordu. Ne bahıyon dayı? Açıkta bişey mi var? " Sizde gelirsiniz herhalde? " Diye sordum. Göz kırpıştırdı ve " Gelirim" Dedi. Yemeğimizi afiyetle yedikten sonra ben ve Pars çay, diğerleri de kahve söylediler. " Sevgiliniz varmı? " Diye pat diye erkeklere soru yönelten Simaya bakakaldım. Tamam ben odundum, açık sözlüyüm ama sanırım Simay kadar değildim. " Yok " Dedi Eymen. Onur hemen atlayarak " Arkadaşlar bilginize, bu yakışıklı afet-ül vahşetin de sevgilisi yok. " Dedi. Sırıtarak " Evlenme programına gelmiş gibisin " Dedim. Bana göz kırptı ve " Sende taliplerimden biri olmalısın " Dedi. Güldüm. " Ben programın sunucusuyum canım ve sana bu masada talip çıkmadı. Birdaha ki sefere tekrar bekleriz " Herkes gülerken Onur olsun falan diyerek geri yaslandı. " Benimde vardı ama ayrıldık dün. "Diyerek konuyu dağıttı Akif. Ayrılma sebebini herkes gibi merak etmiştim ama ilk günden dengesiz kaçardı. Pars Başkomiser ise " Yok " Dedi sadece. " Sizin varmı? " Diye sordu Onur. Simay hemen atlayarak " Var! " Dedi. " Kendisi Asker olur. " Diyerek hülyalara daldı. " Rütbesi ne? " Diye sordu Pars. " Üsteğmen. " Diye de cevapladı Simay. Bir sen bulamadın şöyle bişey amk. " Ceyda senin varmı? " Diye sordu Simay kendinden konuyu dağıtarak. " Yok " Dedi Ceyda da. Gözler bana döndüğü zaman ağzımı açamadan bir bağırışma koptu. " Bırak beni Ahmet! Ne yaptığını sanıyorsun. Sevmiyorum işte seni kabul et " Diye bir kadın bağırıyordu. O tarafa dönerken Ahmet denen adamın kadının kolunu sıktığını gördüm. Ayağa kalktığım zaman Pars kolumdan tuttu. " Şuan sadece konuşuyorlar. Birşey olursa kalkarız " Dedi. Sinirle kolumu çektim ve " Kadın şiddet gördükten sonra değil, önce müdahele edeceksin " Dediğimde Pars öylece bakakaldı. Kavga eden çifte doğru ilerlerken bağırışmalar şiddetlendi. Adımlarım hızlandığı vakit adamın kıza el kaldırdığını gördüm. " Şimdi siktim seni puşt. " Diyerek adamın elini tuttum ve " Sen kimsin-"demeye kalmadan kafayı suratına gömdüm. " Hassiktir tutun şunu " Diyen Simayın sesini duydum ama kafamdaki sesler konuşmaya başladı. " Seni orospu! Karım olman seni aldatmayacağım anlamına gelmez. " Bağırışma ve tokat sesleri... Kemerin birbirine vurma sesi... Annenin acı çığlıkları... sıkılan bir kurşun... " Zeynep yeter " Diyerek belimi kavrayan bir çift el beni o adamın üstünden kaldırdı. Fazla birşey yapmamıştım oysa. Bir iki yumrukla burnu ve çenesi kırılmışsa ben ne yapabilirim? Değil mi arkadaşlar?
•••••• Bugünlük bu kadar... Bölümü nasıl buldunuz? Karakterler hakkında ki düşünceleriniz neler?
|
0% |