@aybukedenizerayhan
|
Eski Arkadaş Sen sadece benimsin
Sabah uyandığımızda Kaan'ın bana sarıldığını fark ettim. Dikkatlice elini indirip kalktım. Saate bakmam için telefonumu aramaya başladım ama bulamadım. Dikkatli bir şekilde Kaan'ın telefonunu aldım ve saate baktım. Saat 10:35 olduğunu fark ettim. Okul bu günde yoktu çünkü akşam balo vardı. Ben baloda Kaan'ın bana hediye ettiği elbiseyi giyecektim. Aynanın karşısına geçip kendime baktım, saçlarım çok dağılmıştı. Saçlarımı taramak için tarak ararken çantamın salonda olduğunu hatırladım. Kapı çok ses yaptığı için çok fazla açmadan koltuğun yanından çantamı aldım ve saçlarımı taramaya başladım. Bir süre sonra Kaan'ın uyandığını fark ettim. Uykudan yeni uyanmış olsa bile çok yakışıklı görünüyordu. Uzun bir süre yüzüne dalıp gittim. Yeni uyandığı zamanlarda kahve rengi gözleri çok güzel görünüyordu. Uykulu bir sesle "günaydın" dedi bende "günaydın sanırım geç uyudun" dedim. Şaşırmış gözlerle bana baktı ve "neden bu kadar güzel görünüyorsun?" diye sordu. Gülümseyerek "sana öyle gelmiştir ama yine de teşekkürler" dedim. Kapının çaldığını duydum, içeri Ahmet ve Ramazan girdi ve "ya hadi öğlen oldu kalkın artık" dedi Ramazan. Kaan da gülerek "of tamam anne" dedi. Büyük bir kahkaha attım. Kısa bir süre sonra içeri geçtik. Ben kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçtim, arkamdan ayak seslerinin geldiğini duydum. Ramazan bir anda "BEN GELDİİİİMMM" diye bağırdı. Bir anda irkildim ve peynir kestiğim bıçak elime doğru geldi ve elimi kesti. Bir an acı ile inledim. Ramazan "yenge iyi misin?" dedi bende "yok sadece elimi kestim bir şey olmaz" dedim ve bir parça peçete koparttım ve elime bastırdım. Kahvaltı için hazırladığım malzemeleri bir tepsiye yerleştirdim ve salona götürdüm. Ahmet ve Kaan tekrardan uyuyorlardı. Kaan uyurken bile çok yakışıklı görünüyordu. Sonra mutfağa gidip kalan malzemeleri getirdim. Kahvaltı için menemen yapmıştım 3 yada 4 kere yapmıştım, ama sevdikleri için bu gün bir kez daha yaptım. Bir süre sonra Kaan ve Ahmet' de uyanmıştı ve sofrayı görünce birden gözleri açıldı. Kaan gelip birden beni belimden kaldırdı ve "teşekkürler tatlım, ama kendini bu kadar fazla yorma" dedi. Ahmet de uykulu ama mutlu bir sesle "valla Yenge ellerine sağlık çok güzel görünüyorlar" dedi. Ramazan yapmacık bir sinirle "ya niye bütün övgüyü Beyza alıyor bende yardım ettim. Hem bu kadar konuşmak yerine elinizi yüzünüzü yıkayın kahvaltı beklemesin" dedi. Kaan ve Ahmet gülerek tuvalete gittiler. Bizde Ramazanla mutfakta kalanları salona getirdik. Biz Ramzanla konuşurken Ahmet bir anda belime şoğuk ellerini bastırdı. Bir anda inledim Ahmet, Ramazan ve Kaan gülüyorlardı. Sinirli bir sesle "ya benle uğraşmak yerine otursanız kahvaltı soğudu" dedim. Kaan "Beyza ne kadar uğraşırsan da ciddi olamıyorsun" dedi. Ramazan da "yengem haklı hadi oturun" dedi. Kahvaltıya oturduktan bir süre sonra Ahmet "akşamki baloya hazır mısınız?" dedi. "Evet baya güzel olucak gibi duruyor." "Siz kimlerle gideceksiniz?" dedim "Ben şeyle gidicem..." dedi Ahmet. Kaan bir anda " yav çocuk sabah da söylemedin çatlama bizi" dedi. "Tamam ne kızıyorsun ya. Ben gece ile gidicem" dedi. Hepimiz aynı anda "ne kabul mu etti" dedik. Ahmet gülerek başını olumlu anlamda salladı. Bir süre sonra Ramazan'ın telefonuna mesaj geldi ve oda bir anda sırıtmak başladı ve "Beren teklifimi kabul etti" dedi mutluluğu sesinden anlaşılıyordu. Kaan bir anda masadan kalktı ve önümde diz çöktü ve "leylim benimle dans eder misiniz?" dedi. Bende gülerek "neden olmasın lordum" dedim. Kahvaltıyı bitirdikten sonra biraz salonda oturduk. Hepimizin telefonuna ayni anda mesaj geldi. Mesaj okul müdürden gelmişti, akşamki baloya ile alakalıydı. Mesajı okurken saatin öğlen 2 olduğunu gördüm. Mesajda balonun akşam 19:35'e a alındığını gördüm. Ramazan "baloya daha çok var biraz dolaşalım mi?" dedi. "Tamam da nereye gidicez" dedi Kaan. "Benim aklıma bir fikir geldi, acaba balodan sonra dertleşme tepemize gidip piknik mi yapsak" dedi Ahmet. Kaan "bana uyar sizce" dedi. Ramazan mutlu bir sesle "olur banada uyar" dedi. Bende olumlu anlamda başımı salladım ve "Ben kek falanda yaparım yeriz" dedim. Kaan heyecanlı bir şekilde "o zaman hemen baloya gidip gelelim de senin şu kesinde yemek için sabredemem" dedi. Biraz oturduktan sonra mutfağa geçtim ve piknik için malzeme hazırlamaya başladım. Annem bana küçükken öğrettiği kek tarifini yapıyordum "limonlu kek". Yapımı çok kolaydı yada ben alıştığım için kolay geliyordu. Bu kek bana bir arkadaşımı hatırlatıyordu onun annesi ve babası onu terk etmişti o çok küçükken ona koruyucu bir aile bakıyordu. O bir gün bana limonlu keki çok sevdiğini fakat yapamadığını söylemişti. Bende aksam eve gidince anneme "anne canım limonlu kek istiyor birlikte yapalım mı?" demiştim. Sabah o kekimi yememiştim o arkadaşıma götürmüştüm. O bana o gün "çok güzel olmuş teşekkürler" demişti. Her limonlu kek yaparken aklıma o geliyordu ve gözlerim doluyordu. Her zaman olduğu gibi yine gözlerim oldu. Keki fırına koyduktan sonra içecek bir şeyler hazırlamaya başladım tam o sırada yanıma Ahmet geldi ve "Yenge limonlu kek mi yapıyorsun çok güzel görünüyor ellerine sağlık" dedi mutlu bir sesle. Bende ona dönmeden titreyen sesimle "teşekkürler sever misin limonlu keki" dedim. Ahmet sorgulayan bir sesle "yenge?" dedi. Bende "Efendim bir şey mi oldu?" dedim. Ahmet bir anda bana sarılarak "noldu niye ağladın sen" dedi. Bende "yok limonlu kek vana bir arkadaşımı hatırlatıyorda ondan" dedim. Ahmet gülerke belime doğru dokundu. Bir anda irkildim, Ahmet bir anda beni gıdıklamaya başladı. Gülerken "lan yapma yapma yeter" dedim, Ahmet "Yenge sana gülmek yakışıyor ondan yaptım" dedi masum bir sesle. Bir anda ikimizinde gözleri kapıya doğru döndü, içeriden Kaan ve Ramazanın bagırış sesleri geliyordu. Ramazan koşarak yanımıza geldi ve arkama saklanandı. Kaan yanıma gelince sakin bir sesle "tatlım sen şöyle kenara geç sana bir şey olmasını istemem. "Yenge koru beni sevgilin beni öldürecek nolur" dedi yalandan ağlayarak. Kaan sinirlenmişti, sesinde bile anlaşılıyordu. Kaan masum bir sesle "tatlım hadi sen geç söyle sana bir şey olmasın. Bu çocuk benim elimde kalacak" dedi. Sakin olmaya calisiyordu ama beceremiyordu. Ahmet "oğlum noldu bu gene ne yaptı" dedi gülmemek için kendini zor tutuyordu, her halinden belliydi. Bende "ya neyse ne biri olayı anlatabilir mi" dedim. Kaan sinirli bir şekilde "bu benim odama girip benim..." dedi ve kaldı. Ahmet "ne kanka bana söyle Beyzaya söylemeyeceksen eğer" dedi. Kaan yavaşça Ahmetin yanına gitti ve kulağına bir şeyler söyledi, artık ne söylediyse Ahmet bir anda gülmeye başladı. Ramazan onlar konuşurken salona kaçtı. Bende "ya banada söylesenize meraktan çatlıycam" dedim. Kaan "olmaz sana söyleyemem" dedi. Bende "o zaman beni rahat bırakın ben daha yemek hazırlayacağım" dedim. Kaan içeri gitti ama Ahmet hala yanımdaydı. Bayadır mutfaktaydım. Saatin kaç olduğuna baktığım zaman saatin 18:27 olduğunu gördüm ve Ahmet'e dönüp o kadar oldu mu ya" dedim. Ahmet gülerek başını salladı. Salona Kaan ve Ramazan'ın yanına gittim ve "hadi didişmeyi bırakında hazırlanın saat altı buçuk olmuş" dedi. Kaan "tamam ben hazırlanıyorum o zaman" dedi ve odasına gitti. Ahmet ve Ramazan da odalarına gittiler. Bende Kaan'ın çıkmasını bekledim. Kaan kapıyı hafifçe açıp "Ben giyindim istersen gel" dedi. Bende "tamam geliyorum" dedim ve kapıyı tamamen açtım. Kaan normal halinden daha yakışıklı görünüyordu. Gözlerimi üzerinden alamadım. Kaan bunu fark edince hafifçe güldü ve "Ben çıkıyorum elbiseni kapatman için yardım ederim" dedi ve gitti. Ben hemen dolaptan elbisemi çıkarttım. Gitindikten sonra arkamı kapatmaya çalıştım ama çok az oynatmıştım. Tam o sırada kapı çaldı "gir" dedim. Gelen Kaandı "yardım etmek için geldim" dedi ve arkama doğru geçip sırtımı kapattı. Beni kendine doğru çevirdi ve "yine her zaman olduğu gibi yakıyorsu" dedi. Yanaklarımın kızardığını hissettim. |
0% |