Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. Bölüm

@aybukedenizerayhan

BÖLÜM

DÖN ARTIK

Sabah kalktığımda Kaan yanımda değildi. Salonda olduğunu düşündüm. Üzerimi değiştirdim ve salona gittim. Ahmet ve Ramazan hala uyuyorlardı. Etrafa bakındıktan sonra markete gittiğini düşündüm. Koltuğa oturdum ve sosyal medyada gezinmeye başladım. Biraz zaman geçtikten sonra Ahmet ve Ramazan yanıma geldi. “Günaydın, Kaan’ı gördünüz mü?” dedim. Ahmet “günaydın yengem valla bizde sana soracaktık” dedi.

Bir anda kapı çaldı hemen kapıya doğru yöneldim. Kapının deliğinden baktığımda gelenin Kaan olduğunu gördüm. Hemen kapıyı açtım. “Günaydın çıkarken haber vermeyi unuttum, markete kadar gitmiştim” dedi. Ramazan “abi öldük burda meraktan” dedi. Kaan “özür dilerim haber veririm bundan sonra” dedi. Konuyu değiştirmek için “neyse ne ya bırakın kapıda dikilmeyi de yardım edin kahvaltı hazırlayalım” dedim. Kaan elindekileri mutfağa bıraktı.

Poşetleri boşaltırken “gelirken poğaça falan aldım onları koyalım istersen güzelim” dedi. Poğaçaları çıkarttım ve tabağa yerleştirdim. Kaan belimi kavrayıp beni kendine çekti ve kulağımı “benim güzel sevgilim beni merak mı etti” dedi karşısında çocuk varmış gibi. Bir anda Ramazan yanımıza geldi ve eliyle üç işareti yaptı. Ahmet “kilit bende” diye bağırdı ve oda yanımıza geldi. Ramazan, Ahmet’e yalvaran gözlerle bakıyordu. Ahmet “tamam tamam ama 50 liranı alırım” dedi. Ramazan başını salladı. “Ramazan… Ramazan… Ramazan” dedi. Ramazan Ahmet’i kovalama başladı. Kaan arkamdan sarılarak “çocuk gibiler” dedi. Kahvaltı yaptıktan sonra hep birlikte sofraya oturduk.

(1 saat sonra)

“Ya arkadaşlar ben gece bir yere gitmem lazım haberiniz olsun bir şey olursa ararım nedenini en kısa zamanda öğreneceksiniz” dedi Kaan. Üçümüzde sorgular gözlerle ona bakıyorduk. “Evet farkındayım saçma bir konuşma oldu ama gerçekten çok önemli” dedi. Bir süre hiçbirimiz konuşmadık. Kaan “bebeğim bana limonlu kekinden yapar mısın aklıma geldi de o gün çok güzel olmuştu” dedi. Gülerek “tabi hatta istersen sende yardım et hem öğrenmiş olursun” dedim. Kaan “tamam o zaman sen geç ben geliyorum” dedi. Mutfağa doğru ilerledim. Dolaptan yumurta, limon ve süt çıkarttım. Daha sonra tezgahın altından un ve şeker çıkarttım. Kaan yanıma geldiğinde dolabı açtı ve içinden bir kap çıkarttı. Malzemeleri kaba döktükten sonra iyice karıştırdım. Keki fırına attıktan sonra fırının derecesini ayarladım. Kaan “aşkım ellerine sağlık çok güzel görünüyor böyle bile” dedi. Keki tabaklara koydum ve içeri götürdüm. Ahmet elimde ki limonlu keki görünce hemen ayağa kalktı ve “yengem ellerine sağlık” dedi. Gülerek “afiyet olsun” dedim.

Hep birlikte kek yiyerek biraz televizyon izledik. Akşam olduğunda bir anda Kaan’ın telefonu çaldı. Sorgular gözlerle bakıyordum. “Okuldan bir çocuk maç için arayacaktı beni” dedi. Başımı olumlu anlamda salladım. Kaan yanıma geldiğinde “bebeğim benim yarım saat sonra çıkmam lazım seni çok seviyorum bir şey olursa ararım sizi ya da guruba mesaj atarım” dedi. Ahmet ve Ramazan da yanımıza geldiğinde Kaan “beyler benim acil çıkmam lazım bir şey olursa dediğim gibi yazarım ya da ararım” dedi. Sarıldım ve “aramayı unutma” dedim tedirgin bir sesle. Kaan başını salladı ve asansöre bindi.

(Kaan’ın anlatımıyla)

Bizimkilere fark ettirmemeye çalışıyordum. Sanırım bu yaptığımdan çok pişman olacağım ama bunu yapmak zorundaydım. Cebimde titreyen telefonumu çıkarttım ve üzerindeki isime baktım.

“Alo bana konum at seni almaya geliyorum” dedi.

“Tamam atıyorum” dedim ve telefonu kapattım. Bana bu kadar çok güvenen 3 kişiye bunu yapmak kötü hissettiriyordu. Ahmet ve Ramazan dünyaya gözümü açtığım andan beri yanımdaydı. Beyza çok kısa süredir hayatımda da olsa bana güvenen ve bana annem gibi değer veren sevdiğim kadındı. Önümde siyah bir araba durdu. Hakan içeriden “gelsene çekinme” dedi. Arabanın yolcu koltuğuna oturdum. Gidene kadar ikimizin de ağzını bıçak açmadı. Aramızda ki sesizliği Hakan bozdu. “Kimse bir şey bilmiyor dimi” dedi. Başımı onaylar gibi salladım. Terk edilmiş gibi duran bir evin önüne geldik. “Emin misin bundan” diye sordu Hakan. “Eminim. Adım gibi eminim” dedim. Hakan bana bir çanta uzattı “içinde sana gerekli her şey var sana yeni bir telefon ve hat aldım burda bir tek benim numaram var” dedi. Başımı onaylar gibi salladım ve telefonu çantama koydum.

“Hadi lan artık yapalım şu işi dedim. “Telefonunu ver” dedi. Cebimden telefonumu çıkarttım ve Hakana uzattım. Hakan telefonumda bir süre gezindikten sonra duraksadı. Telefondan birini aramıştı. Telefondan Beyza’nın sesi geldi.

Hakan telefonu bana çevirip sadece “konuş” dedi. “Beyza güzelim çok özür dilerim ama bunu sizin iyiliğiniz için yapmam lazım lütfen affet beni” dedim. Ahmet bir anda telefonu aldı ve “Kaan ananı bir şey yaptırtma bana çabuk konum at oğlum ne oluyor orda. Kim zorunda bıraktı buna söyle getirtme oraya” dedi. Gözlerimin dolduğunu hissettim. “Sadece çok özür dilerim yapmak zorundaydım” dedim. Ellerim titriyordu. Gözlerimden akan yaşlar yanaklarımdan süzülmeye başladı Hakan telefonu tam kendine çevireceğinde kolunu tuttum. “Sizi çok seviyorum ve çok özür diliyorum” dedim. Ağızımdan sadece 1 cümle 7 kelime 26 harf çıktı. Hakan silahı telefona gösterdi ve namlusunu başıma dayadı. Silahın soğuk namlusu kafama dayalıydı. Çocukluk arkadaşlarım ve sevdiğim kadının gözünün önünde bir silah kafama dayanmıştı.

Hakan “1…2…3…” diye saydı ve tetiğe bastı. Beyza ağlamaya başlamıştı. Buna dayanamıyordum. Telefon kapanmıştı. Hakan “telefonun bende kalacak” dedi ve cebine attı. Elime bir bilet verdi “bu otobüs biletin” dedi. Otobüs biletinin üzerinde Eskişehir otogarı yazıyordu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%