Günaydın Sevgilim

Ertesi gün okula gitmek için hazırlandım. Sabah erken kalkıp güzel bir kahvaltı yaptım ve okul için hazırlandım. Dersler oldukça yoğundu hemen çantamı hazırladım ve Kaanların kapısına gittim. Kapı ilk çalışımda açıldı, kapıyı Ahmet açmıştı uykulu bir sesle "günaydın" dedi. Bende hemen "Kaan uyandı mı yoksa hala uyuyor mu?" dedim. Ahmet kızgın bir sesle "ya bizim hiç mi değerimiz yok 'SEVGİLİN' içeride uyuyor denedim ama uyandıramadım. Bir de sen dene" dedi ve ekledi "ya bide az önce günaydın dedim ona da cevap vermedin" dedi. Gülmemi tutmaya çalışarak "günaydın" dedim ve ayakabılarımı çıkarttım. Hemen Kaan'ın odasına gidip kulağına doğru sesizce "günaydın sevgilim" dedim. Oda bana karşılık olarak "günaydın sevgilim" dedi. Bir süre sonra evden çıktık ve okula doğru yürümeye başladık. Kaan ve ben pek konuşmuyorduk, Ahmet Ramazan'a bu olayı anlatıyor ve gülüşüyorlardı. Ramazan da bu olayı kaçırdığına üzülüyordu. Okula vardığımızda nerdeyse hoca ile aynı anda girdik. İlk der herkesin nefret ettiği Türk Dili ve Edebiyatı hocasının dersiydi. Zil çalınca yemek yemek için aşağı kantine inip boş masalardan birine oturduk. Biraz uzağımızdaki bir kız arkadaş gurubu bize doğru bakarak bir şeyler konuşuyorlardı. Kana bana doğru "bunlar bizim hakkımız da mı konuşuyor" dedi. Bende omuz silkerek "aman bırak ne hakkın da konuşurlarsa konuşsunlar" dedim. Kaan'ın sesinden uykulu olduğu belli oluyordu, ben onun yanında o kadar da enerjik sayılmazdım. Ders zili çaldığında hemen sınıfa çıktık bu ders İngilizceydi. Hoca sınıfa girer girmez "çocuklar oturun bu gün ders işlemiycem ne isterseniz yapın." dedi. Kaan hemen başını sıraya doğru yasladı ve uyumaya çalıştı. Uyuyamayınca saçlarımı omzumdan ittirip başını omzuma koydu.

Kaan'ın omzumda uyuması beni mutlu etmişti ama bunu belli etmedim. Kaan'ın kulağına doğru eğilerek "neden bu kadar uykulusun" dedim. O da hafif ve uykulu bir sesle dün gece çok geç yattım, sabahta erken kalktım ya ondan. Rahatsız oluyorsan kalkabilirim" dedi. Kafasını kaldırırken hafifçe tekrar omzuma ittim. Kaan'ın hafifçe sırıttığını gördüm. Dikkatlice çantamı alıp içinden kulaklığımı çıkarttım. Birini kendime taktım diğerini de Kaan'ın kulağına taktım. Kulaklığın ucunu telefona taktıktan sonra şarkı bakmaya başladım. Şarkılarım arasından Teoman'ın "Kupa Kızı Ve Sinek Valesi" şarkısını açtım. Kaan'ın gözlerini kapatıp şarkıya odaklandığını fark ettim. Şarkıda şöyle diyordu

"Bir iskambil falında çıkmıştık birbirimize"

"O güzel kupa kızıydı, sinek valesiydim bense"

"Gece yarısı, o perşembe rastladım köprü üstünde"

"Ağlama" dedim, o ağladı trabzanlardan indiğinde"

Hafifçe Kaan'ın saçlarını okşamaya başladım. Elimin üstünde bir ağırlık hissediyordum elime baktığımda Kaan'ın elimi tuttuğunu gördüm. Zil çaldığında Ahmet ve Ramazan yanımıza gelmişlerdi. Hafifçe sırıtıyorlardı. Kaan'a "günaydın sevgilim" dedim, oda karşılık olarak "günaydın sevgilim" dedi. Ramazan hemen "abi nasıl güzel uyudun mu Beyza'nın omzunda" dedi. Yüzümün kızardığını hissettim. Kaan aceleci bir şekilde "yok ya biraz içim geçti sadece. Dün geç uyuduk ya" dedi. Ramazan gülerek "doğru Beyza'yı düşünmekten uyku tutmadı seni" dedi alaycı bir sesle. Ramazanın alaycı sesi yüzümün iyice kızarmasına sebep oldu. Kaan hafifçe öksürerek sus der gibi Ramazan'a. Kaan sinirli bir şekilde "sanane bizim ilişkimizden, şimdi bunu konuşmanın sırası mı" dedi. Kaan'ın bu sözlerini duyunca hafifçe sırıttım. Ahmet hemen "ne siz sevgili misiniz" dedi şaşırmış bir şekilde. Kaan tam konuşmaya başlarken zil çaldı. Ders beden olduğu için mutluydum, çünkü bizimle bedene düşman sınıfımız aynı ders çıkıyordu. Hemen bahçeye indik. Futbol maçı yapacakları için hemen futbol sahasına gittik banklardan birine oturdum. Maça başladıklarında yanımdaki banka dört kişilik bir kız gurubu oturdu. Maç başladığında ilk golü Kaan atmıştı. Bana doğru gülümsedi ve elleriyle kalp yapmaya çalıştı. Kızlardan biri "ya siz sevgili misin, hiç yakışmıyorsunuz da" dedi. Bende sesizce "yo soz sovgolomosonoz, hoç yokoşmoyorsonoz do" dedim. Tam o sırada Ahmet'den "gooooolllll" diye bir ses geldi. Kaan gözleriyle birini ararken bir anda bana doğru yürümeye başladı.

Kızlar bize çok garip bakıyorlardı ama ikimizde umursamıyorduk. Kaan yanıma gelince "sevgilim" dedi üstüne basarak. Yüzümün kızardığını hissettim.

"Efendim sevgilim" dedim.

"Gol nasıldı?"

"Çok güzeldi" dedim.

Kızlardan biri bana doğru "bu ne anlar futboldan" dedi. Tam o sırada Ahmet "bo no onlor fotboldon" diyerek yanımıza geldi. Hepimiz gülüyorduk. Kız bozulmuştu, yüzünden belli oluyordu. Maç tekrar başlamıştı ve 3 gol daha attık. Kızlar bana tiksinerek bakıyordu ama ben umursamıyordum.

Ramazan kızların bana tiksinerek baktığını görünce "ne var güzeller güzeli yengemi mi kıskandırdınız?" dedi. Kızlar bu seher iyice bozulmuşlardı. Hemen sınıfa çıktık ve eşyalarımızı aldık. Hemen okuldan çıktık ve bir markete girdik. Bir kaç bir şey aldıktan sonra eve doğru ilerlemeye başladık. Ahmet bir anda "Ramazan bu gün dışarı çıkalım mı?" diyerek göz kırptı. Ramazan da "yok ya dışarda ne yapacaz ki" dediği sırada Ahmet Ramazanın koluna hafif bir şekilde vurdu Ramazan "ya da olur evde sıkılırız zaten" dedi. Kaan gülerek "tatlım istersen bize geçelim filim falan izleriz ya da otururuz ne dersin" dedi. Bende "başka zaman gelirim babam geldi ya biraz yanında olayım" dedim. Eve doğru yürürken Ahmet, Kaan, Ramazan çocukken yaptıkları şeyleri anlatıyordu.

Bir süre sonra Ahmet'in yüzünün düştüğünü fark ettim ve "bir şey mi oldu" dedim. Ahmet "ya biz böyle konuşurken aklıma kız kardeşim geldi, sana çok benziyordu" dedi. Bende "neden bir şey mi oldu" dedim. Ahmet "annem ve babam çok fazla kavga ediyorlardı, benim kardeşim epilepsi hastasıydı bu yüzden ona teyzem ve enişten bakıyordu" dedi. Bende konuyu değiştirmek için "bu günkü maç çok güzeldi" dedim. Ahmet gülmeye başlamıştı, Ramazan gülerek "yenge valla iyi ki gelmişsin sen olmasan Kaan bu kadar iyi oynayamazdı" dedi. Kaan sus der gibi bir bakış attı. Ahmet'te "kanka yalan mı maç sonrayı Beyza'dan bahsedip durdun" dedi. yüzümün kızardığını hissettim.