Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9. Bölüm

@aybukedenizerayhan

İyi Geceler Sevgilim

 

Eve geçtiğimde babamın iş kıyafetlerini giydiğini gördüm. Hemen yanına gittim ve "baba işe mi gidiyorsun?" dedim. Babam da evet anlamında başını salladı ve ardından "Ben biraz geç gelirim haberin olsun kızım" dedi. Babam işe gittikten sonra Kaan'ı aradım.

 

"Alo müsait misin?"

 

"Müsaitim bi şey mi oldu"

 

"Yok müsait isen gelecektim de"

 

"Ben sana her zaman müsaitim.ne zaman istersen gel"

 

"Tamam o zaman hazırlanıp geliyorum" dedim ve kapattım.

 

Hemen odama gittim ve üzerime siyah bir crop altıma da gri bir eşofman giydim ve çıktım. Kaan'ın kapısına geldiğimde kapı ilk çalışımda açıldı hemen içeri geçtik. Ahmet ve Ramazan uyuyordu sanırım. Kaan'a bakarak "Ahmetler uyuyorlar mı?" dedim. Gülerek "yok bir yere gittiler birazdan gelirler" dedi. Bir süre sonra kapı çaldı kapıyı açmak için kalktığımda Kaan beni hafifçe itekledi "sen otur ben açarım" dedi. Bende tamam der gibi başımı salladım. Bir süre sonra mutfaktan gülüşme sesleri geliyordu bir anda Kaan elinde bir pastayla yanıma geldi. Arkasından Ahmet ve Ramazan geliyordu çok şaşırmıştım. Kaan "tatlım iyi ki doğdun" dedi. Ramazan biranda arkadan "İYİ Kİ DOĞDUN YENGEEEE" diye bağırdı. Ahmet sakin bir şekilde yanıma gelmişti ama oda bir anda "yenge iyi ki doğdun" diye bağırınca irkildim. Çok mutluydum ve gözlerimin dolduğunu hissettim ve bir anda ağlamaya başladım. Kaan şaşırarak "tatlım iyi misin? dedi ve bana sarıldı. "İyiyim sadece çok mutluyum ilk kez böyle böyle bir doğum günüm oldu" dedim. Ramazan bir anda beni kolumdan çekerek "ya ne ağlıyon hadi kalk oynayalım" dedi ve beni kaldırdı. Arkada hareketli bir şarkı açtı ve hep birlikte oynamaya başladık. Bir süre sonra pastayı kestik ve yedik. Bir süre geçtikten sonra Ahmet "yürüyüşe mi çıksak ne dersiniz?" dedi. hepimiz olur dedikten sonra hazırlanmaya başladık. Kaan bana dönerek "tatlım ben sana benden birşeyler vereyim üşürsün böyle" dedi. Dolapta bir süre kıyafet aradıktan sonra bir sweetshirt ve bir tayt vermişti. Şaşırarak "bu ne ne alaka?" dedim. Gülerek cevap verdi "size geldiğimde nolur nolmaz diye almıştım" dedi. Tekrar dolabı açtı ve kendine de kıyafet çıkarttı. Bana dönerek "çıkmamı ister misin?" dedi. Bende gülerek "sence?" dedim "şaka yapıyorum ben seni bekliyorum" dedi ve odadan çıktı. Hemen verdiği kıyafetleri üstüme geçirdim ve yanına gittim. Bir anda burnuma çok güzel bir parfüm kokusu geldi, bu kokunu Kaan'ın verdiği sweetshirtden geldiğini anladım. Bir anda istemsizce üstümü uzun uzun kokladım. Kaan bana bakarak gülmeye başladı "sanırım parfümümü beğendin?" dedi. Bende hayır anlamında başımı salladım "sadece kokunun nerden geldiğini anlamaya çalışıyordum. dedim. Bana inanmayan gözlerle bakıyordu. Kısa bir süre sonra Ahmet ve Ramazan da yanımıza geldi. Daha sonra yakındaki bir parka gittik ve orda ki bir banka oturduk ve konuşmaya başladık. Bir süre konuştuktan sonra yağmur başlamıştı. Ahmet bir anda "dans edelim mi?" dedi. Olur anlamında başımı salladım Kaan bir anda önüme doğru eğilip elini uzattığında çok şaşırmıştım "Majesteleri bu dansı bana bahşeder misiniz" dedi. Bende gülerek "tabi ki Lordum" dedim Ramazan arkadan hareketli bir şarkı açmaya çalışıyordu. Bir anda arkadan Son Feci Bisiklet'in 80 şarkısı çalmaya başladı. Bir süre şarkı söyleyerek yağmurun altında dans ettikten sonra yağmurun hızlandığını gördük. Hepimiz çok fazla ıslandığımız için "artık eve gideli mi çok fazla ısladık?" dedim. Ramazan "olur hasta olucaz biraz daha ıslanırsak" dedi. Eve doğru koşmaya başladık. Eve vardığımızda saçlarımızı ve üstümüzü biraz kurutuktan sonra "ben artık eve gideyim geç oldu" dedim. Kaan "tamam bende geleyim mi bize geldiğinde giyebilmen için bir kaç tane kıyafet verirsin" dedi. Bende gülerek "tamam" dedim. Evin kapısına gittiğimizde kapıyı çalmak yerine anahtarımla açtım. Babam uyanık mı diye bakmaya gittiğimde babam yerde kanlar içinde yatıyordu elinde bir silah vardı. Babamın öldüğünü anladığımda büyük bir çığlık attım. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Kaan koşarak yanıma geldi ,odaya girdiğinde yüzünde şok olmuş bir ifade vardı hemen yanıma geldi ve beni kaldırarak yatağa otuturdu. Sonra da babamın yanına doğru eğilerek nabzının atıp atmadığına bakıyordu bir anda derin bir nefes verdi. Yanıma geldi ve "sanırım..." dedi ve devam etmedi. Kurşunun nerde olduğunu bulmaya çalışıyordu. Babamın tişörtünden akan kanın nerden geldiğini anlamıştı. Babam kendini tam kalbinden vurmuştu. Emin olmadığımız için hastaneyi aradık. Ambulans ile gelen doktorlardan biri derin bir iç çekerek "başınız sağolsun. sizlere ömür" dedi. Hayatım başıma yıkılmıştı. Doktor bize dönerek "cenaze ne zaman olacak yakın bir zamanda mı?" diye sordu. Bende "bilmiyorum" dedim. Kaan bir anda "yarın cenaze töreni yapabiliriz" dedi. Doktor sorgular bir ifadeyle "hastanın nesi oluyorsunuz" dedi. Kaan "hastanın oğluyum" dedi. doktor sedye ile babamı hastaneye götürdüklerinde arkasından bakamadım. Kaan bana sarılarak "bu ev kiralık dimi" dedi. Sadece başımı salladım. Kaan kararladı bir şekilde "tamam topla eşyalarını artık bizimle yaşayacaksın" dedi. Ağlayarak tamam anlamında başımı salladım. Kaan bir süre beni sakinleştirdikten sonra Ahmet ve Ramazanı çağırmaya gitmişti. Ramazan koşarak yanıma geldi ve bana sıkıca sarıldı ve "merak etme bunlarda geçicek" derken sesi titriyordu. Kaan ve Ahmet'te yanımıza geldiler Ahmet "merak etme biz yanınızdayız" dedi. Kaan yüzünü benden gizlemeye çalışıyordu. Aklımda Teoman'ın paramparça şarkısı çalıyordu.

 

(Bir saat sonra)

 

Artık sakinleşmiştim. Odama geçtim ve Ramazan'ın getirdiği kutuya kıyafetlerimi koyuyordum. Kaan "tatlım yardım etmemi ister misin?" dedi. Bende "olur sen kıyafetleri toplasan bende diğer eşyalarımı toparlarım daha çabuk biter" dedim bitkin bir sesle. Arkamızdan Ramazan "tüh ya kaçırdım mı? dedi. Kaan ve ben sorgular gibi Ramazan'a bakıyorduk. "Neyi kaçırdın?" dedim oda gülerek "az önce öpüştünüz ve ben onu kaçırdım" dedi üzülerek. Bende, Kaan da bir anda gülmeye başladık. Ramazan'ın koluna sert bir şekilde vurdum. Daha sonra Ahmet yanımıza geldi ve "neyse artık bir dahaki sefere" dedi ve gülmeye başladı. Kaan, Ahmet'e doğru dönerek "kanka doğruluk cesaret oynarken söylediklerimi hatırlıyor musun?" dedi. Ahmet evet anlamında başını salladı. Tam o sırada Ramazan ile göz göze geldik ve aynı anda "ben bu bakışları bir yerden tanıyorum ben kaçtım" dediler aynı anda ve salona doğru koştular. Kendimi kötü hissediyordum. Bu olayın üstüne gülüp eğlenmek bana kendimi kötü hissettiriyordu. Bütün eşyalarımı topladıktan sonra son kez eve baktım daha sonra yatak odasına gittim ve son kez oda da göz gezdirdim ve gözüme bir kağıt takıldı mürekkebi ıslaktı daha yeni yazılmıştı sanırım. Bu bir nottu notta şöyle yazıyordu;

 

"Sevgili kızım. Biliyorum daha önce söylemeliydim üzgünüm. Aslında senin bir abin var. Annen çok genç yaşta hamile kaldı. Abin doğduğu zaman onu yurda bırakmak zorunda kaldık. Hem öğrenciydik hem evli değildik hem de maddi sorunlar yaşıyorduk. Bu yüzden onu geri alamadık. Ama onu çok iyi bir ailenin evlat edindiğini duyduk. Bunu senden sakladığım için üzgünüm. Seni seviyorum kendine iyi bak çekmecedeki kutuda para var. Almayı unutma.

 

Kağıdı hemen çantama attım ve içeri Kaanların yanına geçtim. Kaan "tatlım televiziyonun önünde bulduk istersen oku" dedi ve bana bir kağıt uzattı. Bu kağıtta gene babamın el yazısı vardı. Kağıtta evin artık kirada değil satılık olduğu yazıyordu. Bir anda "NE" diye bağırdım. Kaan bir anda bana doğru döndü ve "noldu kötü bir şey mi oldu" dedi. Hayır anlamında başımı salladım. Bir süre sonra artık eşyalarımı aldık ve Kaanların eve geçtik. Saat geç olduğu için yattık. Evde üç oda vardı birinde Ahmet ve Ramazan kalıyordu. Diğer oda da ise Kaan kalıyordu. Kaan gülerek "diğer oda depo olarak kullanıldığı için şu anda baya bi dolu. Bu gün benim odamda kalacaksın merak etme yatak bir buçuk kişilik rahat rahat sığarız" dedi. Gözlerim fal taşı gibi açıldı "ben kendime yere yatak sererim" dedim hızlı bir şekilde. Kaan gülerek bana bakıyordu. Üzerimi değiştirdikten sonra Kaan gelmeden kendime bir yer yatağı yaptım. Kaan gelince "niye uğraştın ben sererdim ama yine de teşekkürler" dedi ve yatağa yattı. Şaşırmıştım. Kaan şaşırdığımı gördüğünde "sen benim yatağımda yatacaksın bende burada yatacağım" dedi ve yer yatağını gösterdi. Rahatsız olmuştum, sırf benim için yerde yatması çok utandırıcı bir şeydi. Sabah olduğunda herkesten önce kalktım ve hepimiz için güzel bir kahvaltı yaptım. Bu gün okulda toplantı olduğu için okul yarım gündü. Kahvaltıyı hazırlamaya o kadar dalmışım ki Kaan'ın geldiğini fark etmemiştim. Bir anda belimde bir el hissettim ve ufak bir çığlık attım. Ahmet ve Ramazan hemen yanımıza doğru koştular. İkisi de yeni uyanmıştı, gözlerinden anlaşılıyordu. Ramazan geldiğinde çok heyecanlıydı ama sanırım heyecanı kursağında kaldı. Üzgün bir sesle "ya kaçırdım mı gene ya" dedi. Ben neyden bahsettiğini anlamıştım. Kaan hala düşünüyordu sanırım. Bir anda Ramazan'ın koluna doğru vurdu ve "asla olmayacak bir şeyi nasıl kaçırabilirsin ki?" diye sordu sinirli bir sesle. Ahmet hala uyanamamıştı her halinden belliydi. Ahmet'e seslendim ama sanırım beni duymamıştı, hafifçe koluna dokunduğumda irkildi. Uykulu bir sesle "günaydın" dedi. Bende "günaydın, hadi sofraya yemekler soğudu" dedim. Hepsi yüzüme sorgular gibi bakıyorlardı. Kaan "nasıl yani sen kahvaltımı hazırladın cidden" dedi. Bende olumlu anlamda başımı salladım. Ramazan bana sıkıca sarıldı ve "uzun zamandır bir kadının elinden yemek yemek yiyicem buraya geldiğimden beri annemin yemeklerini bile yememiştim" dedi. Ardından Kaan beni tekrardan belimden tutarak kendine çekti ve "çok teşekkürler" dedi. Hepinizin aklında aynı soru var biliyorum 'siz daha yeni tanıştınız ne ara bu kadar yakın oldunuz' onun cevabını bende bilmiyorum. Hep birlikte sofraya geçtik ve kahvaltıya başladık. Kaan "bu gün okul zaten yarım gün gidelim mi sizce" dedi. Ben "bana fark etmez zaten ders işlemezler diye düşünüyorum." dedim. Ramazan "bence gitmeyelim zaten dediğin gibi ders işlenmez" dedi. Ahmet sadece olumlu anlamda başını salladı. Kahvaltıyı yaptıktan sonra masayı topladık ve salona oturduk. Kaan "kahvaltı için teşekkür ederim" dedi, bende gülerek "teşekkür mü edersin" dedim. Kaan yüzüme sorgular gibi bakıyordu bende durumu düzeltmek için "ya özür dilerim sevdiğim bir yazarın kitabı geldi de aklıma." dedi. Kaan'da gülerek "özür mü dilersin" dedi. Biz gülüşürken yanımıza Ahmet e Ramazan geldi. Ellerinde bir şeyler vardı Ramazan elindeki kutuyu bana uzattı ve "iyi ki doğdun yenge" dedi. Kutunun içinde bir defter vardı. Ramazana sarılarak "çok teşekkürler" dedim. Ahmet' de elindeki kutuyu bana uzattı kutunun içinde bir pembe panter vardı. Bir anda gözlerimin dolduğunu hissetim. Kutunun içinde bir de not vardı bu not bir deftersen koparılmış gibiydi. Kağıtta "sevgili günlük bu gün babam vefat etti bana bu oyuncağı doğum güzümde almıştı. Ben bu oyuncağımı ilerde bi kız kardeşim olursa ona vericem." yazıyordu. Gözlerimden akan yaşlar boynuma doğru akıyordu. Ahmet'e sıkıca sarıldım. "Sen benim küçük kız kardeşimsin öz olmasan da bunu asla unutma." dedi. Ardından Kaan ve Ramazan' da bize sarıldılar. Kaan hafifçe omzuma dokunup bana bir sarı lale buketi uzattı. Daha sonra Ramazan "yenge üzülme biz varız senin arkanda seni asla bırakmayız merak etme" dedi. Hafifçe gülümsedim ve "hepinize çok teşekkür ederim, iyi ki varsınız" dedim. Bir süre salonda oturduktan sonra telefonum çaldı arayan dün konuştuğumuz doktordu.

 

"Alo Beyza hanımla mı görüşüyorum?"

 

"Evet buyurun benim"

 

"Beyza hanım babanızın cenaze işlemleri yapılacak"

 

"Tamam benim hastaneye gelmeme gerek var mı?"

 

"Gerek yok nereye göme-"

 

"İstanbul'da ki Bülbüldere mezarlığına gömeceğiz"

 

"Tamamdır iyi günler." dedi ve telefonu kapattım. Kaan ne olduğunu anlamıştı ve "ne zaman gidicez?" dedi. Bende "ben hazırlanıp çıkarım birazdan amcamlar gitmişlerdir." dedim ve Kaan'ın odasına doğru yöneldim. Hemen üzerimi değiştirdim ve salona gittim. Kaan hemen ayağa kalktı ve "hemen mi çıkıyorsun?" dedi bende başımı evet anlamında salladım ve kapıya doğru yöneldim. Kaan arkamdan gelip "bekle seni ben bırakacağım" dedi "ya ne gerek var ben kendi giderdim" dedim. Kaan "olmaz" diyerek içeriye koştu. Kısa bir süre sonra yanıma geldi ve salona doğru "görüşürüz" diye bağırdı. Aşağı indiğimizde Kaan bir taksi çağırdı. Taksi geldiğinde Kaan kapımı açtı ve ardından oda ön koltuğa bindi ve "abi Bülbüldere mezarlığına gideceğiz" dedi. Bir süre sonra mezarlığın önüne vardık. Amcamlar mezarı kazıyorlardı. Bende halamların yanına gittim. Halamlar geldiğimi görünce bana sarıldılar. Mezar işleri bittikten sonra camiye gidip namaz kılındı. Daha sonra Amcam ve halamlarla da vedalaştıktan sonra tekrar taksi çağırdık ve evin yolunu tarif ettik. Eve vardığımda hiç üzgün değildim. Ramazan ve Ahmet bizi kapıda karşıladılar. Mutfaktan çok güzel yemek kokuları geliyordu şaşırmış bir şekilde "siz yemek yaptınız?" dedim. Ramazan "denedik, en fazla makarna yapabildik" dedi. Gülerek "çok güzel kokuyor " dedim. Ahmet "eee geçmiyor muyuz sofraya" dedi. Hemen sofraya oturduk ve yemek yemeye başladık. Yemek yedikten sonra biraz salonda oturduk Kaan bi anda "filim mi izlesek?" dedi. Bende "tamam" dedi. Ramazan "tamam bana da uyar" dedi. Ahmet'te "tamam olur" dedi. Bende "isterseniz mısır patlatabilirim" dedim. Ramazan "olur benim canım yengem" dedi sevinerek. Hemen mutfağa geçtim ve bir tencere çıkarttım ve içine biraz mısır döktüm. Mısırları patladıktan sonra dolaptan içecek çıkarttım ve bardaklara döktüm. Mısır ve içecekleri bir tepsiye koyduktan sonra ışığı kapattım salona doğru yürüdüm. Filimi seçmişlerdi, bir şeyler hakkında konuşup gülüşüyorlardı. O gün anladım ki benim öz olmasa da 3 tane abim vardı. Benim geldiğimi gördüklerinde hemen ciddileştiler. Yani en azından denediler. Ahmet "yenge biz filim seçtik ama sana da soralım dedik sence güzel bir filim mi?" dedi. Evet anlamında başımı salladım. Kaan bir anda Ahmet ve Ramazana baktı ve güldü. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kaan bir anda yanıma gelerek tikimle oynamaya başladı. Yapmacık bir sinirle "ya bak sana diyom ya benim tikimle oynama" dedim, Ramazan "dünyanın en güzel kızı olunca böyle cezalara katlanmak zorundasın yenge" dedi. Bu sefer gerçekten sinirlenmiştim ve "ya bak valla azınızın ortasına bir çakıcam göreceksiniz" dedim. Kaan gülerek "bence o kadar emin olma ve Ramazan'ın dediği gibi daha çekeceğin bir sürü ceza var bunu unutma" dedi. İstemsizce güldüm. Daha sonra filimi açtık ve izlemeye başladık. Filimin konusu şöyleydi; Yılllar önce tanışmış ama daha sonra görüşmeyen bir arkadaş grubunun 11-12 yıl sonra tekrar tanışıp birbirini tanımaması şeklindeydi. Filimi izledikten sonra aklıma 10-11 yıl önce mahallede tanıştığım arkadaş grubu geldi aklıma. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Filimi izlerken Kaan omzuma kafasını koyup uyumuştu ve çok masum görünüyordu. Ahmet ve Ramazan bir şeyler konuşuyorlardı. Kaan omuzumda uyurken "seni çok seviyorum beni asla bırakma olur mu?" dedi. Gülerek bırakmam dedim ve saçlarına ufak bir öpücük kondurdum. Ramazan ve Ahmet bir anda bana doğru döndüler. O an bunu dışımdan söylediğimi anladım. Ahmet gülerek "yenge?" dedi sorgular gibi. Yanaklarımın kızardığını hissettim. Kaan uykulu bir sesle "utandığın zaman çok güzel oluyorsun biliyorsun dimi" dedi. Şaşırmıştım çünkü Kaan uyuyordu ve benim utandığımı ya da konuştuklarımızı nasıl duymuştu. Hepsi gülmeye başlamıştı ama ben hala ne olduğunu anlamamıştım. Kaan gülerek "bu söylediklerim gerçek utandığın zaman çok güzel oluyorsun" dedi. Daha fazla kızardığımı hissediyordum. Saat çok geç olmuştu ama benim hala uykum yoktu ama, Ahmet ve Ramazan için aynı şeyi söyleyemem. Ahmet "ya yarınki baloda ne giyeceksiniz" dedi. Bir anda "ne yarın balo mu var" dedim. Kaan "evet aslında ben sana yarın söyleyecektim ama bu güne kısmetmiş" dedi üzgün bir sesle. Hala şaşkınlığımı üzerimden atamıyordum. Kaan "merak etme ben senin için çok güzel bir elbise seçtim" dedi. Şaşırarak "nasıl yani" dedim, o da "senin ölçülerini biliyorum" dedi. Odasına gidip bir poşetle geldi ve bana doğru uzattı. Poşetin içinde mavi yırtmaçlı bir elbise vardı. Kaan yüzümdeki mutluluğu gördüğü zaman gülümsedi. Bende "çok teşekkürler çok güzel" dedim "peki sen ne giyeceksin?é dedim. Kaan'da Ahmetler bilmiyor onlara süpriz olsun geç odaya deneriz kıyafetleri hem üzerinde nasıl durduğunu da görürüm" dedi. Bende tamam anlamında başımı bir aşağı bir yukarıya salladım ve odasına geçtim Kaan arkamdan geliyordu. Bolabını açtı ve üzerindeki tişörtünü bir anda çıkarttı ve beyaz gömleğini giydi. Bende dolapla kapı arasında üzerimi değiştirmeye çalışıyordum içimde spor yaparken kullandığım bir spor südyeni vardı. Elbiseyi üstten giymem gerekiyordu bende arkamı Kaan'a doğru dönerek elbiseyi giymeye başladım. Elbiseyi giydikten sonra arkasını kapatamıyordum Kaan'a doğru "şey fermuarımı kapatmama yardım edebilir misin?" dedim. Kaan gülerek "tabi ki ama bir şartla, sende benim gömleğimin düğmelerini iliklememe yardım edersen olur" dedi. Bende tamam anlamında başımı salladım. Kaan fermuarımı kapatırken nefesi boynuma çarpıyordu. Fermuarımı kapattıktan sonra "teşekkürler yardım etme sırası bende" dedim ve ekledim "düğmeleri iliklerken ilk önce an alttan başlamalısın bunu unutma" dedim gülerek. Hepsini yanlış bağladığını fark ettimve hepsini tek tek açarak yeniden ilikledim. Daha sonra toplu olan saçlarımı açtım ve getirdiğim tarak ile taramaya başladım. İkimizde hazır olduğumuz zaman tam kapıyı açarken Kaan kapıyı kapattı ve beni iki kolunun arasına alıp duvara yasladı. Sinirli bir sesle "Kaan napıyorsun" dedim o da dalga geçer bir ses tonuyla "iyiyim sen napıyorsun" dedi. Koluna sert bir şekilde vurdum, acıdığını fark etmiştim. Üzülmüş bir şekilde " çok acıdı mı kolun" dedim. Kaan gülerek "yokluğun kadar değil" dedi. Bu sefer kollarının arasından kurtulmuştum. Tam çıkarken Kaan diz çökerek elini uzattı ve romantik bir sesle "Leydim" dedi bende gülerek "buyrun Lordum" dedim. Odadan gülerek çıktık. Ahmet ve Ramazan birbirlerine fotoğraflar gösterip yorum yapıyorlardı. Bizim geldiğimizi görünce "ooo yakıyorsunuz" dedi. Kaan "Beyza gibi bir kıza ne yakışmaz" dedi. İstemsizce güldüm. Bende "o kadar da değil" dedim ve ardından ekledim "e siz ne giyeceksiniz?" dedim. Ramazan ve Ahmet birbirlerine bakıp güldüler. Koşarak içeriye gittiler. Bir süre sonra koşarak yanımıza geldiler üzerlerinde düz beyaz gömlekler vardı ve kumaş siyah bir pantolon. Ramazan "eee nasıl olmuş?" dedi. Bende "bence çok güzel" dedim. Kaan da etkilenmiş bir sesle "lan madem bu kadar iyi giyine biliyorsunuz niye geçen yıl baloda tişört ve pantolon ile geldiniz. Sizin ben aklınıza tüküreyim" dedi. Ahmet gülerek "kanka yarın baloya sıla ile gidicem. O yüzden özenmem lazım" dedi. Kaan, ben ve Ramazan aynı anda "oooo" demeye başladık. Daha sonra tekrardan odalara gidip üstümüzü değiştirdik. Hepimiz tekrardan pijamalarımızı giydikten sonra biraz oturup sohbet etmeye başladık. Bir süre sonra yatmaya karar verdik. Tekrar odaya gittiğimde Kaan'ın yatakta yattığını gördüm. Gülerek "yatmıyacak mısın?" dedi, bende "yatağı sereyim yatıcam" dedim. Kaan "niye yat işte yatakta" dedi imalı bir sesle. Bende "yok ya ne gerek var ben kendime yatak sererim" dedim. Kaan da "o zaman ben yine o yatakta uyurum, biliyorum istemiyorsun benim burda uyumamı istiyorsan sende burda uyuyacaksın" dedi. Bende pes etmiş bir şekilde "tamam ama sakın bana yaklaşma" dedim yapmacık bir sesle. Kaan da gülerek "tamam ama sarılmama izin ver bari" dedi alaycı bir sesle. Bu sefer gerçekten sinirlenmiştim "hayır biz sadece arkadaşız " dedim ve sesizce ekledim "umarım böyle kalmayız" dedim. Kaan gülerek "umarım" dedi bir anda, kızardığımı hissettim. Kaan "tamam" dedi ve ardından "iyi geceler sevgilim" dedi. Bende gülerek "iyi geceler sevgilim" dedim

Loading...
0%