@aybukeservi
|
Bölüm Şarkısı: Tuğkan - Civciv Oykun Fahat Tulumlu kızın Büge olduğunu anladığım sırada göz göze geldik. '' Merhaba. Burada mı oturuyorsun? '' şaşkınlıkla sordu. '' Evet burada oturuyorum. Daha doğrusu oturuyoruz, Barınla birlikte. '' '' İrizle oturuyoruz biz de burada. Baksana komşu çıktık. '' '' Daha önce görmemiştim sizi burada. Yeni mi geldiniz? '' Kafasını hayır anlamında salladı iki yana ve devam etti. '' Üniversiteyi kazanınca geldik buraya ama görmemen geçekten tesadüf olmuş. '' '' Tesadüf tamamen dediğin gibi. Karşılaştığımız iyi oldu. Akşam geleceksiniz değil mi Zena'ya? '' '' Sen hep böyle soracak mısın? Bir kere tamam dedim, yarı yolda bırakmam söz verdiğimi... '' '' Vay, tamamdır Büge Hanım. O zaman akşam görüşürüz. İsterseniz bizimle gelin, iki araba gitmeyelim. '' '' İriz'e sormalıyım önce. Sana haber veririm olur mu? '' diye sorduğunda evet dedim ve akşam görüşürüz diyerek içeri girik. Barın yanıma geldiğinde ona anlattım olanları. Kızların karşıda oturduklarını duyunca şok geçirdi. O sırada saate baktığımda az zaman kaldığını gördüm mekana geçmek için. Çünkü mekan sahibiyle konuşmamız gerekenler vardı.
Oykun: Bugün mekan sahibiyle konuşacağım. Size de uygunsa hemen çıkalım mı?
Büge: Yarım saate hazırız.
Görüldü attıktan sonra odaya çıktım ve üzerimi değiştirdim. Hazır olduklarında mesaj atacağını söylemişti Büge. 20 dakika sonra mesaj geldiğinde gitarı ve diğer eşyalarımı alıp evden çıktık. Bügeler de çıktıktan sonra arabaya bindik ve mekan geçtik. Şarkıları söyleyip sahnedeki görevimi tamamladıktan sonra mekanın sahibinin yanına gittim. Onunla çalışma şartlarını ve diğer konuları konuştuktan sonra bizimkilerin yanına geçtim ve biraz oturduktan sonra kalktık. Yarın için herkesin dersi vardı. Bu yüzden kahvaltı teklifi yaptığımda hepsi kabul etti. Ardından Bügelerle arabaya binip eve döndük. Arabayı park edip çıkınca kızlar gülümseyerek iyi geceler dedikten sonra ayrıldık. Eve girip kısa bir duş aldıktan sonra nasıl olduğunu anlamadan kendimi sabah Büge'den gelen günaydın mesajıyla uyanmış buldum. Büge: Günaydın. Plan nedir? Oykun:Sabah 10 gibi dersimiz var. Önce kahvaltıyı yapar sonra derslere geçeriz. Ona cevap verip saate baktığımda 08.30 olduğunu gördüm. Barın'ı kaldırdıktan sonra işlerimizi halledip evden çıktık. Bügelerin binasına baktığımda kapıdan yeni çıktıklarını fark ettim. Ardından arabalara binip okulun yolunu tuttuk. Okula yakın mesafedeki kafede kahvaltı yaptıktan sonra derslere geçtik. Hocanın gelmesine biraz zaman vardı o yüzden telefonu çıkarıp diğer hesaptan Büge'ye mesaj attım.
giz_yarali: Güzel Göz, nerelerdesin?
bugekedn: Buralardayım, asıl sen nerdesin? Kaç gündür yazmıyorsun?
giz_yarali: Anladığım beni bekliyorsun... Yokluğumda yolumu gözler olmuşsun.
bugekedn: Kısa süre oldu tanışalı. Kendinize alıştırdınız Giz Bey...
giz_yarali: Her şey üst üste geldi. O yüzden yazamadım bu aralar.
bugekedn: Yapabileceğim bir şey varsa...
giz_yarali: Sadece düşüncelerinle bile yanımda olman yeter.
bugekedn: Pekala, derse geçmem gerekiyor. Sonra konuşuruz.
Konuşmamızın ardından Profesör geldi ve derse geçtik. Uzunca bir ders sonunda nihayet bitmişti ancak biz de bitmiştik. Önemli derslerimizden birisiydi ve vize haftamız gelmişti. Bunun için de derslerin konularını tam bilmemiz gerekiyordu. Barınla elektro gitar bakmaya gidecektik bugün. Benim elektro gitarım eski olduğu için özelliklerini kaybetmişti. Sahneye çıkmaya başladığım için de yenilemem gerekiyordu. Aslında uzun süredir aklımdaydı ancak zaman bulamıyordum. Özelliklerini kaybetmiş, bozuk bir gitarla çalamazdım nihayetinde sahnede. Alışveriş merkezine gidip mağazalara baktığımızda aradığım gibi bir gitar bulamamıştım. Aradığım özellikteki Elektro Gitarlar özel üretimdi ve onlar da çok yüksek meblağlarda satışa sunulmuştu. Birkaç kitapçıya girip kitap aldıktan sonra yemek yeyip eve döndük. Kahve yapıp salona geçtikten sonra bardakları masanın üzerine koydum ve Bügeler'in evine baktım. Perdeleri açıktı en üst katta oldukları için. Büge, yine üzerine civciv tulumunu geçirmişti ve evin içinde zıplayıp duruyordu. Bu haliyle komik gözüküyordu ancak bana özgürlüğünü kazanmış bir ruh dans ediyor gibi geliyordu. Benliğini eline almış ve yaşamın tadını yeni çıkarmaya başlayan birisi olarak görüyordum onu böyle. Kendi kendine takılabilen ve mutlu olabilen... Aklıma gelen bir fikirle telefonumu çıkarıp diğer hesaptan Büge'ye mesaj attım. Bir sürü takma ismi vardı ama şu anki duruma uygundu bu bulduğum isim. giz_yarali: Napıyorsunuz hanımefendi?
bugekedn: Vize kasmaca. Yaklaştılar malum. Siz napıyorsunuz Giz Bey?
giz_yarali: Aynı şekil bizde de.
bugekedn: Umarım geçeriz bütün hepsinden. Yoksa kitap görmekten, tekrar çalışmaktan kusacağım...
giz_yarali: Ormanlarda geziyorsun son dönemlerde. Böyle sarı civcivlerle birlikte falan...
bugekedn: Neyden bahsediyorsun diye sorsam?
giz_yarali: Sarı civciv tulumundan bahsediyorum. Seni rahatsız etmeden biliyorum Orman Civcivi.
bugekedn: Sen nerden biliyorsun? Ayrıca tavuk gibi o ne?
giz_yarali: Bütün hepsi sensin Güzel Göz. Hepsi sana özel.
Büge'nin görüldü atmasıyla güldüm ve sohbetten çıktım. Büyük ihtimalle utanmıştı. Evlerine baktığımda ışıklarının yandığını gördüm. Dediği gibi ikimizinde vizeleri yaklaşmıştı ve ders çalışıyorduk. Gece geç saate kadar çalıştıktan sonra koltuklara yatıp uyuduk Barınla.
Sabah erkenden ders olduğu için kalkmış ve kahvaltı yapmıştık. Kahvaltımızın teması sandviçti ama küçük ekmeklerden değildi. Böyle eski usül ekmekten olan bir sandviçti. Çayla birlikte yedikten soran arabaya binip okula gittik. Dersin öğlen arasında bitmesiyle kantine geçtik ve Bügeleri otururken gördük. İzin alıp masalarına oturup beraber yemek yedik. Büge bir kere sosyal medyada konuşurken voleybol takımında olduğunu söylemişti. Sürprizim için konusunu açmam gerekiyordu. '' Voleybolla ilgilenen var mı aranızda ? '' diye sorduğumda Büge heyecanla bana döndü. '' Ben ilgileniyorum, noldu? '' '' Elimde 4 kişilik maç bileti var. Boşa gitmesini istemiyorum, gelmek ister misiniz? '' Parıldayan gözlerle kafasını salladı. '' Tabii ki isteriz Oykun. Şu an çok mutlu ettin beni teklifinle, teşekkür ederim. '' dediğinde ben de mutlu oldum onun mutluluğuyla. '' Rica ederim. Biletler evde, onları yarın getiririm. Zaten maç 1 hafta sonra olacak. '' deyince tamam dedi ve ardından öğleden sonra ders olmadığından eve geçtik. Bugün sahne yoktu, mekanda temizlik vardı ve bugün kapalıydı. Eve gittiğimizde üzerimi değiştirirken gitarı görünce aklıma bir fikir geldi. Mekana gidemiyorduk madem o zaman mekanı ayağıma getirirdim. Üzerimi değiştirirken sonra gitarı aldım ve Tuğkan - Civciv şarkısını çaldım. Bir yandan telefondan video çekiyordum. Videoyu çektikten sonra Büge'ye atacaktım. '' ...Küçük civcivim, güzel kızım dünyam benim... '' Burada hissettiklerimi bir nebze anlatıyordum. Ama birkaç gündür tanıdığı birisinin kendisine bu duyguları besleyeceğini düşünmezdi. Şarkı bitip videoyu kaydettikten sonra izledim, kötü bir şey yoktu. Bügeyle olan sohbetimize girdim ve mesajla videoyu yolladım. Oykun: Bugünkü şarkımız bu olsun. Madem mekana gidemiyoruz, mekanı ayağına getiririz. |
0% |