@aybukeservi
|
Bölüm Şarkısı: Son Feci Bisiklet - 80 Oykun Fahat Attığı şarkıdan sonra cevap gelmemesiyle şaşırdım. Ardından bir tane daha mesaj attım. '' Yarın getiririm biletleri, sahiplerini bekliyorlar. '' Mesajı gönderdikten sonra bekledim ancak gördüğünde hiçbir şey yazmadan sadece görüldü atmıştı. Ardında daha fazla beklemeden uyudum. Sabahleyin biletlerin arasından iki bileti ayırdıktan sonra diğer ikisini aldım ve çantaya attım. Kahvaltıyı yapıp okula geçtiğimizde erken olduğu için çok fazla öğrenci yoktu. Derse girdik ve vizeler başladığı için konu dağıtımlarına baktık, örnek sorulardan gösterdi hoca. Onları çözmemizin ardından isteyenlerin sorusu varsa onları cevaplayacağını söyledikten sonra bizleri bıraktı. Dersten sonra erkenden kahvaltı yaptığımızdan acıkmıştık. Kantine geldiğimizde Barın beni masaya yolladı ve bu sefer kendi yiyecek almaya gitti. O sırada ben de telefonumu çıkarıp Büge'ye hesaptan mesaj attım.
giz_yarali: Günaydın, Güzel Göz. Saatler öğleyi gösterdiği için Tünaydın...
bugekedn: Nereden biliyorsun acaba şimdi uyandığımı? Sabah dersim vardı, onun için okuldayım.
Sabah görmemiştim gelirken. Normalde aynı saatlerde derslerimiz olduğu için birlikte gelirdik okula. Kafamı kaldırıp etrafa bakacağım sırada Büge'nin İrizle beraber geldiklerini gördüm. Bir yandan da elindeki telefonla bir şeyler yazıyordu derken bildirim geldi.
bugekedn: Sen nerelerdesin, ne yapıyorsun?
giz_yarali: Kusra bakma, derse geçmem gerek.
Yazıp gönderdim çünkü Büge tam mesajı yazarken beni gördü ve İrizle birlikte oturduğum yere doğru yürümeye başladılar. Telefonu masaya bıraktım ve onlara baktım. '' Günaydın, nasılsın? '' diyerek oturdular. '' İyiyim, siz nasılsın? '' '' Biz de iyiyiz. Vizeler başladığı için hocalar erkenden dersleri yapıyorlar. '' '' Bizde aynı durumdayız. Hatta şimdi çıktık. '' Güldük, hocalarımız böyleydi. Aynı bölümde olduğumuz için hocaları tanıyorduk. Allah'tan hocalarımız bizi, biz de hocalarımızı seviyorduk da aramızda bir sorun çıkmıyordu. Zaten alışmıştık artık birbirimize 3 yıldır. '' Aynı şekildeyiz valla. Daha yemek bile yemedik o derece. '' İriz'in sözleriyle birlikte Barın'ın elinde tepsiyle masaya gelmesi bir oldu. Tepsiye baktığımda içinde 6 tane tost, 4 tane çay ve birkaç tane çikolata olduğunu gördüm. Barın'a bakınca omuzlarını silkti ve oturdu. '' Sizi görünce size de aldım, umarım açsınızdır .Yoksa hepsini biz yiyeceğiz. '' dediğinde kızlar güldü ve İriz devam etti konuşmaya. '' Yok yok, yeriz valla. Çok teşekkür ederiz. '' diyerek yemeye başladılar Büge'yle. Bizim yanımızda kendileri gibilerdi. Hiçbir kibarlık yapmadan ' ay şurama takılır, yok böyle olur ' falan deyip yememezlik etmiyorlardı. Yemekten sonra çayları içerken biletleri çıkardım çantamdan. O sırada Büge bana döndü ve ona baktığımda gözlerinin parıldayarak biletlere baktığını gördüm. Biletleri Büge'ye uzattım. '' Vereceğim demiştim biletleri. 1 hafta sonra, Spor Salonunda olacak. '' Gülerek hem teşekkür etti hem de birden bana sarıldı. Birden sarılınca şaşırdım ama toparlanarak ben de karşılık verdim ona. Büge ne yaptığını anlamış olacak ki anında geri çekildi ve özür diler gibi baktı bana. '' Özür dile- '' Devam edecekken sözünü kestim yarıda. '' Özrü dilemene gerek yok. Sarılabilirsin, önemi yok. Arkadaşız sonuçta değil mi? '' diye sorduğumda yüzü düştü ve ardından kafasını salladı. Yüzünün neden asıldığını anlamadım ama kötü bir şey düşünmedim. '' Pekala, derse geçmemiz gerek. Sonra görüşürüz olur mu? '' İriz'in sorusuyla birlikte kalktılar ve yürümeye başladılar. Biz de eşyaları tı-topladıktan sonra eve geçtik. Eve geldiğimizde kısa bir duştan sonra üzerimi giyinip konulara göz attım. Çalışmadan sonra biraz da müzik dinlememin ardından gruba mesaj atmak için girdiğimde bildirim geldi. Baktığımda Melih'in hesabından atıldığını gördüm. Yine adını değiştirmişti ve muhtmelen yeni hesaptı.
mel_er: Bu kadar kendini gizli tutmaya ne gerek var?
giz_yarali: Ne diyorsun sen?
mel_er: Yok merhemmiş, incinmeymiş. Büge benim ve öyle kalacak.
giz_yarali: Kız istemiyor, kafana sokamıyorsun. Hiç kimse mal değildir ve sahiplenilemez. Eğer rızası varsa devam edersin yoksa siktir olup gidersin.
mel_er: Benim gönlüm var, yeter.
giz_yarali: Ben seni uyardım başında. Sana seçenek sundum ama sen hiçbirini seçmedin. Sonuçlarına sen katlanacaksın o zaman...
Hesabını engelleyip patlattıktan sonra sosyal medyadan çıktım ve gruba mesaj attım. Bugün sevdiğim bir müziği seslendirmeyi düşünüyordum. Tabii ki en sevdiğim bu değildi, melodisi kulağa hoş geliyordu. Yalın - Yeniden Mesajı attıktan sonra salona geçtim ve Barınla oyun oynadık. Bir taraftan da konuşuyorduk. '' Nasıl gidiyor Bügeyle? '' Ona döndüğüm sırada gol atmıştı. '' Ne pisliksin oğlum, lafa tutarak işini yapıyorsun. '' '' Devam et ve de anlatmaya başla. '' '' İşte anlattıklarım dışında bir şey yok. Zaten her bokumu biliyorsun lan. '' Güldü çünkü her boku biliyordu, anlatıyordum. '' Doğru biliyorum ama başka olaylar var mı diye sordum kardeşim .'' '' Sevgilisi vardı, ona takan. Bana yazdı biraz önce, ileri geri konuşunca patlattım hesabını. '' Dediğime gözlerini büyüterek baktı ve tek dediği şu oldu. '' Sen bitmişsin kardeşim... '' Ardından oyuna döndü ve bir daha konuşmadı bu konu hakkında. Oyundan sonra toparlanıp mekana geçtik Bügelerle birlikte. Sahneye çıktığımda bizimkiler masaya geçiyorlardı. Onlar masaya oturduklarında çocuklara bakmak için eşyaları bizimkilere verip arkaya geçtim. Arkaya geçtiğimde çocukların bir şeylerle uğraştığını gördüm. Mekan dolmadan prova aldıktan sonra saatin gelmesiyle sahneye çıktık ve çalmaya başladık. Şarkıların bitmesiyle sahneden indiğimde birilerinin kızlara laf attığını duydum. Bunun üzerine Barınla onların üstüne çullandık ve minik bir arbede yaşandı. Güvenliklerin gelmesiyle onlar dışarı atıldıktan sonra kızların pansuman yapalım ısrarlarıyla malzemeleri getirdiler. Pansumandı falan derken işimiz biraz uzadı. Şikayetçi olacağız diye bağırıyorlardı daha mallar. Olsunlar da görürdük o zaman anyayı konyayı... Pansuman işi bitince eve geçtik. Tüm yol boyunca hiç kimse bir şey konuşmadı. Arabaya sessizlik hakimdi ve indiklerinde iyi geceler dileyip eve geçtik. Evdeyken kahve içtikten sonra malları dövdüğümüz dakikaları hatırlayıp güldük. Canımızın acımasıyla yüzlerimiz buruştuktan sonra iyi geceler dedik ve odalara çekildik. Odama geçtiğimde bir ses yankılandı. Telefonu çantadan çıkarmamıştım daha. Gidip çantadan aldığımda Büge'den mesaj geldiğini gördüm. Bugün ona hesaptan mesaj atamamıştım. Sabah ders, öğlen Melih, akşamına da mekanda çıkan olaylarla uğraşınca kızı unutmuştum. Ama attığı mesaj sosyal medyadan değil de kendi telefonuma atılmış bir mesajdı. Demek ki Oykunla ilgili bir şey olmuştu ki bu da önemli bir olay olduğunun en büyük kanıtıydı. Büge: Sen mi yaptın? Oykun: Neyi yapmışım ben? Büge: Beni sinirlendirme Oykun. Melih'in hesabını sen mi çaldın? Oykun: Ne yapayım ben onun hesabını çalıp? Büge: O gün Pamirle konuşmuşsun. Anlatmış Melih olayını o da. Oykun: Evet, yaşadığın zorlukları anlattı Pamir. Büge: Kabul ediyorsun yani yaptığını? Pamirle mi bir şey yaptınız? Oykun: Pamir yok olayda. Ben yaptım. Seni daha fazla incitmemesi için hesabını patlattım. Büge: İyi halt ettin. Başkasının özeline girmekten ne anlıyorsunuz? Kendimle bırakın beni artık ya. Oykun: Seni inciterek kendini tatmin eden bir mahlukat, hiçbir zaman seni bırakmaz... Büge: O bırakmazsa ben kendim yapacağımı bilirim. Herkes Büge iyi olsun tavrına girmiş. Ama aslı zararı veren sizsiniz bana. Kendime bırakın artık beni. Sözlerinden sonra profil fotoğrafı gitmişti. Demek oluyordu ki beni yine engellemişti. Hem de bu sefer Oykun'u engellemişti. |
0% |