Yeni Üyelik
31.
Bölüm

31.Bölüm-OKYANUS

@aybukeservi

Bölüm Şarkısı: Dolu Kadehi Ters Tut - Kaçar Gider

Oykun Fahat

Büge'nin teklifimi kabul etmesiyle ona sarıldım. Mutlulukla döndürdükten sonra Güneş kolyesini boynuna taktım. Tam Ay kolyesini o bana takacaktı ki birden durdu. '' Şimdilik bu bende kalsın. Ne zaman istersem takarım. '' dediğinde kafamı salladım.

Şarkı söylemeyi teklif ettiğimde Kaan Boşnak'ın şarkısını söyledikten sonra sahneden indi. Birkaç tane daha şarkı söyledikten sonra sahneden inip bizimkilerin yanına geçtim. Biraz oturduktan sonra Bügeyle demirlere gittikten sonra sürprizin olduğunu yere götürecektim.

Demirlerde otururken kolyelerin hikayesini anlattım Büge'ye. Duyduğunda büyülenmişti ve '' İsteyip de kavuşamayan... Asırlardır birbirlerini kovalayan ama yine de yolları kesişmeyen iki varlık. '' demişti.

'' Bana ait olan yıldızları kalbimden sen söktün. Kendi kalbine söz geçiremeyince neden bana suç buluyorsun? '' dediğinde bende '' O yıldızlar sana aitler dediğin gibi ancak bende hayat bulurlar. İkimiz olmadan o yıldızlar birer hiçler. '' dedim ve Lunapark'a götürdüm.

Lunapark'ın içine girdiğimizde Dönme Dolabın önüne geldik. Ona sarılıp '' Okyanusuna düşen yıldızları nasıl sakladıysan, yüreğine Giz'ini öyle saklayabilir misin? '' teklifte bulundum.

Mutlulukla gözlerini gökyüzüne dikti ve dudaklarını hareket ettirdi. Ardından bana döndü ve birbirimize yaklaştık. Tam onu sırada arkadan bir şarkı çaldı ve dudaklarımız buluştu.

'' ...Kalbinde bi lunapark varmış... ''

Ayrıldığımızda gülerek birbirimize sarıldık. Kucağıma alıp döndürdüm onu mutlulukla ve çığlıkları lunaparkta duyuldu. Çok eğlendi ve mutlu oldu. Onun mutluluğuyla ben de mutlu oldum.

Yere indirdikten sonra Dönme Dolaba binmek istediğinde ayarladığım görevliye söyledim. Görevli bize yardım ettiğinde Dönme Dolaba bindik ve yavaş yavaş şehir ayaklarımızın altında alçalmaya başladı.

Tepeye çıktığımızda dediğim gibi durdurdu Görevli. Şehrin ışıklarına, karanlıkta gökyüzünde parlayan yıldızlara ve güzelliğiyle gökyüzünü aydınlatan Ay'a baktığımda hepsi bir uyum içindelerdi.

Büge'ye döndüğümde onun da benim gibi gökyüzüne baktığını gördüm. Dudaklarında kendine sakladığı gülümsemesi vardı. Tebessümünü kondurduğu dudaklarından bir öpücük çaldım. Geri çekildiğimde bana baktı.

Kızacak zannettim ama gülüp sarıldı bana. Ardından benden aldığı Ay Kolyesi'nin kutusunu çıkardı cebinden. '' Bu kolyeyi mekanda takmamıştım. Bunun sebebi kendimize özel bir anımızda olmasını istediğim içindi. İkimize özel bir anda takayım bu kolyeyi istedim. ''

Kafamı kaldırdığımda kolyeyi kutusundan çıkardı ve bana baktı. Boynuma yaklaşarak kolyeyi taktı ve sonra da ensemdeki saçlarımı sevdi. Geri çekilirken yanağıma öpücük kondurmayı ihmal etmedi. Sanki kokumu içine çeker gibi birkaç saniye kaldı dudakları yüzümde.

Kendini geri çektiğinde gözlerime baktı. Parıldıyordu gözlerinin içi bana bakarken. Gökteki yıldızlar onun gözlerinde hayat bulmuştu sanki. '' Seninle olduğumda mavi gökyüzünü gözlerinde görüyorum. Sana baktığımda okyanuslarına dalıyormuşum gibi hissediyorum. ''

'' Aynısı senin için de geçerli. Gözlerine bakınca hayat buluyorum sanki. Kendimi toprağa yeni ekilmiş bir fidan gibi hissediyorum. Esen rüzgarda kopacak kadar güçsüz ama toprağa kök salarak tutunacak kadar güçlü... ''

'' Hayırdır, sen böyle şiirvari konuşmazdın pek? '' diye sorduğunda Dönme Dolap aşağıya inmeye başladı. '' Ee, senden kaptık bir şeyler. Yanında dura dura şair olduk. '' dediğinde ikimizde güldük.

Onun yanında çocuklaşmayı, onunla şakalaşmayı ve en önemlisi onunla zaman geçirmeyi sevmiştim. Sohbetine doyum olmuyordu. Bıcır bıcır konuşması hiç kesilmezdi zaten. Sürekli bir şeyler anlatma çabası onu tatlı bir insan yapıyordu.

Dönme dolaptan inip diğer istediğimiz aletlere bindikten sonra Büge'nin yorulmasıyla arabaya bindik ve eve geçtik. Eve geçtiğimizde bizimkilerin yemek yediklerini gördük. Masaya oturup acıkan karnımızı doyurduk. Yemekler yendikten sonra her Türk ailesinin yaptığı gibi çay demledik.

Çayları ve atıştırmalıkları birlikte masaya koyduktan sonra sohbet başladı. Bu sırada Büge'ye baktığımda kızlarla derin bir sohbette olduğunu gördüm. Ardından Giz olarak kullandığım hesabımdan mesaj attım.

 

giz_yarali: Güzel Göz, neler konuşuyorsunuz?

bugekedn: Seni çekiştiriyoruz kızlarla.

Kulakların çınladı mı?

Çınladıysa biz yapmışızdır.

giz_yarali: Demek beni çekiştiriyorsunuz Büge Hanım.

O zaman sürprizime hazır olsan iyi olur.

bugekedn: Ben diyecektim ya. Sürprizimi bozdun.

Neyse, dememişsin gibi sayıp yeniden oku.

O zaman sürprizime hazır olsan iyi olur.

Sohbetten çıktım ve kafamı kaldırıp Büge'ye baktığımda pür dikkat telefonuyla ilgileniyordu. Ben de telefonuma döndüm ve kendi hesabıma girerek fotoğrafımızı attım hesabıma.

 

oykun.fht: Okyanusundaki yıldızlarını göğsüme sakladım.

Yorumlar sınırlandırıldı.

barn_bkn: Uyumları derim...

irz_syd: Sevgileri derim...

bern.sy: Siyah beyaz kadar yakışan.

pamr.akn: Gözümüzün önünde büyüdü keratalar.

 

Fotoğrafı paylaştığım sırada ekrana bir bildirim düştü. Bildirime tıkladığımda Büge'nin de fotoğraf paylaştığını gördüm. Demek ki biraz önce bahsettiği sürprizi buydu. Hastaneden çıktığımız gün mutfaktayken çekilmiş resmimizi paylaşmıştı.

 

bugekedn: Okyanusumdaki yıldızları seninle paylaşacak kadar...

Yorumlar sınırlandırıldı.

irz_syd: Ama bu kadar uyumlu olamazsınız...

bern.sy: Mutfağa yakışan bir çift...

barn_bkn: Yemeklerimizi getirin artık.

pamr.akn: Lan ne ara mutfağa girdiniz siz?

 

Kızların yorumları normaldi ama erkeklerde gerçekten bir beyin fırtınası yaşanmıştı bu yorumları yazarken. Hele Pamir'in yazdığı yorum gerçekten beni güldürmüştü. Fotoğrafı beğenip telefonu kapatacekken Pamir'in seslenmesiyle ona döndüm.

'' Kardeşim, kızı bizden istedin mi abileri olarak? '' dediğinde şaşırdım.

'' Lan kız isteme söz ya da isteme günü olmaz mı? Ben mi yanlış biliyorum? '' Barın söze girdi bu sefer ve ilk defa Pamir'e arka çıktı.

'' Şöyle ki isteme günü olur ancak biz burada Büge'nin abileri olarak duruyorsak önce bizden izin alacak, sonra kızımızla sevgili olacaksın kardeşim. '' Gözlerimi devirdim ve ' Sende mi Barın? '' dercesine baktığımda omuzlarını silkti.

'' Hadi bir gün ayarla da Abi Testimizden geç. Ondan sonra da Prensese ulaş ve oyunu kazan. Tabii testimizden geçersen. Değil mi Barın? '' Barın'a döndü ve kaş göz işareti yaptığında Barın evet dedi ve devam etti.

'' Aynen öyle. Ne güne duruyoruz oğlum biz burada? Büge'mize abi olamayacaksak kime olacağız biz? '' dediğinde cümlesini bitirmesiyle Büge'nin çocuklara sarılması bir oldu. Öce Pamir'e sonra da Barın'a sarıldı. Ayrılırken kulaklarına bir şey fısıldadı.

Geri çekildiğimde saniyelikte olsa yüzünü gördüm. Burnu ve gözleri kıpkırmızı olmuştu ve okyanusunun mavisi iyice kendini belli etmişti. Banyoya doğru giderken ben de gittim arkasından.

Banyo kapısında beklerken yüzünü yıkayıp çıktı. Çıktığı gibi elinden tutup ona sarıldım. Abi yokluğunu hissediyor muydu da böyle yapmıştı? Bir gün bana abilerinin vefat ettiklerini söylemişti ve çocukluğundan beridir onlar ukdesiydi.

'' Rabb'imiz 2 abini kaybettiysen onlar gibi abiler verdi sana. Kendini üzüp Okyanusundaki sularını boştan yere akıtma. '' dediğimde bana sarıldı ve aşağı indiğimizde koltuklara geçtik.

Koltuğa oturduğumda çikolata kutularından sipariş ettim mutlu olması için. Pamir'i bize davet ettiğimde geldi ve kahve yapmaya gittim. Kahveleri yaparken Büge'nin beni etiketleyerek paylaşım yaptığının bildirimini gördüm.

bugekedn: Seni yıldızlar kadar...

Loading...
0%