@aybukeservi
|
Bölüm Şarkısı: Kendimden Hallice - Seni Bulmak İçin Kayboldum Oykun Fahat İnsan, iyi günde de olsa kötü günde de olsa sevdiğinin yanında olmayı ister. Onunla olmasa bile onunlaymış gibi hissetmesini ister. Büge'ye kutuyu gönderme amacım buydu. Yanında olamasam bile yanındaymışım gibi hissetmesini; elinden tutamasam bile kalbinde beni hissetmesini istiyordum. Büge'nin mutlu olmasını, sürekli gülmesini istiyordum. Bu kadar kısa sürede nasıl birbirimize bu denli alışmıştık bilmiyorum. Her zaman yanımda olsun, onunla birlikte bir şeyler yapayım istiyordum. Acı günlerini, içinde kalan ukdelerini benimle tamamlasın istiyordum. Buruk kalan çocuk yanını, parçalanmış hayallerini benimle birleştirmesini istiyordum. Bu yüzden de sürekli yanında hissetmesini sağlamak için kutunun içine ayıcık koymuştum. Ayıcık klişe gelebilirdi herkese ama en çok ona sarılınca sımsıcak hissederdi insan. Paylaştığı fotoğrafa baktığımda ayıcıkları görememiştim. Demek ki onları saklamıştı kendine. Kutunun içine ayrı bir kutu daha yaptırıp onun içine başka renkte çikolatalarla birlikte güller ve ayıcıkları koydurtmuştum.
Tam çocukların yanına oturup kahvemi elime alacağım sırada zil çaldı. Kapıyı açtığımda elinde gönderdiğim çikolataların birkaç tanesiyle bekleyen Büge'yi bulduğumda şaşırdım. Ben o yesin diye ona vermiştim o da bana mı getirmişti yani? Şaşırarak '' Büge? '' dediğimde elindeki çikolataları uzattı ve ''Mutlu ol diye sana da çikolata getirdim. Kıymetini bil Oykun Bey. '' deyip içeri girdi. Ardından kapıyı kapatıp ben de içeri girdim ve çocuklara çikolatalardan verirken gördüm onu. '' Buyrun beyler, çikolatalardan alın. Sevdiğim bir beyefendi göndermiş bana. '' dediğinde Pamir'in tam çikolatayı almak için uzanmışken bana baktı. Omuzlarımı silktim ve koltuğa geçip oturduğumda Büge de yanıma geldi. '' Kalkıp kapıya kadar eşlik edebilir misin Oykun? Çikolatalarımı verdim ve gideceğim. '' deyip çocuklara selam verdikten sonra kapıya gitti. Ne olduğunu anlamadan ben de ardından gittim. '' Geldin, saniyesinde niye gidiyorsun? Otursaydın biraz. '' dediğimde ilk önce içeri baktı ve sonra da bana sarıldı. '' Çikolatalar ve ayıcıklar için teşekkür edermi. Bu güzel sürprizi beklemiyordum. Beklemediğim bir anda geldiği için çok şaşırdım ve mutlu oldum. Şimdi de bana ayrılan sürenin sonuna geldiğim için ben kaçar. '' Yanağımdan öptü ve ardından hızlıca kapıdan çıkıp gitti. Kapıyı örterek çocukların yanına geçtiğimde masanın üzerine attıkları çöplerle bütün çikolataları yediklerini anladım. '' Bir tane bıraksaydınız be oğlum. '' dediğimde ikisi de güldü ancak koltuğa oturacağım sırada Pamir gelip yüzüme yumruk attı. '' Lan niye vuruyorsun? '' diye bağırdığımda bir de karnıma yumruk atıp Barın'a döndü. '' İyi geldi kardeşim ha. Lan çocuk, bu kızı üzmeyeceksin. Hep böyle güldürecek ve yüzünden gülümsemesini eksik etmeyeceksin. O benim değerlim. Ailesi bana emanet etti ve kendisi de beni abisi bildi. Bir şey olursa onun arkasında ben varım, ona göre yap ne yapacaksan. '' dedikten sonra kalktığı koltuğa geri oturdu. '' Bunu bana vurmadan da söyleyebilirdin kardeşim. İlla vurmana gerek yoktu. '' dedim ve bir bardak daha kahve yapmaya gittim. Ben mutfağa geçerken içeriden gülme sesleri geldiğinde arkamı dönüp '' Yuh lan size. Bari ben çıktıktan sonra yapsaydınız ne halt yapacaksanız. '' dedim ve ardından mutfağa geçtim. Kahveyi yapıp odama girdim ve finallere çalıştım. Önümüzdeki hafta finaller başlayacaktı ve daha derslere çalışmamıştım bile. Biraz çalıştıktan sonra yatağa yattım ve yattığım gibi sızdım yorgunluktan. Sabah kalktığımda Pamir'i içeride görünce bizde kaldığını anladım. Akşamki yumruğun üstüne bir şey olmamış gibi davrandım. O da aynı benim yaptığım gibi yaptı. Bana vurmak hakkıydı abi olarak ama vurmasına da gerek yoktu. '' Mor göz sana çok yakışmış. Baştan anlaşalım seninle kardeşim. Eğer Büge'ye bir şey olursa, mutsuz olursa o yumruğu hatırla. Onun abisi var burada. Ha, şunu da unutmadan, hayırlı olsun ilişkiniz. '' deyip mutfağa geçtiğinde arkasından gittim. Kahvaltıya oturduğumuzda yemeye başladık. Kahvaltıyı yaptıktan sonra okula geçtik. Bügeler İriz'in arabasıyla geleceklerdi okula. Dediklerine göre sabahtan işleri varmış ve dersleri olmadığı için geç geleceklermiş. Biz derse girip mola verdiğimide anca geldi hanımlar. '' Kızlar bugün boş gününüz mü? Bu saatte anca geldiğinize göre önemli bir işiniz vardı. '' dediğimde Büge direkt yanıma koştu ve suratımı yana çevirdi. '' Noldu senin yüzüne? Gözün neden mosmor? '' dediğinde Pamir'e baktım. Büge de ona baktığında '' Abilik Testi. '' diyerek sustu. Büge ilk kızdı Pamir'e ama sonra '' Ellerine sağlık. Benim önemimi anlar, ona göre davranır. '' dediğinde şok geçirdim. '' Kızım sen benim mi yanımdasın onun mu? Ben senin sevgilinim. '' '' Ee o da abim. Kan bağımız yok ama can bağımız var bizim. Abi dediğin böyle olur. Arkanı kollar, yeri geldiğinde senin için her şeyi göze alır. '' dediğinde Pamir geldi ve İrizle Büge'ye sarıldı. Böyle baktığında küçük bir kız çocuğuydu daha. Büge yanıma gelip yanağımdan öptü ve buz almaya gitti. Buzu alıp geldiğinde yanağıma koydu. '' Etkisi fazla olmaz ama yine de şişmesini azaltır belki. '' Bir taraftan buzu tutarken bir taraftan da yanağımı seviyordu. '' Hem döverim, hem severim diyorsun yani. '' dediğimde güldü ve kafasını salladı. Bügeler derse geçtiklerinde kütüphaneye gittik. Finaller için çalışıp kızların çıktığı saatte yanlarını gittik. Onları aldıktan sonra alışveriş merkezine geçtik. Biraz dolaşıp yorulunca yemek yemeye girdik. Yemekler yenilip bittikten sonra kitapçıya girdiğimizde kızların almak istedikleri çok kitap olduğu için bakındılar uzun süre. Bu esnada Büge'nin fotoğrafını çektim. Alışveriş merkezinde işimiz bittikten sonra eve geçtik. Büge kahve yapacağını yazdığında erkeklere söyledim ve onlara gittik. Kızlara geldiğimizde Berne'nin de olduğunu gördüm. İyi ki tanışmışlardı çünkü Berne'yi kardeşim yerine koymuştum ve sevdiğim kadınla arkadaş olmalarını isterdim. Kahveleri içerken kızlara çektiğim fotoğrafı gösterdiğimde güldüler. Aradan birkaç saat geçtiğinde öğle yemeğini erken yediğimiz için acıktığımızda Büge'yle mutfağa girdik. Diğerlerinde hem yetenek yoktu hem de üşengeçlerdi. ' Biz yapamıyoruz, biz yemeği yakarız. '' deyip kendilerini olaydan çektiklerinde mutfağa girmek zorunda kalmıştık. En azından yaptığımız yemek bir şeye benzerdi. Yemekler hazır olduğunda masayı kurduk. Masayı kurma işlemi bittikten sonra içerideki misafirleri çağırdım. '' Misafirler, yemekleriniz hazır. '' dediğimde hepsi birden mutfağa doluştu. Berne yanıma geldiğinde '' Oykun abi, noldu senin suratına? Neden gözün mosmor? '' dediğinde boşver dedim ve masaya oturduk. Yemekler yendikten sonra atıştırmalıkla çayları içmeye başladık. O sırada çektiğim fotoğrafı paylaştım. oykun.fht: Kendisinin kitap olduğunu bilmeden. Yorumlar kapatıldı. Fotoğrafı paylaştıktan sonra bildirim geldiğinde İrem'in çocukluk fotoğraflarımı koyup bizi etiketleyerek durum attığını gördüm. irem.ryr: Fotoğraf sevgi ve hasret içerir. |
0% |