Yeni Üyelik
34.
Bölüm

34.Bölüm-SADAKAT

@aybukeservi

Bölüm Şarkısı: Perdenin Ardındakiler- Ellerim Seni İstedi

Oykun Fahat

Fotoğrafı bizimkilere gösterdiğimde İrem'e sarılanın ben olduğumu hemen anladı Büge. Biraz bozulduğunda bardakları aldı ve mutfağa gittiğinden ben de arkasından gittim.

Mutfağa girip ona sarıldığımda '' Seni benden almaya çalışıyor. '' dedi. Gülüp '' Biz birbirimizin yıldızıyız. Kimse bizi ayıramaz. '' deyip mutfaktan çıktık. Sabah için sözleşip eve gittik. Biraz ders çalıştıktan sonra yattım.

Sabah kahvaltıdan sonra Buz Pisti'ne gittik. Büge, bildiği hareketlerini gösterip bana doğru gelirken bir kıza çarptığını gördüm. İkisi yere düşünce kızın İrem olduğunu fark ettiğimde onun yanına gidecektim ki Büge'nin bana acı içinde bakıyor olduğunu gördüm.

Hemen yanına koştum ve hastaneye götürdüm. Doktor, bileğini sargıya alıp taburcu ettikten sonra eve geçtik. Sıcak Çikolataları herkese verdikten sonra Büge'nin yanına geçerek beni kıskandığını söyledim.

'' İstersen onun yanına gidebilirsin Oykun efendi. Ama o zaman bil ki beni kaybedersin. Okyanusumdaki yıldızları senden söke söke alırım. '' diyerek büyük tehdit ettiğinde yerime sindim açıkçası.

Zil çaldığında İriz bakmaya gitti ancak Polislerin geldiğini söyleyince hep beraber çıktık. Kapıdayken Polislerle birlikte kolu sarılı bir şekilde İrem'in de beklediğini görünce şaşırdım. Büge, Memur Bey'e dönerek sorduğunda İrem'in şikayetçi olduğunu ve ifade vermesi gerektiğini söyleyince şoka uğradık.

Ayağı sarılı olduğu ve ağrıdığı için dikkatlice aşağı indirdiğimde alnından öperek Polis arabasına bindirdik. Arkasından geleceğimizi söylediğimde sadece gülümsedi. Her zamanki buruk tebessümünü kullandı yine.

Barın'ın arabasına bindiğimizde onları takip ettik. Geldikleri Polis Merkezi'ne bizim avukatlardan birisini çağırdım Büge'ye yardım etmesi için. Hızlı bir şekilde burada olacağını söyledikten sonra içeri girdik.

Büge'nin resmi işlerini halledip ifade vermesi için odaya soktular. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra Kaycan Abi geldi.Kaycan Abi şirket avukatların biriydi. Büge'nin içeride olduğunu söyledikten sonra odaya girdi ve beklemeye başladık.

Aradan yarım saat geçtikten sonra Kaycan Abinin, Büge'yle kapıdan çıktığını gördüğümde yanına gittim hemen. Sarıldığımda o da bana sıkıca sarıldı ve kafasını boynuma sakladı. Polisler araya girmeden birkaç saniye durduğunda ayrılmayacağını anladım.

Polis Hanım, resmi evraklar olduğunu ve onları hallettikten sonra çıkabileceğini söylediğinde onları yapmaya gittiler Kaycan Abiyle. Evraklardan sonra yanımıza geldiklerinde '' İrem Rayer, şikayetçi olmamış. Kamera görüntüleri de incelendiğinde kasıtlı olarak birşey yapılmadığı anlaşıldığı için sadece ifadesi alındı. Ama yine de olayın takipçisi olacaklar ve olacağım. ''

Kaycan Abi'ye teşekkür ettikten sonra Büge'nin koluna girerek arabaya götürdük. Arkaya sıkıştıklarında güldük ve ve sürmeye başladım. Eve girip saate baktığımda gece 02.00'ı gösteriyor olduğunu görünce şok geçirdim.

O kadar saattir Polis Merkezindeydik ve zamanın nasıl geçiğini anlamamıştım. Büge'yi beklerken zaman hızlı geçiyor, etkisini üzerimde hissettirmiyordu. Sadece Büge'nin etki alanındaydım, onunla ilgili konulara ilgiliydim.

Kızlara yarın konuşacağımızı söyledikten sonra eve geçtik. Günün yorgunluğuyla dersleri falan boşverdim. Baş ağrım çok fazlaydı, bu yüzden bir ilaç içtim. Mutfağı toparladıktan sonra odama geçtim ve yattım.

Sabah olduğunda kızları kahvaltıya çağırdım. Hep onlar bizi çağırıyorlardı. Bu sefer sırayı ben aldığımda kızları bize çağırdım. Çocuklarla birlikte erkenden uyanmıştık. Bu yüzden onların da yardımıyla bize yetecek kadar kahvaltılık hazırladık.

Kızlar geldiğinde direkt kahvaltıya geçtik. Gecenin yorgunluğu, sabaha kadar beklemece derken acıkmıştık. Yorgunlukla yatağa girdiğimden bir şey yiyememiştim gece. Sabaha kadar da aç durunca böyle oluyordu.

Kahvaltı faslını bitirdiğimizde okula bugün için gitmemeye karar verdik. Zaten bizim öğleden sonra derslerimiz yoktu. Büge'ye sorduğumda sadece bir derslerinin olduğunu söyleyince gitmeyelim dedik. Dünün yorgunluğu, eğlence, Polis Merkezi falan derken yorulmuştuk.

Salona geçtiğimizde kahve yapıp herkese verdim. Mutfağa geçip birkaç şey getirdikten sonra Büge'yi kolumun altına çekerek oturdum. Saçlarından nükseden Yasemin Kokusu beni benden alıyordu. Burnumu saçlarının arasına gömdüğünde bana baktı alttan.

'' Saçlarını kokluyorum, bakma öyle bana. Dün yanımda değildin birkaç saat, eksikliğini tamamlıyorum. '' dediğimde güldü ama ardından sırtını yasladı göğsüme. Sırtını iyice bastırdığında kıkırdadı.

'' Kardeşim o kadar da yanaşma. Aile var lan burada, en önemlisi abileri var. Öteye kay, canımı sıkma. '' sesi tabii ki Pamir'den yükselmişti. Ona döndüğümde bana gülerek bakıyordu ama bir taraftan da sinirliydi.

Biz konuşurken Berne bizim resmimizi çekmişti. Bize gösterdiğinde gerçekten de çok güzel çıktığımızı gördüm. Uyumlu bir çifttik Büge'yle. Şu zamana kadar çok fazla birbirimiz kırmamıştık. En azından bilerek ve isteyerek kırmamıştık.

Resmi inceledikten sonra diğerleri de baktı. Herkes gerçekten çok beğendiğinde Büge'yle aynı anda istedik resmi Berne'den. Gönderdiğinde sosyal medya hesaplarımıza birbirimizi etiketleyerek attık.

 

bugekedn: Sadece senin kanatlarında güvende hissederek...

oykun.fht: Sadece senin gülümsemende hayat bularak...

 

Büge'nin bileği ağrıdığı için dışarı çıkmamıştık. Bütün gün evde pineklemeye karar vermiştik. Oyun oynamış, film izlemiş, yemek yapmış ve beraber ders çalışmıştık. Akşam olduğunda tanımadığım bir numara beni aradığında açtım.

'' Oykun benim, İrem. Kapatmamanı ve dinlemeni istiyorum. '' dediğinde ses vermedim önce. Büge'ye baktığımda bana baktığını gördüm ve gözlerimi kaçırdım ondan. '' Evet? '' dediğimde söze girdi.

'' Küçükken sizi severdim arkadaşça. Birkaç yaş ilerlediğimizde artık o sevmenin alışkanlık veya arkadaşça bir sevgi olduğunu değil de karşı cinse ilgi duyma seviyesine geldiğini anladım. Her gün seninleydim, her an sizinleydim.

Artık içimde tutmak istemiyorum Oykun. O kız yanında hangi sıfatla kalıyor bilmiyorum ama anılarının sahibine geri dönerek bizim bir olma şansımızı var eder misin? '' dediğinde şaşırdım. Çünkü ondan böyle bir şey beklemezdim.

Büge'ye ihanet ediyormuş gibi hissettiğim için ona söyledim. Kağıda yazığımda okumasını istedim ondan. '' İrem, bebeklikten beri arkadaşız. Grubumuza girdiğinde seni kardeşimiz gör- '' devam edecekken sözümü kesti.

'' Ama kardeşin değilim Oykun. Sadece küçüklük hatıralarında yaşayan anılarının sahibiyim. O anıları yaşayalım istiyorum. '' dediğinde '' Sözümü kesmezsen sevinirim. '' dedim. O sırada Büge'yle göz göze geldik ve hoparlöre almamı istedi.

'' Grubumuza girince seni kardeşimiz olarak benimsedik ve öyle kabul ettik. Şimdi neden böyle söylediğini anlamıyorum. '' dediğimde Büge kaşlarını çattı konuştuğumuz konuyu anlamadığı için.

'' Sana olan sevgimi söylemem suç ya da kötü bir şey mi? '' dediğinde '' Evet, kötü bir şey. Çünkü benim bir ilişkim var. Yanımda olan kadını seviyorum ve ondan ayrılmak istemiyorum. Sana bir şey dersem ona, en önemlisi kendime ayıp ederim. ''

'' Küçüklüğümüzün hatrına şans versen? '' diyerek uzattığında tam konuşacakken elimden aldı telefonu Büge.

'' İlişkisi olan birine bu kadar sulandıktan sonra yalvarmak sence aşağılayıcı bir hareket değil mi? Bir insan olarak, başkasından sevgi dilenmeni adi bir hareket olarak görüyorum.

Sevgi dilenmez hak edilir. Bu adamın sevgisini ben haketmişim ki şu an benim yanımda. Oykun'u bir daha aramamanı söylüyorum İrem. Yoksa bu sefer sakin bir dille konuşmam. '' dediğinde telefonu kapatıp bana verdikten sonra '' Senin sadakatinden hiçbir zaman şüphe etmem. '' deyip beni öptü.

Loading...
0%