Yeni Üyelik
46.
Bölüm

46.Bölüm-TALYA

@aybukeservi

Bölüm Şarkısı: Ezgi&Erden Erdoğan - Son

Oykun Fahat

Sevdiklerinizin doğum gününüzü unutması gerçekten canınızı yakarmış. bunu uzun süredir hissetmiyordum çünkü herkes yanımdaydı.

Sevdiklerimle beraber doğum günümü kutlar, onlarla vakit geçirir ve en sonunda mutlu bir şekilde ayrılırdık birbirimizden. Ama bu sene önemli bir kişi eklenmişti kalbime, Büge...

Büge'nin doğum günümü hatırlamaması canımı çok yakmıştı. Görmedi mi ya da bilmiyor mu diye düşündüğümde imkansız olduğunu biliyordum. Çünkü ben illa ki bir laf arasında geçirmişimdir mutlaka. Telefonu alıp ona hatırlatmak istercesine mesaj attım.

 

 

Oykun: Bugünün tarihinin önemi nedir?

Büge: Önemli bir gün mü bugün? Ne var ki?

 

 

Oykun: Bir şey yok. Sadece birden öyle yazınca merak ettim.

Büge: Mis gibi havanın tadını çıkaralım.

Nihayetinde yılın son günündeyiz.

 

Mesajına cevap yazmadım bir daha. Ama bir taraftan da onu kırmak istemiyordum. Bugün derslere girmeyi düşünmüyordum. Zaten hocalar bir ya da iki hafta civarında izin veriyorlardı öğrencilerin toparlanmaları için. Dönemin başında devamsızlığımızı kullanmadığımızdan gruptaki hiç kimse okula gitmeyi düşünmüyordu.

Yalnız başıma dolaşmaya çıktım biraz sabah. Yalnız başınayken daha anlamlı oluyordu yürüdüğün yollar, gördüğün yerler. Tabii ki yanında sevdiğin insan olduğunda daha faklıydı ama tek dolaşırken bir ayrıydı.

Öğlene doğru Tunç'la konuşmam gerektiği için Büge'ye söyledim ve mekana geçtim. Tunç'un yanına geçtiğimde ilk önce selamlaştık sonra da oturup konuşmaya başladık. Konuşmamızın sonu ikimizin de istediği gibi olunca ' Görüşürüz. ' diyerek çıktım mekandan.

Eve geçtiğimde Büge'ye mesaj attım. '' Sevgilim, aşağıda bekliyorum seni. '' dedim ve aşağı indiğinde direkt boynuma sarıldı. Havanın iyi olmasıyla birlikte gezmek istemişti, bugün doğum günüm olduğunu unutarak.

Biraz alışveriş merkezini gezdikten sonra yemek yedik ve mekana geçtik. Sonrasında bizimkileri aradık ve mekana çağırdık. Ekip, öğlen saatlerinde ellerinde küçük bir pastayla ben Tunç'la konuşurken odaya daldılar. Beraber pastayı kesip yedikten sonra mekandan çıkmıştım.

Mekanda birkaç saat kalıp sahne aldıktan sonra eve geçtiğimizde beklemediğim bir şey oldu. Pamir bizden önce gelip ışıkları açtığında doğum günümü hep bir ağızdan kutladılar. Kutlamalarını beklemiyordum, unuttuklarını sanıyordum. Onlarla yeni tanışmıştım ama sanki ailem olmuşlardı.

Üstüme atladıklarında Büge'nin yardımıyla kurtulduktan sonra pastanın başına geçtiğimde ' Dilek tut. ' dedi. Ona döndüğümde '' Okyanus'un yıldızlarını, Göğüm'e sığdırmasıydı dileğim. '' dediğimde gözleri doldu. Mumlara eğilip üfledim ve pastayı kestim.

Çocukları evde bırakıp Büge'yle Gizli Yerimize gittiğimizde arabadan indik. Demirlere oturup şehrin ışıklarına bakarken bir anda Büge arkasını dönünce ne yaptığını merak ettiğim için eğildim ancak beni kovdu. Ardından bana döndüğünde elindeki minik keki ve mumu gördüm.

'' Doğum günün kutlu olsun Okyanusum'un Yıldızı. İyi ki yıldızlarımı, göğüne çıkartarak orada parlamalarını sağladın... '' dediğinde gözümden bir damla yaş akınca gözyaşımdan öptü. Tam çekilecekken elinden tuttum ve keki aramıza getirip beraber üfledik.

'' Seninle ilk doğum günüm. Bunun ilk ve son olmasını engelle Okyanus. Engelle ki her zaman seninle olup, sana karışabileyim... '' dediğimde güldü ve bana yaklaştı. Bu sefer onu korkutmak istemediğim için bekledim ve en sonunda dudaklarımız buluşunca üstümüze kar yağmaya başladı inceden.

Büge ayrılıp kafasını Gökyüzüne kaldırınca kirpiklerinin üzerine bir kar tanesi düşünce ona yaklaştım ve öptüm. Bana gülümseyerek döndü ve sarıldığında onu kaldırıp etrafımızda döndürdüm.

Ardından arabaya binip eve döndüğümüzde sarılıp evlerimize geçtik. Kapıdan girdiğimde çocukların daha yatmadıklarını gördüm. Üzerimdekileri çıkarıp içeri geçtiğimde ellerinde kola vardı ve büyük ihtimalle beni beklemişlerdi.

'' Gençlik, nereye gider bu yaşlı ruhlar? '' dediğimde güldük. Oturduğumda Barın '' Odanda seni bekleyen bir şey var. Onu daha fazla bekletme istersen. '' dediğinde odama gittim. Yatağımın üzerine orta boylarda kutu konulmuştu ve ses geliyordu içinden.

Sanki bir şey tırmalanıyordu. Kapağını açtığımda içinde bir yavru kedi olduğunu gördüm ve onu oradan aldım. Gözlerini kırpıştırarak baktığında gülümsedim ve kutuyu incelediğimde üzerinde yazan notu gördüm.

'' Okyanusumda kendine yer bulduğun gibi bu hanımefendiye de bir yer bulabilecek misin? Senden tek bir şey bekliyor, sevgi. Tıpkı beni sevdiğin gibi onu da sevebilecek misin? Baştan uyarıyorum, en çok beni seveceksin. ''

Yazdığı nota gülümsedim ve kediyle beraber içeri geçtim. Çocuklar kediyi gördüklerinde birden başıma üşüştüler ve Pamir atiklikle kediyi elimden alıp sevmeye başladı. Hayvanlara karşı ayrı bir ilgisi vardı. Bütün sevgisini hayvanlara aktarıyordu ve bu çok güzeldi.

'' Arkadaşını bulduğuna göre benim görevim bitmiştir. '' deyip arkasına yaslandı Barın. Anlamazca ona baktığımda, '' Büge, kediyi odana koymamı istedi. Onun isteğini yaptığıma göre bitmiştir işim. '' dediğinde Büge'yi benimsediğini anladım. Birbirlerini benimsemeleri benim için paha biçilemez bir duyguydu.

En sonunda Pamir'in kediyi sıkmasıyla kedi kaçıp kucağıma yerleşti ve uyuklamaya başladı. Şaşkın gözler kediye döndüğünde o kıçını devirip en uygun uyku pozisyonunu buldu kendine ve uyudu. Yavaşça onu kucaklayıp odaya götürdüğümde peteğin orada küçük yatak olduğunu gördüm ve onun içine koyup ben de kendi yatağıma geçip yattım.

Burnumun kaşınmasıyla uyandığımda gözlerimin önünde turuncu bir popo fark ettiğimde elimi ileri atıp sevmeye başladım sahibini. Hanımefendi yatağını beğenmeyip yanıma yatmıştı anlaşılan.

Elimi yüzümü yıkayıp mutfağa geçtiğimde kahvaltı hazırladım ve içeridekilere bağırıp mutfağa çağırdım. Hanımefendiye de mamasını hazırladıktan sonra önüne koydum ve herkesin gelmesiyle kahvaltıya başladık.

Kahvaltı faslından sonra kediyi alıp Bügeler'e geçtik. Onlarında oturduklarını görünce kediyi içeri saldım ve Büge'ye sarıldığımda yüzünde güller açtı. '' Günaydın Sevgilim. Misafirimle geldim, kabulün müdür? '' dediğimde içeri buyur etti.

'' Hem size bakmaya geldim hem de bu hanımefendiye isim bulamadım. Beraber isim koyalım da bir adı olsun diye geldik. '' dediğimde mutlulukla kabul etti. Oturma odasına girdiğimizde koltuklara oturduk ve hanımefendinin yanımıza gelmesiyle onu sevmeye başladık.

oykun.fht: İki Okyanus birleşince Gökyüzü daha mavileşiyordu...

Berne'nin çektiği fotoğrafı hesabıma atıp telefonu kapattım ve Büge'ye döndüğümde kediyi sevdiğini gördüm. Onun yanına gittim ve '' İsmini ne koyalım? '' dediğimde '' İkimizin ismi de su temalı olduğu için Talya koyalım mı? '' dediğinde başımı salladım.

Kapı çaldığında kalktım ve kapıyı açtığımda kasklı bir kargocu elinde kutuyla bekliyordu kapıda. Kutuyu uzattığında imza istedi kağıdı uzatarak ve imzaladığımda teşekkürler diyerek gitti. Sesi bir tanıdık gelmişti ama çıkaramamıştım.

Kutuyu alıp içeri geçtiğimde herksin salona toplandığını gördüm. Oturup kutuyu açtığımda içinden bir sürü bizim fotoğraflarımız döküldü yere. Bir de kırmızı bir kart vardı ve üzerinde '' Doğum günü hediyene sahip çık. Yoksa sahibinin elinden alınacağı gibi o da gider. '' yazılmıştı. Bu işi sonra halletmeye karar verip okula geçtik.

Dersten sonra kantinde buluşacağımızı söyledik ve herkes kendi amfisine geçti Dersin bitmesiyle kantinde buluştuğumuzda 15 dakikaya yakın Büge'yi bekledik ama gelmedi. İriz'in son dakikada işi çıkmıştı ve gelmemişti okula.

Derslerinin olduğu amfilerine gidip kapıyı açtığımda Melih'in Büge'yi sıkıştırdığını gördüm. İkisi de yerdeydi ve Melih, Büge'ye yaklaşarak ona bağırıyordu. Müdahale etmek istedim ancak aklıma birden sabahki not geldiğinde Melih olduğunu anladım.

Bir şey yapmayı kapıyı sessizce kapattım ve güvenliklerin yanına koştum. Onlara tehdit edildiğimizi ve olayları üstün körü anlattığımda Polis çağırmalarını istedim ve amfi'ye gittim tekrar.

Arada içeri kontrol ediyordum camdan ama Melih sakinleşmişe benziyordu çünkü Büge'ye yaklaşmıyor ve başında bekliyordu sadece.Polisler yanıma geldiklerinde sessiz olmalarını rica ettim. Ekip Lideri kapıya gelip camdan içeri Melih'in Büge'ye elini kaldırdığını görünce hemen içeri girdiler.

'' Melih Ercen, Oykun Fahat'a yönelik tehdit, şantaj ve Büge Keden'e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit ve hakaret suçlamalarıyla gözaltına alınıyorsunuz. '' deyip ellerine kelepçeyi taktılar.

 

 

Talya:

1-Mitolojide doğanın ve hayvanların koruyucusu bir tanrıça.

2-Mitolojide deniz tanrıçası (Antalya'ya adını veren tanrıça).

Loading...
0%