@aycelebii
|
~Beş~ Litost: Bak ne geldi aklıma?
Kaan: Ne geldi?
Litost: İlk konuştuğumuz günü hatırlıyor musun?
Kaan: Şu senin beni bildirimlerle rahatsız edip, çevrim içi olduğumda sırf mesajları okumamak için sildin mesajlar mı? Eğer aynı şeyden bahsediyorsak hatırlıyorum.
Litost: Demek ki canının istediğini hatırlayabiliyorsun. İş bana ve beni öptüğün güne gelince ise hafızan silinmiş gibi davranıyorsun. (Bu mesaj herkes tarafından silindi.)
Litost: Evet, evet ondan bahsediyorum. Peki O gün senin bana aramızda bir şey olmadığı için samimiyete gerek yok dediğini hatırlıyor musun?
Litost: Bir de şu ana bak. O anlar film şeridi gibi gözümün önünde geçti de, sende hatırlıyor musun diye teğet etmek istedim.
Kaan: Doğru, öyle demiştim değil mi?
Kaan: Sen söyleyene kadar böyle bir anın varlığından haberim yoktuyoktu desem.
Litost: İnanırım, çünkü genellikle her şeyi unutuyorsun.
Kaan: Benim için özel olan anlar dışında her şey unuttuğum bir gerçek.
Litost: Demek ki seni çözmeye başlıyorum.
Kaan: Ve bende en çok bundan korkuyorum.
Litost: Niye ya?
Kaan: Bir kişiyi çözmek, o kişi hakkında tüm bilgilere sahip olmak demektir.
Kaan: Ve ben, benim hakkımda bir şey bilmeni istemiyorum.
Litost: Bu ürkütücü mü?
Kaan: Evet, çünkü bazen bilgiler tehdit olarak kullanılıyor.
Litost: Merak etme, seni bir tehdit olarak kullanmam.
Litost: Kaldı ki tehdit... İnsanların ne kadar karaktersiz olduğunu gösteren bir eylem bence.
Kaan: Diyorsun.
Litost: Tavrından anlaşılıyor ki ben sana güven vermemişim.
Kaan: Aramızda, güven gibi güçlü duygunun olması saçma olurdu. Çünkü bizim bir samimiyetimiz yok.
Kaan: Bizler, vakit öldürmek biraz da kafa dağıtmak için konuşan iki kişiyiz.
Litost: Haklısın.
Litost: Sanırım bugün saçmalam günümdeyim. Gereksiz her şeyi konuştuğuma göre...
Kaan: Hayır, saçmaladığını düşünmeni istemem.
Kaan: Çünkü düşüncelerin olmasaydı birbirimize karşı bu kadar net olamazdık.
Litost:Bir bakıma haklısın aslında.
Kaan: Bence her bakımdan haklıydım.
Litost: Abart... Alt tarafı doğru bir cümle kurdun.
Litost: Duyan da karadeliği sen buldun sanacak.
Litost: Yani lafın gelişi öyle dedim.
Kaan: Açık olur musun bilmem ama bir şey sormak istiyorum.
Kaan: Sorumu yanlış anlamanı istemem tabii...
Kaan: Yanlış anlaşılma olmayacağını konusunda anlaşalım bi.
Litost: Yanlış anlaşılmak istemiyorsan eğer, sen de cümleleri doğru şekilde kur.
Litost: Ne sormak istiyorsan sorabilirsin.
Kaan: Neden ben?
Kaan: Yani niye durduk yere bana mesaj attın ki?
Kaan: Ya da seni tanıyor muyum?
Litost: Sakin ol kaptan ya, bu ne hız.
Litost: Beni tanımıyorsun.
Litost: Hani bir ara trend olan bir akım vardı. Herkes kendi numarasını sonraki reklamlarında bir sayı eksiktip çıkarıyordu. Hatta bunun adı da alt ve üst komşuydu hatırladın mı?
Kaan: Yani... Hatırladım da n’alaka şimdi bu?
Litost: Sabırlı ol. Seni nasıl bulduğumu anlatıyorum.
Litost: Bende o akımı deneyip ilk başta seni buldum. O zaman mesaj atmadım tabi sonra aradan aylar geçti benim de kartım borçtan dolayı yandı. Yeni kart aldım ve eğlenmeye ihtiyacım vardı. Kimsenin numarasını bilmediğim için direkt seni ekleyip konuştum.
Litost: Şu an bende numaran görünmüyor ama?..
Litost: Sana mesaj atmadan önce numaramı gizlemiştim.
Kaan: Sebep?
Litost: Yani, sence sebebi ne olabilir.
Kaan: Tabi ya, numaradan seni bulmamayım diye.
Litost: Hem O sebepten hem de beni hata olarak görme diye. Aramızda yaşananlar küçük anlardı belki ama O anın bendeki değeri kocamandı. Sana güvenmiş, sana ilk öpücüğümü vermiştim. Seni sevmiştim, senin beni sevmediğin ve tanımadığın kadar çok sevmiştim hemde. (Bu mesaj herkes tarafından silindi.) BÖLÜM SONU.
Bölüm hakkındaki görüşleriniz nedir?
Karakterleri ya da hikâyenin bir şekilde işlenmiş olmasını sevdiniz mi?
Şimdilik bu kadar kendinize iyi bakın, mutlu huzurlu ve sağlıcakla kalın. 💜
|
0% |