13. Bölüm ELBISE SEÇİMİ

1 0 0

Bugün günlerden 27 haziran perşembeydi ve ben mesai saatinden erken çıkmıştım. Kıyafet almaya gidecektik.

Bartu arabayla geldi . Umayla bir kaç mağaza gezdik. En sonunda bir elbisede karar kıldım. Daha sonra Umay için bir kaç mağaza gezdik . O da istediğini bulunca yemek yemek için bir yerlere gittik.

Umay : Ay varya çok yoruldum ama güzel şeyler aldık.

Mevsim: Katılıyorum

Bartu: Ya ne demessiniz ula her şeyi ben taşıdım zaten yemek yedikten sonra bende bakıcam kendime bir şeyler...

Mevsim: Ay ben size anlatmayı unuttum.

Bu açılıştan sonraki hafta bize tatil verdiler . Bende rizeyi özledim. Bende gelirim sizinle.

Umay: Ayyy mevsoş babam da seni çok özlemişti gelmek istiyorduda annem hastanede olunca gelemedi.

Umay ve bartunun annesi yani yengem bir süredir kanserle mücadele ediyordu.

Durumu ağırlaşınca hastaneye götürmüşlerdi. Anannem ve Ali dedemde bu yüzden dönmüştü. İşlerle normalde dayım ilgilenirdi ama yengem böyle olunca işler anannem ve Ali dedeme kalmıştı.

Mevsim: Birde bu cafede rizeden birinden çay alacaklarmış.

Umay : Acaba kimden ya?

Diye düşünürken yemekler geldi . Yemekleri yedikten sonra birer bardakta çay içtik ardından hesabi ödeyip kalktık . Bartu buradaki kıyafetleri beğenmediği için başka bir yere gidiyorduk.

Bartu: Siz bekleyin ben arabayı alıp geliyorum .

Mevsim: Peki bartum

Bartuyu bir bankta oturarak bekledik.

Umay: Mevsim abla?

Mevsim: Efendim umayım.

Umay: Bizim enişteyi çok sevdim ben arkasındayım da sen pek yüz vermiyorsun enişteye ... neden ? Kızgın ve kırgın misin ona eski yaşanmışlıklar yüzünden ?...

Mevsim: Aslında kızgın değilim ...

Umay: Ama ...

Mevsim: Ama içinde bir burukluk var yani yok diyemem düşünsene belki karşılaşmasaydik o gün ünlü bir ressam olabilirdim.

Umay: Seni anlıyorum fakat bence olumsuz tarafından bakıyorsun. Tamam diyelim ki siz o gün karşılaşmasınız... Peki lunaparkta o kadar eğlenirmiydin ? Bak Mevsim abla ben seni tanıyorum . Eğer dün lunaparkta o kadar eğlendiysen nedenlerinden biri Sezgin abiydi.

Mevsim: Aslında haklısın geçmiş olmasaydı şuan bir yokluk olurdu.

Peki sen ne yapmamı önerirsin?

Umay : Bence fazla naz yapma hem ne demiş atalarımız FAZLA NAZ AŞIK USANDIRIR .

Tam ona cevap verecektimki Bartu arabayla geldi ve acayip sinirliydi.

Mevsim: İyi misin bartum?

Bartu : He iyiyim Mevsim alacak bir şeyiniz varmı ? Yoksa gidiyorum eve.

Umay : Abi annemden bi haber mi var?

Bartu: Hayır Umay annemle alakalı değil.

Mevsim: O zaman ilerideki alişveriş merkezine sür eve gidincede olayı anlatacaksın ?

Nereden mi anlamıştım bir şey olduğunu? Sinirlenince yüzü kızarırdı ve şuanda da kızarıktı. Biri sabrını fazlasıyla taşırmıştı.

Alışveriş merkezinde indik ve bartuya kiyafet bana ve umaya da ayakkabı baktık daha sonra bir bileklik aldım .

Doğum günüm yaklaşıyordu 14 temmuz ... En son mutlu şekilde kutladığım doğum günüm ise 4 yaşımdı...

2 hafta 2 gün vardı. Ben o hafta burada olamayacaktım ama o gün eve gelecektim çünkü annemle babamın mezarına gidecektim.

Biraz daha gezdikten sonra eve döndük. Babannem yine döktürmüştü. Yemek yedik ardından herkes odalara dağıldı. Umay herzamanki gibi reels izliyordu ,babannem ve dedem dizi izliyordu. Bartu balkona gitmişti . Olayı sormanın tam zamanıydı.

Bartunun yanına gittim . Ve sandalyelerden birine oturdum.

Mevsim: Evet bartucum sonunda yalnız kaldık anlat bakalım ne olduda bu kadar sinirlendin .

Bartu anlatmaya başladı.

~●~●~●~●~●~●~●~●~●~

( Bartu soner)

Bartu : Siz bekleyin ben arabayı alıp geliyorum.

Mevsim: Peki bartum

Kızların yanından ayrıldıktan sonra otoparka doğru yola çıktım . Dengesizin biri arabanın önüne park etmişti . En sinir olduğum şeydi . Bir süre bekledim . Hayır yani arabanın önüne mi çekilir araba ...

Ya yaşlı biri ya da uyuntu bir herif çekmişti . Kuralları net bir şekilde bilmiyordu .

Ve ben yaklaşık olarak 5 dakikadır burada bekliyordum.

Arkamdan bir ses geldi . " Pardon beyefendi arabamın önünde ne işiniz var ? " dedi.

Arkamı döndüm neredeyse benimle yaşıt bir hanımefendi vardı.

Bartu: Araba sizin mi hanımefendi?

"Evet benim bir sorum mu var acaba ? " dedi.

Bartu: Şimdi hanımefendi şöyleki buraya araba böyle çekilmez biliyorsunuz değil mi ? Size ehliyet veren pek öğretememiş belli ki. Ben sizi şikayet etsem çok büyük bir miktar alırlar.

" Pardon da beyefendi acelem olmasa böyle koymazdım arabayı zaten değil mi ? Hem siz nesiniz ? Trafik polisi ya da sivil polis mi ? " dedi .

Fazlasıyla yükselmişti bende dayanamadım ve yükseldim .

" Hanımefendi lütfen arabayı çeker misiniz işimiz gücümüz var ya hani hee bu arada polis değilim. Ayrıca ne olduğum sizi ilgilendirmez ." Dedim.

" Tabi ki beni ilgilendirmez de işte işim gereği merak ederim böyle şeyleri. Neyse arabanın anahtarı üstündeydi ayrıca çocuklara söyleseydiniz çekerlerdi. Burada boşuna dikildiz. "

Nasıl ya anahtar nasıl arabada olabilirdi . Ya buranın sahibi ya da büyük mevkili bir mesleği vardı .

"He birde lütfen önce kızmak yerine park ettiğin yere bak . Engelli yerine park etmişsin . İzi silinmiş biraz ama ...

Bu seferlik yırtarsın cezadan izi tam gözÿkseydi sorundu senin için. "

Bir süre arabanın oraya baktım gerçektende engelli yerine çekmiştim.

Bartu: Pardon Hanımefendi çekebilirmisiniz artık arabayı .

Arabaya doğru gitti . Üzerindeki ceketi çıkardı ve arabadan başka bir ceket giydi .

Kadın POLİSmiş . Anlık bir şokla " Hı " diye bir ses çıktı ağzımdan.

Polis hanim: Evet beyefendi bir dahakine hem engelli yerine park etmemeyi hemde bir kadınla nasıl konuşacağınızı öğrenmeniz gerek . Pardon düzeltiyim POLİS bir kadınla nasıl konuşacağınızı demeliydim . Bu seferlik ceza size değil maalesef buraya çünkü engelli yeri olduğu silinmiş . Ama merak etmeyin bu şekilde yükselirseniz sizde ceza yersiniz aman dikkat " dedi ve arabasını çekti.

Polis hanım: Hadi iyi günler beyefendi .

Arabaya bindim ve kızların yanına sürdüm aslında ona değil kendime kızmıştım gerçekten çok sert çıkmıştım kadına . Aynı şey bizimkilere yapılsa çıldırırdım muhtemelen .

~●~●~●~●~●~●~●~●~●~●~

(Efnan Mevsim den)

Bartu : Böyle işte Mevsim biraz abarttım farkındayım.

Mevsim: Bunun farkında olman güzel . Neyse kahve yapıcam istermisin ?

Bartu : Olur .

Balkondan çıkıp aşağı indim Bartu bazen daha doğrusu annesi kanser olduğundan beri sinirleri artmıştı. Bir ara papatya çayı bile içiyordu .

Kahve yapınca umaya ve babannemlere de götürdüm. Sonra balkona çıkıp bartuyla kahve keyfi yaptık.

Bartu: Şu çocuğu da sevdim .

Mevsim: Hangi çocuk ?

Bartu : Ooo Mevsim sezginden bahsediyorum o çarpışan otomobilde neydi öyle nasıl koştu yanına... neyse kız evi naz evidir . O yüzden naz yap .

Biri naz yap diyor biri naz yapma .

Sezgini sevmeleri beni mutlu etmişti. Sanırım Sezgin sevgili olalım birbirimizi tanıyalım derse kabul ederdim. Ben bunları düşünürken.

Bartunun telefonu çaldı.

Bartu: Alo efendim baba.

Bir süre dinledi.

Bartu; Yanımda

Sanırım beni sormuştu dayım.

Bartu: Al seni istiyor halamın kızı.

Mevsim: Alo dayıcım

Rüzgar dayım : Alo Mevsim yeğenim nasılsın?

Mevsim: İyiyim dayıcım sen nasılsın yengem nasıl daha iyi mi?

Rüzgar dayim; İyiyim Evet biraz daha iyi yengen.

Mevsim: İyi

Rüzgar dayim: 2 hafta sonra geliyormuşsun aldım haberini nasıl gidiyor işler .

Mevsim: Evet dayıcım 2 hafta sonra gelicem . İşler nasıl olsun aynı .

Rüzgar dayım: İyi ... Mevsim?

Mevsim: Efendim dayı

Rüzgar dayım: Sevda teyzen geliyor

Teyzem mi geliyor ?

Mevsim: Gerçekten mi ?

Rüzgar dayim: Evet gerçekten geliyor dönüyor artık almanyadan .

Mevsim: İyi ne güzell özlemiştik .

Rüzgar dayım: Bir şey daha diyeceğim bu ... varya şey ...

Mevsim: Anladım amca eeee... ne olmuş o şeye

Rüzgar dayım: Kafası gitmiş seni hatırlıyor sadece seni istiyor ? Mevsim gelince konuşsan . Bi düzeltsen çocuğu ne biliyim ? Gerçekten çok kötü olmuş siz ayrılalı neredeyse 3 sene oldu ama...

Çocuk çok hastalanmış be yavrum.

Mevsim: Gerçekten mi ?

Rüzgar dayım: He ya bayağı kötü aklı gidiyor ,yemek zor yiyiyormuş , gelince bir bak sadece .

Mevsim : Tamam dayıcım düşünürüm.

Bahsettiği kişi EFEydi eski sevgilim ...anlaşarak ayrılmıştık 3 sene önce . Gayet sağlıklıydı . Rizede bizim mahallede oturuyordu . Çocukken ben kimseyle konuşmazdım yani Bartu ve umaydan başka ... okul zamanları da aynıydı liseye geçince artmıştı bu sayı Tabi... Liseyi Irmak ve haleyle okumuştuk . Onlar sayesinde Güney ve Çağan girmişti hayatıma.

Efeyle uzak mesafe ilişkisini yürütememiştik ve ayrıca beni herkesten ve her şeyden kıskanırdı. Takıntılıydı. En sonunda " Buraya geleceksin yoksa ben yokum demişti " Bende hem Laz inadı vardı hemde annem gibiydim geri adım atmazdım " İyi o zaman efe artık bitti bu çile görüşürüz arama bi daha " farkındayım Aslında anlaşmalı değildi ayrılık ama ...

Zaten bi daha görüşmedik veya konuşmadık.

Rüzgar dayım: Mevsim ?

Mevsim: He görüşürüz dayıcım .

Rüzgar dayım: Görüşürüz

Dedi ve telefonu kapattı. Telefonu bartuya uzattım. Bir süre dışarı izledim.

Bartu: Noldu halamın kızı..

Mevsim: Teyzem yani halan geliyormuş ...

Bartu: Sevda halam mi ?

Mevsim: Hı hı evet

Bartu : Eeee bu güzel bir haber başka ne oldu...

Mevsim: Efeee... rahatsizmiş aklı gidiyor , bazen yemek bile yemiyormuş .

Beni hatirliyormuş ama ayrıldığımızı hatirlamiyormuş .

Bartu: Ve ... Babam dediki buraya gelince bir baksan bi konuşsan belki hatırlar

Vesaire vesaire.

Hafif bir şekilde güldüm .

Mevsim: Tam böyle demesede dedi bir şeyler...

Bartu : Yav ben doktorum bana inanmıyorlar ula o çocuk bilerek yapıyor aaa bak buraya yazıyorum

Dedi ve masayı gösterdi .

Bartu: O çocukta bir şey varsa benim adımda Bartu değil..

Mevsim: Neyse ben yatmaya gidiyorum doktor bardakları götürürsün herhalde

Dedim ve odaya gittim. Babannem ve dedem çoktan uyumustu . Umay desen üçüncü ruyasındaydı .

Yatağa gittim ama uyuyamadım. Bu kadar düşünceyle nasıl uyuyacaktım.

Telefondan instagrama girip çevrim içi kimler var kontrol ettim. Sezgin çevrim içiydi. Ona bakarken bildirim geldi.

Sezgin.göktuğ_mrc

Efnan Mevsim lütfen uyuyunuz yarın işiniz vardır.

Efnan.mevsim_ AB

Var var da uykum yok

Sezgin.göktuğ_mrc

Aşağı gel

Efnan.mevsim _AB

Nasıl yani?

Burada miydi gerçekten ?

Sezgin.göktuğ_mrc

Hadi efnan dondum hırka al yanına.

Aşağı inerken hem kendime hemde ona uyacak bir hırka aldım.

Kapıyı açtım . Gerçekten gelmişti .

Mevsim: Senin burada ne işin var ?

Sezgin: Öyle geçerken uğradım

Mevsim: Al bunu giy üzerine hasta olacaksın .

Dedim ve elimdeki hırkayı ona uzattım.

Sezgin: Teşekkür ederim .

Mevsim: Rica ederim.

Sezgin : Sahile gidelim mi ?

Gözlerimi gözlerine çevirdim .

Mevsim: Bu saatte mi?

Sezgin: Hadi ama saat daha 12 bile değil.

Mevsim: Saat 23.30 canım ve yokluğum anlaşılırsa ne diyeceğim bak istersen şu ileride bakkal var oradan birşeyler alırız sonra da bizim şu ileride gittiğimiz bir yer var oraya gider otururuz.

Sezgin: Tamam bana uyar . Hadi gidelim

Gülümsedim. Önce bakkala sonra da dediğim yere gidip oturduk .

Sezgin: Bugün erken çıkmışsın bir şey mi oldu .

Mevsim: Hayır sadece kıyafet almaya çıktım o kadar ...

Mevsim: Açılışın partisine son 1 hafta kaldı . Nasıl hissediyorsun ?

Sezgin: Senin yanında mı? Senin yanında her zaman mutluyum efnan mevsim.

Eriyorum anlasanaaa!

Mevsim: Ben onu sormamiştim ama ...

Sezgin: Yanakların kızarmış

Dedi sırıtarak.

Mevsim: Üşüdüm ya ondan

Sezgin : Kesin ondan ...