Yeni Üyelik
16.
Bölüm

15. Bölüm INSANLAR KOLAY AFFEDİLİR Mİ?

@aydakihilal

 

 

Sabah erken uyanmadım izin günümdü zaten ... Umay bir ara kaldırmaya gelmişti . Ama kalkmamıştım. Sadece arkadaşlarıma değil kendime de kırılmiştim . Sanırım kendimi açıklayamıyordum. Kalktıktan sonra yemek yedim ve üzerimi değiştirip. En sevdiğim insanların yanına gittim....

 

Anneme ve babama

 

Mevsim: Annem ben geldim efnanın geldi anne ben yapamıyorum herşey zor geliyor be anne kimseye güven veremiyorum . Kaç senelik arkadaşlarım tanıyamamış beni ... anne ben yoruldum ...

 

Babamın mezarının başına geldim bu sefer.

 

Mevsim: Babam efnan kızın geldi ... Bi önce ki gelişimde buruktum ya baba o burukluk yok oldu ... Baba siz olmayınca

güven veremiyorum kimseye sanırım....

Ben bilmiyorum baba insanlar kolay affedilir mi? Ben küçükken affederdim... aynı senin gibi sizin gibi .... ama büyüyünce duygular büyüyor ve çoğalıyor... neşe azalıyor ...

 

Mevsim: Bazı şeyler değişmiyor ama çoğu şey değişiyor..

 

Mevsim: Dün Ferhat amcam sizden bahsetti . Çok mutlu oldum baba senin ve annemin sayesinde adam mutlu olmuş . Duygulandım . Size çok teşekkür etti zaten duymuşsunuzdur amaa...

 

Mezarlıktan ayrıldıktan sonra eve geldim . Balkona çıktım. Bartu ve Umayda oradaydi...

 

Bartu : Halamın kızı daha iyi misin?

 

Mevsim: Bartumm .... insanlar kolay affedilir mi?

 

Bartu: Eğer insan çok sevdiği biri tarafından kırıldıysa en ufak ozur dilemesinde kabul eder ya da biraz zaman geçtikten sonra kabul eder özrünü ama eğer sevmiyorsa ya da tek kalemde silinebilecek biriyse kalp onu istemez onu beynine bırakır . Beyin ne isterse onu kalbe işler...

 

Umay ; Mevsim abla onlar sana kırıldıysa seni çok sevdikleri ve üzülmemen içindir .

 

Mevsim: Eminim öyledir . Ben güvensiz bir insan mıyım?

 

Umay: Sen benim en güvendiğim insansın Mevsim. Eminim pişman olacaklardır. Belki olmuşlardır. Yemek yedin mi senn?

 

Mevsim: Yedim.

 

Bartu; Nereye gittin?

 

Umay ; Abi bu da soru mu?

 

Bartu: Ne biliyim sordum işte ?

 

Mevsim: Annemle babama gittim ...

 

Bir süre düşündüm.

 

Mevsim: Bartu babamda seninle aynı şeyi söylerdi biliyor musun ? Tam aynısını söylemesede böyle derdi.

 

Biraz daha balkonda oturduktan sonra yemek yedik ve bartunun isteği üzerine sahile gittik.

 

Sahildede oturduk . Beni saf sanıyorlardı. Ben bilmiyordum sanki burada onları çağırıp özür diletecekti.

 

Dediğim gibi de oldu hepsi gelip özür diledi . Ama bende ki de kalpti öyle kolay kolay affedemezdi. Biraz sürünsünlerdi ...

 

Mevsim : Arkadaşlar buraya kadar geldiniz ama bendeki de kalp sizden biraz zaman istiyorum zaten pazartesi rizeye gidicem ... eğer kalbim beynimden üstün gelirse affedilirmiş bilin...

 

Dedim ve yine dün akşam ki gibi Yanlarından ayrıldım. Arabaya bindim . Ve sezgini aradım.

 

Sezgin: Alo efnan iyi misin?

 

Mevsim: İyiyim Sezgin nerdesin?

 

Sezgin: Nerde olucam cafedeydim. Ama çıkıcam birazdan malum kimse yok

 

Mevsim: Tamam seni almaya geliyorum

 

Sezgin: Peki...

 

Sezgini almaya gittim . Yaklaşık 2 dakika sonra Sezgin geldi.

 

Sezgin : Efnan?

 

Kocaman bir şekilde sezgine sarıldım.

 

Mevsim: Sezgin siz rizede kimden alacaksınız çayı ?

 

Sezgin: Bilmiyorum ki... niye sordun ?

 

Mevsim: Bizden alsanıza... Hem seni gezdiririm rizede...

 

Şaşırmıştı biraz ...

 

Mevsim: Aslında o gün irmak , hale ve diğerleriyle kavga etmeseydim onları da davet edecektim... işin yoksa eğer gelir misin benimle ?

 

Sezgin: Önce bir şey demem lazım...

 

Mevsim: Buyur söyle...

 

Sezgin: Efnan Mevsim Akbulut benim sevgilim olur musun ?

 

Mevsim: Olurum ... Sezgin sevgilin olurum

 

Bu sefer Sezgin bana sarılmıştı.

 

Sezgin: Yalnız rizeye gidecegimi duyan ablam da gelir söyleyeyim tabi bide uyuntu nişanlısı... abimlerde gelirdi dee çocuklar olunca gelemezler

 

Mevsim: Çok kötü bir amcasin

 

Sezgin; Neden?

 

Mevsin: Çocuklara yengeleri olduğu mu söylemişsin ? Dün yenge yenge diyip durdular.

 

Sezgin bir kahkaha patlattı.

 

Sezgin: Ben öğretmedim. Hep ablamla yengemin işi ...

 

Mevsim: O zaman sen ablana ve ozan abiye haber ver bende ananneme söyleyeyim. Sana en son gıcık olmuştu çay içmedin diye artık içersin orada ...

 

Sezgin : Anlaştık o zaman Sevgilim

 

Sevgilim

 

Mevsim: Yengeleri miyim? gerçekten

 

İkimizde aynanda güldük onu taklit etmiştim o da "enişteleri miyim gerçekten "demişti

 

Sezgin arabadan indi numaramı almıştı daha önceden zaten...

 

~●~●~●~●~●~●~●~●~●~

(Sezgin Göktuğ dan)

 

Sonunda hislerine ve hislerime inanmişti hatta beni rizeye davet etmişti ...

 

Fakat arkadaşlarıyla küs olması beni fazlasıyla üzmustü bir şeyler yapmalıydım zaten aklımda bir şeyler vardı ...

 

Eve gidince ablama haber verdim.

 

Sezgin: Ablaa

Ablam: Efendim sezginnnnn?

 

Sezgin: Abla gel biii ?

 

Ablam : Peki

 

Dedi ve odama geldi.

 

Ablam: Noldu yine?

 

Sezgin: Abla Mevsim bizi rizeye davet etti istersen ozanda gelsin...

 

Ablam: Ozan değil enişteee... ayyy bu süper bir şey işten izin alırsak geliriz...

 

Sezgin: Hemen sor da ona göre kız anannesine haber versin.

 

Ablam : Tamam tamam sorayım ben yazarım ona ...

 

Sezgin: Peki ...

 

Ablam gittikten sonra efnan ve arkadaşları için bir şey planladım...

 

~●~●~●~●~●~●~●~

( Efnan Mevsim den)

 

Sonunda Sezginden haber vardı. Ablası ve eniştesinin de işi olmadığı için kabul etmişlerdi . Ananem ve bartulara haber verdim. Pazartesi gidecektik... cuma da dönecektik... daha doğrusu Sezgin, ben, Beril abla ve ozan abi dönecektik...

 

14 temmuz doğum günüm ....

 

Muhtemelen cuma günü dönmeden önce Rize de kutlayacaktik . Pazar günü ilk işim annem ve babamın yanına gitmekti ardından da babannemlerle kutlardik.

 

Doğum günlerinden hoslanmazdım...

Ama hediyeleri severdim...

 

En eğlenceli doğum günlerim 4 yaşım ve ondan öncekilerdi bi de 18 yaşım....

 

On sekizinci yaş günüm de ....

 

( Bu yerde geçmiş zaman anlatılmaktadır)

 

Bugün 18 yaşıma girecektim bu doğum günümde diğerlerinden farksız olacak diye düşünmüştüm. Fakat öyle olmamıştı arkadaşlarım çok güzel bir şekilde kutlamıştı.

 

Anannem ve Ali Dedem Rizeden gelmişlerdi . Gelirken bartuyu da getirmişlerdi.

 

Güney , Çağan ve bartunun ilk arkadaş olduğu gündü...

 

Herşeyden habersiz annem ve babamın mezarına gitmiştim .. her zaman ki gibi ilk onlarla konuşmuştum daha doğrusu 15 yaşımdan beri ... rizedeyken pek gelemezdim...

 

Yine öyle olmuştu ilk onların yanına gitmiştim. Onların yanından ayrıldıktan sonra bisikletle eve dönecektim ki Hale ve irmakla karşılaştım...

 

Hale ve Irmak bana bir süprizleri oldugunu söylemişlerdi ve beni Turgutreis beldesine göturmuşlerdi.

 

Tabi daha önce de kutlamişlardi doğum günümü fakat ilk defa bu kadar büyüktü... anannem, ali dedem ,babannem, Hasan Dedem ve bartu bile vardı..

 

Bartu tıp fakültesi kazanmıştı...

 

Bartuyla hasret gidermiş ve umayin dedikodusunu yapmıştık. O da sekizinci sınıftı... veterinerlik istiyordu...

 

O gün ailemden sonra en eğlenerek kutladığım doğum günümdü..

 

( Şimdiki zaman )

 

Aklıma bu anı gelince duygulandım . Bu anidan bir sene sonra rizeye tatile gittiğimde.... efeyle tanışmıştım... Ve arkadaşlarım daha şimdi bu kadar zaman geçmesine rağmen onlari bırakacağımı düşünüyorlardı..

 

Bu düşünceleri bir kenara bıraktım ve valizi mi hazırladım.

 

Bu kadar şey içinde güzel olan tek şey sezginle sevgili olmamızdı...

 

Bana iyi geliyordu hemde fazlasıyla , beni anlıyordu . O kadar kargaşaya rağmen üstelememişti konuyu... ama merak ediyordu ... gözlerinden belliydi..

 

Aslında efeyi iyileştirmek benim elimde olan birşey değildi neyim ben doktor falan mı? Bilmeden doktorda olmuştum...

 

Bu şeyi Efe isteseydi cevabım hiç şüphesiz böyle olurdu... ama dayım istemişti ... dayımı kırmadım , kıramazdım...

 

Ayriyeten sevda teyzem gelecekti ...

 

Annemler üç kardeşti.

 

Dayım Rüzgar Soner : En büyük çocuktu ... Ali dedemle birlikte işlerle uğraşıyordu...

 

Annem Aslı Soner: Ortanca çocuktu mühendislik okumuş ama emekli olamadan bu dünyadan göçüp gitmişti...

 

Teyzem Sevda Soner : En küçük çocuktu... Almanyada yoga öğretmeni ve diyetisyen...

 

Babamlar ise iki kardeşti ...

 

Babam Kuzey akbulut : Mühenslik okumuş ama emekli olamadan bu dünyadan göçüp gitmişti aynı annem gibi....

 

Ve 15 yaşında varlığını öğrendigim halam Rüya Akbulut : Bildiğim çok bir şey yoktu ... 34 yaşındaydı şuan ... Müzisyenlik okumuştu ... 18 yaşında ise kimseye haber vermeden kaçıp gitmişti ... Babannemlere göre sevgilisi vardı ...

 

~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~♡~

Evett selamlar bu bölüm önce ki bölümden kısa oldu bunu attığım sırada büyük ihtimalle 14 temmuzu geçmiş olacağız fakat mevsimin doğum gününü de işin içine katmak istedim.

 

Gizli bir hala ... akılda kalan soru işaretleri ...

 

Sizce insanlar kolay affeder mi ?

 

Ya da affedilmeli mi?

 

Siz olsaydınız affeder misiniz?

 

Efnan kendini anlayamadığını düşündüğü için kendini uzaklaştırıyor ve arkadaşlarına kırgın o yüzden barismayi kabul etmedi...

 

Efnanın artık sevgilisi var bu yerde şey çalmalı şuan.

 

( Yasemin kumral - Bim bam bom )

 

Oldu en sonunda oldu bim bam bom

Rüyalarım gerçek oldu bim bam bom

Duyduk duymadık demesin hiç kimse

İşte ilan ediyorum herkese

 

Oh oh oh çok şükür dostlar

Benim de artık bir sevgilim var

Hırsından çatlasın düşmanlar

Şimdi benimde bir sevgilim var

 

...

 

Çatlasın düşmanlardan kastım net bir şekilde Cansu ve efe

 

Bir daha ki bölüm de rizedeyizzzzz

Bu arada rizeli değilim fbjfnfnfjf

 

Görüşmek üzereeeee

Loading...
0%