@ayeozturk
|
Jack Johnson: Şirkette iyi bir pozisyona sahiptir. Genç ruhlu 3 çocuk babası 38 yaşında bir İngiliz'dir. Onu en ilginç kılan şey ise motor sevdasıdır öyle ki işine bile motoruyla gidip gelir. Yaşına rağmen çok çekici ve hoş görünümlü bir adamdır. 30 yaşında Becky ile evlenmiştir. Karısını çok sevmesine rağmen gün geçtikçe ondan soğuduğunu hisseder ve küçük kaçamaklarla hayatına devam eder. Eliza Shilon: 19 Yaşında İsrail'li bir genç kızdır. Hayatta bitmek tükenmek bilmeyen istekleri vardır. Annesi'nin vefatından sonra kendini büyük bir boşlukta hisseden babası alkolik olmuştur. Eliza İsrail'den nefret eder tek amacı avrupaya açılmaktır. Liseyi dil üzerine okur akıcı şekil de de olmasa İngilizce ve Fransızca bilmektedir. İngilizce'sini geliştirmek için İngiltere' ye yerleşmeye karar verir. Becky Johnson: Tüm sosyetenin saydığı ve özendiği kadındır. 40 yaşında kendini işine adamış bir kadındır. Babasının şirketin de Finans Müdürü'dür. Ona göre iş hayatında rekabet başlı başına bir cehennemdir. Jack'i çok sevmektedir fakat birbirlerine kolay kolay zaman ayıramamaktan şikayetçidirler. Evliliklerine heyecan getirmek ister ama bu konuda başarılı olamaz. Jack toplantı bitiminin ardından motoruna atlayarak eve geçmeye hazırlanır fakat eskisi gibi hız limitini aşamadığından içten içe söylenir durur. Bir çılgınlık yapayım derken küçük bir kız çocuğuna çarpmamak için motorunu yan yatırır motor gördüğü zararla kalsın kız çocuğu titreyerek ağlamaya başlar. Bunu görenler polise haber verir. Gerekli işlemler yapıldıktan sonra üstüne birde para cezası kesilir. Yıkıklıkla bir taksiye binip evine döner. Evine geldiğinde çocukları kucağına atlayarak "Baba hoş geldin"der. Yüzünde ki hüzün az da olsa gider. Karısın da teselli bulmak isterken karısını bir telefon görüşmesi yaparken görür ve odasına çekilir. Üzerini çıkartıp rahat bir şeyler giyinir yatağına uzanır kendisine soru sorar "Karım neden bu kadar meşgul? , Neden her geldiğim de kapıyı o açmıyor? , Neden motorumu da alıp onunla seyahat edemiyoruz?" gibi sorularla kafası allak bullak olur. Karısı Becky içeri girerek "Hadi yemek hazır gel artık!" diye bağırır. Jack Becky'nin bu denli bağırmasına belki de ilk defa şahit olmuştur ve üzerinde durulmaması gerektiğini düşünmüştür. Eliza 2+1 olan evlerinde yeni bir sabaha daha uyanmıştır. Normal de bu kadar erken kalmayan Eliza o gün sahile gidip yürümek istemiştir. Kahvaltı yapmak ister fakat buzdolabına baktığında alkol şişelerinden başka bir şey göremez,birşeyler bulurum umuduyla babasının odasına girer geceden kalma olduğu her halinden belli olan babasının cebinden 50 Şekel (İsrail para birimi) alır. Tüm gün evde ayyaş bir babayla kalmaktansa İsrail sokakların da geceye kadar düşüncelerle yürümeyi tercih ederim dedi. Masmavi denize bakarak içinden " ANNELER BU DÜNYADA Kİ EN MERHAMETLİ VARLIKLARDIR." dedi. Annesiyle olan güzel günleri aklına gelerek tebessüm etti. Nasıl bu hale geldiklerini o da anlamıyordu babası da Eliza bir şeyler yapmalıydı bambaşka şeyler bu böyle gidemezdi. Bi kafeye oturup cebinden Samsung telefonunu çıkararak bir araştırmaya koyulur. Yeteneklerini düşünür ve bu yaşta elinde hiçbir yeteneği olmadığını hatırlar ama liseyi dil üzerine bitirmiştir. Yabancı dil ile yapılacak şeylere baktığın da yurt dışında bebek bakıcılığı işini görür bu iş aklına yatar çünkü bebekleri çok seviyordur ve onların bu dünya da ki en güzel varlıklar olduğunu düşünüyodur. B3 seviyesinde İngilizcesi olan Eliza kolları sıvar ve bir şekilde İngiltere'ye gitmenin bir yolunu bulur. Sahil de bi kafe de "İngilizce bilen garson aranıyor" yazısını görünce hemen iş başvurusun da bulunur. Böylelikle bilet parasını çıkaracağını düşünür geriye tek kalan şey İngiltere 'de ikamegah edecek bir muhit bulmaktır. İşe gidip gelirken bir gün babası "Eliza nereye böyle? Her sabah erkenden gidip gece geliyorsun? Ne işler çeviriyorsun sen!" der. Eliza "Baba akşam gelince sana herşeyi anlatacağım". der ve bir hışımla evden çıkar. Yine sıradan ve yorucu bir iş günü geçiren Eliza, yapmak istediklerini babasına nasıl anlatacağını düşünür durur. Eve geldiğin de elin de içki şişesiyle uyumuş babasını görür ve kalbinde sızıyla üzerini çıkarıp yorgunluktan direkt yatağına girmiştir. Sabahın 5'inde babasının kapısını açmasıyla aniden irkilmiştir ve "Ne oluyor baba napıyorsun?" diye sormuştur. Babası " Hani neler yaptığını söyleyecektin kim bilir kaçta geldin eve, ben kaç saatir seni bekledim hangi adamın koynundan çıkıp geldin söyle çabuk!". Diyerek sinirden köpürür. Eliza izin isteyerek " Üstümü değiştiriyorum, güzel bir kahvaltı hazırlayacağım konuşuruz" diye geciktiriyor. En nihayetin de ikisi de sağlam kafayla konuşmaya başlar. Eliza " Baba biliyorum önceden söylemeliydim, ben gidiyorum herşeyi bırakıp İngiltere'ye yerleşeceğim ve bilet parası için sahil de bi kafede garsonluk yapıyorum" der. Babası " Ahahahha küçük aptal seni! O kadar kolay mı o işler hem nereye gidiyorsun ben ne olacağım? Şaka yapıyorsun değil mi? der. Olayın ciddiyetini baştan sona anlatan Eliza babasının "İyi git bana çok ağır geliyordun. Kendi başının çaresine bakmalısın" sözüyle yıkılır. Kendisini internet kafe'de bulur bebek bakıcılığı için ilan verir. Kişisel bilgilerin de " Eliza SHİLON 11.07.1999 doğumluyum Lise mezunuyum B3 İngilizce biliyorum. Dilimi geliştirmek için İngiltere'de çocuk bakıcılığı işi arıyorum." Yazar ve iletişim bilgilerini de ekler. Tek umudu buradan gelcek bir haberdir. Jack monoton bir hayatın kıyısına gelmiştir artık çok bulandığını fark etmiş olsa da elinden hiç bir şey gelemez. Evliliğinde ki heyecanı öldürenin çocukları olduğunu düşünür. Bir akşam yemeğinde eşi Becky' e " Hayatım sence de çocuklarla fazla ilgilenmiyormuyuz? Onlara bir bakıcı bulmalyız böylelikle eve geldiğimizde yere dökülen oyuncakları toplamamış oluruz" der gülerek. Bu fikir Becky'e çok mantıklı gelmiştir. "Bu işi sana bırakıyorum çocuklarımıza çok iyi bir bakıcı bulacağına dair şüphem yok sevgilim" der. Bakıcı işi için çevresinden tanıdık bulamayan Jack internette şansını denemek istemiştir. Gözüne çarpan ilk ilan 19 yaşında dil öğrenmek isteyen bir kız olmuş "Dil öğrenmek isteyen bir kız bunu göze alıyorsa çocuklara da çok dikkatli ilgilenir." düşüncesiyle Eliza ile iletişime geçer. Bir süre mail ile iletişim kuran ikili sonun da her iki tarafa da uygun bir yol seçmişlerdir. Eliza biriktirdiği 4.000 bin Şekel'i de alıp uçağa binmiştir. Yüreğinde ince bir sızı olduğunu hisseder yanına annesi babası olmadan bilmediği bir ülkeye bilmediği bir aileinin yanına gidiyor olması onu fazlasıyla duygusallaştırmıştır. Gatwick havalimanına gelen Eliza Jack'i arayarak "Merhaba bay Jack uçaktan indim sizi benzin istasyonun önünde bekliyorum" der. Birbirlerini görür görmez aralarında bir elektirk oluşur ama Eliza ne amaçla geldiğini unutmayarak kendisini aşmaz. Birbirlerini tanımak adına çeşitli sorular sora sora eve kadar gelirler. Eliza'yı çok yabancılasalar da yavaş yavaş birbirlerini sevmeye başlamışlar. 39. yaşına girecek olan Jack'e güzel bir sürpriz hazırlarlar 19 yaşında ki Eliza elbisesiyle ışıl ışıl parlıyordur bu ışıltının etkisinden Jack kendisini asla alamıyordur ama aklın da Eliza'nın kendisinden 20 yaş küçük olduğu ve önünde çok güzel bir ömür olduğu yatar o gece her ikisi de hiç olmadığı kadar çok içimştir. Erkenden odasına çekilen Becky ve çocuklar uyuyakalmıştır. Eliza ile Jack ortalığı toparlamak için işe koyulurlar. İkili gülücükler içinden ellerindekileri mutfağa götürecekleri an elektirikler kesilir. Jack Eliza'nın pembe dudaklarına dayanamadan yapışır ve eliyle kalçasını sıkar belki de yıllardır böylesine güzel bir heyecan yaşamamış olan Jack sarhoşluğun etkisiyle iyice keninden geçer ve soyunmaya başlar Eliza "Lütfen hayır olmaz!" diyerek mutfağı terk eder. Ertesi gün birbirlerinin yüzüne utançla bakarlar, birbirlerinden sürekli kaçarlar böylelikle 1-2 hafta geçer ama Jack Eliza'dan aldığı o güzel tadı karısı Becky'den alamaz. Becky " Aşkım seni çok özledim seni istiyorum!" der ve kırmızı saten geceliğini giyerek yatak odasına gelir. Jack karısıyla sonunda beraber olacaktır ama o gece içinde Becky'ye karşı hiç bir şey kalmadığını hisseder, sarkmış bir ten, cansız gözler, beyazı çıkan saçlar, sönmüş bir dudak. Ne olmuştu Becky'e böyle diye düşünür. "2-3 hafta önce öpüştüğüm diri kalçalarını sıktığım genç kız kim? Becky kim?" diye geçirmiş içinden ama unutamadığı tek şey yıllarca ona emek vermiş bir kadın ve 3 güzel çocuk bunlarla yetinmesini bilmem gerek demiş kendi kendine. Jack Eliza'yı görmemek için eve sürekli geç gelir olmuş sabahları da çok erken çıkıyorumuş. Eliza bu durumun farkındaymış ama o da Jack'den çok etkilense de bunu yapamayacağını düşünmüş. Bir haftasonu ailecek piknik yapmak için İngiltere'de ki en güzel ormanı seçmişlerdir. Çocuklarla top oynarken topun ileriye kaçtığını gören Eliza topu almak için ormanlığın derinlerine kadar iner bunu fırsat bilen Jack "Ah olamaz! Az daha unutuyordum arabada size özel bir hediyem var. Hemen onu almaya gidiyorum der." Tek amacı Eliza ile tutku dolu anlar yaşamaktır. Doğum günün de yaşadıkları dakikaların daha da ilerisine giden ikili mutlu bir şekilde piknik alanına geri döndüler. Defalarca bu denli yakınlaşmalar yaşamaya başladılar. Eliza başlarda bu işten hoşlanmasa da Jack'i çok yakışıklı ve tutkulu bulmaya devam eder maddi açıdan durumu çok iyi olan bir adam, ruhu hala genç ve sahiplenici üstelik deli gibi aşık bir erkekte olması gerekenlerin hepsi onda toplanmış diye düşünür. Mutfak'ta akşam yemeği için Beck'ye yardım eden Eliza kulağın da bi sıcaklık hisseder ve evet bu Jack'dir. "Becky ve çocuklar bu haftasonu Kent'de ki akrabalarını ziyarete gidiyor ev bize ait" der. Birbirlerinin gözlerine bakıp sinsice gülerek bu haberin mutluluğunu yaşarlar. O gün gelir çatar Eliza tüm ayların yorgunluğunu banyo yaparak atmak ister. Jack geç de olsa içkileri alıp eve gelir Eliza'yı göremeyince endişelenir banyodan şarkı mırıltıları duyunca yüzünde büyük bir sevinç açar. Direkt olarak banyoya girer karşısın da diri vücuduyla olan Eliza'yı görür heyecandan ne yapacağını bilmez bembeyaz dişleriyle gülümsemeye başlar. Tutku dolu anlardan sonra nihayetin de birbirlerinin olurlar hem de hiçbir korku yaşamadan. Bu beraberlikleri 3 gün devamlı süre devam eder taa ki 2 ay sonra Eliza'nın hamile olduğunu öğrenene kadar ikili bu şoku üstlerinden nasıl atacaklarını bilemezler. Eliza bir fikir sunar " Jack sevgilim gidelim, herkesi, herşeyi arkamızda bırakıp gidelim burdan çocuğumla ve seninle yeni bir hayat kuralım". der bu fikri Jack'e çok mantıklı gelmiştir ama o kadar sene onca sene çocuklar bunları silip atmak istemiyordur. Bir yandan da ona gençliğini adamaya hazır Eliza ve karnın da ki çocuk vardır çok ağır bir ikilemde kalan Jack seçimini Eliza'dan yana kullanmıştır. O ona her zaman daha cazip gelmiştir ve birlikte kaçmaya karar verirler. Herkesi herşeyi arkalarında bırakıp Amerika'ya yerleşmek isterler. Motor tutkunu olan Jack ve Eliza gece saatlerin de kendi motoru ile kaçarlar. Havalimanına doğru ilerlerken birden motorun freni boşalır ve önlerinde ki bariyerlere çarparak dururlar. Eliza'nın zayıf bedeni bu acıya dayanamaz ve ambulans gelinceye kadar ölür. Jack sağlam bir yapya sahip olduğu için bu kazadan belden aşşağısı felç olarak çıkar. Olanları duyan Becky koşarak kocasına koşar Eliza ile olanlar ona söylenmez kocasını görmek üzere içeri girer ve büyük bir şokla karşılaşır kocası artık felçtir. Belden aşşağısı tutmayan yarım bir adamdır artık o gençliğinden gülüşünden eser kalmamıştır. Becky camiada yarım kocayla adını duyurmak istemez ve direkt olarak boşanma davası açar çocukların velayetini de kendi üstüne alır. Bunu duyan Jack'in ailesi onu yanına alır ve bir ömür ona bakmakla yükümlü hale gelirler. Jack bir heyecan uğuruna onca kişinin hayatının mahfolduğunu görür bu durumdan iyi bir ders çıkarsa da artık onun için çok geçtir 1-2 yıla kalmaz intihar eder. Bu kurgudan çıkaralacak şey şudur ki sevgili okurlar size emek veren her kimse onu kimseye değişmeyin ha diyeceksiniz heyecan istiyorum veya da sıkıldım sizler de görüyorsunuz ki anlık heyecanlar koskoca ailenin mahfolmasına ve bir genç kızın ölümüyle son bulabiliyor. Demem o ki siz siz olun hayatınızın heyecana bırakayım derken arkanız da herşeyi yarım yamalak bırakmayın... |
0% |