@ayfresia
|
Selam canlar nasılsınız Ben biraz yoğunum annemin sağlık işleri var hâlâ bitmedi,hem de yazılım kursuna gidiyorum. Hadi bölüme geçelim bakalım neler olacak. ************************************ Çiçek, sabah dersine hazırlık yaparken sınıfa girdi. Öğrencilerinin neşeli sesleri koridorları dolduruyordu. Her biri yerlerine oturmuş, dersin başlamasını bekliyordu. Çiçek, öğrencilerinin yüzlerine bakarak gülümsedi. Onların enerjisi ve öğrenme isteği, her gün ona güç veriyordu.Dersin ortasında, Can’ın yüzünde bir tuhaflık fark etti. Çocuk sessizce oturuyor, gözleri ağır ağır kapanıyordu. Çiçek hemen yanına gidip elini Can’ın alnına koydu. Çocuk ateş içindeydi ve nefes alışı hızlanmıştı. “Can, iyi misin?” diye sordu Çiçek endişeyle. Can zorlukla başını salladı, fakat çok halsiz görünüyordu. Çiçek hemen diğer öğrencilerden birine Can’ın yanındaki arkadaşlarını yanına çağırmalarını söyledi. "Biriniz hemen okul hemşiresine haber versin,” dedi Çiçek, sesindeki endişeyi saklayamadan. “Can’ın yardıma ihtiyacı var.”
Hemşire gelene kadar, Çiçek Can’ı rahatlatmaya çalıştı. Diğer öğrenciler de endişeyle arkadaşlarına bakıyordu. Can’ın durumu kötüye gidiyordu ve Çiçek, onun ailesine ulaşması gerektiğini biliyordu.Can'ın ailesinin iletişim bilgilerini düşündü ama aklına ilk gelen kişi, abisi Cihangir oldu. Çiçek, telefonunu çıkardı ve Cihangir’in numarasını çevirdi. Telefonda birkaç kez çaldıktan sonra Cihangir’in sesi duyuldu. “Çiçek? Hayırdır, bir şey mi oldu?” dedi Cihangir, sesi endişeliydi. “Cihangir, Can okulda çok hasta. Onu hemen hastaneye götürmemiz gerekiyor,” dedi Çiçek hızlıca. “Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Hemşire yolda ama durumu kötü görünüyor.” Cihangir’in sesi aniden ciddileşti. “Hemen geliyorum. Onu gözünün önünden ayırma. Birkaç dakika içinde oradayım.” Çiçek, telefonu kapattıktan sonra Can’ın yanına döndü. “Can, abine haber verdim. Birazdan burada olacak. Dayan, tamam mı?” Hemşire odaya girdiğinde, Can’ı hemen muayene etti. “Bu çocuk hastaneye gitmeli,” dedi hemşire, yüzünde ciddi bir ifade. “Durumu ciddi olabilir.” Cihangir, okulun kapısından hızla içeri girdi. Çiçek’i ve Can’ı gördüğünde, hemen yanlarına koştu. “Can, nasılsın küçük adam?” dedi, kardeşinin elini tutarak. Can zayıf bir şekilde gülümsedi. “Abi… çok kötü hissediyorum.” Cihangir, hemşireye baktı. “Hemen hastaneye gitmeliyiz. Çiçek, bize yardım edebilir misin?” “Tabii ki,” dedi Çiçek, hiç tereddüt etmeden. “Arabam dışarıda, hemen gidebiliriz.”
Çiçek, Cihangir ve Can, hızla okulu terk edip Çiçek’in arabasına bindiler. Yol boyunca Cihangir, kardeşini sakinleştirmeye çalıştı, Çiçek ise hızla hastaneye doğru sürüyordu. İçinde derin bir endişe vardı ama aynı zamanda, Cihangir ve Can için bir şeyler yapabilmek ona güç veriyordu. Hastaneye vardıklarında, Can hemen acil servise alındı. Doktorlar ve hemşireler etrafında koştururken, Çiçek ve Cihangir bekleme salonunda endişeyle oturdular. Cihangir, Çiçek’e minnetle baktı. “Sana çok teşekkür ederim, Çiçek. Gerçekten. Sensiz ne yapardık bilmiyorum.” Çiçek, Cihangir’in elini sıkarak ona destek verdi. “Her zaman buradayım, Cihangir. Senin ve Can’ın yanındayım.” O an, çocukluk arkadaşlarının birbirlerine duydukları güven ve sevgi, yıllar sonra yeniden canlanmıştı. Çiçek, Cihangir’in yanında otururken, geçmişin yaraları yavaş yavaş iyileşmeye başlıyordu. Belki de kader, onları tekrar bir araya getirerek bu yaraları tamamen kapatmalarına yardımcı olacaktı.
********************************** Bölüm nasıldı? Biliyorum bölümler kısa ama ilerleyen zamanlarda uzayacak. Diğer bölümde neler olacak? Beğeni ve yorum yapmayı unutmayın lütfen 🤍 |
0% |